Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Edebiyat
Hayatın Acıları Üzerine
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="molla_zehra" data-source="post: 137943" data-attributes="member: 30"><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır. </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Çünkü, <u>mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık</u>. </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür. Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">kendi kendime, "Oh ne iyi! İşte yeni bir olay!" diyordum. </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: "Yine ne var?"</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlığın güdükleştiği, hayat gücünün zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür. Günlerin yükü altında sallanarak yürür insan ya da bir köşeye çekilip dinlenir. Geçmiş varlığının gölgesi ya da hayaleti haline girer. Kendinden geçme, sonsuz uyku haline dönüşür bir gün.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(...)</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">Dante, dile getirdiği cehennemin örneğini ve konusunu, bizim gerçek dünyamızdan başka nerede arayabilirdi? Nitekim, bize çok eksiksiz bir cehennem görüntüsü sundu. Ama cenneti ve cennetin mutlu hayatını dile getirmesi gerektiği zaman, aşılması olanaksız bir güçlükle karşılaştı. Çünkü içinde yaşadığımız şu dünya ile cennet arasında, hiçbir benzerlik yoktu. Cennetteki mutlu hayatı anlatacağı yerde, atalarının, sevgilisi Beatrice'in ve çeşitli ermişlerin verdiği bilgileri iletti bize. </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">İçinde yaşadığımız dünyanın, ne biçim bir dünya olduğu, böylece açık bir şekilde anlaşılıyor, değil mi ?</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">(...)</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">İstemek, temeli bakımından acı çekmektir ve <u>yaşamak, istemekten başka bir şey olmadığına göre, hayatın tümü, özü bakımından acıdan başka bir şey değildir.</u> </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px">İnsan ne kadar yüceyse, acısı da o ölçüde fazladır. İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır. </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Georgia'"><span style="font-size: 12px"><strong>Arthur Schopenhauer </strong></span></span></p> <p style="text-align: center"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="molla_zehra, post: 137943, member: 30"] [CENTER][FONT=Georgia][SIZE=3]Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır. Çünkü, [U]mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık[/U]. Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür. Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve kendi kendime, "Oh ne iyi! İşte yeni bir olay!" diyordum. Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: "Yine ne var?" İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlığın güdükleştiği, hayat gücünün zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür. Günlerin yükü altında sallanarak yürür insan ya da bir köşeye çekilip dinlenir. Geçmiş varlığının gölgesi ya da hayaleti haline girer. Kendinden geçme, sonsuz uyku haline dönüşür bir gün. (...) Dante, dile getirdiği cehennemin örneğini ve konusunu, bizim gerçek dünyamızdan başka nerede arayabilirdi? Nitekim, bize çok eksiksiz bir cehennem görüntüsü sundu. Ama cenneti ve cennetin mutlu hayatını dile getirmesi gerektiği zaman, aşılması olanaksız bir güçlükle karşılaştı. Çünkü içinde yaşadığımız şu dünya ile cennet arasında, hiçbir benzerlik yoktu. Cennetteki mutlu hayatı anlatacağı yerde, atalarının, sevgilisi Beatrice'in ve çeşitli ermişlerin verdiği bilgileri iletti bize. İçinde yaşadığımız dünyanın, ne biçim bir dünya olduğu, böylece açık bir şekilde anlaşılıyor, değil mi ? (...) İstemek, temeli bakımından acı çekmektir ve [U]yaşamak, istemekten başka bir şey olmadığına göre, hayatın tümü, özü bakımından acıdan başka bir şey değildir.[/U] İnsan ne kadar yüceyse, acısı da o ölçüde fazladır. İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır. [B]Arthur Schopenhauer [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Georgia][SIZE=3] [/SIZE][/FONT][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Edebiyat
Hayatın Acıları Üzerine
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst