Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Hatiralar (Molla Hamit Ekinci)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Kýrýk Testi" data-source="post: 205063" data-attributes="member: 358"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Bilsen gayret ne hayırlı bir iştir"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"O kışı çok tatlı hatıralarla geçirdik. Baharda odun kırmış, camiye odun çekiyordum. Üstad da bana odun taşımak için yardım ediyordu. Kucağına bir demet alıp taşımaya başladı.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Ben Üstad'ın odun taşımasını istemedim. 'Efendim, işte ben taşıyorum. Siz oturunuz' dedim. Üstad cevaben aynen şunları söyledi:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Birader, gayretim, kabul etmiyor, sen çalışasın ben oturayım. Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlı bir iştir, ömrünü bir dakika boşa geçirmezdin!'</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: navy">"Bu hayvanın gıybetini yapmayın"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Bir gün camiin hücre kapısını açık unutmuştuk. Talebe arkadaşların küpte kavurmaları vardı. İçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş, sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmış.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Talebe arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir tertiple köpeği tekrar celbedip, sopa ile döveceklerdi. Üstad vaziyeti öğrenince, onları vazgeçirmek istedi. Molla Resûl:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Seyda biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?' dedi, Üstad:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Molla Resûl, senden soruyorum, vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Halbuki aklın var, idrak ediyorsun ki, bu etin sahibi var' diye konuştu.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Molla Resûl, Üstad'ın bu konuşması üzerine bir müddet konuşmayarak sustu: Sonra cevaben:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Evet, yerim Seyda!' dedi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Üstad tekrar buyurdu ki:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı helâli bilmiyor. Hayır ve şerri tanımıyor. Sahibinin kendisini döveceğini de bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kıymalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezaya müstehak mıdır?Sizden soruyorum, elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Sonra Molla Resûl ve arkadaşları, köpekte kabahat yoktur diye kabul ettiler. Üstad:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Madem öyledir. Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helâl edin!'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Molla Resûl, Üstad Hazretleriyle biraz samimî konuşurdu, hem yaş itibariyle de Üstad'dan birkaç yaş büyüktü. Gülerek, Üstad'a hitaben:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: navy">"Seyda içimizden gelmiyor ki, helâl edeyim. Fakat siz helâlleşmeye bizi ikna ettiniz' dedi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: green">"Temel sağlam olursa"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"Üstad, Cuma günleri Nurşin Camiinde vaazlar verirdi. Vaazların konusu haşir, âhiret ve vahdaniyet üzerindeydi. Molla Resûl yine bu vaazlar sırasında bir gün Üstad'a dedi ki:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"Seyda vaazlarınızdan biz bile anlamıyoruz. Başkaları nasıl anlasın?' Üstad:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"Evet, vaazlarım anlaşılmıyor. Benim gayem imanın temellerini sağlam inşa etmektir. Temel sağlam olursa, zelzelelerle yıkılmaz. Biriniz yanıma oturunuz, mevzu derinleşince bana hatırlatınız' diye buyurmuştu.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"O kıştan sonra Üstad Erek dağına çekildi. Zernabad suyunun başında vakitlerini geçirmeye başladı."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslateblue">Üstad'ın hayvanlara şefkat ve sevgisi</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="color: slategray"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkslateblue">"Erek dağında bir yaz mevsimi boyunca kalmıştık. Burada Üstad Hazretlerinin, hayvanlara olan şefkat ve sevgisinden de bir-iki misâl anlatmak isterim.</span></span></span></span></p><p><span style="color: slategray"></span></p><p> <span style="color: slategray"></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: slategray"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkslateblue">"Dağlarda bol miktarda yaban elmalarına rastlamaktaydıl. Biz bu elmalardan koparıp yemek istediğimiz zaman, Üstad mani olurdu.</span></span></span></p><p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: slategray"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkslateblue">"Bizim hissemiz bağlarda ve bahçelerdedir. Bizim rızkımızı Cenab-ı Hak oralarda tayin etmiştir. Bu yabani meyveler, yabani hayvanların rızkıdır. Onların kısmetine dokunmamamız lâzımdır' derdi.</span></span></span></p><p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: slategray"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkslateblue">"Yine Erek dağından hayvan kestiğimiz zaman, hayvanın işkembe, ciğer ve barsak gibi organlarını bırakmamızı, hayvanların yiyeceklerini söylerdi."</span></span></span></p><p></span></p><p> <span style="color: slategray"></span></p><p> <span style="color: slategray"></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: slategray"></p><p></span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">"İnsan cesur olmalıdır"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Bir gün dereye su getirmeye gidecektim. Fakat dere korkulu bir yerdi. Vahşi hayvanların bulunduğu bir mevkiydi. Orada ise güzel içme suyu bulunuyordu. Ben korktuğumu söyleyince, 'Niçin korkuyorsun' dedi. Ben de 'Efendim, o derede her türlü vahşi hayvanlar bulunuyor' dedim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Üstad ise beni cesarete alıştırmak için, 'Yalnız olarak git, sana hiçbir şey olmaz, korkma' dedi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Gidip dereden suyu alıp getirdim. Döndüğümde Üstad:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Ne gördün' diye sordu.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Hiçbir şey görmediğimi söyleyince:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"İnsan biraz şecaatli olmalıdır' diye mukabelede bulundu. Ben kurtlardan korktuğumu söyledim. Bu defa da bana, 'Geçen gece, geç vakitte ben kalkmış, elbisemi giyiyordum. Açık kapıdan bir hayvan girdi. Ben köpek zannettim. Sonra bana doğru geldi. Baktım ki bir kurt! O zaman kendi kendime düşündüm, bu hayvanın niyeti nedir acaba?</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Karşımda durarak bana bakmaya başladı. Yarım saat kadar durdu. O bana, ben ona baktım. Sonra dönüp çekip gitti. Ben onun halini şöyle değerlendirdim:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Lisan-ı halinden diyordu ki, bu kadar yanında durdum. Bana bir ikramda bulunmadın. Ben de sana minnet etmiyorum. İşte gidiyorum. Rezzak-ı Hakikinin sofrasında rızkımı arayacağım.'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Üstad bu hâdiseyi anlattı ve devamla:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Halbuki görüyorsun ki, elimizde hiçbir silâhımız yoktur. Eğer bu hayvanlar başıboş olsalar, irade-i İlâhiye haricinde bulunsalar, hepimizi burada parçalayıp dağıtırlar."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bir sofi gelmişti"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Talebe arkadaşlarla birlikte bu yeni odamızda, günlerimiz Üstad'ımız yanında mes'ut bir şekilde geçiyordu. Sonraki günlerde Van Müftüsü Şeyh Masum Efendi, Üstadı Van'a götürmek için geldi, çok ısrar etti. Fakat Üstad, Erek'ten ayrılmadı.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Odacıkta bir müddet kaldıktan sonra, aşağıya indik. Zernabad'ın başında eski bir manastır harebesi vardı, orada kalmaya başladık.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Üstad bir gün çimenlerin üzerine seccadesini sermiş, tesbihatını yapıyordu. Biz de talebe arkadaşlarla odun kesiyorduk. Akşam üzeriydi. Üstad bizi yanına çağırdı. Gittiğimizde yanında bir sofi vardı. O gelen sofi Üstaddan bir keşif ve keramet bekliyordu. Halbuki biz Üstaddan böyle bir şey beklemezdik.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Üstad, sofinin kalkıp evine gitmesini istiyordu. 'Evinde çocukların seni bekliyor' dedi. Fakat sofi gitmek istemiyordu. Bu defa Üstad ona:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Senin kalbini okumamı istiyorsun? Said nasıl bir şeyhtir diye düşünüyorsun. Kerametleri nasıldır, diye keramet bekliyorsun. Buraya kadar kalkıp, bunlar için gelmişsin. Halbuki ben şeyh değilim, hocayım. Yalnız sizden biraz fazla okumuşum' diyerek Üstad tevazu gösteriyordu.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Yani Üstad sofiye ders vermeye devam ediyordu:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Ben talebelerimle birlikte Cenab-ı Hakkın kapısını çalıyorum. Ne zaman açılırsa, birlikte gideriz. Haydi kalk git, diye adamın gitmesini istedi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Adam gidince:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Adam buraya bizimle birlikte namaz kılıp, dua etmeye gelmişti. Niçin müsaade etmediniz?' diye Üstada sordum.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Üstad bunun üzerine buyurdu ki:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Siz biliyor musunuz? Bazı insanlar vardır ki yanıma geldikleri zaman boynuma binmiş, ayakları ile kalbimi sıkıyor ve nefesimi daraltıyor. Bir şey yapamıyorum. Bazı insanlar da vardır, sizin gibi, yek vücud oluyorum. Burada başka insan yok, yalnız kendi vücudum gibi hissediyorum. Onun için itiraz etmeyin, o adamı göndermeye mecbur kaldım.'</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkolivegreen">"Molla Resûl, Üstad'la çok samimi olurdu. Üstadın daima beni yanında bulundurmasına bir gün itiraz etti.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkolivegreen">"Sizin işinize aklımız ermiyor. Eğer şeyh istersen buralarda çok, yakında Arvasiler vardır. Hoca istiyorsan işte bizler varız. Bunu ne yapacaksın ki, daima çağırıyorsun?' Üstad cevaben:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkolivegreen">"Ne yapalım, mola Hamid benim kapıcımdır. O gelmeden ben bir şey yapamıyorum'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkolivegreen">Molla Resûl: 'Peki' diyerek sesini çıkarmadı.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkolivegreen">"Ben doğrusu Üstaddan bir keramet, bir keşif gibi şeyler beklemiyordum. Samimi ve safiyane hizmet ediyordum. Üstad da herhalde böyle olunca sıkılmıyor ve bu sebepten beni seviyordu."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">"Her şeyin hayırlısı, hayırsızı olur"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Bana bir gün dua etmişti. Ben de kendisine karşı bir serzenişte bulundum. 'Benim istediğim duayı siz yapmıyorsunuz' dedim. Nasıl bir dua istediğimi sordu. Ben de okuduklarımı anlamak ve ezberime almak için, ilim sahibi olmam için duasını talep ettim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Âlim mi olacaksın?' dedi. Ben de 'Evet' deyince:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Peki senin hakkında ilmin hayırlı olduğunu biliyor musun?' dedi. Ben de cevaben:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Peygamberimizin, farzlardan sonra, en iyi amelin ilim olduğunu buyurduğunu söyledim. 'Hayırsız ilim de olur mu?' dedim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Üstad her şeyin hayırlısı ve hayırsızı olduğunu söyledi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Seferberlikten (Birinci Cihan Savaşı) önce ilmine gururlanıp da dalalete giden birisinin acı halini anlattı. Bana dönüp tekrar:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Sen, hakkında hayırlısını iste kardeşim' diye buyurdu."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">"Tesbihat namazın tohumu hükmündedir"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Arkasında kıldığım namazlardan çok zevk alırdım. Namaza duruşu bir mehabet ve haşyet verirdi insana. Namazdan sonra tesbihat hakkında şu dersi vermişti bize:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">"Namazın sonunda tesbihat, namazın tohumu, çekirdekleri hükmündedir.'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Hazin bir sada ile bizden çok ağır tesbihat yapardı. 'Sübhanallah' derken, çok içten ve yavaş bir şekilde duyardık sesini. Çok namaz kılan hocaları görmüşümdür. Fakat böyle hazin ve huşu içinde kılana rastlamadım.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Lailahe illallah' diye tesbihata başladığı zaman, eğer yanında bir tarikat ehli olsa cezbeye gelirdi. Sesi top güllesi gibi tok çıkıyordu."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="color: darkred"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px">"Hoca kisvesine girmiyordu"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Cumhuriyetin ilk seneleriydi. Henüz sarıklar yasaklanmamıştı. Van'da hocalar hep sarık sararlardı. Fakat Üstad sarık sarmıyordu. Ayrıca cübbe de giymiyordu. Hoca kisvesine girmiyordu. Bir gün talebe arkadaşlardan birisi kendisine:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Herkes sizi hoca bilmiyor, hoca kisvesine niçin girmiyorsunuz? Niçin sarık sarıp cübbe giymiyorsunuz?' demişti.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Üstad o arkadaşa:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"İmam-ı Azam gibi zatların giydiği ilmî kisveyi ben nasıl giyeyim? Onların kıyafetine ben nasıl girebilirim?' diye cevap verdi. Çok mütevazi idi. Bu sebepten ben de kendisini ilk defa Nurşin Camiinde gördüğümde hoca olup olmadığını bilememiştim.</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">"Nurlar içinde kalmışım"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkgreen">"Nurşin Camii deyince hatırladım: Camide kaldığımız günlerde oturduğu odada bana hitaben:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkgreen">"Molla Hamid, bak ben Nurlar içinde kalmışım' deyince ben anlayamadım.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkgreen">"Bu defa Üstad anlatmaya devam etti.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkgreen">"Doğduğum köy Nurs, annemin ismi Nuriye, hocam Nuri, kaldığım cami Nurşin, bak duvarda Osman-ı Zinnureyn yazılı' diye duvarda asılı duran levhayı tebessüm ederek gösterdi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">"Rızkını sen mi veriyorsun?"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Hayvanlara, canlı varlıklara karşı şefkati, merhameti saymakla bitmez. Bu hususta çok hatıralarımız vardır.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Bir gün talebelere 'Ben tesbihatımla meşgul olacağım, siz gidip gezin' demişti.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Bu gezinti sırasında bir taşın üstünde, bir kertenkeleyi öldürmüştüm. Dönüşte Üstad ne yaptığımızı, nerelere gittiğimizi sordu. Ben de gezdiğimiz yerleri anlattım. Sonra da bir kertenkeleyi öldürdüğümü söyleyince, Üstad çok üzüldü. Bana:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Evini harap etmişsin!' dedi. Ben de 'Bizde yedi kertenkele öldürmenin bir hac sevabı kazanacağını söylerler' dedim. Bu defa Üstad: 'Otur da konuşalım, kim haklı, kim haksız?'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"O hayvan sana taarruz etti mi?'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Hayır.'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"O hayvanın rızkını sen mi veriyorsun?'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">" Hayır.'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Sen mi yarattın?'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Hayır.'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Bu hayvanların niçin yaratıldıklarını, yani fıtrî vazifelerini biliyor musun?'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"..........'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Bu hayvanı yaratan Hâlık senin öldürmen için mi yaratmış? Sana kim dedi öldür? Bu hayvanların yaratılışında binlerle hikmet var. Bu hikmetler saymakla bitmez. Onu öldürmekle hata etmişsin!' diye bana orada ders verdi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: green">"Biz hain değiliz"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"Erek'te kaldığımız günlerde, Cuma namazları için beraber şehre inerdik. Yine böyle bir Cuma günü şehre namaza gitmiş, geliyorduk. Yolda kocaman köpekler dağdan inerek geliyorlardı. Ben köpeklere taş atmak için, yerden taş toplamaya başladım. Üstad 'Ne yapıyorsun?' diye bana hitap etti. Ben de 'Efendim dağdan gelen köpekleri görmüyor musun? Kendimizi müdafaa etmeyelim mi?' dedim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"Üstad gülerek 'Ayıp ... ayıp, at o taşları yere' dedi. Ben de taşları yere attım. Ne olacak diye bekliyordum.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: green">"Üstad elindeki şemsiyeyi köpeklere doğru uzattı. 'Biz hain değiliz, yolcuyuz!' deyince köpekler oldukları yerde durdular, hücumu ve havlamayı terkettiler. Biz de oradan geçerek yolumuza devam ettik.</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Şecaatli ol, korkma"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Yine köpeklerle ilgili latif bir hatıram daha vardır:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Dağda, Üstad'ın ziyaretine birkaç misafir gelmişti. Akşam misafirler bizde Üstad'ın misafiri olarak kalacaklardı. Üstad etraftaki yakın köylerden yatak getirmemi söyledi. Ben, yatak getirmeye gidecektim, fakat korkuyordum. Yolda yırtıcı hayvanların hücumuna uğrarsam ne yapabilirim diye düşünüyordum. Dışarı çıkıp söğüt ağacından bir dal keserek sopa yaptım. Dalı keserken Üstad daşırı çıktı. 'Sen hâlâ gitmedin mi?' diye sordu. Ben de yırtıcı hayvanlara karşı bir sopa yaptığımı söyleyince, yine tebessüm ederek:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Ayıptır ayıptır, neden korkuyorsun? Taş var, sopar var, hâlâ korkuyorsun. Köpekler sana bir şey yapmaz' dedi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Ben bunun üzerine oradan ayrıldım. Elimdeki sopayı da attım. Köye doğru yola çıktım.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Köyün yakınlarında biri sürünün etrafında köpekler dolaşıyordu. Geçeceğim yolun üzerinde de kocaman bir köpek yatmış bekliyordu. Görünmeden geçmenin imkânı yoktu. Diğer köpekler de koyunların etrafında geziyorlardı. Köpeğe yaklaşınca hayvan ayağa kalktı, şöyle bir gerindi, sonra yoldan aşağıya inerek, âdeta bana yol verdi. Çoban yukarıdan bakıyordu. Geçip köye gittim. Köyün girişinde ellerinde sopa olan bir kaç genç ve ihtiyar adam gördüm.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Onlar bana nereden geldiğimi sordular. Söyleyince, bayırda sürüyü ve köpekleri nasıl geçtiğimi sordular. Ben de olduğu gibi anlattım. Onlar 'Biz üç dört kişi sopalı olarak sürüye yaklaşamıyoruz. Köpeklere koyun sütü içiriyorlar, kurtlara karşı müdafaa için... sana nasıl yol verdiler?' diye hayretlerini söylediler.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Seyda'ya inanmayanın (yani velayetine inanmayanın) imanı var mıdır?' diye konuşmaya başladılar. (Onlar Üstad'a Seyda diyorlardı.)</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Sonra yatakları alarak tekrar döndüm. Üstad beni karşıladı.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">Yolda köpeklerin hücum edip etmediklerini sordu.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Ben de hücum etmediklerini söyleyince, yine Üstad:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred">"Şecaatli ol korkma!' diye bana cesaret dersi verdi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">"Hayvanların yuvasını dağıtmayın"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Erek Dağında havalar iyice soğuyana kadar kalmıştık. Artık neredeyse kar yağmaya başlayacaktı. Kaldığımız yer bayırdı. Bayıra pencere gibi bir yer açarak, oraya bir oda yapmamızı istedi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Bayırın yamacında Üstad'ın istediği odayı yapıyorduk. Kazarken karınca yuvası çıktı. Üstad karınca yuvasını gördü. Orayı kazmamızı istemedi. Sebebini sorduğumuzda:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Bir ev yıkıp, bir ev yapmak olur mu?' diye cevap verdi. 'Bu hayvanların yuvasını dağıtmayın, başka yeri kazın' diye emretti.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Biz başka tarafı kazmaya başladık. Oradan da karınca yuvası çıktı. Böylece üç yer değiştirdik. Bana yardım eden bir talebe arkadaş daha vardı. O, 'Böyle olur mu hiç?' diye bana sordu. Üstad gelir gelmez karıncaların üzerine toprak atalım. Yok, eğer böyle giderse biz akşama kadar, bu odayı yapamayız' diyordu. Orada hemen hemen karıncasız yer yoktu. Nihayet orada güzel bir odacık yaptık.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Üstad karınca yuvalarının yanına gelince, ekmek, bulgur ve şeker koyardı.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Kendilerine şekeri niçin koyduğunu söylediğimiz zaman:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Bu da onların çayı olsun' diye gülerek cevap verirdi. Mübarek Üstad bütün hayvanlara, bütün varlıklara karşı çok şefkatliydi. Bir karıncayı bile incitmek istemezdi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p> </p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: seagreen">"Kabrinde boncuk diziyor"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Bana talebe arkadaşlardan Molla Resûl anlatmıştı: Talebeleriyle birlikte bir gün mezarlıktan geçerken, Üstad talebelerine yola devam etmelerini, kendisinin biraz orada kalacağını söylemiş. Talelebeler gidince, yanında sadece Molla Resûl kalmış. Haliyle Molla Resûl yaşlı olduğu için Onun yanında kalmasına bir şey dememiş. Bir kabrin başında bir müddet kalmış. Aradan yarım saat kadar bir vakit geçmiş, sonra yoluna devam etmiş. Bu defa Molla Resûl Allah'a kasem ederek, Üstad'ın o kabrin başında niçin durduğunu sormuş.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Çok ısrar edince Üstad neden durduğunu kendisine şu şekilde anlatmış:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Saliha bir kadının mezarının yanından geçiyordum. Bu kadın hayatta iken ziynete, süse ve boncuğa biraz düşkünmüş. Dünyada iken gerdanlığı kırılmış, onu ipe dizerken vefat etmiş. Kabrinde de hâlâ boncuk dizmekle meşgul. İhtimal ki kıyamete kadar da onunla meşgul olacak.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Kıyamet koptuğunda ne kadar çabuk kıyamet koptu. Daha boncuğumu dizip bitiremedim diyecek... Ben bunun için durup Cenab-ı Hakkın azametini seyrediyorum."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: purple">"Midenin üç hakkı var"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Üstad'dan ders alan hocalar, kendi geçimlerini temin etmek ve başkalarına yük olmamak için, bir teneke bulgur ve biraz da yağ getirmişlerdi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Annem yetmiş yaşlarındaydı. Yemeğimizi o pişirirdi. Üstad bir gün bulgurları eve götürmemi istedi. Sabahları çay, peynir, akşamları ise bulgurlu çorba veya pilav yaptırarak günlerimizi geçiriyorduk.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Annemin yaptığı çorba ve pilavları alıp getiriyordum. Üstad yemek yerken herkesin ekmeğini ayırır, taksim ederdi. Ekmek bana az geliyordu. Sofradan altı talebe bir de Üstad yedi kişi oluyorduk. Bazan misafirlerimiz de gelirdi. Üstad bana şefkat ettiğinden cesaret alarak, ekmeğin az olduğunu söyledim. Evde çok buğday olduğunu, getirip bol bol yiyebileceğimizi ifade ettim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Üstad tebessüm ederek:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Kardeşim ben azlığı için, olmadığı için böyle yapmıyorum. Siz midenizi neye benzetiyorsunuz? Midenin üç hakkı, üç hissesi vardır. Sadece birisi yemek içindir.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: purple">"Eğer böyle yapmaz da ölçüsüz doldurursanız, beş davarlık bir ahıra, onbeş davar doldurmaya benzer.' Üstad bu misalle bize ders verdi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: seagreen">"Biz de Allah'tan korkuyoruz ama..."</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Gerek ıErek'te, gerekse Nurşin Camiinde iki senemiz bu şekilde lâtif ve tatlı hatıralarla geçti.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Üstad daima ibadet ve münacatla meşgul olurken, saatlerce diz üstüne otururdu. Böyle oturmaktan, ayağının parmağı yara olmuştu. Molla Resûl'e parmağını göstererek bir merhem sürmek istediğini söyledi. Bu esnada Molla Resûl ateş yakmakla meşguldü.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Üstad'a cevaben:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Biz de Allah'tan korkuyoruz, ama senin ödün patlıyor. Bizim gibi rahat otursan ayağın yara olmayacaktı!"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">Üstad:</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Molla Resûl! Kısa ömürde, kısa dünyada, ebedî hayatı kazanmaya gelmişiz. Hem burada rahat oturayım, hem Cennet dava edeyim, olmaz böyle şey! Onun için cesaret edemiyorum rahat oturmaya' dedi.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: seagreen">"Molla Resûl ise, 'Merhem sürelim, belki iyi olur' dedi."</span></span></span></p><p></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">"O günleri hiç unutamıyorum"</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Üstad'la geçen günlerimi hiç unutamıyorum.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Üstad Van'dan ayrıldıktan sonra yirmi altı sene görmedim. Hasret ateşi içimi yakıyordu.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Eskişehir'e, Kastamonu'ya görmeye gittim. Fakat göremedim, görüştürmediler. Karakollarda falakaya çekildim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Ama her şeye rağmen Üstad'ı görmek, elini öpmek, hasret gidermek istiyordum.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Sonra Ağabeyim Abdullah Ekinci elime bir vesika verdi. Afyon emniyetine hitaben yazmıştı: 'Bu gelen benim kardeşimdir, hocasını ziyaret edecek, müsaade edin ziyaret etsin!'</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: red">"Bu vesika sayesinde rahatlıkla Emirdağ'a gidip Üstad'ı ziyaret ettim."</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Kýrýk Testi, post: 205063, member: 358"] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Bilsen gayret ne hayırlı bir iştir"[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"O kışı çok tatlı hatıralarla geçirdik. Baharda odun kırmış, camiye odun çekiyordum. Üstad da bana odun taşımak için yardım ediyordu. Kucağına bir demet alıp taşımaya başladı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Ben Üstad'ın odun taşımasını istemedim. 'Efendim, işte ben taşıyorum. Siz oturunuz' dedim. Üstad cevaben aynen şunları söyledi:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Birader, gayretim, kabul etmiyor, sen çalışasın ben oturayım. Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlı bir iştir, ömrünü bir dakika boşa geçirmezdin!'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=navy]"Bu hayvanın gıybetini yapmayın"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Bir gün camiin hücre kapısını açık unutmuştuk. Talebe arkadaşların küpte kavurmaları vardı. İçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş, sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmış.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Talebe arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir tertiple köpeği tekrar celbedip, sopa ile döveceklerdi. Üstad vaziyeti öğrenince, onları vazgeçirmek istedi. Molla Resûl:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Seyda biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?' dedi, Üstad:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Molla Resûl, senden soruyorum, vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Halbuki aklın var, idrak ediyorsun ki, bu etin sahibi var' diye konuştu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Molla Resûl, Üstad'ın bu konuşması üzerine bir müddet konuşmayarak sustu: Sonra cevaben:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Evet, yerim Seyda!' dedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Üstad tekrar buyurdu ki:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı helâli bilmiyor. Hayır ve şerri tanımıyor. Sahibinin kendisini döveceğini de bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kıymalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezaya müstehak mıdır?Sizden soruyorum, elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Sonra Molla Resûl ve arkadaşları, köpekte kabahat yoktur diye kabul ettiler. Üstad:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Madem öyledir. Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helâl edin!'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Molla Resûl, Üstad Hazretleriyle biraz samimî konuşurdu, hem yaş itibariyle de Üstad'dan birkaç yaş büyüktü. Gülerek, Üstad'a hitaben:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=navy]"Seyda içimizden gelmiyor ki, helâl edeyim. Fakat siz helâlleşmeye bizi ikna ettiniz' dedi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=green]"Temel sağlam olursa"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"Üstad, Cuma günleri Nurşin Camiinde vaazlar verirdi. Vaazların konusu haşir, âhiret ve vahdaniyet üzerindeydi. Molla Resûl yine bu vaazlar sırasında bir gün Üstad'a dedi ki:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"Seyda vaazlarınızdan biz bile anlamıyoruz. Başkaları nasıl anlasın?' Üstad:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"Evet, vaazlarım anlaşılmıyor. Benim gayem imanın temellerini sağlam inşa etmektir. Temel sağlam olursa, zelzelelerle yıkılmaz. Biriniz yanıma oturunuz, mevzu derinleşince bana hatırlatınız' diye buyurmuştu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"O kıştan sonra Üstad Erek dağına çekildi. Zernabad suyunun başında vakitlerini geçirmeye başladı."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslateblue]Üstad'ın hayvanlara şefkat ve sevgisi[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [COLOR=darkslateblue] [/COLOR] [CENTER][COLOR=slategray][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkslateblue]"Erek dağında bir yaz mevsimi boyunca kalmıştık. Burada Üstad Hazretlerinin, hayvanlara olan şefkat ve sevgisinden de bir-iki misâl anlatmak isterim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR][/CENTER][COLOR=slategray] [COLOR=darkslateblue] [/COLOR] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkslateblue]"Dağlarda bol miktarda yaban elmalarına rastlamaktaydıl. Biz bu elmalardan koparıp yemek istediğimiz zaman, Üstad mani olurdu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [COLOR=darkslateblue] [/COLOR] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkslateblue]"Bizim hissemiz bağlarda ve bahçelerdedir. Bizim rızkımızı Cenab-ı Hak oralarda tayin etmiştir. Bu yabani meyveler, yabani hayvanların rızkıdır. Onların kısmetine dokunmamamız lâzımdır' derdi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [COLOR=darkslateblue] [/COLOR] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkslateblue]"Yine Erek dağından hayvan kestiğimiz zaman, hayvanın işkembe, ciğer ve barsak gibi organlarını bırakmamızı, hayvanların yiyeceklerini söylerdi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [COLOR=darkslateblue] [/COLOR] [COLOR=darkslateblue] [/COLOR] [CENTER][/CENTER][/COLOR][CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=red]"İnsan cesur olmalıdır"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Bir gün dereye su getirmeye gidecektim. Fakat dere korkulu bir yerdi. Vahşi hayvanların bulunduğu bir mevkiydi. Orada ise güzel içme suyu bulunuyordu. Ben korktuğumu söyleyince, 'Niçin korkuyorsun' dedi. Ben de 'Efendim, o derede her türlü vahşi hayvanlar bulunuyor' dedim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Üstad ise beni cesarete alıştırmak için, 'Yalnız olarak git, sana hiçbir şey olmaz, korkma' dedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Gidip dereden suyu alıp getirdim. Döndüğümde Üstad:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Ne gördün' diye sordu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Hiçbir şey görmediğimi söyleyince:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"İnsan biraz şecaatli olmalıdır' diye mukabelede bulundu. Ben kurtlardan korktuğumu söyledim. Bu defa da bana, 'Geçen gece, geç vakitte ben kalkmış, elbisemi giyiyordum. Açık kapıdan bir hayvan girdi. Ben köpek zannettim. Sonra bana doğru geldi. Baktım ki bir kurt! O zaman kendi kendime düşündüm, bu hayvanın niyeti nedir acaba?[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Karşımda durarak bana bakmaya başladı. Yarım saat kadar durdu. O bana, ben ona baktım. Sonra dönüp çekip gitti. Ben onun halini şöyle değerlendirdim:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Lisan-ı halinden diyordu ki, bu kadar yanında durdum. Bana bir ikramda bulunmadın. Ben de sana minnet etmiyorum. İşte gidiyorum. Rezzak-ı Hakikinin sofrasında rızkımı arayacağım.'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Üstad bu hâdiseyi anlattı ve devamla:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Halbuki görüyorsun ki, elimizde hiçbir silâhımız yoktur. Eğer bu hayvanlar başıboş olsalar, irade-i İlâhiye haricinde bulunsalar, hepimizi burada parçalayıp dağıtırlar."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bir sofi gelmişti"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Talebe arkadaşlarla birlikte bu yeni odamızda, günlerimiz Üstad'ımız yanında mes'ut bir şekilde geçiyordu. Sonraki günlerde Van Müftüsü Şeyh Masum Efendi, Üstadı Van'a götürmek için geldi, çok ısrar etti. Fakat Üstad, Erek'ten ayrılmadı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Odacıkta bir müddet kaldıktan sonra, aşağıya indik. Zernabad'ın başında eski bir manastır harebesi vardı, orada kalmaya başladık.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Üstad bir gün çimenlerin üzerine seccadesini sermiş, tesbihatını yapıyordu. Biz de talebe arkadaşlarla odun kesiyorduk. Akşam üzeriydi. Üstad bizi yanına çağırdı. Gittiğimizde yanında bir sofi vardı. O gelen sofi Üstaddan bir keşif ve keramet bekliyordu. Halbuki biz Üstaddan böyle bir şey beklemezdik.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Üstad, sofinin kalkıp evine gitmesini istiyordu. 'Evinde çocukların seni bekliyor' dedi. Fakat sofi gitmek istemiyordu. Bu defa Üstad ona:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Senin kalbini okumamı istiyorsun? Said nasıl bir şeyhtir diye düşünüyorsun. Kerametleri nasıldır, diye keramet bekliyorsun. Buraya kadar kalkıp, bunlar için gelmişsin. Halbuki ben şeyh değilim, hocayım. Yalnız sizden biraz fazla okumuşum' diyerek Üstad tevazu gösteriyordu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Yani Üstad sofiye ders vermeye devam ediyordu:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Ben talebelerimle birlikte Cenab-ı Hakkın kapısını çalıyorum. Ne zaman açılırsa, birlikte gideriz. Haydi kalk git, diye adamın gitmesini istedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Adam gidince:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Adam buraya bizimle birlikte namaz kılıp, dua etmeye gelmişti. Niçin müsaade etmediniz?' diye Üstada sordum.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Üstad bunun üzerine buyurdu ki:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Siz biliyor musunuz? Bazı insanlar vardır ki yanıma geldikleri zaman boynuma binmiş, ayakları ile kalbimi sıkıyor ve nefesimi daraltıyor. Bir şey yapamıyorum. Bazı insanlar da vardır, sizin gibi, yek vücud oluyorum. Burada başka insan yok, yalnız kendi vücudum gibi hissediyorum. Onun için itiraz etmeyin, o adamı göndermeye mecbur kaldım.'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkolivegreen]"Molla Resûl, Üstad'la çok samimi olurdu. Üstadın daima beni yanında bulundurmasına bir gün itiraz etti.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkolivegreen]"Sizin işinize aklımız ermiyor. Eğer şeyh istersen buralarda çok, yakında Arvasiler vardır. Hoca istiyorsan işte bizler varız. Bunu ne yapacaksın ki, daima çağırıyorsun?' Üstad cevaben:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkolivegreen]"Ne yapalım, mola Hamid benim kapıcımdır. O gelmeden ben bir şey yapamıyorum'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkolivegreen]Molla Resûl: 'Peki' diyerek sesini çıkarmadı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkolivegreen]"Ben doğrusu Üstaddan bir keramet, bir keşif gibi şeyler beklemiyordum. Samimi ve safiyane hizmet ediyordum. Üstad da herhalde böyle olunca sıkılmıyor ve bu sebepten beni seviyordu."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=red]"Her şeyin hayırlısı, hayırsızı olur"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Bana bir gün dua etmişti. Ben de kendisine karşı bir serzenişte bulundum. 'Benim istediğim duayı siz yapmıyorsunuz' dedim. Nasıl bir dua istediğimi sordu. Ben de okuduklarımı anlamak ve ezberime almak için, ilim sahibi olmam için duasını talep ettim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Âlim mi olacaksın?' dedi. Ben de 'Evet' deyince:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Peki senin hakkında ilmin hayırlı olduğunu biliyor musun?' dedi. Ben de cevaben:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Peygamberimizin, farzlardan sonra, en iyi amelin ilim olduğunu buyurduğunu söyledim. 'Hayırsız ilim de olur mu?' dedim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Üstad her şeyin hayırlısı ve hayırsızı olduğunu söyledi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Seferberlikten (Birinci Cihan Savaşı) önce ilmine gururlanıp da dalalete giden birisinin acı halini anlattı. Bana dönüp tekrar:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Sen, hakkında hayırlısını iste kardeşim' diye buyurdu."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=purple]"Tesbihat namazın tohumu hükmündedir"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Arkasında kıldığım namazlardan çok zevk alırdım. Namaza duruşu bir mehabet ve haşyet verirdi insana. Namazdan sonra tesbihat hakkında şu dersi vermişti bize:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=purple]"Namazın sonunda tesbihat, namazın tohumu, çekirdekleri hükmündedir.'[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Hazin bir sada ile bizden çok ağır tesbihat yapardı. 'Sübhanallah' derken, çok içten ve yavaş bir şekilde duyardık sesini. Çok namaz kılan hocaları görmüşümdür. Fakat böyle hazin ve huşu içinde kılana rastlamadım.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Lailahe illallah' diye tesbihata başladığı zaman, eğer yanında bir tarikat ehli olsa cezbeye gelirdi. Sesi top güllesi gibi tok çıkıyordu."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][COLOR=darkred][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3]"Hoca kisvesine girmiyordu"[/SIZE][/FONT][/COLOR][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Cumhuriyetin ilk seneleriydi. Henüz sarıklar yasaklanmamıştı. Van'da hocalar hep sarık sararlardı. Fakat Üstad sarık sarmıyordu. Ayrıca cübbe de giymiyordu. Hoca kisvesine girmiyordu. Bir gün talebe arkadaşlardan birisi kendisine:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Herkes sizi hoca bilmiyor, hoca kisvesine niçin girmiyorsunuz? Niçin sarık sarıp cübbe giymiyorsunuz?' demişti.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Üstad o arkadaşa:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"İmam-ı Azam gibi zatların giydiği ilmî kisveyi ben nasıl giyeyim? Onların kıyafetine ben nasıl girebilirim?' diye cevap verdi. Çok mütevazi idi. Bu sebepten ben de kendisini ilk defa Nurşin Camiinde gördüğümde hoca olup olmadığını bilememiştim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkgreen]"Nurlar içinde kalmışım"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkgreen]"Nurşin Camii deyince hatırladım: Camide kaldığımız günlerde oturduğu odada bana hitaben:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkgreen]"Molla Hamid, bak ben Nurlar içinde kalmışım' deyince ben anlayamadım.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkgreen]"Bu defa Üstad anlatmaya devam etti.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkgreen]"Doğduğum köy Nurs, annemin ismi Nuriye, hocam Nuri, kaldığım cami Nurşin, bak duvarda Osman-ı Zinnureyn yazılı' diye duvarda asılı duran levhayı tebessüm ederek gösterdi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=purple]"Rızkını sen mi veriyorsun?"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Hayvanlara, canlı varlıklara karşı şefkati, merhameti saymakla bitmez. Bu hususta çok hatıralarımız vardır.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Bir gün talebelere 'Ben tesbihatımla meşgul olacağım, siz gidip gezin' demişti.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Bu gezinti sırasında bir taşın üstünde, bir kertenkeleyi öldürmüştüm. Dönüşte Üstad ne yaptığımızı, nerelere gittiğimizi sordu. Ben de gezdiğimiz yerleri anlattım. Sonra da bir kertenkeleyi öldürdüğümü söyleyince, Üstad çok üzüldü. Bana:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Evini harap etmişsin!' dedi. Ben de 'Bizde yedi kertenkele öldürmenin bir hac sevabı kazanacağını söylerler' dedim. Bu defa Üstad: 'Otur da konuşalım, kim haklı, kim haksız?'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"O hayvan sana taarruz etti mi?'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Hayır.'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"O hayvanın rızkını sen mi veriyorsun?'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]" Hayır.'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Sen mi yarattın?'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Hayır.'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Bu hayvanların niçin yaratıldıklarını, yani fıtrî vazifelerini biliyor musun?'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"..........'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Bu hayvanı yaratan Hâlık senin öldürmen için mi yaratmış? Sana kim dedi öldür? Bu hayvanların yaratılışında binlerle hikmet var. Bu hikmetler saymakla bitmez. Onu öldürmekle hata etmişsin!' diye bana orada ders verdi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=green]"Biz hain değiliz"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"Erek'te kaldığımız günlerde, Cuma namazları için beraber şehre inerdik. Yine böyle bir Cuma günü şehre namaza gitmiş, geliyorduk. Yolda kocaman köpekler dağdan inerek geliyorlardı. Ben köpeklere taş atmak için, yerden taş toplamaya başladım. Üstad 'Ne yapıyorsun?' diye bana hitap etti. Ben de 'Efendim dağdan gelen köpekleri görmüyor musun? Kendimizi müdafaa etmeyelim mi?' dedim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"Üstad gülerek 'Ayıp ... ayıp, at o taşları yere' dedi. Ben de taşları yere attım. Ne olacak diye bekliyordum.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=green]"Üstad elindeki şemsiyeyi köpeklere doğru uzattı. 'Biz hain değiliz, yolcuyuz!' deyince köpekler oldukları yerde durdular, hücumu ve havlamayı terkettiler. Biz de oradan geçerek yolumuza devam ettik.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Şecaatli ol, korkma"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Yine köpeklerle ilgili latif bir hatıram daha vardır:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Dağda, Üstad'ın ziyaretine birkaç misafir gelmişti. Akşam misafirler bizde Üstad'ın misafiri olarak kalacaklardı. Üstad etraftaki yakın köylerden yatak getirmemi söyledi. Ben, yatak getirmeye gidecektim, fakat korkuyordum. Yolda yırtıcı hayvanların hücumuna uğrarsam ne yapabilirim diye düşünüyordum. Dışarı çıkıp söğüt ağacından bir dal keserek sopa yaptım. Dalı keserken Üstad daşırı çıktı. 'Sen hâlâ gitmedin mi?' diye sordu. Ben de yırtıcı hayvanlara karşı bir sopa yaptığımı söyleyince, yine tebessüm ederek:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Ayıptır ayıptır, neden korkuyorsun? Taş var, sopar var, hâlâ korkuyorsun. Köpekler sana bir şey yapmaz' dedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Ben bunun üzerine oradan ayrıldım. Elimdeki sopayı da attım. Köye doğru yola çıktım.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Köyün yakınlarında biri sürünün etrafında köpekler dolaşıyordu. Geçeceğim yolun üzerinde de kocaman bir köpek yatmış bekliyordu. Görünmeden geçmenin imkânı yoktu. Diğer köpekler de koyunların etrafında geziyorlardı. Köpeğe yaklaşınca hayvan ayağa kalktı, şöyle bir gerindi, sonra yoldan aşağıya inerek, âdeta bana yol verdi. Çoban yukarıdan bakıyordu. Geçip köye gittim. Köyün girişinde ellerinde sopa olan bir kaç genç ve ihtiyar adam gördüm.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Onlar bana nereden geldiğimi sordular. Söyleyince, bayırda sürüyü ve köpekleri nasıl geçtiğimi sordular. Ben de olduğu gibi anlattım. Onlar 'Biz üç dört kişi sopalı olarak sürüye yaklaşamıyoruz. Köpeklere koyun sütü içiriyorlar, kurtlara karşı müdafaa için... sana nasıl yol verdiler?' diye hayretlerini söylediler.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Seyda'ya inanmayanın (yani velayetine inanmayanın) imanı var mıdır?' diye konuşmaya başladılar. (Onlar Üstad'a Seyda diyorlardı.)[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Sonra yatakları alarak tekrar döndüm. Üstad beni karşıladı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]Yolda köpeklerin hücum edip etmediklerini sordu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Ben de hücum etmediklerini söyleyince, yine Üstad:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred]"Şecaatli ol korkma!' diye bana cesaret dersi verdi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=red]"Hayvanların yuvasını dağıtmayın"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Erek Dağında havalar iyice soğuyana kadar kalmıştık. Artık neredeyse kar yağmaya başlayacaktı. Kaldığımız yer bayırdı. Bayıra pencere gibi bir yer açarak, oraya bir oda yapmamızı istedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Bayırın yamacında Üstad'ın istediği odayı yapıyorduk. Kazarken karınca yuvası çıktı. Üstad karınca yuvasını gördü. Orayı kazmamızı istemedi. Sebebini sorduğumuzda:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Bir ev yıkıp, bir ev yapmak olur mu?' diye cevap verdi. 'Bu hayvanların yuvasını dağıtmayın, başka yeri kazın' diye emretti.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Biz başka tarafı kazmaya başladık. Oradan da karınca yuvası çıktı. Böylece üç yer değiştirdik. Bana yardım eden bir talebe arkadaş daha vardı. O, 'Böyle olur mu hiç?' diye bana sordu. Üstad gelir gelmez karıncaların üzerine toprak atalım. Yok, eğer böyle giderse biz akşama kadar, bu odayı yapamayız' diyordu. Orada hemen hemen karıncasız yer yoktu. Nihayet orada güzel bir odacık yaptık.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Üstad karınca yuvalarının yanına gelince, ekmek, bulgur ve şeker koyardı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Kendilerine şekeri niçin koyduğunu söylediğimiz zaman:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Bu da onların çayı olsun' diye gülerek cevap verirdi. Mübarek Üstad bütün hayvanlara, bütün varlıklara karşı çok şefkatliydi. Bir karıncayı bile incitmek istemezdi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=seagreen]"Kabrinde boncuk diziyor"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Bana talebe arkadaşlardan Molla Resûl anlatmıştı: Talebeleriyle birlikte bir gün mezarlıktan geçerken, Üstad talebelerine yola devam etmelerini, kendisinin biraz orada kalacağını söylemiş. Talelebeler gidince, yanında sadece Molla Resûl kalmış. Haliyle Molla Resûl yaşlı olduğu için Onun yanında kalmasına bir şey dememiş. Bir kabrin başında bir müddet kalmış. Aradan yarım saat kadar bir vakit geçmiş, sonra yoluna devam etmiş. Bu defa Molla Resûl Allah'a kasem ederek, Üstad'ın o kabrin başında niçin durduğunu sormuş.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Çok ısrar edince Üstad neden durduğunu kendisine şu şekilde anlatmış:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Saliha bir kadının mezarının yanından geçiyordum. Bu kadın hayatta iken ziynete, süse ve boncuğa biraz düşkünmüş. Dünyada iken gerdanlığı kırılmış, onu ipe dizerken vefat etmiş. Kabrinde de hâlâ boncuk dizmekle meşgul. İhtimal ki kıyamete kadar da onunla meşgul olacak.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Kıyamet koptuğunda ne kadar çabuk kıyamet koptu. Daha boncuğumu dizip bitiremedim diyecek... Ben bunun için durup Cenab-ı Hakkın azametini seyrediyorum."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=purple]"Midenin üç hakkı var"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Üstad'dan ders alan hocalar, kendi geçimlerini temin etmek ve başkalarına yük olmamak için, bir teneke bulgur ve biraz da yağ getirmişlerdi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Annem yetmiş yaşlarındaydı. Yemeğimizi o pişirirdi. Üstad bir gün bulgurları eve götürmemi istedi. Sabahları çay, peynir, akşamları ise bulgurlu çorba veya pilav yaptırarak günlerimizi geçiriyorduk.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Annemin yaptığı çorba ve pilavları alıp getiriyordum. Üstad yemek yerken herkesin ekmeğini ayırır, taksim ederdi. Ekmek bana az geliyordu. Sofradan altı talebe bir de Üstad yedi kişi oluyorduk. Bazan misafirlerimiz de gelirdi. Üstad bana şefkat ettiğinden cesaret alarak, ekmeğin az olduğunu söyledim. Evde çok buğday olduğunu, getirip bol bol yiyebileceğimizi ifade ettim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Üstad tebessüm ederek:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Kardeşim ben azlığı için, olmadığı için böyle yapmıyorum. Siz midenizi neye benzetiyorsunuz? Midenin üç hakkı, üç hissesi vardır. Sadece birisi yemek içindir.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=purple]"Eğer böyle yapmaz da ölçüsüz doldurursanız, beş davarlık bir ahıra, onbeş davar doldurmaya benzer.' Üstad bu misalle bize ders verdi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=seagreen]"Biz de Allah'tan korkuyoruz ama..."[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Gerek ıErek'te, gerekse Nurşin Camiinde iki senemiz bu şekilde lâtif ve tatlı hatıralarla geçti.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Üstad daima ibadet ve münacatla meşgul olurken, saatlerce diz üstüne otururdu. Böyle oturmaktan, ayağının parmağı yara olmuştu. Molla Resûl'e parmağını göstererek bir merhem sürmek istediğini söyledi. Bu esnada Molla Resûl ateş yakmakla meşguldü.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Üstad'a cevaben:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Biz de Allah'tan korkuyoruz, ama senin ödün patlıyor. Bizim gibi rahat otursan ayağın yara olmayacaktı!"[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]Üstad:[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Molla Resûl! Kısa ömürde, kısa dünyada, ebedî hayatı kazanmaya gelmişiz. Hem burada rahat oturayım, hem Cennet dava edeyim, olmaz böyle şey! Onun için cesaret edemiyorum rahat oturmaya' dedi.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=seagreen]"Molla Resûl ise, 'Merhem sürelim, belki iyi olur' dedi."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=red]"O günleri hiç unutamıyorum"[/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Üstad'la geçen günlerimi hiç unutamıyorum.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Üstad Van'dan ayrıldıktan sonra yirmi altı sene görmedim. Hasret ateşi içimi yakıyordu.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Eskişehir'e, Kastamonu'ya görmeye gittim. Fakat göremedim, görüştürmediler. Karakollarda falakaya çekildim.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Ama her şeye rağmen Üstad'ı görmek, elini öpmek, hasret gidermek istiyordum.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Sonra Ağabeyim Abdullah Ekinci elime bir vesika verdi. Afyon emniyetine hitaben yazmıştı: 'Bu gelen benim kardeşimdir, hocasını ziyaret edecek, müsaade edin ziyaret etsin!'[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [CENTER][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=red]"Bu vesika sayesinde rahatlıkla Emirdağ'a gidip Üstad'ı ziyaret ettim."[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Hatiralar (Molla Hamit Ekinci)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst