Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Kalbe Gelen Kötü Hatıralar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="topraktoprak" data-source="post: 263151" data-attributes="member: 11795"><p><strong>Cevap: Kalb"e Gelen Kötü Hatıralar</strong></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Bu kısmı lem'alardan 13. lem'a nın 6. işareti çok güzel izah ediyor şöyle ki :</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong>Şeytanın en tehlikeli bir desisesi şudur ki: Bazı hassas ve sâfi-kalb insanlara, tahayyül-ü küfrîyi tasdik-i küfürle iltibas ettiriyor. Tasavvur-u dalâleti, dalâletin tasdiki suretinde gösteriyor. Ve mukaddes zatlar ve münezzeh şeyler hakkında gayet çirkin hatıraları hayaline gösteriyor. Ve imkân-ı zâtîyi imkân-ı aklî şeklinde gösterip, imandaki yakînine münâfi bir şek tarzını veriyor. Ve o vakit o biçare hassas adam, kendini dalâlet ve küfür içine düştüğünü tevehhüm edip imandaki yakîninin zâil olduğunu zanneder, ye'se düşer, o yeisle şeytana maskara olur. Şeytan hem ye'sini, hem o zayıf damarını, hem o iltibasını çok işlettirir; ya divane olur, yahut "Her-çibâd-âbâd" der, dalâlete gider</p><p></p><p><strong>Şeytanın bu desisesinin mahiyeti ne kadar esassız olduğunu, bazı risalelerde beyan ettiğimiz gibi, burada icmâlen bahsedeceğiz. Şöyle ki:</strong></p><p></p><p></p><p>Nasıl ki aynada yılanın sureti ısırmaz ve ateşin misali yandırmaz ve murdarın aksi telvis etmez. Öyle de, hayal veya fikir aynasında küfriyâtın ve şirkin akisleri ve dalâletin gölgeleri ve şetimli çirkin sözlerin hayalleri itikadı bozmaz, imanı tağyir etmez, hürmetli edebi kırmaz. Çünkü meşhur kaidedir ki, "Tahayyül-ü şetim şetim olmadığı gibi, tahayyül-ü küfür dahi küfür değil ve tasavvur-u dalâlet de dalâlet değil." </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">İmandaki şek meselesi ise, imkân-ı zâtîden gelen ihtimaller, o yakîne münâfi değil ve o yakîni bozmaz. </span></span>İlm-i usul-i dinde kavâid-i mukarreredendir ki, <img src="http://www.risaleinurenstitusu.com/tr/kulliyat/images/books/lema/b567.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> Meselâ, Barla Denizi su olarak yerinde bulunduğuna yakînimiz var. Halbuki, zâtında mümkündür ki, o deniz, bu dakikada batmış olsun. Ve batması mümkinattandır. Bu imkân-ı zâtî, madem bir emâreden neş'et etmiyor; zihnî bir imkân olamaz ki, şek olsun. Çünkü, yine ilm-i usul-i dinde bir kaide-i mukarreredir ki, <img src="http://www.risaleinurenstitusu.com/tr/kulliyat/images/books/lema/b568.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> Yani, "<span style="font-size: 12px"><span style="color: red">Bir emâreden gelmeyen bir ihtimal-i zâtî ise, bir imkân-ı zihnî olmaz ki şüphe verip ehemmiyeti olsun</span></span>." </p><p>İşte bu desise-i şeytaniyeye mâruz olan biçare adam, <span style="color: red"><strong>hakaik-i imaniyeye yakînini böyle zâtî imkânlarla kaybediyor zanneder. </strong></span>Meselâ, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında, beşeriyet itibarıyla çok imkân-ı zâtiye hatırına geliyor ki, imanın cezim ve yakînine zarar vermez. Fakat o zarar verdi zanneder, zarara düşer. </p><p></p><p></p><p></p><p><span style="color: #2f4f4f"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #2f4f4f"><span style="font-size: 12px"></span></span><span style="color: #696969"><span style="font-size: 12px"><strong><u>imkani zati ihtimaller yakine zarar vermez</u></strong> : mesela şöyle bir örnek aklıma geldi inşallah yanlış olmaz ;</span></span></p><p><span style="color: #696969"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #696969"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #696969"><span style="font-size: 12px">imkani zati , Zatında mümkün olan yani kendisinden südur etme ihtimali var olan olan şeylerdir ki kesinlikle olmaz , muhaldir diyemiyoruz . mesela bir beşer mümkündür ki yalan söylesin . Yani insanın zatında , mahiyetinde yalan söyliyebilme gibi bir ihtimali var , insan asla yalan söyleyemez diyemiyoruz yani zatında mümkündür. İşte '' insanın yalan söyleyebilme ihtimali '' ni şeytan nefsin kulağına üfler ve derki madem böyle bir ihtimal var yani <strong>zatında mümkün</strong> ve madem Hz. Muhammed ( a.s.m ) da bir insandır , beşerdir öyle ise onun içinde bu ihtimal geçerli , neden olmasın ? der </span></span></p><p><span style="color: #696969"><span style="font-size: 12px">'' Halbuki Üstad diyor ki ''<strong><u> "Bir emâreden gelmeyen bir ihtimal-i zâtî ise, bir imkân-ı zihnî olmaz ki şüphe verip ehemmiyeti olsun</u></strong>." Peki şeytan bu ihtimali bir emareden dolayımı ortaya atıyor yoksa sırf zatında mümkün diyip susuyor mu buna dikkat lazım ... </span></span></p><p><span style="color: #696969"><span style="font-size: 12px">Mesela şeytan '' işte Hz. Muhammed ( a.s.m) ' ın şu sözü yalandır , şu haberi yalandır diye bir emare ile mi bu ihtimali zihne getiriyor yoksa sadece insanların yalan söyleyebileceği ve dolayısıyla efendimizin de bir insan olmasından dolayı belki oda söylemiştir imkansız değildir şeklinde bir vesvese mi veriyor. Halbuki siyer-i nebevi den okuyoruz ki O' nun 24 saatini pür dikkatle takip eden sahabiler ve hanımları bir tane dahi ağzından yalan haber duymamışlar hatta davasını çürütmek için her halini dikkatle gözetleyen müşrikler bile ona böyle bir isnadda bulunmuyor , bulunamıyor eğer bulunsa idi derhal bunu yayacaklardı ki davasını çürütebilsinler . İşte şeytan ancak bir emareye , delile dayanmadan ancak zati ihtimalleri vehme atabilir . Yoksa bir emare getiremez ...</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="topraktoprak, post: 263151, member: 11795"] [b]Cevap: Kalb"e Gelen Kötü Hatıralar[/b] [B]Bu kısmı lem'alardan 13. lem'a nın 6. işareti çok güzel izah ediyor şöyle ki : [/B]Şeytanın en tehlikeli bir desisesi şudur ki: Bazı hassas ve sâfi-kalb insanlara, tahayyül-ü küfrîyi tasdik-i küfürle iltibas ettiriyor. Tasavvur-u dalâleti, dalâletin tasdiki suretinde gösteriyor. Ve mukaddes zatlar ve münezzeh şeyler hakkında gayet çirkin hatıraları hayaline gösteriyor. Ve imkân-ı zâtîyi imkân-ı aklî şeklinde gösterip, imandaki yakînine münâfi bir şek tarzını veriyor. Ve o vakit o biçare hassas adam, kendini dalâlet ve küfür içine düştüğünü tevehhüm edip imandaki yakîninin zâil olduğunu zanneder, ye'se düşer, o yeisle şeytana maskara olur. Şeytan hem ye'sini, hem o zayıf damarını, hem o iltibasını çok işlettirir; ya divane olur, yahut "Her-çibâd-âbâd" der, dalâlete gider [B]Şeytanın bu desisesinin mahiyeti ne kadar esassız olduğunu, bazı risalelerde beyan ettiğimiz gibi, burada icmâlen bahsedeceğiz. Şöyle ki:[/B] Nasıl ki aynada yılanın sureti ısırmaz ve ateşin misali yandırmaz ve murdarın aksi telvis etmez. Öyle de, hayal veya fikir aynasında küfriyâtın ve şirkin akisleri ve dalâletin gölgeleri ve şetimli çirkin sözlerin hayalleri itikadı bozmaz, imanı tağyir etmez, hürmetli edebi kırmaz. Çünkü meşhur kaidedir ki, "Tahayyül-ü şetim şetim olmadığı gibi, tahayyül-ü küfür dahi küfür değil ve tasavvur-u dalâlet de dalâlet değil." [SIZE=3][COLOR=red]İmandaki şek meselesi ise, imkân-ı zâtîden gelen ihtimaller, o yakîne münâfi değil ve o yakîni bozmaz. [/COLOR][/SIZE]İlm-i usul-i dinde kavâid-i mukarreredendir ki, [IMG]http://www.risaleinurenstitusu.com/tr/kulliyat/images/books/lema/b567.gif[/IMG] Meselâ, Barla Denizi su olarak yerinde bulunduğuna yakînimiz var. Halbuki, zâtında mümkündür ki, o deniz, bu dakikada batmış olsun. Ve batması mümkinattandır. Bu imkân-ı zâtî, madem bir emâreden neş'et etmiyor; zihnî bir imkân olamaz ki, şek olsun. Çünkü, yine ilm-i usul-i dinde bir kaide-i mukarreredir ki, [IMG]http://www.risaleinurenstitusu.com/tr/kulliyat/images/books/lema/b568.gif[/IMG] Yani, "[SIZE=3][COLOR=red]Bir emâreden gelmeyen bir ihtimal-i zâtî ise, bir imkân-ı zihnî olmaz ki şüphe verip ehemmiyeti olsun[/COLOR][/SIZE]." İşte bu desise-i şeytaniyeye mâruz olan biçare adam, [COLOR=red][B]hakaik-i imaniyeye yakînini böyle zâtî imkânlarla kaybediyor zanneder. [/B][/COLOR]Meselâ, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında, beşeriyet itibarıyla çok imkân-ı zâtiye hatırına geliyor ki, imanın cezim ve yakînine zarar vermez. Fakat o zarar verdi zanneder, zarara düşer. [COLOR=#2f4f4f][SIZE=3] [/SIZE][/COLOR][COLOR=#696969][SIZE=3][B][U]imkani zati ihtimaller yakine zarar vermez[/U][/B] : mesela şöyle bir örnek aklıma geldi inşallah yanlış olmaz ; imkani zati , Zatında mümkün olan yani kendisinden südur etme ihtimali var olan olan şeylerdir ki kesinlikle olmaz , muhaldir diyemiyoruz . mesela bir beşer mümkündür ki yalan söylesin . Yani insanın zatında , mahiyetinde yalan söyliyebilme gibi bir ihtimali var , insan asla yalan söyleyemez diyemiyoruz yani zatında mümkündür. İşte '' insanın yalan söyleyebilme ihtimali '' ni şeytan nefsin kulağına üfler ve derki madem böyle bir ihtimal var yani [B]zatında mümkün[/B] ve madem Hz. Muhammed ( a.s.m ) da bir insandır , beşerdir öyle ise onun içinde bu ihtimal geçerli , neden olmasın ? der '' Halbuki Üstad diyor ki ''[B][U] "Bir emâreden gelmeyen bir ihtimal-i zâtî ise, bir imkân-ı zihnî olmaz ki şüphe verip ehemmiyeti olsun[/U][/B]." Peki şeytan bu ihtimali bir emareden dolayımı ortaya atıyor yoksa sırf zatında mümkün diyip susuyor mu buna dikkat lazım ... Mesela şeytan '' işte Hz. Muhammed ( a.s.m) ' ın şu sözü yalandır , şu haberi yalandır diye bir emare ile mi bu ihtimali zihne getiriyor yoksa sadece insanların yalan söyleyebileceği ve dolayısıyla efendimizin de bir insan olmasından dolayı belki oda söylemiştir imkansız değildir şeklinde bir vesvese mi veriyor. Halbuki siyer-i nebevi den okuyoruz ki O' nun 24 saatini pür dikkatle takip eden sahabiler ve hanımları bir tane dahi ağzından yalan haber duymamışlar hatta davasını çürütmek için her halini dikkatle gözetleyen müşrikler bile ona böyle bir isnadda bulunmuyor , bulunamıyor eğer bulunsa idi derhal bunu yayacaklardı ki davasını çürütebilsinler . İşte şeytan ancak bir emareye , delile dayanmadan ancak zati ihtimalleri vehme atabilir . Yoksa bir emare getiremez ...[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Kalbe Gelen Kötü Hatıralar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst