Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Sorularla Risale-i Nur
İştirak-i A’mâl-i Uhrevî Üzerine - " Uhrevî Amel Ortaklığı "
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 151194" data-attributes="member: 27"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 22px"><span style="color: Blue"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">-2-</span></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: Blue"><u><strong>Dünden devam:</strong></u></span></p> <p style="text-align: center"><u><strong><span style="color: Red"></span></strong></u></p> <p style="text-align: center"><u><strong><span style="color: Red"></span></strong></u></p><p></p><p><strong><span style="color: DarkRed">İştirâk-i amâl-i uhrevî düsturuna göre: </span></strong></p><p></p><p><strong>1- Hiç kimse kendisi adına hareket etmez;</strong> herkes “biz” şuuru adına hareket eder. Böylece enâniyetin tehlikelerinden ve hatâlardan uzak kalır.<span style="font-size: 10px"><strong> <span style="color: DarkSlateGray">Çünkü kendisi yoktur ve her adımını “biz” içindeki istişâre ile atar. İstişâre eden yanılmaz, hatâlardan korunur. </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong></span></p><p><strong>2- Biz havuzu büyük bir güç birliği sağlar.</strong> Böylece az, çok olur. İki kişi on bir kuvvetinde olur. On altı birleşik kardeşin kuvveti dört binden geçer.4 Bu güç birliği ile, havuzdakiler, büyük hizmetlere imzâ atabilecek bir kudrete sahip olurlar; fakat yıkıcı gurur ve riyâya da meydan vermezler. Çünkü gurur ve riyâ “biz havuzuna” giremez. </p><p></p><p><strong>3- Havuzda enaniyet ve benlik olmadığından herkes yek diğerinin hatâsını ve kusurunu affeder;</strong> <strong><span style="color: DarkSlateGray">ancak kendi kusurunu affetmez ve kendini ıslâh ile meşgul olur. </span><span style="color: DarkSlateGray">İnsanın kendi kusurlarıyla meşgul olması, ben dâvâsına atılan en büyük darbedir. Bu hayırlı darbe, biz şuuru açısından kazanımdır. </span></strong>Çünkü herkesin kendi kusurlarıyla meşgul olması ve kardeşini kusurlarından dolayı itham etmemesi kardeşler arasında barışın, birlik ve kaynaşmanın yaşanmasına zemin teşkil eder. Havuzda bulunan kardeşlerde fânî olmak sırrı (fenâ fi’l-ihvân, yani tefânî sırrı) böylece hayata geçmiş olur. </p><p></p><p><strong>4- Biz şuuru ile hareket edenler arasında tembellik, </strong></p><p><strong></strong><strong>atâlet, </strong></p><p><strong></strong><strong>ümitsizlik, </strong></p><p><strong></strong><strong>kötümserlik, </strong></p><p><strong></strong><strong>bedbinlik, </strong></p><p><strong></strong><strong>yıkılmışlık,</strong></p><p><strong> mağlûbiyet hissi bulunmaz.</strong> </p><p></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray">Biz şuuru ile hareket eden dâimâ zaferdedir, </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong><strong><span style="color: DarkSlateGray">dâimâ üstündür,</span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"> dâimâ ümit içindedir, </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong><strong><span style="color: DarkSlateGray">dâimâ ileri atılır, </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong><strong><span style="color: DarkSlateGray">dâimâ iyi olan şeyleri ve başarıları konuşur. </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong><strong><span style="color: DarkSlateGray">Kötü örnekler üzerinde durmaz. </span></strong></p><p></p><p><strong>5- Havuz şuuru, şahıslara nispetle Allah’ın rızâsına daha yakındır.</strong> Çünkü bizim sosyalleşmemizi ve birlikte hareket etmemizi isteyen Cenâb-ı Hak’tır. <span style="color: Navy"><strong>“Toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın,</strong> <strong>ayrılmayın.”</strong></span><span style="color: Black">5</span> âyeti uhrevî hizmetlerde birlikte adım atmayı emreder. </p><p></p><p><strong>6- Allah’ın rızâsını biz şuuru ile kazanmak, tek başına kazanmaktan daha kolaydır. </strong>Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) Allah’ın rahmet ve rızâsının, feyiz ve bereketinin “biz şuuruna ermiş cemaat” üzerine indiğini bildirmiştir.6 <span style="color: Black"><strong><span style="color: Navy">“Allah’ın eli cemaat üzerindedir.”</span> </strong></span>7 hadisinin sırrı bu olduğu gibi, cemaatle kılınan namazda yirmi beş derece fazla sevap müjdelenmesinin sırrı ve hikmeti de budur.8 </p><p></p><p><strong>7- Biz şuuru ile hareket edenler halkın beğenisini değil, Allah‘ın rızâsını esas alırlar.</strong> Allah dilerse zaten halkın beğenisi mümkün olabilecektir; fakat bunu istemek gizli şirk hükmündedir. Bediüzzaman Hazretlerine göre, esâsen, halkın teveccühünün işe yaradığını söylemek mümkün de değildir. <strong><span style="color: DarkSlateGray">Bir işi için sultana müracaat eden adam, sultanı râzı etmişse, işi görülür. Râzı etmemiş ise, halkın iltimasıyla çok zahmet çeker. Bununla berâber yine sultanın izni gerekir. İzni de rızâsına bağlıdır.</span></strong>9 </p><p></p><p><strong>8- Üstad Bediüzzaman’a göre, ihlâsı elde etmek için biricik niyet, Allah rızâsını kazanmak olmalıdır.</strong> Eğer Allah râzı olursa bütün dünya küsse ehemmiyeti yoktur. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yoktur. O râzı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktizâ ederse; kul istemek talebinde olmadığı halde, halklara da kabul ettirir. Onları da râzı eder. Onun için hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızâsı esas maksat yapılmalıdır. Bu da en kâmil mânâda biz şuuruyla başarılır.10 </p><p></p><p><strong>9- Biz havuzundaki herkesin, havuzda bulunanların toplam hizmetinden hissedâr olmasında sözü edilen “derece”den maksat; bu havuzda “erime derecesi” olmalıdır.</strong> Fert, kendisini ne kadar havuza mal etti ise, benliğini ne kadar yok bildi ise, kendi rûhunu ne kadar havuz ile bütünleştirdi ise; o derece havuzun büyük sevaplarından hissedâr olur, o nispette şahsî hatâlardan da kurtulur. </p><p></p><p>Cenâb-ı Hak cümlemizi tam ihlâs ve istikamette muvaffak kılsın. Âmîn. </p><p> </p><p><em><span style="color: DarkGreen"><u><strong>Dipnotlar: </strong></u></span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">4- Lem’alar, s. 165. </span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">5- Âl-i İmrân Sûresi, 3/103. </span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">6- Câmiü’s-Sağîr, 3/3040. </span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">7- a.g.e., 2/2338, 3/3891. </span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">8- a.g.e., 3/2821; Riyâzu’s-Sâlihîn, 10,1061,1062, 1067. </span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">9- Mesnevî-i Nûriye, s. 156. </span></em></p><p><em><span style="color: DarkGreen">10- Lem’alar, s. 164.</span></em></p><p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 10px"> <u><strong><span style="color: Navy">Süleyman KÖSMENE</span></strong></u></span></p> <p style="text-align: center"><u><strong><span style="font-size: 10px"><span style="color: Navy">20.08.2009</span></span></strong></u></p> <p style="text-align: center"><u><strong><span style="font-size: 10px"><span style="color: Navy">Yeniasya</span></span></strong></u></p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 151194, member: 27"] [CENTER][SIZE=6][COLOR=Blue][B][FONT=Comic Sans MS]-2-[/FONT][/B][/COLOR][/SIZE] [COLOR=Blue][U][B]Dünden devam:[/B][/U][/COLOR] [U][B][COLOR=Red] [/COLOR][/B][/U][/CENTER] [B][COLOR=DarkRed]İştirâk-i amâl-i uhrevî düsturuna göre: [/COLOR][/B] [B]1- Hiç kimse kendisi adına hareket etmez;[/B] herkes “biz” şuuru adına hareket eder. Böylece enâniyetin tehlikelerinden ve hatâlardan uzak kalır.[SIZE=2][B] [COLOR=DarkSlateGray]Çünkü kendisi yoktur ve her adımını “biz” içindeki istişâre ile atar. İstişâre eden yanılmaz, hatâlardan korunur. [/COLOR][/B][/SIZE] [B]2- Biz havuzu büyük bir güç birliği sağlar.[/B] Böylece az, çok olur. İki kişi on bir kuvvetinde olur. On altı birleşik kardeşin kuvveti dört binden geçer.4 Bu güç birliği ile, havuzdakiler, büyük hizmetlere imzâ atabilecek bir kudrete sahip olurlar; fakat yıkıcı gurur ve riyâya da meydan vermezler. Çünkü gurur ve riyâ “biz havuzuna” giremez. [B]3- Havuzda enaniyet ve benlik olmadığından herkes yek diğerinin hatâsını ve kusurunu affeder;[/B] [B][COLOR=DarkSlateGray]ancak kendi kusurunu affetmez ve kendini ıslâh ile meşgul olur. [/COLOR][COLOR=DarkSlateGray]İnsanın kendi kusurlarıyla meşgul olması, ben dâvâsına atılan en büyük darbedir. Bu hayırlı darbe, biz şuuru açısından kazanımdır. [/COLOR][/B]Çünkü herkesin kendi kusurlarıyla meşgul olması ve kardeşini kusurlarından dolayı itham etmemesi kardeşler arasında barışın, birlik ve kaynaşmanın yaşanmasına zemin teşkil eder. Havuzda bulunan kardeşlerde fânî olmak sırrı (fenâ fi’l-ihvân, yani tefânî sırrı) böylece hayata geçmiş olur. [B]4- Biz şuuru ile hareket edenler arasında tembellik, [/B][B]atâlet, [/B][B]ümitsizlik, [/B][B]kötümserlik, [/B][B]bedbinlik, [/B][B]yıkılmışlık,[/B] [B] mağlûbiyet hissi bulunmaz.[/B] [B][COLOR=DarkSlateGray]Biz şuuru ile hareket eden dâimâ zaferdedir, [/COLOR][/B][B][COLOR=DarkSlateGray]dâimâ üstündür,[/COLOR][/B] [B][COLOR=DarkSlateGray] dâimâ ümit içindedir, [/COLOR][/B][B][COLOR=DarkSlateGray]dâimâ ileri atılır, [/COLOR][/B][B][COLOR=DarkSlateGray]dâimâ iyi olan şeyleri ve başarıları konuşur. [/COLOR][/B][B][COLOR=DarkSlateGray]Kötü örnekler üzerinde durmaz. [/COLOR][/B] [B]5- Havuz şuuru, şahıslara nispetle Allah’ın rızâsına daha yakındır.[/B] Çünkü bizim sosyalleşmemizi ve birlikte hareket etmemizi isteyen Cenâb-ı Hak’tır. [COLOR=Navy][B]“Toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılın,[/B] [B]ayrılmayın.”[/B][/COLOR][COLOR=Black]5[/COLOR] âyeti uhrevî hizmetlerde birlikte adım atmayı emreder. [B]6- Allah’ın rızâsını biz şuuru ile kazanmak, tek başına kazanmaktan daha kolaydır. [/B]Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) Allah’ın rahmet ve rızâsının, feyiz ve bereketinin “biz şuuruna ermiş cemaat” üzerine indiğini bildirmiştir.6 [COLOR=Black][B][COLOR=Navy]“Allah’ın eli cemaat üzerindedir.”[/COLOR] [/B][/COLOR]7 hadisinin sırrı bu olduğu gibi, cemaatle kılınan namazda yirmi beş derece fazla sevap müjdelenmesinin sırrı ve hikmeti de budur.8 [B]7- Biz şuuru ile hareket edenler halkın beğenisini değil, Allah‘ın rızâsını esas alırlar.[/B] Allah dilerse zaten halkın beğenisi mümkün olabilecektir; fakat bunu istemek gizli şirk hükmündedir. Bediüzzaman Hazretlerine göre, esâsen, halkın teveccühünün işe yaradığını söylemek mümkün de değildir. [B][COLOR=DarkSlateGray]Bir işi için sultana müracaat eden adam, sultanı râzı etmişse, işi görülür. Râzı etmemiş ise, halkın iltimasıyla çok zahmet çeker. Bununla berâber yine sultanın izni gerekir. İzni de rızâsına bağlıdır.[/COLOR][/B]9 [B]8- Üstad Bediüzzaman’a göre, ihlâsı elde etmek için biricik niyet, Allah rızâsını kazanmak olmalıdır.[/B] Eğer Allah râzı olursa bütün dünya küsse ehemmiyeti yoktur. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yoktur. O râzı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktizâ ederse; kul istemek talebinde olmadığı halde, halklara da kabul ettirir. Onları da râzı eder. Onun için hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızâsı esas maksat yapılmalıdır. Bu da en kâmil mânâda biz şuuruyla başarılır.10 [B]9- Biz havuzundaki herkesin, havuzda bulunanların toplam hizmetinden hissedâr olmasında sözü edilen “derece”den maksat; bu havuzda “erime derecesi” olmalıdır.[/B] Fert, kendisini ne kadar havuza mal etti ise, benliğini ne kadar yok bildi ise, kendi rûhunu ne kadar havuz ile bütünleştirdi ise; o derece havuzun büyük sevaplarından hissedâr olur, o nispette şahsî hatâlardan da kurtulur. Cenâb-ı Hak cümlemizi tam ihlâs ve istikamette muvaffak kılsın. Âmîn. [I][COLOR=DarkGreen][U][B]Dipnotlar: [/B][/U][/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]4- Lem’alar, s. 165. [/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]5- Âl-i İmrân Sûresi, 3/103. [/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]6- Câmiü’s-Sağîr, 3/3040. [/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]7- a.g.e., 2/2338, 3/3891. [/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]8- a.g.e., 3/2821; Riyâzu’s-Sâlihîn, 10,1061,1062, 1067. [/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]9- Mesnevî-i Nûriye, s. 156. [/COLOR][/I] [I][COLOR=DarkGreen]10- Lem’alar, s. 164.[/COLOR][/I] [CENTER][SIZE=2] [U][B][COLOR=Navy]Süleyman KÖSMENE[/COLOR][/B][/U][/SIZE] [U][B][SIZE=2][COLOR=Navy]20.08.2009[/COLOR][/SIZE][/B][/U] [U][B][SIZE=2][COLOR=Navy]Yeniasya[/COLOR][/SIZE][/B][/U] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Sorularla Risale-i Nur
İştirak-i A’mâl-i Uhrevî Üzerine - " Uhrevî Amel Ortaklığı "
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst