Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Kelime Analizi
Kelime Analizi 121: Mücazefe
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kenz-i mahfi" data-source="post: 478833" data-attributes="member: 1024011"><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Risale-i Nur Külliyatı'nda "mücazefe" kelimesi Sözler'de 4 defa ve üstadın eski eseri olan Muhakemat'ta 4 defa ve Sünuhat'ta 2 defa olmak üzere toplam 10 defa tekrar edilmiştir. Külliyatta az geçmesine rağmen çok mühim hakikatleri ihtiva eden cümleler teşkil etmektedir. Bunlara misal; </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Sözlerde geçen cümleler: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">"Mesail-i imaniyeden bir kısmın netaici, şu mukayyed ve dar aleme bakar. Diğer bir kısmı, geniş ve mutlak olan alem-i ahirete bakar. Amellerin fazilet ve sevabına dair ehadis-i şerifenin bir kısmı tergib ve terhibe münasib bir tesir vermek için belagatlı bir üslubda geldiğinden, dikkatsiz insanlar onları mübalağalı zannetmişler. Halbuki bütün onlar ayn-ı hak ve mahz-ı hakikat olduklarından mücazefe ve mübalağa, içlerinde yoktur." (Sözler, 345)</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">"Hem mesela: İnsafsız ehl-i ilhadın mübalağa zannettikleri hatta muhal bir mübalağa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de, amellerin sevabına dair ve bazı surelerin faziletleri hakkında gelen rivayetlerdir." (Sözler, 346)</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">İnsanın fıtratında mübalağa ile mücazefe meyli fazla olduğundan dolayı Muhakematta bu mesele hakkında Yedinci Mesele'de geniş izah vardır. Muhakematta insandaki mübalağa ve mücazefe meylinin ne kadar yanlış yerlere götürdüğüne dair bir bahis vardır. Muhakematta geçen 4 mücazefe kelimesi de bu bahsin içerisindedir. Bahis şöyledir:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">"Mübalağa ihtilalcidir. Şöyle ki: Beşerin seciyelerindendir, telezzüz ettiği şeyde meyl-üt tezeyyüd ve vasfettiği şeyde meyl-ü mücazefe ve hikaye ettiği şeyde meyl-ül mübalağa ile, hayali hakikata karıştırmaktır. Bu seciye-i seyyie ile iyilik etmek, fenalık etmek demektir. Bilmediği halde tezyidinden noksan, ıslahından fesad, medhinden zemm, tahsininden kubh tevellüd eder. Zira müvazenet ve tenasübden naşi olan hüsnü, "min haysü la yeş'ur" ihlal eder.Nasıl ki bir ilacı istihsan edip izdiyad etmek, devayı da'e inkılab etmektir. Öyle de hiçbir vakit hak ona muhtaç olmayan mübalağalı tergib ve terhib ile, gıybeti katle müsavi veya ayakta bevletmek zina derecesinde göstermek veya bir dirhemi tasadduk etmek hacca mukabil tutmak gibi müvazenesiz sözler, katl ve zinayı tahfif ve haccın kıymetini tenzil ediyorlar.Bu sırra binaen: Vaiz hem hakim, hem muhakemeli olmalıdır. Evet müvazenesiz vaizler, çok hakaik-i neyyire-i diniyenin husufuna sebep olmuşlardır. Mesela:İnşikak-ı Kamer olan mu'cize-i mütevatire-i bahireyi, meyl-ü mücazefe ile, arza nüzul ile peygamberin cebine girip çıkmış olan ilave, o güneş-misal mu'cizeyi Süha yıldızı gibi mahfi ve kamer-misal olan bürhan-ı nübüvveti münhasif ettiği gibi münkirlerinin bahanelerine kapılar açtı. Hasıl-ı kelam: Her muhibb-i dine ve aşık-ı hakikata lazımdır. Her şeyin kıymetine kanaat etmek ve mücazefe ve tecavüz etmemektir. Zira mücazefe kudrete iftiradır ve "Daire-i imkânda daha ahsen yoktur" olan sözü, İmam-ı Gazali'ye dediren hilkatteki kemal ve hüsne adem-i kanaattır ve istihfaf demektir." </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Kainatta olan her şey en güzel şekilde yaratılmıştır. Bundan daha güzeli düşünülemez. Fakat insandaki mübalağa ve mücazefe meyli yüzünden sanki daha iyisi ve güzeli olabilirmiş gibi düşünmektedir. Mesela "Allah daha büyüğünü, daha mükemmelini yaratır" diyebilmektedir. Evet doğrudur, Allah istediği şeyi yaratabilir, mesela ağaçların veya hayvanların boylarını yüzlerce metre yapabilirdi. Fakat güzellik ve hüsün ve kemalat sadece boyda ve büyüklükte olmadığı için bir sineği, fil kadar sanatlı yaratmıştır. Karıncanın kafasını mükemmel olarak tanzim etmiştir. Demek ki bir şeyin küçük ve hakir olması sanatsız ve basit olduğu manasına gelmemektedir. Demek ki daha güzeli ve mükemmeli imkan dairesinde yoktur. Mesela insanın şu hal-i hazırdaki şekli en güzel olanıdır. Burun biraz büyük olduğu vakit sureti çirkin gösterdiği malumdur. Öyle ise yaratılan bir burunun büyüklüğü dahi imkan dairesinin en mükemmel vaziyetindedir. İnsan için daha farklı ve daha güzel bir şekil imkan dairesinde yoktur. Allah (CC) insana en güzel ve en hikmetli olanı vermiştir. Ağaçlar, çiçekler, dağlar, denizler, bütün mevcudat en güzel şekliyle tanzim edilmiştir. Allah (CC) her şeye en güzelini takdir etmiştir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Risalelerde "mücazefe" kelimesinin geçtiği hemen bütün yerlerde mübalağa kelimesi de geçmektedir. Yukarıda dediğimiz gibi mübalağa bir şeyi eksik veya fazla göstermek olduğu halde mücazefe ise bir şeyin sadece iyi yönünü göstermektir. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kenz-i mahfi, post: 478833, member: 1024011"] [SIZE=4][FONT=Palatino Linotype]Risale-i Nur Külliyatı'nda "mücazefe" kelimesi Sözler'de 4 defa ve üstadın eski eseri olan Muhakemat'ta 4 defa ve Sünuhat'ta 2 defa olmak üzere toplam 10 defa tekrar edilmiştir. Külliyatta az geçmesine rağmen çok mühim hakikatleri ihtiva eden cümleler teşkil etmektedir. Bunlara misal; Sözlerde geçen cümleler: "Mesail-i imaniyeden bir kısmın netaici, şu mukayyed ve dar aleme bakar. Diğer bir kısmı, geniş ve mutlak olan alem-i ahirete bakar. Amellerin fazilet ve sevabına dair ehadis-i şerifenin bir kısmı tergib ve terhibe münasib bir tesir vermek için belagatlı bir üslubda geldiğinden, dikkatsiz insanlar onları mübalağalı zannetmişler. Halbuki bütün onlar ayn-ı hak ve mahz-ı hakikat olduklarından mücazefe ve mübalağa, içlerinde yoktur." (Sözler, 345) "Hem mesela: İnsafsız ehl-i ilhadın mübalağa zannettikleri hatta muhal bir mübalağa ve mücazefe tevehhüm ettikleri biri de, amellerin sevabına dair ve bazı surelerin faziletleri hakkında gelen rivayetlerdir." (Sözler, 346) İnsanın fıtratında mübalağa ile mücazefe meyli fazla olduğundan dolayı Muhakematta bu mesele hakkında Yedinci Mesele'de geniş izah vardır. Muhakematta insandaki mübalağa ve mücazefe meylinin ne kadar yanlış yerlere götürdüğüne dair bir bahis vardır. Muhakematta geçen 4 mücazefe kelimesi de bu bahsin içerisindedir. Bahis şöyledir: "Mübalağa ihtilalcidir. Şöyle ki: Beşerin seciyelerindendir, telezzüz ettiği şeyde meyl-üt tezeyyüd ve vasfettiği şeyde meyl-ü mücazefe ve hikaye ettiği şeyde meyl-ül mübalağa ile, hayali hakikata karıştırmaktır. Bu seciye-i seyyie ile iyilik etmek, fenalık etmek demektir. Bilmediği halde tezyidinden noksan, ıslahından fesad, medhinden zemm, tahsininden kubh tevellüd eder. Zira müvazenet ve tenasübden naşi olan hüsnü, "min haysü la yeş'ur" ihlal eder.Nasıl ki bir ilacı istihsan edip izdiyad etmek, devayı da'e inkılab etmektir. Öyle de hiçbir vakit hak ona muhtaç olmayan mübalağalı tergib ve terhib ile, gıybeti katle müsavi veya ayakta bevletmek zina derecesinde göstermek veya bir dirhemi tasadduk etmek hacca mukabil tutmak gibi müvazenesiz sözler, katl ve zinayı tahfif ve haccın kıymetini tenzil ediyorlar.Bu sırra binaen: Vaiz hem hakim, hem muhakemeli olmalıdır. Evet müvazenesiz vaizler, çok hakaik-i neyyire-i diniyenin husufuna sebep olmuşlardır. Mesela:İnşikak-ı Kamer olan mu'cize-i mütevatire-i bahireyi, meyl-ü mücazefe ile, arza nüzul ile peygamberin cebine girip çıkmış olan ilave, o güneş-misal mu'cizeyi Süha yıldızı gibi mahfi ve kamer-misal olan bürhan-ı nübüvveti münhasif ettiği gibi münkirlerinin bahanelerine kapılar açtı. Hasıl-ı kelam: Her muhibb-i dine ve aşık-ı hakikata lazımdır. Her şeyin kıymetine kanaat etmek ve mücazefe ve tecavüz etmemektir. Zira mücazefe kudrete iftiradır ve "Daire-i imkânda daha ahsen yoktur" olan sözü, İmam-ı Gazali'ye dediren hilkatteki kemal ve hüsne adem-i kanaattır ve istihfaf demektir." Kainatta olan her şey en güzel şekilde yaratılmıştır. Bundan daha güzeli düşünülemez. Fakat insandaki mübalağa ve mücazefe meyli yüzünden sanki daha iyisi ve güzeli olabilirmiş gibi düşünmektedir. Mesela "Allah daha büyüğünü, daha mükemmelini yaratır" diyebilmektedir. Evet doğrudur, Allah istediği şeyi yaratabilir, mesela ağaçların veya hayvanların boylarını yüzlerce metre yapabilirdi. Fakat güzellik ve hüsün ve kemalat sadece boyda ve büyüklükte olmadığı için bir sineği, fil kadar sanatlı yaratmıştır. Karıncanın kafasını mükemmel olarak tanzim etmiştir. Demek ki bir şeyin küçük ve hakir olması sanatsız ve basit olduğu manasına gelmemektedir. Demek ki daha güzeli ve mükemmeli imkan dairesinde yoktur. Mesela insanın şu hal-i hazırdaki şekli en güzel olanıdır. Burun biraz büyük olduğu vakit sureti çirkin gösterdiği malumdur. Öyle ise yaratılan bir burunun büyüklüğü dahi imkan dairesinin en mükemmel vaziyetindedir. İnsan için daha farklı ve daha güzel bir şekil imkan dairesinde yoktur. Allah (CC) insana en güzel ve en hikmetli olanı vermiştir. Ağaçlar, çiçekler, dağlar, denizler, bütün mevcudat en güzel şekliyle tanzim edilmiştir. Allah (CC) her şeye en güzelini takdir etmiştir. Risalelerde "mücazefe" kelimesinin geçtiği hemen bütün yerlerde mübalağa kelimesi de geçmektedir. Yukarıda dediğimiz gibi mübalağa bir şeyi eksik veya fazla göstermek olduğu halde mücazefe ise bir şeyin sadece iyi yönünü göstermektir. [/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Kelime Analizi
Kelime Analizi 121: Mücazefe
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst