Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
İslami Kütüphane
İhyau Ulumid-din -- İlim Babı--
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 176670" data-attributes="member: 15919"><p><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: red">İmam Mâlik</span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'e gelince, o da İmam Şafiî gibi bahsettiğimiz beş haslet ile donatılmıştı.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Kendisine 'Ey İmam! İlim talebi hakkında ne dersin?' diye sorulduğunda, İmam Mâlik şu cevabı vermiştir: 'Güzeldir, fakat sabahtan akşama kadar sana ilimden ne gerekiyorsa, sen o kadarına sarıl!'</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik, din ilminin tâzim edilmesi hakkında ifrat denecek şekilde hareket ederdi. O kadar ki, bir hadîsi rivayet etmek istediği zaman önce abdest alır, sonra o meclisin en yüksek yerinde oturur, sakalını tarar, kokular sürer, heybetli bir vaziyet aldıktan sonra kelimelerin üzerine basa basa Allah Rasûlü'nün sözlerini rivayet ederdi. Bu hali kendisine sorulduğunda 'Allah'ın Rasûlü'nün mübarek sözlerine tâzim etmeyi sevdiğim için böyle davranıyorum' cevabını vermiştir.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik şöyle demiştir: 'İlim nûrdur. Allah o nûru dilediği yere bırakır. Bu nur ise çokça rivayette bulunmaya bağlı değildir'.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'in ilme gösterdiği bu ihtiram ve tâzim, Allah'ın celâlini bütün dehşetiyle bilmesinden kaynaklanmaktadır.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'in, ilmiyle sadece Allah'ın rızasını aradığını bize bildiren en müşahhas delil, 'Din hususunda cedel, insana hiçbir şey kazandırmaz' sözüdür.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Malik'in bu yönüne, talebesi İmam Şafiî'nin şu sözleri de delâlet etmektedir: 'Benim de hazır bulunduğum bir mecliste İmam Mâlik'e kırksekiz sual soruldu. İkisi hariç hepsine La Edri (Bilmiyorum) cevabını verdi'.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: teal">İlmiyle Allah'ın rızasını aramayan kimseler, kolay kolay 'Bilmiyorum' diyemezler; zira böyle söylemeyi gururlarına yediremezler.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İşte bu sırrı anlatmak için İmam Şâfiî "Âlimler arasında, İmam Mâlik delici bir yıldız gibiydi. Benim için ilim hususunda İmam Mâlik'ten daha emin biri yoktur bu dünyada. (Başka bir rivayete göre; 'Benim İmam Mâlik'ten daha çok minnet duyduğum bir âlim yoktur')" demiştir.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Rivayet edildiğine göre Halife Ebu Cafer ElMansur,101 'Karısını boşanmaya zorlayan kişinin karısı boşanmaz' hadîsini İmam Mâlik'in rivayet etmesine zorla mâni olmuştur.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'in bu hadîs hakkında ne düşündüğünü anlamak için adamlarından birini gizlice göndererek bu konuda İmam Mâlik'e sual sordurmuştu. İmam Mâlik ise halkın huzurunda sual soran kişiye 'Karışım zorla boşayan bir kimsenin talâkı düşmemiştir' diye cevap verdi. Bunun üzerine devrin sultanı olan Ebu Cafer, İmam Mâlik'i kırbaçlatmıştı. Fakat o bütün bu işkencelere rağmen, o hadîsi nakletmekten bir an bile geri durmamıştı.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik şöyle buyurmuştur: 'Kişi konuşmalarında, doğru ise Allah Teâlâ onun aklını korur. Ne kadar yaşlanırsa yaşlansın aklına bir eksiklik gelmez'.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'in dünya hakkındaki zühdüne gelince; o, zühdün zirvesine çıkmıştı. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Nitekim bunu şu rivayet açıkça ispatlamaktadır:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Emîr'ul-Mü'minîn eî-Mehdî 102 İmara Mâlik'e şöyle sorar: 'Evin var mı?' İmam Mâlik 'Hayır evim yok. Fakat size ev meselesiyle ilgili bir hadîs nakledeyim; 'Ben Rabia b. Ebi Abdurrahman'dan dinledim, şöyle demişti: 'Kişinin nesebi onun evidir'.103</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Hârun Reşid İmam Mâlik'e şöyle sorar: 'Evin var mı?' imam Mâlik 'Hayır yok' der. Bu cevabı alan Hârun Reşid, İmam Mâlik 'e üç bin dinar vererek 'Bununla kendine bir ev al der. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik, Harun Reşid'den parayı alır, fakat parayı ev almak için sarfetmez. Harun Reşid Bağdad'a dönmek istediğinde İmam Mâlik e kendi siyle birlikte Bağdad'a gelmesini söyler: Ben herkesi senin Muvatta adlı kitabına tâbi kılmak istiyorum. Tıpkı Hz. Osman'ın herkesi istinsah ettirdiği mushaflara zorlaması gibi...'</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Bu söz üzerine İmam Mâlik, Harun Reşid'e hitaben şöyle der: 'Herkesi benim Muvatta adlı kitabıma zorlamak imkânsız bir iştir. Çünkü Hz. Peygamberin ashabı onun ölümünden sonra dünyanın dört bir bucağına yayıldılar. Hz. Peygamberin hadîslerini gittikleri diyarlara yaydılar. Bu nedenle her belde halkında ayrı ayrı ilim vardır. Hz. Peygamber 'Ümmetimin ihtilâfından rahmet doğar'104 buyurmuştur. Seninle birlikte hükümet merkezine gelmeme de imkân yoktur. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>'Eğer bilseler, Medineli Münevvere onlar için daha hayırlıdır'.105</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>'Demircilerin körüğünün, demirin pasını temizlediği gibi, Medine i Münevvere de (günahkâr kulları) günahlarından öylece temizler'.106 Buyurun, şunlar bana vermiş bulunduğunuz dinarlarınız! Bana verdiğiniz bu şeyleri ister geri alın, ister bırakın'.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik bu sözleriyle Hârun Reşid'e şunları anlatmak istiyordu: 'Bana yaptığın iyiliğin karşılığı olarak beni Medine'den ayırmak istiyorsun. Bana bütün dünyayı verseniz Hz. Peygamberin şehri olan Medine'den ayrılmam'.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İşte İmam Mâlikin dünyaya karşı zühdü bu derecedeydi. İlmi ve talebeleri, dünyanın her tarafına yayıldığı sıralarda dünyanın her tarafından kendisine bolca para akmaktaydı. Fakat o kendisine gelen bütün paraları Allah yolunda sarfederdi. Onun cömertliği, dünyayı az sevdiğine ve zühdüne delâlet eder. Zâhidlik sadece malı sarfetmekten ibaret değildir. Zâhidlik, aynı zamanda kalbi mal sevgisinden uzak tutmaktır. Nitekim peygamberlerin en zengini olan Hz. Süleyman, mülk ve serveti hususunda çok zâhid bir kişi idi.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'in dünyayı hakir gördüğünün delili olarak İmam Şâfiî'den gelen şu rivayet yeterlidir: "İmam Mâlik'in kapısında Horasan diyarının küheylan atlarından ve Mısır'ın meşhur katırlarından öylelerini gördüm ki, onlardan daha güzelini hiçbir yerde görmemiştim. Bunları gördüğümde hocam İmam Mâlik'e 'Bunlar ne güzel şeyler' dedim. O bu sözümü işittiği zaman şöyle dedi: 'Ey Ebu Abdullah,! Onlar benden sana hediye olsun'. Ben de ona 'Bari binmeniz için kendinize birini bırakın' dedim. O 'Allah'ın Rasûlü'nün gömülü bulunduğu bir toprakta binekli olarak dolaşmaya utanırım' dedi".</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>İmam Mâlik'in cömertliğine bakınız ki; elindeki servetin tamamını birden hediye edebilmektedir. Üstelik Medine-i Münevverinin topraklarında binekli olarak dolaşmayı hürmetsizlik kabul ettiği için o topraklara hayvan ayağıyla basmak istemiyor.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Onun sadece Allah'ın rızası için ilim talep ettiğini ve dünyayı bir hiç mesabesinde gördüğünü ispatlayan delillerden biri de şudur:İmam Malikin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Harun Reşid'in huzuruna girdim. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Bana </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>'Ey Ebu Abdullah! Bize sık sık gelmen gerekir; zira çocuklarımın senden Muvatta'yı dinlemesini istiyorum' deyince, ona şöyle cevap verdim: 'Allah Teâlâ Emîr'ul Mü'minîn'i aziz etsin. Bu ilim size ehl-i beyt'ten gelmiştir. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>Eğer siz bu ilme hürmet gösterirseniz, bu ilim hürmet görür. Bu nedenle ilmin ayağına gidilmesi gerekir, ilim insanın ayağına gelmez'. Benim bu sözümü dinleyen Emîr'ul-Mü'minîn 'Doğru söylüyorsun yâ Mâlik!' diye mukabele etti. Sonra çocuklarına dönerek 'Mescide giderek halkla beraber İmam Mâlik'in derslerini dinleyin' diye emir verdi".</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>99) Künyesi Ebu Said'dir. Hadîs hafızıdır. Hicretin 158. yılında doğmuş ve 98) yılında vefat etmiştir.</strong></span></span></span></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">100) Bu zat birçok İslâm beldesini gezerek âlimlerden ders almıştır. Zahidlikte, kitap yazmada ve selefe uymada emsalsizdi. Sayısız kitap telif etmiştir hicretin 506. senesinde Şam'da vefat etmiştir.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">101) künyesi Ebu cafer abdullah b. Ah b. Abdullah b. Abbas'dır. Hz. Abbas'ın neslinden gelen Abbasî halifelerinin ikincisidir.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">102) Künyesi el-Mehdi Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Ali b. Abdullah b. Abbas tır. Abbasî halifelerinin üçüncüsüdür.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">103) Bu bir hadis değil, İmam Mâlik'in ismini verdiği Rabia'nın sözüdür, Bu söze mecaz yoluyla hadîs denmiştir. Bu sözün sahibi olan Rabia, Medine'nin meşhur âlimlerindcndir. Hicretin 130. yılında el-Enbarda vefat</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">etmiştir.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">104) Beyhaki, el-Eş'arıyye ve ayrıca bkz. el-medhal (İbn Abbas'dan)</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">105) ibn ebi Hatim, el-cerh ve ta'dil, (İmam Mâlik'den)</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: black">106) İbn Esir ve İmam Mâlik, (Ebu Hüreyre'den); Buharî, Müslim ve Nesâî</span></span></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 176670, member: 15919"] [B][SIZE=5][COLOR=red]İmam Mâlik[/COLOR][/SIZE][/B] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'e gelince, o da İmam Şafiî gibi bahsettiğimiz beş haslet ile donatılmıştı.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Kendisine 'Ey İmam! İlim talebi hakkında ne dersin?' diye sorulduğunda, İmam Mâlik şu cevabı vermiştir: 'Güzeldir, fakat sabahtan akşama kadar sana ilimden ne gerekiyorsa, sen o kadarına sarıl!'[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik, din ilminin tâzim edilmesi hakkında ifrat denecek şekilde hareket ederdi. O kadar ki, bir hadîsi rivayet etmek istediği zaman önce abdest alır, sonra o meclisin en yüksek yerinde oturur, sakalını tarar, kokular sürer, heybetli bir vaziyet aldıktan sonra kelimelerin üzerine basa basa Allah Rasûlü'nün sözlerini rivayet ederdi. Bu hali kendisine sorulduğunda 'Allah'ın Rasûlü'nün mübarek sözlerine tâzim etmeyi sevdiğim için böyle davranıyorum' cevabını vermiştir.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik şöyle demiştir: 'İlim nûrdur. Allah o nûru dilediği yere bırakır. Bu nur ise çokça rivayette bulunmaya bağlı değildir'.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'in ilme gösterdiği bu ihtiram ve tâzim, Allah'ın celâlini bütün dehşetiyle bilmesinden kaynaklanmaktadır.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'in, ilmiyle sadece Allah'ın rızasını aradığını bize bildiren en müşahhas delil, 'Din hususunda cedel, insana hiçbir şey kazandırmaz' sözüdür.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Malik'in bu yönüne, talebesi İmam Şafiî'nin şu sözleri de delâlet etmektedir: 'Benim de hazır bulunduğum bir mecliste İmam Mâlik'e kırksekiz sual soruldu. İkisi hariç hepsine La Edri (Bilmiyorum) cevabını verdi'.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=teal][/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=teal]İlmiyle Allah'ın rızasını aramayan kimseler, kolay kolay 'Bilmiyorum' diyemezler; zira böyle söylemeyi gururlarına yediremezler.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İşte bu sırrı anlatmak için İmam Şâfiî "Âlimler arasında, İmam Mâlik delici bir yıldız gibiydi. Benim için ilim hususunda İmam Mâlik'ten daha emin biri yoktur bu dünyada. (Başka bir rivayete göre; 'Benim İmam Mâlik'ten daha çok minnet duyduğum bir âlim yoktur')" demiştir.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Rivayet edildiğine göre Halife Ebu Cafer ElMansur,101 'Karısını boşanmaya zorlayan kişinin karısı boşanmaz' hadîsini İmam Mâlik'in rivayet etmesine zorla mâni olmuştur.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'in bu hadîs hakkında ne düşündüğünü anlamak için adamlarından birini gizlice göndererek bu konuda İmam Mâlik'e sual sordurmuştu. İmam Mâlik ise halkın huzurunda sual soran kişiye 'Karışım zorla boşayan bir kimsenin talâkı düşmemiştir' diye cevap verdi. Bunun üzerine devrin sultanı olan Ebu Cafer, İmam Mâlik'i kırbaçlatmıştı. Fakat o bütün bu işkencelere rağmen, o hadîsi nakletmekten bir an bile geri durmamıştı.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik şöyle buyurmuştur: 'Kişi konuşmalarında, doğru ise Allah Teâlâ onun aklını korur. Ne kadar yaşlanırsa yaşlansın aklına bir eksiklik gelmez'.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'in dünya hakkındaki zühdüne gelince; o, zühdün zirvesine çıkmıştı. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Nitekim bunu şu rivayet açıkça ispatlamaktadır:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Emîr'ul-Mü'minîn eî-Mehdî 102 İmara Mâlik'e şöyle sorar: 'Evin var mı?' İmam Mâlik 'Hayır evim yok. Fakat size ev meselesiyle ilgili bir hadîs nakledeyim; 'Ben Rabia b. Ebi Abdurrahman'dan dinledim, şöyle demişti: 'Kişinin nesebi onun evidir'.103[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Hârun Reşid İmam Mâlik'e şöyle sorar: 'Evin var mı?' imam Mâlik 'Hayır yok' der. Bu cevabı alan Hârun Reşid, İmam Mâlik 'e üç bin dinar vererek 'Bununla kendine bir ev al der. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik, Harun Reşid'den parayı alır, fakat parayı ev almak için sarfetmez. Harun Reşid Bağdad'a dönmek istediğinde İmam Mâlik e kendi siyle birlikte Bağdad'a gelmesini söyler: Ben herkesi senin Muvatta adlı kitabına tâbi kılmak istiyorum. Tıpkı Hz. Osman'ın herkesi istinsah ettirdiği mushaflara zorlaması gibi...'[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Bu söz üzerine İmam Mâlik, Harun Reşid'e hitaben şöyle der: 'Herkesi benim Muvatta adlı kitabıma zorlamak imkânsız bir iştir. Çünkü Hz. Peygamberin ashabı onun ölümünden sonra dünyanın dört bir bucağına yayıldılar. Hz. Peygamberin hadîslerini gittikleri diyarlara yaydılar. Bu nedenle her belde halkında ayrı ayrı ilim vardır. Hz. Peygamber 'Ümmetimin ihtilâfından rahmet doğar'104 buyurmuştur. Seninle birlikte hükümet merkezine gelmeme de imkân yoktur. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]'Eğer bilseler, Medineli Münevvere onlar için daha hayırlıdır'.105[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]'Demircilerin körüğünün, demirin pasını temizlediği gibi, Medine i Münevvere de (günahkâr kulları) günahlarından öylece temizler'.106 Buyurun, şunlar bana vermiş bulunduğunuz dinarlarınız! Bana verdiğiniz bu şeyleri ister geri alın, ister bırakın'.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik bu sözleriyle Hârun Reşid'e şunları anlatmak istiyordu: 'Bana yaptığın iyiliğin karşılığı olarak beni Medine'den ayırmak istiyorsun. Bana bütün dünyayı verseniz Hz. Peygamberin şehri olan Medine'den ayrılmam'.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İşte İmam Mâlikin dünyaya karşı zühdü bu derecedeydi. İlmi ve talebeleri, dünyanın her tarafına yayıldığı sıralarda dünyanın her tarafından kendisine bolca para akmaktaydı. Fakat o kendisine gelen bütün paraları Allah yolunda sarfederdi. Onun cömertliği, dünyayı az sevdiğine ve zühdüne delâlet eder. Zâhidlik sadece malı sarfetmekten ibaret değildir. Zâhidlik, aynı zamanda kalbi mal sevgisinden uzak tutmaktır. Nitekim peygamberlerin en zengini olan Hz. Süleyman, mülk ve serveti hususunda çok zâhid bir kişi idi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'in dünyayı hakir gördüğünün delili olarak İmam Şâfiî'den gelen şu rivayet yeterlidir: "İmam Mâlik'in kapısında Horasan diyarının küheylan atlarından ve Mısır'ın meşhur katırlarından öylelerini gördüm ki, onlardan daha güzelini hiçbir yerde görmemiştim. Bunları gördüğümde hocam İmam Mâlik'e 'Bunlar ne güzel şeyler' dedim. O bu sözümü işittiği zaman şöyle dedi: 'Ey Ebu Abdullah,! Onlar benden sana hediye olsun'. Ben de ona 'Bari binmeniz için kendinize birini bırakın' dedim. O 'Allah'ın Rasûlü'nün gömülü bulunduğu bir toprakta binekli olarak dolaşmaya utanırım' dedi".[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]İmam Mâlik'in cömertliğine bakınız ki; elindeki servetin tamamını birden hediye edebilmektedir. Üstelik Medine-i Münevverinin topraklarında binekli olarak dolaşmayı hürmetsizlik kabul ettiği için o topraklara hayvan ayağıyla basmak istemiyor.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Onun sadece Allah'ın rızası için ilim talep ettiğini ve dünyayı bir hiç mesabesinde gördüğünü ispatlayan delillerden biri de şudur:İmam Malikin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Harun Reşid'in huzuruna girdim. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Bana [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]'Ey Ebu Abdullah! Bize sık sık gelmen gerekir; zira çocuklarımın senden Muvatta'yı dinlemesini istiyorum' deyince, ona şöyle cevap verdim: 'Allah Teâlâ Emîr'ul Mü'minîn'i aziz etsin. Bu ilim size ehl-i beyt'ten gelmiştir. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=teal][B]Eğer siz bu ilme hürmet gösterirseniz, bu ilim hürmet görür. Bu nedenle ilmin ayağına gidilmesi gerekir, ilim insanın ayağına gelmez'. Benim bu sözümü dinleyen Emîr'ul-Mü'minîn 'Doğru söylüyorsun yâ Mâlik!' diye mukabele etti. Sonra çocuklarına dönerek 'Mescide giderek halkla beraber İmam Mâlik'in derslerini dinleyin' diye emir verdi".[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=black][B]99) Künyesi Ebu Said'dir. Hadîs hafızıdır. Hicretin 158. yılında doğmuş ve 98) yılında vefat etmiştir.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]100) Bu zat birçok İslâm beldesini gezerek âlimlerden ders almıştır. Zahidlikte, kitap yazmada ve selefe uymada emsalsizdi. Sayısız kitap telif etmiştir hicretin 506. senesinde Şam'da vefat etmiştir.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]101) künyesi Ebu cafer abdullah b. Ah b. Abdullah b. Abbas'dır. Hz. Abbas'ın neslinden gelen Abbasî halifelerinin ikincisidir.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]102) Künyesi el-Mehdi Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah b. Ali b. Abdullah b. Abbas tır. Abbasî halifelerinin üçüncüsüdür.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]103) Bu bir hadis değil, İmam Mâlik'in ismini verdiği Rabia'nın sözüdür, Bu söze mecaz yoluyla hadîs denmiştir. Bu sözün sahibi olan Rabia, Medine'nin meşhur âlimlerindcndir. Hicretin 130. yılında el-Enbarda vefat[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]etmiştir.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]104) Beyhaki, el-Eş'arıyye ve ayrıca bkz. el-medhal (İbn Abbas'dan)[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]105) ibn ebi Hatim, el-cerh ve ta'dil, (İmam Mâlik'den)[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=black]106) İbn Esir ve İmam Mâlik, (Ebu Hüreyre'den); Buharî, Müslim ve Nesâî[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
İslami Kütüphane
İhyau Ulumid-din -- İlim Babı--
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst