Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
İslami Kütüphane
İhyau Ulumid-din -- GAZALİ--
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 175613" data-attributes="member: 15919"><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: red">Gazalinin Seçme Sözleri</span></span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">1. Dünya ahire tin tarlasi ve hidâyet konaklarindan bir konaktir. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dünya denmiştir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">2. Bazi kimseler nefislerinde bir yakinlik hissederek ibâdetinde ve meclislerinde Allah'a yakin olduklarini zannederler. Böylece kendilerinden başka meclislerinde bulunan herkesin bağişlanacaği fikrine saplanirlar. Eğer bu tür kimseye, bu şekilde sû-i edebinden dolayi Allah Teâlâ, müstahak olduğu muameleyi yapmiş olsaydi, hemen o anda helâk olurdu.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">3. Her sâlik, bulunduğu menzil ile gectiği makamlar hakkinda konuşabilir. Kendisinin ulaşamadiği makamlar, ihâta edemediği menziller hakkinda ise hicbir şekilde konuşamaz. Ancak onlara gaybi bir şekilde inanir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">4. Allah Teâlâ ilim nurlarini insanoğlundan esirgememiştir; Allah Teâlâ, cimrilik illetinden münezzehdir. İlim nurlarinin kalplere akmamasmm sebebi, o kalpleri doldurmuş bulunan bulaniklik ve kötülüklerdir. Çünkü kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havanin o kaba girmesine imkân yoktur. Kalp mâsivâ ile dolu oldukca Allah'in celâl marifeti oraya girmez.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">5. İlimlerin icinde en şerefli olani Allah'in sifat ve fiillerini bilÂdiren ilimdir. İnsan bu ilimle kemâle ulaşir. Kâmil olmanin saÂadetini duyar. İnsanoğlu, Allah'in celâl ve kemâl sifatlarinin komşuluğuna ulaştiği zaman, bu komşuluğun ona büyük saadetÂler kazandiracaği muhakkaktir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">6. Kalplerin ve insan basiretinin cilasi zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilir. Öyleyse takva zikrin kapisi; zikir keşfin kapisi, keşif ise büyük zafere acilan kapinin ta kendisidir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">7. Kalbiyle arasindaki perdeler aralanan bir kimseye, mülk ve melekûtun tecellisi görünür. Böyle bir kimse, genişliği yerle gökleri icine alan cenneti müşahede eder.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">8. İbadetlerin esasi kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de mârifet nurunun orada doğmasi ile mümkündür.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">9. İman üc mertebedir: a) Avam halkin imani olan mukallidle-rin imani, b) Birtakim kelâmi delillere dayanan kelâmcilarm imani, c) Yakin nuruyla görerek iman eden ariflerin imani.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">10. Akli ilimlerin şer'i ilimlere zit olduğunu ve bu ilimlerin bir arada bulunamayacağini, bulunmalarinin mümkün olmadiğini zanneden bir kimsenin bu zanni, basiretsizliğinden ve körlüğünden ileri gelir. Basiretsizlikten Allah'a siğiniriz.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">Aldiği ilimler iki kisma ayrilir: a) Dünyevi, b) Uhrevi</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">Dünyevi olanlar, tip, matematik, kozmoğrafya, sanat ve fen ilimleridir. Uhrevi olanlar ise, kalbin hâllerini, amellerin âfetini, Allah'in sifat ve fiillerini bildiren ilimdir. İşte akli ilimlerin bu iki grubu birbirine zittir. Bütün gayretini bu iki kisimdan birisine sar-fedip o sahada derinleşen bir kimse, genellikle öbür kisimda eksik kalir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">11. Akilcilar tarafindan inkâr edilen dini ve gaybi birşey işittiğin zaman, onlarin bu inkârlari sakin seni şaşirtmasin; zira şarkta bulunan bir insanin garbdaki hakikati bilmesi imkansizdir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">12. Etrafta ilâhi rüzgârlar esiyor; kalp gözlerini örten perdeleri aciyor. İşte bu gözler Levh-i Mahfuz'da yazili olan birtakim hakiÂkatleri görürler.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">13. Ehl-i tasavvuf, calişmakla elde edilen ilimlerden ziyade ilhamla öğrenilen ilimlere meyleder. Onun icin musanniflerin yazdiklari ilimlere eğilmeye, oradaki sözleri ve delilleri araştirmaya önem vermemişlerdir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">14. Takva, cok secdeden ötürü alinda iz birakma veya oruc tutmaktan sararma veya secde ve rükûdan belin bükülme hâli değildir. Eğilen boyunda veya sarkitilan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki verâ' hâlidir. Güler yüzle karşiladiğin kimse, seni asik bir yüzle karşilar ve bilgileriyle sana mihnet yüklerse, Allah böyle kimselerin sayilarini artirmasin!</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">15. Mü'minin kalbi ölmez, ilmi, ölüm aninda silinip gitmez. Kalbindeki berraklik kesinlikle sönmez.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Hasan Basri de bu mânâya şöyle işaret etmiştir: 'Toprak iman merkezini yeyip bitiremez'.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">16. Bâtin ilmi Allah'in sirlarindan bir sirdir. Allah Teâlâ o sirrini dilediği kulunun kalbine ilham eder.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">17. Kur'ân takvanin, hidâyetin ve keşfin anahtari olduğunu acikca beyan eder. Takva ise, öğretmen olmadan elde edilen ilimÂdir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">18. Kalbe herhangi birşey geldiği zaman, ondan önceki hakikat-ler kacişir ve yerlerini son gelene birakir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">19. Muamele ilminin en yüksek zirvesi, nefsin hilelerine ve şeytanin desiselerine vâkif olmaktir. Boyle bir ilme vâkif olmak her insana farz-i ayn1 dir. Fakat ne kadar yazik ki halk bu farzi ter-ketmiş ve vesveselere sebep olan birtakim fuzuli ilimlerle uğraşir olmuştur. İşte bu ilimleri vesile ederek şeytan onlari yoldan cikarmaktadir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">20. Âlimlerin birbirlerine hücum ettiklerini, birbirlerine hased ettiklerini ve anlaşamadiklarini gördüğün zaman, onlarin dünya hayatina karşilik ahiretlerini sattiklarina hükmet! Acaba bu kişilerden daha fazla aldanan satici var midir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">21. Bir kimse herhangi bir imamin mezhebinde olduğunu söyÂler, fakat o imamin yolundan gitmez ise, onun en büyük hasmi bağli olduğunu söylediği imamin ta kendisidir. O imam Allah'in huzurunda şöyle der: 'Benim mezhebim," istihrac ettiğim ahkâm ile amel etmektir. Dil ile 'Ben şu mezhebe bağliyim' demek değildir. Dil calişmak icindir, hezeyan icin değildir. O halde, mademki sen benim mezhebimden olduğunu iddia ediyorsun, öyleyse neden amel ve ahlâkta bana muhalefet ettin? Oysa ona uyarak Allah'a yaklaşmayi düşündüğün mezhebin esasi amel ve ahlâk idi. Bir de utanmadan benim mezhebimden olduğunu iddia ettin. Böyle bir iddia şeytanin kalbe girmesine yardim eden kapilardan biridir. Bircok âiirn bu kapinin acilmasi sebebiyle helâk olup gitmişlerdir'.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">22. Ahmaklikta en ileri gitmiş olan kimse, nefsinin faziletine en cok inanan kimsedir. Akilda en ileri olan kimseler ise, nefsini en cok itham edenlerdir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">23. Halk tabakasindan biri zina eder veya hjrsjzlik yaparsa, onun bu sucu ilimle ilgili konuşmasindan daha hafiftir, Çünkü Allah'in dininin inceliklerini bilmeyen bir kimsenin, bu-konularda söz söylemesi zamanla kendisini küfre sülükler. Aynen yüzme bilmeyen kimsenin kendisini denize atmasi gibi... Boyle bir kimse muhakkak boğulur.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">24. İnsanlarin en muttakisi ve en âlimi, insanlara ayni gözle bakmayandir. Çünkü bazi insanlara riza ve bazi kimselere de gazab gözüyle bakmak gerekir. Eğer gazab gözüyle bakilmasi gereken kişiye, riza gözüyle bakarsan onun ayiplarini göremezsin; zirâ nza, insanin gözlerindeki görme hâssasini zayiflatir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">25. Allah hakkindaki zanni kötü olan ve insanlarin ayiplarini araştiran bir kimseyi gördüğün zaman, bil ki böyle bir insanin kalbi hastadir. Mü'min kişi ise, bütün halk nazarinda kalbi sağlam olan kimsedir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">20. Kalp, takva ve iyi amellerle süslenip, kötü sifatlardan armm.adikca, o kalpte zikrin hakikati bulunmaz. Aksi takdirde, zikirden dem vurmak nefsin konuşmasi olup, bu konuşmada kalbin dahli yoktur. Böyle olunca da şeytanin kalpten sürülmesi mümkün</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">değildir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">27. Ruh rabbani bir emirdir. Rabbâni demek, onun mükâşefe, ilimlerinin sirlarindan birisi olmasi demektir. Bu sirri ifşa etmek salahiyeti hic kimseye verilmemiştir. Çünkü Allah'in en sevgili kulu olan Allah'in Râsülü dahi hu sirri aciklamamiştir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">28. Şehvet kalbe galip geldiği zaman, kalbin en derin hücrelerine nüfuz edemese dahi, şeytan orada istikrar bulur. Kötü sifatlardan uzak olan kalplere gelince, o kalplerde şehvet olduğu icin değil, zikirden gaflet edildiği zaman şeytan o kalplerin kapisini calar, fakat o kalpler zikre sarildikca şeytan geri cekilir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">29. Duanin şartlari yerine getirilmediği zaman nasil geri cevri-lirse, zikrin şartlan da yerine getirilmediği takdirde böyle bir zikir şeytani kacirtmaz.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">30. Şeytanlar tek tek bir araya gelerek toplanmiş ordulardir. (Jnnahlann her ceşidinin bir şeytani vardir. Her günah kendi şeytaninin davetiyle işlenir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">31. Melekût aleminde sûretler sifata tabidir. Öyleyse kötü mana, kötü surette görünür. Demek ki Şeytan, köpek, kurbağa ve (limmi suretinde görünür. Bu sûretler mânâlarin etiketidirler ve mânâlarin doğruluğunu aksettirirler. Bu sirra1 binaen rüyada maymun ve domuz görmek, kötü insana işaret ettiği gibi, koyun da ic âlemi geniş insana işaret eder. Her rüya bu ölcüye göre tefsir edilir.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">32. Uyku kalbi öldürür ve kurutur. Ancak bundan zaruri olan miktar harictir. Yetecek kadar uyumak, gayb sirlarinin keşfine veÂsile olur.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">34. Allah yolunun yolcusuna gereken şey, hassalarini kontrol altina almaktir. Bu kontrol karanlik bir yere cekilip düşünmekle ve başini önüne eğmekle, herhangi bir örtüye bürünmekle elde edilir. Bu vaziyetler hakkin sesini dinlemek ve rubûbiyet huzurunun azametine işaret etmek icin alinir. Görmez misin, Allah'in Râsûlü'ne bu vaziyetteyken nidâ gelmiş ve o nidâ 'Ey örtülere büÂrünen! Kalk ve uyar' demiştir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">35. Mide ile ferc, ateşe acilan kapilardan birer kapidir. Çünkü onun asli tatmin olup doymaktir. Zillet ve inkisar ise cennetin kapilarindan birer kapidir. Çünkü onun asli acimaktir. Cehennem kapilarindan birini kilitleyen, cennet kapilarindan birini acmiş sayilir. Çünkü bu ikisi, birbirinin ziddidir. Birisine yaklaşmak öbüründen uzaklaşmaktir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">36. Kişinin kendi nefsine hâkim olmasi, saadetin tamami; şehvetin ve nefsin kişiye hâkim olmasi, şekavetin tamamidir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">37. Fazla doymak ibâdetten alikoyar, ibâdeti, kalbin parlakliğini ve düşünceyi kararttiği gibi bunlara bağli olan hayati da dumura uğratir. Ac kalmak ise, bütün bu menfi hâlleri müsbete cevirir. Çünkü az yemek bedenin sağliğini koruduğu gibi, cok yemek ve mideyi karişik yiyeceklerle doldurmak damarlarda karişiklik meydana getirir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">38. Dinen yasaklanmiş olan cidal ve tartişmanin sonucu, başkasindan dinlediklerine yanliştir diyerek itiraz etmektir. Mücadelenin sonucu ise, başkasini susturmak, aciz birakmak, konuşmasini cürütmek ve kendisine cehalet nisbet etmektir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">39. Nefsini Allah'in celâl ve azametini, yer ve gökteki saltaÂnatini düşünmeye aliştiran bir kimse icin bu şekilde melekûtun garip ve acaip sanatina bakmaktan duyulan lezzet; zahiri gözle cennetin bağlarina ve meyvalarma bakmaktan duyulan lezzetten daha üstündür, işte düşünürlerin dünyadaki hâlleri budur...</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">Acaba âhirette bütün perdeler kalktiği zaman durumlari ne olaÂcaktir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">40. Şayet sen Allah'in marifetine aşik değil isen mazursun! Çünkü cimâ yapmaya iktidari olmayan bir kimse evlenmeye, coÂcuklar da saltanat tahtina ve tacina hevesli değildirler. Şevk ancak zevkten sonra hâsil olacak olan bir hâldir. Zevk almayan bunu anlamaz. Anlamayan da aşik olmaz. Aşik olmayan ise istemez. İstemeyen ise idrâk edemez ve idrâk etmeyen ise esfel-i sâfilin'de bulunan mahrumlardan olur.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">41. Dinde, yücelmişlerin mertebesine erişmeyen kimselerin elinden onlari sevmenin sevabi alinmiş değildir. İstediği zaman onlari sever ve bu sevgilerinden ötürü büyük sevaplara nail olurllar.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">42. Hased, helâllik istenecek bir zulüm değildir. Seninle Allah arasindaki bir günahkârliktir. Helâllik ancak azalardan cikip başkasina zarar veren fiillerde vâcibdir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">43. Dünya ve ahiret, kalbin durumlarindan iki durumdur. O durumlarin ölümden önce ve gecici olanina dünya, ondan sonraki kisma ahiret deniliyor. Ahiret ölümden sonra olandir. Ölümden evvel acil bir şehvet veya bir payin icinde bulunduğu herşey senin icin bir dünyadir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">44. Ölüm aninda insanda şu üc.sifattan başka hicbir şey kalmaz:</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">1. Kalbin dünya kirinden temizlenmesi</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">2. Kalbin Allah'in zikriyle yakinlik kurmasi</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">3. Kalbin Allah sevgisiyle neşeye garkolmasi</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red">Kalbin temizlenmesi, ancak dünya şehvetlerinden kacinmakla mümkün olur. Zikre yakin olmak ise, ancak cok zikir yapmakla mümkün olur. Allah sevgisi ise, ancak marifetle elde edilir. Allah'in marifeti ise daima zikir yapilmadikca bilinemez.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">45. Ölüm, dünyaya bağli olanlarin zannettiği gibi yokluk değildir. Ölüm, sevgilinin huzuruna varman icin gecmek zorunda olduğun engelden kurtulmaktar.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">46. Kibirlilik kulun Allah'in azabindan emin olduğunu gösterir. Azaptan emin olmak ise felâketlerin en büyüğüdür. Tevâzu ise Allah'tan korkmayi ifade eder. Bu korku ise, saadetin rehberi ve âletidir.</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Kibrin ilaclarindan biri, emsâliyle toplantilarda bulunduğu zaman onlari öne gecirmek ve onlarin aşağisinda oturmaktir. Fakat burada şeytanin bir kurnazliği vardir, </span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Şöyle ki: Kişinin ayakkabilarinin yaninda oturmasi veya emsalleriyle arasinda ne idüğü belirsiz kimselerin oturtulmasi ve böylece kendini mütevazi zannetmesidir. Oysa böylesi, kibrin ta kendisidir. Çünkü kalbine 'lâyik olduğum yeri başkasina terkettira ve tevâzu gösterdim' gibi vesveseler gelir ki; işte bu vehim, kibrin ta kendisidir. Kendisine düşen vazife akranini öne alip, onlarin altinda oturup ayakkabiliğa düşmemektir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">47. Saadetlerin esasi akil, anlayiş ve zekâdir. Akil nimetinin sihhatli olmasi, Allah'in fitrat dünyasinda büyük bir nimettir. Bu bakimdan eğer akil, hamakat ve belâdetle ölüp dumura uğrarsa, o zaman herşeyden önce onu şlde etmeye calişman gerekir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">48. Cin şeytanlarindan emin olabilirsin. Fakat, insan şeytanlarindan şiddetle korun! Çünkü insan şeytanlari, cin şeytanlarindan iğva ve idlal vazifesini almişlar ve böylece cin şeytanlarini istirahate göndermişlerdir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">49. Allah'in, kendilerine verdiği akildan razi olmayan kimse yoktur. Fakat akilsizlarin en aşağiliği akliyla övünen kişidir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">50. Ahiret âlimleri, yüzlerindeki sükûnet, Allah'a karşi zillet ve tevâzu ile bilinirler. Huni gibi acilip kapanan ve gülerken kulaklara kadar yayilan ağizlarin sahipleri, hareketlerinde ve konuşmalarinda hiddetli olan kimseler ise, onlarin bu şiddet ve hiddetleri gafletlerinden ileri gelmektedir. Böyle hareketler dünya-perestlerin âdetidir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">51. İhtiyaci olan bir kimsenin o ihtiyaca ulaşmasi icin ilk şart, o ihtiyaci sabahtan akşama kadar elde etmedikce yememesidir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">52. Kötü sonu hazirlayan birtakim günahlar vardir. Onlardan birisi de veli olmadiği halde velilik iddia etmektir.</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">53. Herkesin kalbi vardir zannedilmesin!</span></span></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 175613, member: 15919"] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=5][COLOR=red]Gazalinin Seçme Sözleri[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]1. Dünya ahire tin tarlasi ve hidâyet konaklarindan bir konaktir. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dünya denmiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]2. Bazi kimseler nefislerinde bir yakinlik hissederek ibâdetinde ve meclislerinde Allah'a yakin olduklarini zannederler. Böylece kendilerinden başka meclislerinde bulunan herkesin bağişlanacaği fikrine saplanirlar. Eğer bu tür kimseye, bu şekilde sû-i edebinden dolayi Allah Teâlâ, müstahak olduğu muameleyi yapmiş olsaydi, hemen o anda helâk olurdu.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]3. Her sâlik, bulunduğu menzil ile gectiği makamlar hakkinda konuşabilir. Kendisinin ulaşamadiği makamlar, ihâta edemediği menziller hakkinda ise hicbir şekilde konuşamaz. Ancak onlara gaybi bir şekilde inanir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]4. Allah Teâlâ ilim nurlarini insanoğlundan esirgememiştir; Allah Teâlâ, cimrilik illetinden münezzehdir. İlim nurlarinin kalplere akmamasmm sebebi, o kalpleri doldurmuş bulunan bulaniklik ve kötülüklerdir. Çünkü kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havanin o kaba girmesine imkân yoktur. Kalp mâsivâ ile dolu oldukca Allah'in celâl marifeti oraya girmez.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]5. İlimlerin icinde en şerefli olani Allah'in sifat ve fiillerini bilÂdiren ilimdir. İnsan bu ilimle kemâle ulaşir. Kâmil olmanin saÂadetini duyar. İnsanoğlu, Allah'in celâl ve kemâl sifatlarinin komşuluğuna ulaştiği zaman, bu komşuluğun ona büyük saadetÂler kazandiracaği muhakkaktir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]6. Kalplerin ve insan basiretinin cilasi zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilir. Öyleyse takva zikrin kapisi; zikir keşfin kapisi, keşif ise büyük zafere acilan kapinin ta kendisidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]7. Kalbiyle arasindaki perdeler aralanan bir kimseye, mülk ve melekûtun tecellisi görünür. Böyle bir kimse, genişliği yerle gökleri icine alan cenneti müşahede eder.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]8. İbadetlerin esasi kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de mârifet nurunun orada doğmasi ile mümkündür.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]9. İman üc mertebedir: a) Avam halkin imani olan mukallidle-rin imani, b) Birtakim kelâmi delillere dayanan kelâmcilarm imani, c) Yakin nuruyla görerek iman eden ariflerin imani.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]10. Akli ilimlerin şer'i ilimlere zit olduğunu ve bu ilimlerin bir arada bulunamayacağini, bulunmalarinin mümkün olmadiğini zanneden bir kimsenin bu zanni, basiretsizliğinden ve körlüğünden ileri gelir. Basiretsizlikten Allah'a siğiniriz.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]Aldiği ilimler iki kisma ayrilir: a) Dünyevi, b) Uhrevi[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]Dünyevi olanlar, tip, matematik, kozmoğrafya, sanat ve fen ilimleridir. Uhrevi olanlar ise, kalbin hâllerini, amellerin âfetini, Allah'in sifat ve fiillerini bildiren ilimdir. İşte akli ilimlerin bu iki grubu birbirine zittir. Bütün gayretini bu iki kisimdan birisine sar-fedip o sahada derinleşen bir kimse, genellikle öbür kisimda eksik kalir.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]11. Akilcilar tarafindan inkâr edilen dini ve gaybi birşey işittiğin zaman, onlarin bu inkârlari sakin seni şaşirtmasin; zira şarkta bulunan bir insanin garbdaki hakikati bilmesi imkansizdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]12. Etrafta ilâhi rüzgârlar esiyor; kalp gözlerini örten perdeleri aciyor. İşte bu gözler Levh-i Mahfuz'da yazili olan birtakim hakiÂkatleri görürler.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]13. Ehl-i tasavvuf, calişmakla elde edilen ilimlerden ziyade ilhamla öğrenilen ilimlere meyleder. Onun icin musanniflerin yazdiklari ilimlere eğilmeye, oradaki sözleri ve delilleri araştirmaya önem vermemişlerdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]14. Takva, cok secdeden ötürü alinda iz birakma veya oruc tutmaktan sararma veya secde ve rükûdan belin bükülme hâli değildir. Eğilen boyunda veya sarkitilan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki verâ' hâlidir. Güler yüzle karşiladiğin kimse, seni asik bir yüzle karşilar ve bilgileriyle sana mihnet yüklerse, Allah böyle kimselerin sayilarini artirmasin![/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]15. Mü'minin kalbi ölmez, ilmi, ölüm aninda silinip gitmez. Kalbindeki berraklik kesinlikle sönmez.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]Hasan Basri de bu mânâya şöyle işaret etmiştir: 'Toprak iman merkezini yeyip bitiremez'.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]16. Bâtin ilmi Allah'in sirlarindan bir sirdir. Allah Teâlâ o sirrini dilediği kulunun kalbine ilham eder.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]17. Kur'ân takvanin, hidâyetin ve keşfin anahtari olduğunu acikca beyan eder. Takva ise, öğretmen olmadan elde edilen ilimÂdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]18. Kalbe herhangi birşey geldiği zaman, ondan önceki hakikat-ler kacişir ve yerlerini son gelene birakir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]19. Muamele ilminin en yüksek zirvesi, nefsin hilelerine ve şeytanin desiselerine vâkif olmaktir. Boyle bir ilme vâkif olmak her insana farz-i ayn1 dir. Fakat ne kadar yazik ki halk bu farzi ter-ketmiş ve vesveselere sebep olan birtakim fuzuli ilimlerle uğraşir olmuştur. İşte bu ilimleri vesile ederek şeytan onlari yoldan cikarmaktadir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]20. Âlimlerin birbirlerine hücum ettiklerini, birbirlerine hased ettiklerini ve anlaşamadiklarini gördüğün zaman, onlarin dünya hayatina karşilik ahiretlerini sattiklarina hükmet! Acaba bu kişilerden daha fazla aldanan satici var midir?[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]21. Bir kimse herhangi bir imamin mezhebinde olduğunu söyÂler, fakat o imamin yolundan gitmez ise, onun en büyük hasmi bağli olduğunu söylediği imamin ta kendisidir. O imam Allah'in huzurunda şöyle der: 'Benim mezhebim," istihrac ettiğim ahkâm ile amel etmektir. Dil ile 'Ben şu mezhebe bağliyim' demek değildir. Dil calişmak icindir, hezeyan icin değildir. O halde, mademki sen benim mezhebimden olduğunu iddia ediyorsun, öyleyse neden amel ve ahlâkta bana muhalefet ettin? Oysa ona uyarak Allah'a yaklaşmayi düşündüğün mezhebin esasi amel ve ahlâk idi. Bir de utanmadan benim mezhebimden olduğunu iddia ettin. Böyle bir iddia şeytanin kalbe girmesine yardim eden kapilardan biridir. Bircok âiirn bu kapinin acilmasi sebebiyle helâk olup gitmişlerdir'.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]22. Ahmaklikta en ileri gitmiş olan kimse, nefsinin faziletine en cok inanan kimsedir. Akilda en ileri olan kimseler ise, nefsini en cok itham edenlerdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]23. Halk tabakasindan biri zina eder veya hjrsjzlik yaparsa, onun bu sucu ilimle ilgili konuşmasindan daha hafiftir, Çünkü Allah'in dininin inceliklerini bilmeyen bir kimsenin, bu-konularda söz söylemesi zamanla kendisini küfre sülükler. Aynen yüzme bilmeyen kimsenin kendisini denize atmasi gibi... Boyle bir kimse muhakkak boğulur.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]24. İnsanlarin en muttakisi ve en âlimi, insanlara ayni gözle bakmayandir. Çünkü bazi insanlara riza ve bazi kimselere de gazab gözüyle bakmak gerekir. Eğer gazab gözüyle bakilmasi gereken kişiye, riza gözüyle bakarsan onun ayiplarini göremezsin; zirâ nza, insanin gözlerindeki görme hâssasini zayiflatir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]25. Allah hakkindaki zanni kötü olan ve insanlarin ayiplarini araştiran bir kimseyi gördüğün zaman, bil ki böyle bir insanin kalbi hastadir. Mü'min kişi ise, bütün halk nazarinda kalbi sağlam olan kimsedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]20. Kalp, takva ve iyi amellerle süslenip, kötü sifatlardan armm.adikca, o kalpte zikrin hakikati bulunmaz. Aksi takdirde, zikirden dem vurmak nefsin konuşmasi olup, bu konuşmada kalbin dahli yoktur. Böyle olunca da şeytanin kalpten sürülmesi mümkün[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]değildir.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]27. Ruh rabbani bir emirdir. Rabbâni demek, onun mükâşefe, ilimlerinin sirlarindan birisi olmasi demektir. Bu sirri ifşa etmek salahiyeti hic kimseye verilmemiştir. Çünkü Allah'in en sevgili kulu olan Allah'in Râsülü dahi hu sirri aciklamamiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]28. Şehvet kalbe galip geldiği zaman, kalbin en derin hücrelerine nüfuz edemese dahi, şeytan orada istikrar bulur. Kötü sifatlardan uzak olan kalplere gelince, o kalplerde şehvet olduğu icin değil, zikirden gaflet edildiği zaman şeytan o kalplerin kapisini calar, fakat o kalpler zikre sarildikca şeytan geri cekilir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]29. Duanin şartlari yerine getirilmediği zaman nasil geri cevri-lirse, zikrin şartlan da yerine getirilmediği takdirde böyle bir zikir şeytani kacirtmaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]30. Şeytanlar tek tek bir araya gelerek toplanmiş ordulardir. (Jnnahlann her ceşidinin bir şeytani vardir. Her günah kendi şeytaninin davetiyle işlenir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]31. Melekût aleminde sûretler sifata tabidir. Öyleyse kötü mana, kötü surette görünür. Demek ki Şeytan, köpek, kurbağa ve (limmi suretinde görünür. Bu sûretler mânâlarin etiketidirler ve mânâlarin doğruluğunu aksettirirler. Bu sirra1 binaen rüyada maymun ve domuz görmek, kötü insana işaret ettiği gibi, koyun da ic âlemi geniş insana işaret eder. Her rüya bu ölcüye göre tefsir edilir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]32. Uyku kalbi öldürür ve kurutur. Ancak bundan zaruri olan miktar harictir. Yetecek kadar uyumak, gayb sirlarinin keşfine veÂsile olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]34. Allah yolunun yolcusuna gereken şey, hassalarini kontrol altina almaktir. Bu kontrol karanlik bir yere cekilip düşünmekle ve başini önüne eğmekle, herhangi bir örtüye bürünmekle elde edilir. Bu vaziyetler hakkin sesini dinlemek ve rubûbiyet huzurunun azametine işaret etmek icin alinir. Görmez misin, Allah'in Râsûlü'ne bu vaziyetteyken nidâ gelmiş ve o nidâ 'Ey örtülere büÂrünen! Kalk ve uyar' demiştir?[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]35. Mide ile ferc, ateşe acilan kapilardan birer kapidir. Çünkü onun asli tatmin olup doymaktir. Zillet ve inkisar ise cennetin kapilarindan birer kapidir. Çünkü onun asli acimaktir. Cehennem kapilarindan birini kilitleyen, cennet kapilarindan birini acmiş sayilir. Çünkü bu ikisi, birbirinin ziddidir. Birisine yaklaşmak öbüründen uzaklaşmaktir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]36. Kişinin kendi nefsine hâkim olmasi, saadetin tamami; şehvetin ve nefsin kişiye hâkim olmasi, şekavetin tamamidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]37. Fazla doymak ibâdetten alikoyar, ibâdeti, kalbin parlakliğini ve düşünceyi kararttiği gibi bunlara bağli olan hayati da dumura uğratir. Ac kalmak ise, bütün bu menfi hâlleri müsbete cevirir. Çünkü az yemek bedenin sağliğini koruduğu gibi, cok yemek ve mideyi karişik yiyeceklerle doldurmak damarlarda karişiklik meydana getirir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]38. Dinen yasaklanmiş olan cidal ve tartişmanin sonucu, başkasindan dinlediklerine yanliştir diyerek itiraz etmektir. Mücadelenin sonucu ise, başkasini susturmak, aciz birakmak, konuşmasini cürütmek ve kendisine cehalet nisbet etmektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]39. Nefsini Allah'in celâl ve azametini, yer ve gökteki saltaÂnatini düşünmeye aliştiran bir kimse icin bu şekilde melekûtun garip ve acaip sanatina bakmaktan duyulan lezzet; zahiri gözle cennetin bağlarina ve meyvalarma bakmaktan duyulan lezzetten daha üstündür, işte düşünürlerin dünyadaki hâlleri budur...[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]Acaba âhirette bütün perdeler kalktiği zaman durumlari ne olaÂcaktir?[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]40. Şayet sen Allah'in marifetine aşik değil isen mazursun! Çünkü cimâ yapmaya iktidari olmayan bir kimse evlenmeye, coÂcuklar da saltanat tahtina ve tacina hevesli değildirler. Şevk ancak zevkten sonra hâsil olacak olan bir hâldir. Zevk almayan bunu anlamaz. Anlamayan da aşik olmaz. Aşik olmayan ise istemez. İstemeyen ise idrâk edemez ve idrâk etmeyen ise esfel-i sâfilin'de bulunan mahrumlardan olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]41. Dinde, yücelmişlerin mertebesine erişmeyen kimselerin elinden onlari sevmenin sevabi alinmiş değildir. İstediği zaman onlari sever ve bu sevgilerinden ötürü büyük sevaplara nail olurllar.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]42. Hased, helâllik istenecek bir zulüm değildir. Seninle Allah arasindaki bir günahkârliktir. Helâllik ancak azalardan cikip başkasina zarar veren fiillerde vâcibdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]43. Dünya ve ahiret, kalbin durumlarindan iki durumdur. O durumlarin ölümden önce ve gecici olanina dünya, ondan sonraki kisma ahiret deniliyor. Ahiret ölümden sonra olandir. Ölümden evvel acil bir şehvet veya bir payin icinde bulunduğu herşey senin icin bir dünyadir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]44. Ölüm aninda insanda şu üc.sifattan başka hicbir şey kalmaz:[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]1. Kalbin dünya kirinden temizlenmesi[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]2. Kalbin Allah'in zikriyle yakinlik kurmasi[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]3. Kalbin Allah sevgisiyle neşeye garkolmasi[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][SIZE=4][FONT=Book Antiqua][COLOR=red]Kalbin temizlenmesi, ancak dünya şehvetlerinden kacinmakla mümkün olur. Zikre yakin olmak ise, ancak cok zikir yapmakla mümkün olur. Allah sevgisi ise, ancak marifetle elde edilir. Allah'in marifeti ise daima zikir yapilmadikca bilinemez.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]45. Ölüm, dünyaya bağli olanlarin zannettiği gibi yokluk değildir. Ölüm, sevgilinin huzuruna varman icin gecmek zorunda olduğun engelden kurtulmaktar.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]46. Kibirlilik kulun Allah'in azabindan emin olduğunu gösterir. Azaptan emin olmak ise felâketlerin en büyüğüdür. Tevâzu ise Allah'tan korkmayi ifade eder. Bu korku ise, saadetin rehberi ve âletidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]Kibrin ilaclarindan biri, emsâliyle toplantilarda bulunduğu zaman onlari öne gecirmek ve onlarin aşağisinda oturmaktir. Fakat burada şeytanin bir kurnazliği vardir, [/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]Şöyle ki: Kişinin ayakkabilarinin yaninda oturmasi veya emsalleriyle arasinda ne idüğü belirsiz kimselerin oturtulmasi ve böylece kendini mütevazi zannetmesidir. Oysa böylesi, kibrin ta kendisidir. Çünkü kalbine 'lâyik olduğum yeri başkasina terkettira ve tevâzu gösterdim' gibi vesveseler gelir ki; işte bu vehim, kibrin ta kendisidir. Kendisine düşen vazife akranini öne alip, onlarin altinda oturup ayakkabiliğa düşmemektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]47. Saadetlerin esasi akil, anlayiş ve zekâdir. Akil nimetinin sihhatli olmasi, Allah'in fitrat dünyasinda büyük bir nimettir. Bu bakimdan eğer akil, hamakat ve belâdetle ölüp dumura uğrarsa, o zaman herşeyden önce onu şlde etmeye calişman gerekir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]48. Cin şeytanlarindan emin olabilirsin. Fakat, insan şeytanlarindan şiddetle korun! Çünkü insan şeytanlari, cin şeytanlarindan iğva ve idlal vazifesini almişlar ve böylece cin şeytanlarini istirahate göndermişlerdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]49. Allah'in, kendilerine verdiği akildan razi olmayan kimse yoktur. Fakat akilsizlarin en aşağiliği akliyla övünen kişidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]50. Ahiret âlimleri, yüzlerindeki sükûnet, Allah'a karşi zillet ve tevâzu ile bilinirler. Huni gibi acilip kapanan ve gülerken kulaklara kadar yayilan ağizlarin sahipleri, hareketlerinde ve konuşmalarinda hiddetli olan kimseler ise, onlarin bu şiddet ve hiddetleri gafletlerinden ileri gelmektedir. Böyle hareketler dünya-perestlerin âdetidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]51. İhtiyaci olan bir kimsenin o ihtiyaca ulaşmasi icin ilk şart, o ihtiyaci sabahtan akşama kadar elde etmedikce yememesidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]52. Kötü sonu hazirlayan birtakim günahlar vardir. Onlardan birisi de veli olmadiği halde velilik iddia etmektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red]53. Herkesin kalbi vardir zannedilmesin![/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
İslami Kütüphane
İhyau Ulumid-din -- GAZALİ--
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst