Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
Islam alemi ittifak etmeli ve islam birliği acilen kurulmalı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="yozgati" data-source="post: 435989" data-attributes="member: 1026551"><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong><span style="font-size: 22px">İSLAM ALEMİ İTTİFAK ETMELİ VE İSLAM BİRLİĞİ ACİLEN KURULMALI</span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Mütecaviz düşmanların giderek şiddetlendiği asrımızda İslâm dünyasının ittifakı en birinci farz vazifesidir. Burda yapılan ihmalin vebali büyük olup kader-i İlâhî bu vebalin cezasını da çektirir. Bediüzzaman Hazretleri diyor ki:</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">“Cây-ı teessüf bir halet-i içtimaiye ve kalb-i İslâmı ağlatacak müdhiş bir maraz-ı hayat-ı içtimaî:</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">"Haricî düşmanların zuhur ve tehacümünde dâhilî adavetleri unutmak ve bırakmak" olan bir maslahat-ı içtimaiyeyi en bedevi kavimler dahi takdir edip yaptıkları halde, şu cemaat-ı İslâmiyeye hizmet dava edenlere ne olmuş ki; birbiri arkasında tehacüm vaziyetini alan hadsiz düşmanlar varken, cüz'î adavetleri unutmayıp, düşmanların hücumuna zemin hazır ediyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Şu hal bir </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>* sukuttur, bir </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>* vahşettir. Hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye bir</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>* hıyanettir.” (Mektubat sh: 269)</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Yine aynı eserinde şu rivayeti nakleder:</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>“Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: </strong>"Âhirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zendeka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm'ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev'-i beşeri herc ü merc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Ey ehl-i iman! </strong>Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ(Hucurat Sûresi, 49:10) kal'a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı müvazenede bulunsa; bir küçük taş, müvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا(Buharî, Salât: 88)</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!..” (Mektubat sh: 270)</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">“İşte ey mü'minler! Ehl-i iman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Her birisine karşı tesanüd ederek, el-ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecbur iken; onların hücumunu teshil etmek, onların harîm-i İslâma girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkârane tarafgirlik ve adavetkârane inad; hiçbir cihetle ehl-i imana yakışır mı?</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">O düşman daireler ehl-i dalalet ve ilhaddan tut, tâ ehl-i küfrün âlemine, tâ dünyanın ehval ve mesaibine kadar birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırs ile bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silâhın ve siperin ve kal'an: Uhuvvet-i İslâmiyedir.</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Bu kal'a-i İslâmiyeyi, küçük adavetlerle ve bahanelerle sarsmak; ne kadar hilaf-ı vicdan ve ne kadar hilaf-ı maslahat-ı İslâmiye olduğunu bil, ayıl!..” (Mektubat sh: 269)</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Bu ittifakın tahakkuku için tek yol, esasat ve zaruriyat-ı diniye dairesinde ittifakır. Bu esas, esas alınmadıkça ciddî bir ittifak mümkün olmaz. Bu mesele ile alakalı olarak Münazarat Eserinde şöyle bir sual ve cevabı var:</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>“S- Âlem-i İslâmdaki ihtilafı ta'dil edecek çare nedir?</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>C- Evvelâ; müttefekun aleyh olan makasıd-ı âliyeye nazar etmektir. Çünki</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>•Allahımız bir, </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>•Peygamberimiz bir, </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>•Kur'anımız bir, </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>•zaruriyat-ı diniyede umumumuz müttefik, </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">zaruriyat-ı diniyeden başka olan teferruat veya tarz-ı telakki veya tarîk-i tefehhümdeki tefavüt bu ittihad u vahdeti sarsamaz, racih de gelemez. “El-hubbü fillah” düstur tutulsa, aşk-ı hakikat harekâtımızda hâkim olsa -ki, zaman dahi pek çok yardım ediyor- o ihtilafat sahih bir mecraya sevkedilebilir.” (Sünuhat Tuluat İşarat sh: 83)</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Netice</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Al-i İmran Sûresi, 3:103âyetine âcilen sarılmak zarureti vardır. Bu ayetin Külliyat’taki tefsirinin birkaç kısa özeti şöyledir: “Yani çok muhkem, kopmaz bir zincir ve bir "hablullah"tır. Ona elini atan, yapışan necat bulur.” (Şualar sh: 272)</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Keza, “<strong>Hamiyet-i İslâmiye, </strong>en kuvvetli ve metin ve arştan gelmiş bir zincir-i nuranîdir. Kırılmaz ve kopmaz bir urvetülvüskadır, tahrip edilmez, mağlûp olmaz bir kudsî kal'adır.” (Tarihçe-i Hayat sh: 102)</span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>“Sakın, sakın! Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalalet fırkalarına karşı perişan etmesin!”(Kastamonu Lahikası sh: 122)</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'">Bu ittifak ve ihtilafları önleme vazifesi ise, bilhassa dinî ve içtimaî sahadaki söz sahibi kişilere bakar. </span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><strong>Dindar siyasetçiler ise,</strong> devletin yapılanmasında var olan kemaizm esaslarını devre dışı bırakarak hür dünya çerçevesinde İslam Birliğinin kurulmasına öncülük etmeli. Aksi halde şerre karşı dayanmak mümkün değildir. Hele de kemalizm esaslarıyla karışık bir model kabul edilemez. Bu vatana yazık olur.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yozgati, post: 435989, member: 1026551"] [FONT=Arial][B][SIZE=6]İSLAM ALEMİ İTTİFAK ETMELİ VE İSLAM BİRLİĞİ ACİLEN KURULMALI[/SIZE][/B] Mütecaviz düşmanların giderek şiddetlendiği asrımızda İslâm dünyasının ittifakı en birinci farz vazifesidir. Burda yapılan ihmalin vebali büyük olup kader-i İlâhî bu vebalin cezasını da çektirir. Bediüzzaman Hazretleri diyor ki: “Cây-ı teessüf bir halet-i içtimaiye ve kalb-i İslâmı ağlatacak müdhiş bir maraz-ı hayat-ı içtimaî: "Haricî düşmanların zuhur ve tehacümünde dâhilî adavetleri unutmak ve bırakmak" olan bir maslahat-ı içtimaiyeyi en bedevi kavimler dahi takdir edip yaptıkları halde, şu cemaat-ı İslâmiyeye hizmet dava edenlere ne olmuş ki; birbiri arkasında tehacüm vaziyetini alan hadsiz düşmanlar varken, cüz'î adavetleri unutmayıp, düşmanların hücumuna zemin hazır ediyorlar. [B]Şu hal bir * sukuttur, bir * vahşettir. Hayat-ı içtimaiye-i İslâmiyeye bir * hıyanettir.” (Mektubat sh: 269)[/B] [B]Yine aynı eserinde şu rivayeti nakleder:[/B] [B]“Ehadîs-i şerifede gelmiş ki: [/B]"Âhirzamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zendeka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm'ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev'-i beşeri herc ü merc eder ve koca Âlem-i İslâmı esaret altına alır. [B]Ey ehl-i iman! [/B]Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız! İhtilafınızdan istifade eden zalimlere karşı إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ(Hucurat Sûresi, 49:10) kal'a-i kudsiyesi içine giriniz; tahassun ediniz. Yoksa ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsiniz. Malûmdur ki; iki kahraman birbiriyle boğuşurken; bir çocuk, ikisini de döğebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı müvazenede bulunsa; bir küçük taş, müvazenelerini bozup onlarla oynayabilir; birini yukarı, birini aşağı indirir. İşte ey ehl-i iman! İhtiraslarınızdan ve husumetkârane tarafgirliklerinizden kuvvetiniz hiçe iner, az bir kuvvetle ezilebilirsiniz. Hayat-ı içtimaiyenizle alâkanız varsa اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْيَانِ الْمَرْصُوصِ يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضًا(Buharî, Salât: 88) düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyeviyeden ve şekavet-i uhreviyeden kurtulunuz!..” (Mektubat sh: 270) “İşte ey mü'minler! Ehl-i iman aşiretine karşı tecavüz vaziyetini almış ne kadar aşiret hükmünde düşmanlar olduğunu bilir misiniz? Birbiri içindeki daireler gibi yüz daireden fazla vardır. Her birisine karşı tesanüd ederek, el-ele verip müdafaa vaziyeti almaya mecbur iken; onların hücumunu teshil etmek, onların harîm-i İslâma girmeleri için kapıları açmak hükmünde olan garazkârane tarafgirlik ve adavetkârane inad; hiçbir cihetle ehl-i imana yakışır mı? O düşman daireler ehl-i dalalet ve ilhaddan tut, tâ ehl-i küfrün âlemine, tâ dünyanın ehval ve mesaibine kadar birbiri içinde size karşı zararlı bir vaziyet alan, birbiri arkasında size hiddet ve hırs ile bakan, belki yetmiş nevi düşmanlar var. Bütün bunlara karşı kuvvetli silâhın ve siperin ve kal'an: Uhuvvet-i İslâmiyedir. Bu kal'a-i İslâmiyeyi, küçük adavetlerle ve bahanelerle sarsmak; ne kadar hilaf-ı vicdan ve ne kadar hilaf-ı maslahat-ı İslâmiye olduğunu bil, ayıl!..” (Mektubat sh: 269) Bu ittifakın tahakkuku için tek yol, esasat ve zaruriyat-ı diniye dairesinde ittifakır. Bu esas, esas alınmadıkça ciddî bir ittifak mümkün olmaz. Bu mesele ile alakalı olarak Münazarat Eserinde şöyle bir sual ve cevabı var: [B]“S- Âlem-i İslâmdaki ihtilafı ta'dil edecek çare nedir? C- Evvelâ; müttefekun aleyh olan makasıd-ı âliyeye nazar etmektir. Çünki •Allahımız bir, •Peygamberimiz bir, •Kur'anımız bir, •zaruriyat-ı diniyede umumumuz müttefik, [/B] zaruriyat-ı diniyeden başka olan teferruat veya tarz-ı telakki veya tarîk-i tefehhümdeki tefavüt bu ittihad u vahdeti sarsamaz, racih de gelemez. “El-hubbü fillah” düstur tutulsa, aşk-ı hakikat harekâtımızda hâkim olsa -ki, zaman dahi pek çok yardım ediyor- o ihtilafat sahih bir mecraya sevkedilebilir.” (Sünuhat Tuluat İşarat sh: 83) [B]Netice[/B] وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا Al-i İmran Sûresi, 3:103âyetine âcilen sarılmak zarureti vardır. Bu ayetin Külliyat’taki tefsirinin birkaç kısa özeti şöyledir: “Yani çok muhkem, kopmaz bir zincir ve bir "hablullah"tır. Ona elini atan, yapışan necat bulur.” (Şualar sh: 272) Keza, “[B]Hamiyet-i İslâmiye, [/B]en kuvvetli ve metin ve arştan gelmiş bir zincir-i nuranîdir. Kırılmaz ve kopmaz bir urvetülvüskadır, tahrip edilmez, mağlûp olmaz bir kudsî kal'adır.” (Tarihçe-i Hayat sh: 102) [B]“Sakın, sakın! Dünya cereyanları, hususan siyaset cereyanları ve bilhassa harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın. Karşınızda ittihad etmiş dalalet fırkalarına karşı perişan etmesin!”(Kastamonu Lahikası sh: 122)[/B] Bu ittifak ve ihtilafları önleme vazifesi ise, bilhassa dinî ve içtimaî sahadaki söz sahibi kişilere bakar. [B]Dindar siyasetçiler ise,[/B] devletin yapılanmasında var olan kemaizm esaslarını devre dışı bırakarak hür dünya çerçevesinde İslam Birliğinin kurulmasına öncülük etmeli. Aksi halde şerre karşı dayanmak mümkün değildir. Hele de kemalizm esaslarıyla karışık bir model kabul edilemez. Bu vatana yazık olur.[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
Islam alemi ittifak etmeli ve islam birliği acilen kurulmalı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst