Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Hüsn-ü Zann
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="erzýncanlý" data-source="post: 16676" data-attributes="member: 144"><p><strong><span style="font-size: 22px"><span style="color: #009900">HÜSN-Ü ZANN<span style="font-family: 'Georgia'"> <span style="color: #1f497d"><img src="http://img329.imageshack.us/img329/559/56kussg2ve21dj4.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></span></span></strong> </p><p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"> <span style="font-size: 15px"> [FONT=times new roman,serif]<span style="color: #000000">İyi niyetli ve iyi düşünceli olma hali. Salih bir mümin, insanlar ve olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunurken, olabildiğince iyi niyetli davranır ve hayra yorar. İyi niyetli ve güzel düşünceli olma insanın iç güzelliğinin ve hayırhahlığının bir göstergesidir. Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: <strong>"Şu üç özelliği taşıyan müslümanın kalbinde hıyanet ve kin bulunmaz, Allah için ihlaslı amel, bütün müslümanlara karşı iyi niyetli ve nasihatçi olma ve fikir ve amelde müslümanlarla birlik olma" (İbn Mâce, Mukaddeme, 1 8).</strong> </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> İnsanların iyiliğini isteme, onları iyiliğe ve güzelliğe sevketme temelde müslümanın asli vazifelerindendir. Hz. Peygamber buna dikkat çekmek için, <strong>"Bütün müslümanlara karşı iyi niyetli olmak"</strong> üzere insanlardan bey'at almıştır (Buhârî, İmân, 42). Ancak burada unutulmaması gereken Hz. Peygamber'in "bütün müslümanlara" ifadesidir. İslâm dairesine giren istisnasız bütün müslümanların iyiliğini hayrını isteme ve onlar hakkında güzel düşüncelere sahip olma bir müslümanın vazifesidir. Müslüman, kafir ve müşriklere karşı insani münasebetler açısından, davranış ve hareketlerinde onların kalbini İslam'a ısındırmak için olgun ve kusursuz olmalı; kalbi ise onlara ve onların kötü huylarına karşı sevgi duymamalıdır. </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Salih müslümanın sıfatlarından biri de insanlara su-i zann da bulunmamasıdır. Kur'an'da şöyle buyurulur: <strong>"Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır" (el-Hucurât, 49/1 3).</strong> </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Rasulüllah (s.a.s), zann ve insanlar hakkında gerçekten uzak şeyleri arkalarından söylemek hususunda, <strong>"Zandan sakının: Çünkü zan sözlerin en yalan olanıdır" (Buhârî, Vesâyâ, 8, Nikâh, 45, Müslim, Birr 28)</strong> buyurarak, zannı sözlerin en yalanı olarak nitelendirmiştir. Sadık müslümanın dilinden, üzerinde yalan kokusu olan sözler çıkmaz. </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Müslüman, insanlar hakkında zahirde görecekleri ile hükmetmeli: Zann, şüphe, dedikodu ve evham ile başkalarına iftiradan uzak durmalıdır. İnsanların gizli şeylerini ortaya çıkarmak, özel işlerine burnunu sokmak ve namusları hakkında ileri geri konuşmak müslümanın ahlaki vasıflarından değildir. Ancak müslüman zahirde gördüğüyle amel eder. Ne gördüyse onu söyler. Şüphe ve zarın ile hükmetmez. Hz. Ömer b. Hattab (r.a) şöyle buyurmuştur: <strong>"insanlar Rasulüllah (s.a.s.) zamanında vahiy ile hükmediyorlardı. Şimdi Vahiy kesilmiştir. Biz artık sizin amellerinizden gördüğümüze hükmederiz. Bize iyilik izhar edeni korur ve kendimize yaklaştırırız. Onun gizledikleri bizi ilgilendirmez. Gizlediklerinden dolayı Allah onu hesaba çeker. Bize şer izhar edene güvenmez ve tasdik etmeyiz. İsterse kalbinin temiz olduğunu söylesin" (M. Y. Kandehlevî, Hayatü's-Sahabe, çev. A. Meylani, IV, 253).</strong> </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Bu sebeple şuurlu ve muttaki müslüman konuştuğu her kelimede ve verdiği her hükümde şu ayeti asla aklından çıkarmaz: <strong>"Bilmediğin şeyin ardına düşme. Doğrusu kulak, göz, kalb bunların hepsi o şeyden sorumlu olur" (el-İsra, 17/36).</strong> </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Müslüman başkalarının aleyhinde konuşmaz. Zira kalben inanır ki, konuştuğu her kelime bir melek tarafından kaydedilmektedir: <strong>"Sağında ve solunda onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zapteder" (Kâf, 50/17, 18).</strong> </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Bu emirlerin şuuruna ermiş bir müslüman ağzından çıkan her kelimenin mesuliyetinden korkar. Bu yüzden konuştuğu her kelimede onu, dikkatli ve sözlerini tartan bir vaziyette görürüz. Çünkü o, konuştuğu kelimenin kendisini Rabbının rıza makamına çıkaracağı gibi, cehennemin en alt tabakalarına indirilebileceğini de bilir. Bu hususta Rasulüllah (s.a.s) şöyle buyurur: <strong>"Kişi Allah'ın rızasına uygun bir kelime konuşur da bu kelimenin kendisini Allah katında ulaştıracağı yüksek mertebeyi hiç ummaz. Halbuki Allah kendine kavuşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bir kişi de Allah'ın azabını celbeden bir kelime konuşurda bu kelimenin onu ne dereceye düşüreceğini tahmin edemez. Halbuki Allah bu kelimeye karşılık ona kıyamet gününe kadar gazabını yazar" (Buhârî, Rikâk, 23; Müslîm, Zühd, 49, 50)</strong> </span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"></span></span></span></span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="color: #1f497d"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"> Muttaki ve kalbi temiz müslüman insanların mantıksız sözlerine kulak vermez ve bugün toplumumuzda kol gezen dedikodu, şayia ve zanlardan kulağına gelenlere aldırış etmez: buna ilaveten insanlardan duyduğu şeylerin doğru olduğunu öğrenmeden nakletmez: bilakis başkalarına naklettikleri şeyin, yalan veya doğru olduğunu öğrenmeden, aktarmayı Rasulüllah (s.a.s)'ın haram olan yalandan saydığını bilir <strong>"Kişiye duyduğu her şeyi nakletmesi günah olarak yeter"</strong> düsturuyla hareket eder.</span></span></span></span></span></span>[/FONT]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="erzýncanlý, post: 16676, member: 144"] [B][SIZE=6][COLOR=#009900]HÜSN-Ü ZANN[FONT=Georgia] [COLOR=#1f497d][IMG]http://img329.imageshack.us/img329/559/56kussg2ve21dj4.gif[/IMG][/COLOR][/FONT][/COLOR][/SIZE][/B] [CENTER] [/CENTER] [LEFT][FONT=Verdana][SIZE=2][COLOR=#000000][COLOR=#1f497d] [SIZE=4] [FONT=times new roman,serif][COLOR=#000000]İyi niyetli ve iyi düşünceli olma hali. Salih bir mümin, insanlar ve olaylar hakkında değerlendirmelerde bulunurken, olabildiğince iyi niyetli davranır ve hayra yorar. İyi niyetli ve güzel düşünceli olma insanın iç güzelliğinin ve hayırhahlığının bir göstergesidir. Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur: [B]"Şu üç özelliği taşıyan müslümanın kalbinde hıyanet ve kin bulunmaz, Allah için ihlaslı amel, bütün müslümanlara karşı iyi niyetli ve nasihatçi olma ve fikir ve amelde müslümanlarla birlik olma" (İbn Mâce, Mukaddeme, 1 8).[/B] İnsanların iyiliğini isteme, onları iyiliğe ve güzelliğe sevketme temelde müslümanın asli vazifelerindendir. Hz. Peygamber buna dikkat çekmek için, [B]"Bütün müslümanlara karşı iyi niyetli olmak"[/B] üzere insanlardan bey'at almıştır (Buhârî, İmân, 42). Ancak burada unutulmaması gereken Hz. Peygamber'in "bütün müslümanlara" ifadesidir. İslâm dairesine giren istisnasız bütün müslümanların iyiliğini hayrını isteme ve onlar hakkında güzel düşüncelere sahip olma bir müslümanın vazifesidir. Müslüman, kafir ve müşriklere karşı insani münasebetler açısından, davranış ve hareketlerinde onların kalbini İslam'a ısındırmak için olgun ve kusursuz olmalı; kalbi ise onlara ve onların kötü huylarına karşı sevgi duymamalıdır. Salih müslümanın sıfatlarından biri de insanlara su-i zann da bulunmamasıdır. Kur'an'da şöyle buyurulur: [B]"Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır" (el-Hucurât, 49/1 3).[/B] Rasulüllah (s.a.s), zann ve insanlar hakkında gerçekten uzak şeyleri arkalarından söylemek hususunda, [B]"Zandan sakının: Çünkü zan sözlerin en yalan olanıdır" (Buhârî, Vesâyâ, 8, Nikâh, 45, Müslim, Birr 28)[/B] buyurarak, zannı sözlerin en yalanı olarak nitelendirmiştir. Sadık müslümanın dilinden, üzerinde yalan kokusu olan sözler çıkmaz. Müslüman, insanlar hakkında zahirde görecekleri ile hükmetmeli: Zann, şüphe, dedikodu ve evham ile başkalarına iftiradan uzak durmalıdır. İnsanların gizli şeylerini ortaya çıkarmak, özel işlerine burnunu sokmak ve namusları hakkında ileri geri konuşmak müslümanın ahlaki vasıflarından değildir. Ancak müslüman zahirde gördüğüyle amel eder. Ne gördüyse onu söyler. Şüphe ve zarın ile hükmetmez. Hz. Ömer b. Hattab (r.a) şöyle buyurmuştur: [B]"insanlar Rasulüllah (s.a.s.) zamanında vahiy ile hükmediyorlardı. Şimdi Vahiy kesilmiştir. Biz artık sizin amellerinizden gördüğümüze hükmederiz. Bize iyilik izhar edeni korur ve kendimize yaklaştırırız. Onun gizledikleri bizi ilgilendirmez. Gizlediklerinden dolayı Allah onu hesaba çeker. Bize şer izhar edene güvenmez ve tasdik etmeyiz. İsterse kalbinin temiz olduğunu söylesin" (M. Y. Kandehlevî, Hayatü's-Sahabe, çev. A. Meylani, IV, 253).[/B] Bu sebeple şuurlu ve muttaki müslüman konuştuğu her kelimede ve verdiği her hükümde şu ayeti asla aklından çıkarmaz: [B]"Bilmediğin şeyin ardına düşme. Doğrusu kulak, göz, kalb bunların hepsi o şeyden sorumlu olur" (el-İsra, 17/36).[/B] Müslüman başkalarının aleyhinde konuşmaz. Zira kalben inanır ki, konuştuğu her kelime bir melek tarafından kaydedilmektedir: [B]"Sağında ve solunda onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zapteder" (Kâf, 50/17, 18).[/B] Bu emirlerin şuuruna ermiş bir müslüman ağzından çıkan her kelimenin mesuliyetinden korkar. Bu yüzden konuştuğu her kelimede onu, dikkatli ve sözlerini tartan bir vaziyette görürüz. Çünkü o, konuştuğu kelimenin kendisini Rabbının rıza makamına çıkaracağı gibi, cehennemin en alt tabakalarına indirilebileceğini de bilir. Bu hususta Rasulüllah (s.a.s) şöyle buyurur: [B]"Kişi Allah'ın rızasına uygun bir kelime konuşur da bu kelimenin kendisini Allah katında ulaştıracağı yüksek mertebeyi hiç ummaz. Halbuki Allah kendine kavuşacağı güne kadar ona rızasını yazar. Bir kişi de Allah'ın azabını celbeden bir kelime konuşurda bu kelimenin onu ne dereceye düşüreceğini tahmin edemez. Halbuki Allah bu kelimeye karşılık ona kıyamet gününe kadar gazabını yazar" (Buhârî, Rikâk, 23; Müslîm, Zühd, 49, 50)[/B] Muttaki ve kalbi temiz müslüman insanların mantıksız sözlerine kulak vermez ve bugün toplumumuzda kol gezen dedikodu, şayia ve zanlardan kulağına gelenlere aldırış etmez: buna ilaveten insanlardan duyduğu şeylerin doğru olduğunu öğrenmeden nakletmez: bilakis başkalarına naklettikleri şeyin, yalan veya doğru olduğunu öğrenmeden, aktarmayı Rasulüllah (s.a.s)'ın haram olan yalandan saydığını bilir [B]"Kişiye duyduğu her şeyi nakletmesi günah olarak yeter"[/B] düsturuyla hareket eder.[/COLOR][/SIZE][/COLOR][SIZE=4][/size][/COLOR][/SIZE][/FONT][SIZE=2][COLOR=#000000][SIZE=4][/SIZE][/COLOR][/SIZE][/FONT][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Hüsn-ü Zann
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst