Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Lahika Analizi 20: Kastamonu Lahikasi 2.Mektup
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kenz-i mahfi" data-source="post: 352750" data-attributes="member: 1024011"><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Değişen ve dönüşen şu zamanda istikrar bulmak çok zor. Hatta fert kendi başına bulma mümkün olsaydı Allah yüz senede bir müceddit göndermezdi. Çünkü siz de hak vereceksiniz ki geçmiş zamanda ne kadar doğrularımız vardı, bugün değişmiş, bugün yanlış olmuş. Bugünkü doğrularımız yarın ne olacak bilmiyoruz. Öyle ise öyle bir ölçü lazım ki bugün doğru olan yarın da doğru olsun. Değişen ve dönüşen cemiyette bulunan insan doğru metodu olmazsa doğru sebeplerle yani yanlış metotlarla doğruya varamazsınız. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Boş bir elle çocuğu kandıran bir anne, yanlış bir metodla doğruya varamaz. Gel sana bir şey vereceğim diyor, ama elinde bir şey yok. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Değişen ve dönüşen dünyada inkıtaa uğrayacak yani kuvve-i maneviyenin çıkmasına sebep olacak, maksuda ulaştıracak sağlam esaslara sahip istikametli ve istikamet veren eserlere çok ihtiyacı olduğunu zaman gösteriyor. Zaman şahıs zamanı değildir. Ne kadar dâhi dahi olsa, bir insan tek başına küfür zulmetine karşı koyamaz. Zamanın ilcaatından ve gelişen hadiselerle anlaşılıyor ki şahıs istikamet bulması zordur, mümkün değildir.</span></strong></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">“zaman cemaat zamanıdır” ferdiyet zamanı değildir. Hadiseler bunu ispat etmiyor mu? Kör mü olmak lazım. Fert ne kadar dahi olsa bile tek başına istikamet bulamaz. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">İstikamette gidebilen bir tek kişi vardır. Peygamberimiz (ASM)… </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Sünnet-i Seniyeye, Allah’ın kitabına sarılın deniliyor, “Hasan’a sarılın” denilmiyor. Eğer buna kulak tıkayıp şahısları ölçü yaparsak inkısar-ı hayale uğramak kaçınılmaz olacaktır. Şahıslar ne zaman öne çıkmışsa aksi maksadımızla tokat yemişizdir. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Gelişen hadiseler Bediüzzamanı teyid ediyor ki, şahıs zamanı değil, zaman cemaat zamanıdır. Şahıs ne kadar dahi hatta fazıl dahi olsa ehl-i dalaletin şahs-ı manevilerine karşı dayanamaz. Hem kendi zarar eder, hem islamiyete ve Müslümanlara kabil-itamir olamayacak rahneler açar ve açtırır ve Müslümanların manevi kuvvetlerinin tahrip olmasına vesile olur. Bu olmamak için Cenab-ı Hak her 100 senede bir müceddit gönderiyor.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">“Baki bir hakikat, fani şahıslar üzerine bina edilmez. Edilse hakikata zulümdür” İslamiyet’te şahıslar ancak birer aynadır. Hakikat güneşini göstermeye vesile olur. Zaten hoca ve alimlere, babaya duyulan saygıdan daha büyük saygı vardır. Bu yeterlidir. Onu bundan fazla yüceltmeye gerek yoktur. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Alimin mürekkebi, şehidin kanından mübecceldir. Çünkü o şehit olan kişiye bu imanı kazandıran yine alimin irşadı ve yetiştirmesidir. Sebep olan işlemiş gibidir kaidesiyle şehidin sevabı hocasına ve alimine gider. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Müslüman başkadır, İslamiyet başkadır. Müslüman hata yapar, İslamiyet hata yapmaz. İslamiyet, insan değildir, Müslüman insandır. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">İnsan hatadan hali değildir, hata yapar.</span></strong></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">“Her cihetle kemalde ve devamda bulunan bir vazife, çürümeye ve çürütülmeye maruz ve müstela şahıslarla bağlanmaz, bağlansa vazifeye ehemmiyetli zarardır.”</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">Üstad diyor ki: “Benim vefatım, hayatımdan daha çok hizmet edecek” Çünkü üstad vefat etmesiyle, emsalleri olan alimler ona haset edemeyecekler.</span></strong></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: #2F4F4F">“Risale-i Nur'un tezahürü, yalnız tercümanının fikriyle, veyahut onun ihtiyac-ı manevi lisanıyla Kur'ân dan gelmiş. Yalnız o tercümanın istidadına bakan feyizler değil, belki o tercümanın muhatapları ve ders-i Kur'ân da arkadaşları olan halis ve metin ve sadık zatların o feyizleri ruhen istemeleri ve kabul ve tasdik ve tatbik etmeleri gibi çok cihetlerle, o tercümanın istidadından çok ziyade o Nurların zuhuruna medar oldukları gibi, Risale-i Nur'un ve şakirtlerinin şahs-ı manevisinin hakikatini onlar teşkil ediyorlar. Tercümanının da içinde bir hissesi var. Eğer ihlassızlıkla bozmazsa, bir tekaddüm şerefi bulunabilir.” </span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kenz-i mahfi, post: 352750, member: 1024011"] [SIZE=4][B][COLOR="#2F4F4F"]Değişen ve dönüşen şu zamanda istikrar bulmak çok zor. Hatta fert kendi başına bulma mümkün olsaydı Allah yüz senede bir müceddit göndermezdi. Çünkü siz de hak vereceksiniz ki geçmiş zamanda ne kadar doğrularımız vardı, bugün değişmiş, bugün yanlış olmuş. Bugünkü doğrularımız yarın ne olacak bilmiyoruz. Öyle ise öyle bir ölçü lazım ki bugün doğru olan yarın da doğru olsun. Değişen ve dönüşen cemiyette bulunan insan doğru metodu olmazsa doğru sebeplerle yani yanlış metotlarla doğruya varamazsınız. Boş bir elle çocuğu kandıran bir anne, yanlış bir metodla doğruya varamaz. Gel sana bir şey vereceğim diyor, ama elinde bir şey yok. Değişen ve dönüşen dünyada inkıtaa uğrayacak yani kuvve-i maneviyenin çıkmasına sebep olacak, maksuda ulaştıracak sağlam esaslara sahip istikametli ve istikamet veren eserlere çok ihtiyacı olduğunu zaman gösteriyor. Zaman şahıs zamanı değildir. Ne kadar dâhi dahi olsa, bir insan tek başına küfür zulmetine karşı koyamaz. Zamanın ilcaatından ve gelişen hadiselerle anlaşılıyor ki şahıs istikamet bulması zordur, mümkün değildir. “zaman cemaat zamanıdır” ferdiyet zamanı değildir. Hadiseler bunu ispat etmiyor mu? Kör mü olmak lazım. Fert ne kadar dahi olsa bile tek başına istikamet bulamaz. İstikamette gidebilen bir tek kişi vardır. Peygamberimiz (ASM)… Sünnet-i Seniyeye, Allah’ın kitabına sarılın deniliyor, “Hasan’a sarılın” denilmiyor. Eğer buna kulak tıkayıp şahısları ölçü yaparsak inkısar-ı hayale uğramak kaçınılmaz olacaktır. Şahıslar ne zaman öne çıkmışsa aksi maksadımızla tokat yemişizdir. Gelişen hadiseler Bediüzzamanı teyid ediyor ki, şahıs zamanı değil, zaman cemaat zamanıdır. Şahıs ne kadar dahi hatta fazıl dahi olsa ehl-i dalaletin şahs-ı manevilerine karşı dayanamaz. Hem kendi zarar eder, hem islamiyete ve Müslümanlara kabil-itamir olamayacak rahneler açar ve açtırır ve Müslümanların manevi kuvvetlerinin tahrip olmasına vesile olur. Bu olmamak için Cenab-ı Hak her 100 senede bir müceddit gönderiyor. “Baki bir hakikat, fani şahıslar üzerine bina edilmez. Edilse hakikata zulümdür” İslamiyet’te şahıslar ancak birer aynadır. Hakikat güneşini göstermeye vesile olur. Zaten hoca ve alimlere, babaya duyulan saygıdan daha büyük saygı vardır. Bu yeterlidir. Onu bundan fazla yüceltmeye gerek yoktur. Alimin mürekkebi, şehidin kanından mübecceldir. Çünkü o şehit olan kişiye bu imanı kazandıran yine alimin irşadı ve yetiştirmesidir. Sebep olan işlemiş gibidir kaidesiyle şehidin sevabı hocasına ve alimine gider. Müslüman başkadır, İslamiyet başkadır. Müslüman hata yapar, İslamiyet hata yapmaz. İslamiyet, insan değildir, Müslüman insandır. İnsan hatadan hali değildir, hata yapar. “Her cihetle kemalde ve devamda bulunan bir vazife, çürümeye ve çürütülmeye maruz ve müstela şahıslarla bağlanmaz, bağlansa vazifeye ehemmiyetli zarardır.” Üstad diyor ki: “Benim vefatım, hayatımdan daha çok hizmet edecek” Çünkü üstad vefat etmesiyle, emsalleri olan alimler ona haset edemeyecekler. “Risale-i Nur'un tezahürü, yalnız tercümanının fikriyle, veyahut onun ihtiyac-ı manevi lisanıyla Kur'ân dan gelmiş. Yalnız o tercümanın istidadına bakan feyizler değil, belki o tercümanın muhatapları ve ders-i Kur'ân da arkadaşları olan halis ve metin ve sadık zatların o feyizleri ruhen istemeleri ve kabul ve tasdik ve tatbik etmeleri gibi çok cihetlerle, o tercümanın istidadından çok ziyade o Nurların zuhuruna medar oldukları gibi, Risale-i Nur'un ve şakirtlerinin şahs-ı manevisinin hakikatini onlar teşkil ediyorlar. Tercümanının da içinde bir hissesi var. Eğer ihlassızlıkla bozmazsa, bir tekaddüm şerefi bulunabilir.” [/COLOR][/B][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Lahika Analizi 20: Kastamonu Lahikasi 2.Mektup
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst