Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Hayatı neden acılaştırmak gerekir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 344354" data-attributes="member: 5987"><p><strong><span style="color: #7030A0"><span style="font-family: 'Cambria'">Hayatı neden acılaştırmak gerekir? </span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="color: red"><span style="font-family: 'Cambria'">Hekimoğlu İsmail</span></span></strong><span style="font-family: 'Cambria'"></span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'"></span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Gençlerle yaptığımız bir sohbette onlara dedim ki; <strong><u><span style="color: #003399">Muhyiddin Şekûr'un, Su Üstüne Yazı Yazmak isimli kitabında şöyle bir hikâye bulunuyor:</span></u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">"Çok zengin ve mağrur bir kral bir gün atının üzerinde hiç aldırışsız arşınlarken, kralın atının önüne başında kavuğu ile bir derviş çıkar. Kral hiddetle kılıcını çeker, yoluna çıkmaya kimin cesaret edebildiğine şaşırmıştır. "Sen kim oluyorsun da benim yolumu kesiyorsun!" diye bağırır. Derviş yavaşça başını kaldırır ve kral böylece, kılıcı hâlâ elinde, ölümün yüzünü görür. Aslında yolunu kesen kişi derviş değil, kralın ruhunu almaya gelen ölüm meleği Azrail (as) imiş. </span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Gelenin kim olduğunu anlayan kral, "Ne olur birkaç dakika olsun zaman ver de, bazı işlerimi tamamlayayım." diye yalvarır. Melek, tek kelime konuşmadan kralın yüzüne bakar ve başını "hayır" manasında yavaşça kaldırır. Artık kral için vade dolmuştur. Krala yeryüzünde bir başka nefes daha verilmez..." </span></p><p><strong><span style="color: #C00000"><span style="font-family: 'Cambria'">İnsanlar dünyaya neden gönderilmiş? </span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Bu sorunun doğru cevabını bulamayanlar ölüp de melekler ona, "Hayatını neyle tükettin?" diye sorunca, "Eyvah!" diyecekler; "Biz neye çalıştık, sorular nereden çıktı!?." </span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Bu sebepten <strong><u><span style="color: red">Peygamberimiz buyurmuş ki;</span></u></strong> </span><strong><span style="color: #004C00"><span style="font-family: 'Cambria'">"Hayatı acılaştıran ölümü sık sık hatırlayınız."</span></span></strong><span style="font-family: 'Cambria'"> Bunu söyleyince diyorlar ki; "Herkes hayattan keyif ve lezzet almanın peşinde. Hayatı neden acılaştırmak gerekir?" </span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Hayatı acılaştırmayan insan, canının istediği gibi yaşar. Podyumdaki manken gibi giyinir, sahnede yürür gibi gezer tozar, kelebekler gibi dans eder. Bu insan ölümü hatırlayınca hayatı acılaşır, "Böyle gitmez!" der. Çünkü insan ne kadar zevke düşüp hevasına uyarsa uysun, iman bir nokta gibi onun kalbinde yaşar. Bu sebepten Üstad Bediüzzaman buyurmuş ki; "Ey zevk ve lezzete müptela insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynel yakîn bildim ki, hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır." </span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">75 yaşına gelen bir insan belki pek çok eğlenceler görmüştür, ziyafetlere katılmıştır, pek çok lezzetler tatmıştır. Fakat Üstad, dönüp arkasına baktığında imandan aldığı lezzetin 75 senedir görüp tattığı her türlü zevkin fevkinde olduğunu itiraf ediyor. </span></p><p><strong><u><span style="color: #003399"><span style="font-family: 'Cambria'">Kendi hayatımdan örnek vereyim: </span></span></u></strong></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">1953'te kendimi yetiştirmeye çalışıyordum. Bir arkadaşa rastladım. Bana, "İki kız var. Gelir misin, birlikte takılalım." dedi. "Öğlen ezanı okunuyor, camiye gideceğim." dedim. Yıllar sonra arkadaşım, hadiseyi bana anlatıyor; o zaman kızlarla gezmeye gitmiş ama benim cevabımdan da etkilenmiş. "Allah Allah, demek camiye gitmeyi gaye edinenler de var." demiş. Sonra aklı başına gelmiş. Ona dedim ki, "İşlenmediği takdirde insanın insan olmasını engelleyen, gelişmesini, büyümesini, hürriyetini durduran, donduran tek bir günah var mıdır?" </span></p><p><strong><span style="color: #C00000"><span style="font-family: 'Cambria'">Arkadaş, başını önüne eğdi... </span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Hayatını meyhaneye adayan arkadaşlarım da oldu, zengin olup keyif, konfor, lüks içinde yaşayan arkadaşlarım da... Rahatı kaçmasın diye ölümü hatırlamak bile istemiyor. Bana da hiç uğramıyor. Herhalde ölümü hatırlatırım da, huzurunu kaçırırım diye korkuyor. Ölünce evi, barkı, arabası, serveti hepsi bitecek. </span></p><p><span style="font-family: 'Cambria'">Kabir kapısı kapanmıyor ve kabrin öbür tarafındaki endişe-i istikbal, her ferdin en mühim meselesidir...</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 344354, member: 5987"] [B][COLOR=#7030A0][FONT="Cambria"]Hayatı neden acılaştırmak gerekir? [/FONT][/COLOR][/B] [FONT="Cambria"] [/FONT] [FONT="Cambria"] [/FONT] [B][COLOR=red][FONT="Cambria"]Hekimoğlu İsmail[/FONT][/COLOR][/B][FONT="Cambria"] Gençlerle yaptığımız bir sohbette onlara dedim ki; [B][U][COLOR=#003399]Muhyiddin Şekûr'un, Su Üstüne Yazı Yazmak isimli kitabında şöyle bir hikâye bulunuyor:[/COLOR][/U][/B][/FONT] [FONT="Cambria"]"Çok zengin ve mağrur bir kral bir gün atının üzerinde hiç aldırışsız arşınlarken, kralın atının önüne başında kavuğu ile bir derviş çıkar. Kral hiddetle kılıcını çeker, yoluna çıkmaya kimin cesaret edebildiğine şaşırmıştır. "Sen kim oluyorsun da benim yolumu kesiyorsun!" diye bağırır. Derviş yavaşça başını kaldırır ve kral böylece, kılıcı hâlâ elinde, ölümün yüzünü görür. Aslında yolunu kesen kişi derviş değil, kralın ruhunu almaya gelen ölüm meleği Azrail (as) imiş. [/FONT] [FONT="Cambria"]Gelenin kim olduğunu anlayan kral, "Ne olur birkaç dakika olsun zaman ver de, bazı işlerimi tamamlayayım." diye yalvarır. Melek, tek kelime konuşmadan kralın yüzüne bakar ve başını "hayır" manasında yavaşça kaldırır. Artık kral için vade dolmuştur. Krala yeryüzünde bir başka nefes daha verilmez..." [/FONT] [B][COLOR=#C00000][FONT="Cambria"]İnsanlar dünyaya neden gönderilmiş? [/FONT][/COLOR][/B] [FONT="Cambria"]Bu sorunun doğru cevabını bulamayanlar ölüp de melekler ona, "Hayatını neyle tükettin?" diye sorunca, "Eyvah!" diyecekler; "Biz neye çalıştık, sorular nereden çıktı!?." [/FONT] [FONT="Cambria"]Bu sebepten [B][U][COLOR=red]Peygamberimiz buyurmuş ki;[/COLOR][/U][/B] [/FONT][B][COLOR=#004C00][FONT="Cambria"]"Hayatı acılaştıran ölümü sık sık hatırlayınız."[/FONT][/COLOR][/B][FONT="Cambria"] Bunu söyleyince diyorlar ki; "Herkes hayattan keyif ve lezzet almanın peşinde. Hayatı neden acılaştırmak gerekir?" [/FONT] [FONT="Cambria"]Hayatı acılaştırmayan insan, canının istediği gibi yaşar. Podyumdaki manken gibi giyinir, sahnede yürür gibi gezer tozar, kelebekler gibi dans eder. Bu insan ölümü hatırlayınca hayatı acılaşır, "Böyle gitmez!" der. Çünkü insan ne kadar zevke düşüp hevasına uyarsa uysun, iman bir nokta gibi onun kalbinde yaşar. Bu sebepten Üstad Bediüzzaman buyurmuş ki; "Ey zevk ve lezzete müptela insan! Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle aynel yakîn bildim ki, hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır." [/FONT] [FONT="Cambria"]75 yaşına gelen bir insan belki pek çok eğlenceler görmüştür, ziyafetlere katılmıştır, pek çok lezzetler tatmıştır. Fakat Üstad, dönüp arkasına baktığında imandan aldığı lezzetin 75 senedir görüp tattığı her türlü zevkin fevkinde olduğunu itiraf ediyor. [/FONT] [B][U][COLOR=#003399][FONT="Cambria"]Kendi hayatımdan örnek vereyim: [/FONT][/COLOR][/U][/B] [FONT="Cambria"]1953'te kendimi yetiştirmeye çalışıyordum. Bir arkadaşa rastladım. Bana, "İki kız var. Gelir misin, birlikte takılalım." dedi. "Öğlen ezanı okunuyor, camiye gideceğim." dedim. Yıllar sonra arkadaşım, hadiseyi bana anlatıyor; o zaman kızlarla gezmeye gitmiş ama benim cevabımdan da etkilenmiş. "Allah Allah, demek camiye gitmeyi gaye edinenler de var." demiş. Sonra aklı başına gelmiş. Ona dedim ki, "İşlenmediği takdirde insanın insan olmasını engelleyen, gelişmesini, büyümesini, hürriyetini durduran, donduran tek bir günah var mıdır?" [/FONT] [B][COLOR=#C00000][FONT="Cambria"]Arkadaş, başını önüne eğdi... [/FONT][/COLOR][/B] [FONT="Cambria"]Hayatını meyhaneye adayan arkadaşlarım da oldu, zengin olup keyif, konfor, lüks içinde yaşayan arkadaşlarım da... Rahatı kaçmasın diye ölümü hatırlamak bile istemiyor. Bana da hiç uğramıyor. Herhalde ölümü hatırlatırım da, huzurunu kaçırırım diye korkuyor. Ölünce evi, barkı, arabası, serveti hepsi bitecek. [/FONT] [FONT="Cambria"]Kabir kapısı kapanmıyor ve kabrin öbür tarafındaki endişe-i istikbal, her ferdin en mühim meselesidir...[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Hayatı neden acılaştırmak gerekir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst