Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Sorularla Bediüzzaman
"Her Suale Cevap Verilir!" Sözüne İtiraz Edenler Var.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 146832" data-attributes="member: 27"><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> İmam Şafiî dedi ki: Ben, İmam Malik’e kırk sekiz meseleden sorulup da, otuz iki tanesine "Bilmiyorum" diye cevap vermiş olduğunu biliyorum.</span></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Başta İmamı Şafii olmak üzere, Mezhep imamları olarak İslam alimlerinin verdikleri sayısız fetvalar, -Alimler arasında <strong>la edrî=bilmiyorum</strong> sözünü fazla kullanmakla meşhur olan- İmam Malik’in bu ihtiyatlı prensibini kendileri için uygulamadıklarının kanıtıdır.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> Selef-i salihinin bu güzideleri, kapılarına pervasızca "Burada her soruya cevap verilir, kimseye soru sorulmaz" diye levha asanları görselerdi, acaba ne yaparlardı?...</span></p><p><u></u></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Bediüzzaman’ın ahir zaman müceddidi olduğunu anlarlardı. Ayrıca, onun Hz. Ali’nin manevî evladı ve alem-i manada rihle-i tedrisinde oturup kendisinden ders alan özel öğrencisi olduğunu anlarlardı. Nitekim, Hz. Ali; “Sorun, bilmediklerinizi bana sorun, benim gibisini bulup sormazsınız(bu fırsatı değerlendirin, ben aranızda iken bana sorun)”(bk. Ebu Yala, Bezzar-Hafız Heysemî, hadisin sahih olduğuna işaret etmiştir. Bk: Mecmau’z-zevaid,4/269)</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> Hiç kimseye soru sormamanın hükmünü de yine âsârdan araştıralım:</span></p><p><span style="color: DarkRed">Her şeyden önce Allah’ın Kitabı sormayı emretmektedir:</span></p><p><span style="color: DarkRed">"Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz!"</span></p><p></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Bu ayette, -bilenlerin bilmeyenlere değil- bilmeyenlerin bilenlere sorması emrediliyor. “ soru sorma” levhasıyla ilgili bu tarihî realite de gösteriyor ki, bu asrın bir müceddidi olan Bediüzzaman hazretleri, sorulacak suallere cevap vermek makamındadır. Bediâne ilmini ümmetle paylaşmak durumundadır.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> İlim öğrenmenin fazileti hakkında o kadar çok hadis vardır ki, onları burada nakletmek mümkün değildir. İsteyenler hadis kitaplarının "İlim" bölümlerine baksınlar. Sadece soru sormak hakkındaki rivayetlerin birkaçını nakledelim:</span></p><p><span style="color: DarkRed">"İlim hazinedir, anahtarı ise sualdir. O hâlde sorunuz ki, Allah da size rahmet etsin. Böylece sualle dört sınıf ecir kazanır: Soran, öğreten, dinleyen ve bunları seven."</span></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Demek ki, insanların bir kısmı, soru sorar, bir kısmı –sorulara cevap vererek- öğretmenlik yapar,bir kısmı bu alimleri dinler, bir kısmı da bunları sever. İlimdeki unvanı Bediüzzaman, Allah’ın kitabını öğretmek uğruna yıllarca hapishaneleri Medrese-i Yusufiye yapan bir kahraman, insanların iman ve İslamiyet yolunda mesafe kat etmeleri için her şeyini feda etmiş bir müceddid-i zaman bir zat-ı mübareki bu hadisle vurmaya çalışmak, haset ve önyargının nasıl bir körlük virüsü olduğunun açık göstergesidir.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> "Ulemadan sor!(...)"{Râmûz, 1/295. Hadisi Hâkim rivayet etmiştir.}</span></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Bu hadis-i şerif, Bediüzzaman gibi asrın en yüksek bir ilim dahisinden soru sorulmayı hazmetmeyenlere çok güzel bir şamardır.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> Cabir b. Abdullah (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.), yanlış fetva verip arkadaşlarının ölümüne sebep olanlar için buyurmuştur ki:</span></p><p><span style="color: DarkRed">"Onu öldürdüler. Allah da onları öldürsün! Bilmediklerini sorsalardı ya! Cehaletin şifası ancak sormaktır. (...)"</span></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Ortaya koyduğu 130 risalesiyle harika bir ihya hareketini gerçekleştiren, açıkladığı iman esaslarıyla insanları manen yeniden dirilten Bediüzzaman’ı hadiste; cehaletlerinin kurbanı olarak bir adamın ölümüne sebebiyet verenlerden biri gibi göstermek çok büyük bir hezeyan ve çirkin bir iftiradır.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p><p></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> İmam Gazalî, bu konuda da şöyle demektedir:</span></p><p><span style="color: DarkRed">Süfyan-ı Sevrî, Askalân şehrine gitti. Orada bir müddet beklediği hâlde, kendisine bir şey soran olmayınca, "Bu diyarda ilim ölmüş, artık benim beklememe lüzum yok, vasıta temin edip gideyim" dedi. Şüphesiz böyle demesi, öğreticiliğin üstün değerine ve faziletine hevesi ve ilmin devamını sağlamak arzusundandı.</span></p><p><span style="color: DarkRed">Atâ, "Said b. Müseyyeb’i ziyaret ettim ve kendisini ağlar gördüm. Sebebini sorduğumda, kendisinden bir şey sorulmadığı için ağladığını söyledi" demiştir.</span></p><p></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Bu iki menkıbe, alimlerin eskiden beri kendilerinden soru sorulup Allah rızası için o sorulara cevap vererek halka ve hakka hizmet etmek istediklerini gösterdiği gibi, aynı zamanda Bediüzzaman’ın da insanları kendisine bilmedikleri konuları sormalarını temin etmek, çağın ihtiyacı olan sorulara cevap verecek ilmî ehliyete sahip olduğunu göstermek için” burada her suale cevap verilir” levhasını asması, son derece doğru bir hizmet aşkı ve nazik bir davranış olduğunu gösteriyor.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> Hz. Musa (a.s.)’ya "İnsanların en âlimi kimdir?" diye sorulduğunda, "Benim" demişti. İlmi (Allah, en iyi bilendir diyerek) Allah’a havale etmediğinden dolayı, Allah onu kınayıp azarladı ve ona "Senden daha âlim, kulum Hızır vardır" diye vahyetti. Musa, onu bulmak için yollara düştü. Ona sorular sordu. İşte "ulu’l-azm" bir resulün bile bu konudaki hâli böyleydi..</span></p><p></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Hz.Hızır peygamber olmadığı için elbette fazilette ve küllî ilimlerde Hz. Musa ile kıyaslanmaz. Fakat,-Hz. Musa’nın bilmediği- bir takım hususî esrar-ı ilmiyeyi ona verdiğini Kur’an bize bildirmektedir. Hz. Musa’nın başından geçen bu hadise gösteriyor ki, Allah peygamberlere bile vermediği bazı ledünnî ilimleri başka has kullarına verebilir, Kimsenin bu ilahî taksimata itiraz etme hakkı da yoktur.Şu bilinmelidir ki, haset her şeyden önce hasetçiyi yakar kül eder, kalp gözünü kör eder.</p><p></p><p style="text-align: center"> • • •</p> <p style="text-align: center"></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="color: DarkRed"><u><strong>İddia:</strong></u> Hele yenilir yutulur cinsten olmayan şu cümleler, bin dört yüz küsur yıldır her ilim dalında birçok zahmetle yetişmiş İslâm ulemasına karşı, büyük bir küfran-ı nimettir:</span></p><p><span style="color: DarkRed">Böyle had ve hududu tâyin edilmeyen, yâni "şu veya bu ilimde veya mevzuda, kim ne isterse sorsun" diye bir kayıt konulmadan ilânat yapmak ve neticede daima muvaffak olmak; beşer tarihinde görülmemiş ve böyle ihâtalı ve yüksek bir ilme sâhip böyle bir İslâm dâhisi, şimdiye kadar zuhur etmemiştir (Asr-ı Saadet müstesna).</span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p><u><strong>İddiaya Cevap:</strong></u> Bu sözler, ancak-Allah’ın peygamberlerine ve onların hakikî varislerine yaptığı özel ikramını, onlar hakkında gösterdiği sonsuz rahmetini, dilediği kimseye yapacağı ihsanlarını hazmedemeyen bir nankörün sözleri olabilir...</p><p></p><p style="text-align: center"><u><strong><span style="color: DarkGreen">Yrd. Doç. Dr. Niyazi BEKİ</span></strong></u></p> <p style="text-align: center"><u><strong><span style="color: DarkGreen">sorularlarisaleinur.com</span></strong></u></p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 146832, member: 27"] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] İmam Şafiî dedi ki: Ben, İmam Malik’e kırk sekiz meseleden sorulup da, otuz iki tanesine "Bilmiyorum" diye cevap vermiş olduğunu biliyorum.[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Başta İmamı Şafii olmak üzere, Mezhep imamları olarak İslam alimlerinin verdikleri sayısız fetvalar, -Alimler arasında [B]la edrî=bilmiyorum[/B] sözünü fazla kullanmakla meşhur olan- İmam Malik’in bu ihtiyatlı prensibini kendileri için uygulamadıklarının kanıtıdır. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] Selef-i salihinin bu güzideleri, kapılarına pervasızca "Burada her soruya cevap verilir, kimseye soru sorulmaz" diye levha asanları görselerdi, acaba ne yaparlardı?...[/COLOR] [U] [B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Bediüzzaman’ın ahir zaman müceddidi olduğunu anlarlardı. Ayrıca, onun Hz. Ali’nin manevî evladı ve alem-i manada rihle-i tedrisinde oturup kendisinden ders alan özel öğrencisi olduğunu anlarlardı. Nitekim, Hz. Ali; “Sorun, bilmediklerinizi bana sorun, benim gibisini bulup sormazsınız(bu fırsatı değerlendirin, ben aranızda iken bana sorun)”(bk. Ebu Yala, Bezzar-Hafız Heysemî, hadisin sahih olduğuna işaret etmiştir. Bk: Mecmau’z-zevaid,4/269) [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] Hiç kimseye soru sormamanın hükmünü de yine âsârdan araştıralım: Her şeyden önce Allah’ın Kitabı sormayı emretmektedir: "Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz!"[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Bu ayette, -bilenlerin bilmeyenlere değil- bilmeyenlerin bilenlere sorması emrediliyor. “ soru sorma” levhasıyla ilgili bu tarihî realite de gösteriyor ki, bu asrın bir müceddidi olan Bediüzzaman hazretleri, sorulacak suallere cevap vermek makamındadır. Bediâne ilmini ümmetle paylaşmak durumundadır. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] İlim öğrenmenin fazileti hakkında o kadar çok hadis vardır ki, onları burada nakletmek mümkün değildir. İsteyenler hadis kitaplarının "İlim" bölümlerine baksınlar. Sadece soru sormak hakkındaki rivayetlerin birkaçını nakledelim: "İlim hazinedir, anahtarı ise sualdir. O hâlde sorunuz ki, Allah da size rahmet etsin. Böylece sualle dört sınıf ecir kazanır: Soran, öğreten, dinleyen ve bunları seven."[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Demek ki, insanların bir kısmı, soru sorar, bir kısmı –sorulara cevap vererek- öğretmenlik yapar,bir kısmı bu alimleri dinler, bir kısmı da bunları sever. İlimdeki unvanı Bediüzzaman, Allah’ın kitabını öğretmek uğruna yıllarca hapishaneleri Medrese-i Yusufiye yapan bir kahraman, insanların iman ve İslamiyet yolunda mesafe kat etmeleri için her şeyini feda etmiş bir müceddid-i zaman bir zat-ı mübareki bu hadisle vurmaya çalışmak, haset ve önyargının nasıl bir körlük virüsü olduğunun açık göstergesidir. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] "Ulemadan sor!(...)"{Râmûz, 1/295. Hadisi Hâkim rivayet etmiştir.}[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Bu hadis-i şerif, Bediüzzaman gibi asrın en yüksek bir ilim dahisinden soru sorulmayı hazmetmeyenlere çok güzel bir şamardır. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] Cabir b. Abdullah (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.), yanlış fetva verip arkadaşlarının ölümüne sebep olanlar için buyurmuştur ki: "Onu öldürdüler. Allah da onları öldürsün! Bilmediklerini sorsalardı ya! Cehaletin şifası ancak sormaktır. (...)"[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Ortaya koyduğu 130 risalesiyle harika bir ihya hareketini gerçekleştiren, açıkladığı iman esaslarıyla insanları manen yeniden dirilten Bediüzzaman’ı hadiste; cehaletlerinin kurbanı olarak bir adamın ölümüne sebebiyet verenlerden biri gibi göstermek çok büyük bir hezeyan ve çirkin bir iftiradır. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] İmam Gazalî, bu konuda da şöyle demektedir: Süfyan-ı Sevrî, Askalân şehrine gitti. Orada bir müddet beklediği hâlde, kendisine bir şey soran olmayınca, "Bu diyarda ilim ölmüş, artık benim beklememe lüzum yok, vasıta temin edip gideyim" dedi. Şüphesiz böyle demesi, öğreticiliğin üstün değerine ve faziletine hevesi ve ilmin devamını sağlamak arzusundandı. Atâ, "Said b. Müseyyeb’i ziyaret ettim ve kendisini ağlar gördüm. Sebebini sorduğumda, kendisinden bir şey sorulmadığı için ağladığını söyledi" demiştir.[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Bu iki menkıbe, alimlerin eskiden beri kendilerinden soru sorulup Allah rızası için o sorulara cevap vererek halka ve hakka hizmet etmek istediklerini gösterdiği gibi, aynı zamanda Bediüzzaman’ın da insanları kendisine bilmedikleri konuları sormalarını temin etmek, çağın ihtiyacı olan sorulara cevap verecek ilmî ehliyete sahip olduğunu göstermek için” burada her suale cevap verilir” levhasını asması, son derece doğru bir hizmet aşkı ve nazik bir davranış olduğunu gösteriyor. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] Hz. Musa (a.s.)’ya "İnsanların en âlimi kimdir?" diye sorulduğunda, "Benim" demişti. İlmi (Allah, en iyi bilendir diyerek) Allah’a havale etmediğinden dolayı, Allah onu kınayıp azarladı ve ona "Senden daha âlim, kulum Hızır vardır" diye vahyetti. Musa, onu bulmak için yollara düştü. Ona sorular sordu. İşte "ulu’l-azm" bir resulün bile bu konudaki hâli böyleydi..[/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Hz.Hızır peygamber olmadığı için elbette fazilette ve küllî ilimlerde Hz. Musa ile kıyaslanmaz. Fakat,-Hz. Musa’nın bilmediği- bir takım hususî esrar-ı ilmiyeyi ona verdiğini Kur’an bize bildirmektedir. Hz. Musa’nın başından geçen bu hadise gösteriyor ki, Allah peygamberlere bile vermediği bazı ledünnî ilimleri başka has kullarına verebilir, Kimsenin bu ilahî taksimata itiraz etme hakkı da yoktur.Şu bilinmelidir ki, haset her şeyden önce hasetçiyi yakar kül eder, kalp gözünü kör eder. [CENTER] • • • [/CENTER] [COLOR=DarkRed][U][B]İddia:[/B][/U] Hele yenilir yutulur cinsten olmayan şu cümleler, bin dört yüz küsur yıldır her ilim dalında birçok zahmetle yetişmiş İslâm ulemasına karşı, büyük bir küfran-ı nimettir: Böyle had ve hududu tâyin edilmeyen, yâni "şu veya bu ilimde veya mevzuda, kim ne isterse sorsun" diye bir kayıt konulmadan ilânat yapmak ve neticede daima muvaffak olmak; beşer tarihinde görülmemiş ve böyle ihâtalı ve yüksek bir ilme sâhip böyle bir İslâm dâhisi, şimdiye kadar zuhur etmemiştir (Asr-ı Saadet müstesna).[/COLOR] [COLOR=DarkRed] [/COLOR] [U][B]İddiaya Cevap:[/B][/U] Bu sözler, ancak-Allah’ın peygamberlerine ve onların hakikî varislerine yaptığı özel ikramını, onlar hakkında gösterdiği sonsuz rahmetini, dilediği kimseye yapacağı ihsanlarını hazmedemeyen bir nankörün sözleri olabilir... [CENTER][U][B][COLOR=DarkGreen]Yrd. Doç. Dr. Niyazi BEKİ sorularlarisaleinur.com[/COLOR][/B][/U] [/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Sorularla Bediüzzaman
"Her Suale Cevap Verilir!" Sözüne İtiraz Edenler Var.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst