Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Sizin Köşeniz
Her Hafta Bir Yazı...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 356003" data-attributes="member: 1023459"><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>Ramazan ve Tasavvuf</strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>Ankara’da iki genç tahsilli müslüman, ana caddede yürüyorlarken biri diğerine birdenbire sormuş:</strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>“Üç gün sonra öleceğini bildirselerdi, ne yapardın?”</strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>Diğeri de gayr-i ihtiyârî şu cevabı vermiş:</strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>“Gider mutasavvıf olurdum.”</strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>Bu cevap, hele modern bir gençten gelince, çok büyük önem ve anlam kazanmaktadır; kısa ama doğrudur. Ölüm bahis konusu olunca iş ciddiye binmekte, işin şakası kalmamakta, gönlü tatmin edecek tam garantili yolun seçilmesi gerekmektedir.</strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><strong><p style="text-align: center">Çünkü İslâm tasavvufu, Peygamber Efendimizin (sas.) hayatını yaşama çabası, şeriatın hayata uygulanma özlemidir; dinî vecibelerin samimiyetle edâsı, iman esaslarının sineye sindirilmesidir; İslâm’ın aslı, ruhu ve özüdür; ibadette ihsan makamıdır; laf değil iş, kâl değil hâldir; gaflet, cehalet ve hurafe değil, ilim-irfan ve agâhlıktır; çünkü büyük din alimlerimizin ekseriyeti aynı zamanda bir velî ve tasavvuf lideri idiler. Tasavvuf da tefsir, hadis, kelam, akaid ve fıkıh gibi “şer’î” bir ilimdir, Kur’an’dan ve hadisten alınmıştır, fıkh-ı zâhire mukabil fıkh-ı batn ve ilm-i ahvâl-i kalb ve tezkiye-i nefstir.</p></strong></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><strong></p></strong></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><strong>Tasavvuf nefsi terbiyedir, sağlam iradedir, güzel ahlâktır, salih ameldir; tembellik, miskinlik ve atıllık değildir; çünkü İslâm âleminde en büyük liderler, aksiyonerler ve mücahidler bu mutasavvıflar içinden çıkmıştır. Emperyalistler hâlâ en çok mutasavvıflardan korkarlar.</p><p></strong></span></span></p><p><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><p style="text-align: center">Ehl-i Sünnet tasavvufu, bazı batıl yol ve sapık tarikatlerdeki zındıklık ve safsatalardan arı, berî ve paktır; onlar İslâm âleminin ilimden uzak, geri yörelerine sonralardan girmiş, komşu yabancı kültürlerden sokulmuştur. Papaza kızıp oruç bozmaya, sapıklara bakıp asil tasavvufa kızmaya lüzum yoktur. Zaten zındıklarla, sapıklarla en güzel mücadeleyi gene mutasavvıflar vermiş ve vermektedir.</p></strong></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></p></strong></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>Sâfî tasavvuf hâlâtı, zühd ve takva hayatı, ta “Asr-ı Sa’âdet”ten beri vardı ve kıyamete kadar da –inşaallah– var kalacaktır. Çünkü tasavvuf, Allah’ın rızasını kazanma yoludur ve mutasavvıf da iyi müslüman, gerçek mü’min, has ve halis kul demektir.</p></strong></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></p></strong></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong>Ramazan da –ilim ve irfanla, basiret gözüyle bakılırsa– gerçekte bir tasavvuf ayıdır. Bu ayda âyet ve hadislerin gereği olarak yaptığımız ibadet ve taatlerle, topluca “dervişleşmekte”, derunî sufiyâne bir hayat sürmeye başlamaktayız. Kur’ân-ı Kerîm ve sünnet-i seniyyede açıkça görüldüğüne göre Ramazan orucunun maksadı ve nihaî hedefi, nefsin terbiyesi, takva ve güzel ahlâkın husulüdür. Dervişin gayesi de bunlar değil midir?</p><p></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #008080"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><p style="text-align: center">O halde bu dervişlik ve tasavvuf ayınız, hakkınızda hayırlı ve mübarek olsun. Allah cümlemize Yunus, Mevlânâ, Hacı Bayram, Eşrefoğlu, İbrahim Hakkı, Üftâde, Hüdâyî... misali arif ve kâmil kişi olmayı ve sa’âdet-i dâreyni bulmayı nasip eylesin değerli okuyucular!</p><p></strong></span></span></span>Alıntı.</p><p>*</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 356003, member: 1023459"] [COLOR="#000000"][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][B]Ramazan ve Tasavvuf[/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#FF8C00"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][B]Ankara’da iki genç tahsilli müslüman, ana caddede yürüyorlarken biri diğerine birdenbire sormuş: “Üç gün sonra öleceğini bildirselerdi, ne yapardın?” Diğeri de gayr-i ihtiyârî şu cevabı vermiş: “Gider mutasavvıf olurdum.” Bu cevap, hele modern bir gençten gelince, çok büyük önem ve anlam kazanmaktadır; kısa ama doğrudur. Ölüm bahis konusu olunca iş ciddiye binmekte, işin şakası kalmamakta, gönlü tatmin edecek tam garantili yolun seçilmesi gerekmektedir.[/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#006400"][SIZE=3][B][CENTER]Çünkü İslâm tasavvufu, Peygamber Efendimizin (sas.) hayatını yaşama çabası, şeriatın hayata uygulanma özlemidir; dinî vecibelerin samimiyetle edâsı, iman esaslarının sineye sindirilmesidir; İslâm’ın aslı, ruhu ve özüdür; ibadette ihsan makamıdır; laf değil iş, kâl değil hâldir; gaflet, cehalet ve hurafe değil, ilim-irfan ve agâhlıktır; çünkü büyük din alimlerimizin ekseriyeti aynı zamanda bir velî ve tasavvuf lideri idiler. Tasavvuf da tefsir, hadis, kelam, akaid ve fıkıh gibi “şer’î” bir ilimdir, Kur’an’dan ve hadisten alınmıştır, fıkh-ı zâhire mukabil fıkh-ı batn ve ilm-i ahvâl-i kalb ve tezkiye-i nefstir. Tasavvuf nefsi terbiyedir, sağlam iradedir, güzel ahlâktır, salih ameldir; tembellik, miskinlik ve atıllık değildir; çünkü İslâm âleminde en büyük liderler, aksiyonerler ve mücahidler bu mutasavvıflar içinden çıkmıştır. Emperyalistler hâlâ en çok mutasavvıflardan korkarlar.[/CENTER][/B][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#FF0000"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][B][CENTER]Ehl-i Sünnet tasavvufu, bazı batıl yol ve sapık tarikatlerdeki zındıklık ve safsatalardan arı, berî ve paktır; onlar İslâm âleminin ilimden uzak, geri yörelerine sonralardan girmiş, komşu yabancı kültürlerden sokulmuştur. Papaza kızıp oruç bozmaya, sapıklara bakıp asil tasavvufa kızmaya lüzum yoktur. Zaten zındıklarla, sapıklarla en güzel mücadeleyi gene mutasavvıflar vermiş ve vermektedir. Sâfî tasavvuf hâlâtı, zühd ve takva hayatı, ta “Asr-ı Sa’âdet”ten beri vardı ve kıyamete kadar da –inşaallah– var kalacaktır. Çünkü tasavvuf, Allah’ın rızasını kazanma yoludur ve mutasavvıf da iyi müslüman, gerçek mü’min, has ve halis kul demektir. Ramazan da –ilim ve irfanla, basiret gözüyle bakılırsa– gerçekte bir tasavvuf ayıdır. Bu ayda âyet ve hadislerin gereği olarak yaptığımız ibadet ve taatlerle, topluca “dervişleşmekte”, derunî sufiyâne bir hayat sürmeye başlamaktayız. Kur’ân-ı Kerîm ve sünnet-i seniyyede açıkça görüldüğüne göre Ramazan orucunun maksadı ve nihaî hedefi, nefsin terbiyesi, takva ve güzel ahlâkın husulüdür. Dervişin gayesi de bunlar değil midir?[/CENTER][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#008080"][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][B][CENTER]O halde bu dervişlik ve tasavvuf ayınız, hakkınızda hayırlı ve mübarek olsun. Allah cümlemize Yunus, Mevlânâ, Hacı Bayram, Eşrefoğlu, İbrahim Hakkı, Üftâde, Hüdâyî... misali arif ve kâmil kişi olmayı ve sa’âdet-i dâreyni bulmayı nasip eylesin değerli okuyucular![/CENTER][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] Alıntı. * [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Sizin Köşeniz
Her Hafta Bir Yazı...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst