Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Îmânı Aşkla Yaşamak
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 603304" data-attributes="member: 1004566"><p><strong><span style="font-size: 15px">Îmânı Aşkla Yaşamak</span></strong></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Cenâb-ı Hak buyuruyor</strong></p><p></p><p>“İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allâh’ın rızâsını kazanmak için kendini ve malını fedâ eder. Allâh da kullarına karşı şefkatlidir.” (Bakara, 207)</p><p></p><p><strong>Rasûlullah (sav) buyurdular</strong></p><p></p><p>“Allah’ı rab, İslâm’ı din, Muhammed’i peygamber olarak benimseyip onlardan râzı olan kimse imânın tadını tatmıştır.” (Müslim, İmân 56)</p><p></p><p>Îmânı aşkla yaşayan kahramanlardan biri de Vehb bin Kebşe (ra)’tır. Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir. Peygamber Efendimiz (sav) onu, Çin’de tebliğ hizmetinde bulunmak üzere vazîfelendirmişti. Hâlbuki o zamanın şartlarında Çin, Medîne-i Münevvere’den bir senelik mesâfede idi. Bu sahâbî oraya kadar gidip uzun bir müddet tebliğde bulunduktan sonra gönlünü kavuran Rasûlullâh hasretini bir nebze olsun dindirebilmek ümîdiyle Medîne yollarına düştü. Bir yıl süren çileli bir yolculuğun ardından nurlu Medîne’ye vâsıl oldu. Fakat ne yazık ki Hazret-i Peygamber vefât etmiş olduğu için O’nu göremedi. Hasreti bir kat daha artmış olarak, Allâh Rasûlü’nün kendisine emrettiği hizmetin kudsiyetinin idrâki içinde tekrar Çin’e döndü ve bu hizmetteyken rûhunu teslîm etti.</p><p></p><p>Vehb bin Kebşe (ra), böylece Allâh Rasûlü’nün Çin’deki ilk temsilcisi olma şerefine nâil oldu. Fânî cesedi Çin’de, rûh-i câvidânîsi ise Medîne-i Münevvere’nin rûhâniyet-i Rasûlullâh ile dolu münevver iklîminde kaldı. (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.)</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)</strong></p><p></p><p><strong><span style="color: #B22222"><span style="font-size: 15px">ez-Zâhir</span></span></strong>: Varlığını, birliğini belgelendiren, birçok delili bulunan, aşikar olan, eserleri ile tanınan, bilinen, sıfatlarıyla zâhir olan demektir.</p><p></p><p><strong>Kısa Günün Kârı</strong></p><p></p><p>Sevilen ve benimsenen şey, seven ve benimseyene kolay gelir. Kolay gelen şey ise, rahatlıkla yapılır. Zevkle yerine getirilir. O halde Allah ve Rasûlü’nü her şeyden fazla seven mü’mine, bütün dini görevler kolay ve zevkli gelir. Tembellik ve tereddüt göstermeden her emri gücü ölçüsünde yerine getirir. Bu da mü’mini “inanç adamı” seviyesine ulaştırır. Çünkü rıza gönlünü ve özünü sevgiliye adamaktır. Başka bir ifâde ile rızâ, mü’minin, gönlünü mü’min olmayana kaptırmaması demekti</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 603304, member: 1004566"] [B][SIZE=4]Îmânı Aşkla Yaşamak[/SIZE][/B] [B]Cenâb-ı Hak buyuruyor[/B] “İnsanlardan öyleleri de vardır ki, Allâh’ın rızâsını kazanmak için kendini ve malını fedâ eder. Allâh da kullarına karşı şefkatlidir.” (Bakara, 207) [B]Rasûlullah (sav) buyurdular[/B] “Allah’ı rab, İslâm’ı din, Muhammed’i peygamber olarak benimseyip onlardan râzı olan kimse imânın tadını tatmıştır.” (Müslim, İmân 56) Îmânı aşkla yaşayan kahramanlardan biri de Vehb bin Kebşe (ra)’tır. Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir. Peygamber Efendimiz (sav) onu, Çin’de tebliğ hizmetinde bulunmak üzere vazîfelendirmişti. Hâlbuki o zamanın şartlarında Çin, Medîne-i Münevvere’den bir senelik mesâfede idi. Bu sahâbî oraya kadar gidip uzun bir müddet tebliğde bulunduktan sonra gönlünü kavuran Rasûlullâh hasretini bir nebze olsun dindirebilmek ümîdiyle Medîne yollarına düştü. Bir yıl süren çileli bir yolculuğun ardından nurlu Medîne’ye vâsıl oldu. Fakat ne yazık ki Hazret-i Peygamber vefât etmiş olduğu için O’nu göremedi. Hasreti bir kat daha artmış olarak, Allâh Rasûlü’nün kendisine emrettiği hizmetin kudsiyetinin idrâki içinde tekrar Çin’e döndü ve bu hizmetteyken rûhunu teslîm etti. Vehb bin Kebşe (ra), böylece Allâh Rasûlü’nün Çin’deki ilk temsilcisi olma şerefine nâil oldu. Fânî cesedi Çin’de, rûh-i câvidânîsi ise Medîne-i Münevvere’nin rûhâniyet-i Rasûlullâh ile dolu münevver iklîminde kaldı. (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.) [B] Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)[/B] [B][COLOR="#B22222"][SIZE=4]ez-Zâhir[/SIZE][/COLOR][/B]: Varlığını, birliğini belgelendiren, birçok delili bulunan, aşikar olan, eserleri ile tanınan, bilinen, sıfatlarıyla zâhir olan demektir. [B]Kısa Günün Kârı[/B] Sevilen ve benimsenen şey, seven ve benimseyene kolay gelir. Kolay gelen şey ise, rahatlıkla yapılır. Zevkle yerine getirilir. O halde Allah ve Rasûlü’nü her şeyden fazla seven mü’mine, bütün dini görevler kolay ve zevkli gelir. Tembellik ve tereddüt göstermeden her emri gücü ölçüsünde yerine getirir. Bu da mü’mini “inanç adamı” seviyesine ulaştırır. Çünkü rıza gönlünü ve özünü sevgiliye adamaktır. Başka bir ifâde ile rızâ, mü’minin, gönlünü mü’min olmayana kaptırmaması demekti [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Îmânı Aşkla Yaşamak
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst