Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 81-Zalimin zulmü..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 433593" data-attributes="member: 1004566"><p><span style="font-size: 12px"><strong>Allah, Bazen Bir Zâlimi Di<span style="font-family: 'Times New Roman'">ğer Bir Zâlimin Üzerine Musallat Ederek Cezalandırır:</span></strong> </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Allah'<span style="font-family: 'Times New Roman'">ın zulüm ve zâlimler hakkındaki bir sünneti/kanunu da, bireyleri birbirine zulmeden bir toplumun başına, yaptıklarının bir cezası olarak, zâlim bir yöneticiyi ve yönetimi musallat etmesidir. </span><em>"<span style="font-family: 'Times New Roman'">İşte kazandıkları (günahları)ndan ötürü zâlimlerden bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız."</span></em> (6/Enâm, 129) Dolay<span style="font-family: 'Times New Roman'">ısıyla Allah, zulmün cezası olarak, zâlimi zâlime musallat kılar, o da onları zillet ve felâkete götürür. Nefsine zulmeden günahkâr zâlim, halkına zulmeden zâlim yönetici ve ticaretinde insanlara zulmeden hilekâr tüccar gibi bütün zâlimler bu âyetin tehdit eden kapsamına girmektedir. Fahreddin Râzi, bu âyetin tefsirinde şöyle der: Âyet gösteriyor ki, halk ne zaman zâlim durumda olurlarsa, Allah onlara başka bir zâlimi musallat eder. Bu zâlim yöneticiden (ve yönetimden) kurtulmak istedikleri zaman da zulmü terkederler. Hadis-i şerifte: </span><em>"Nas<span style="font-family: 'Times New Roman'">ılsanız öyle yönetilirsiniz"</span></em> buyrulmaktad<span style="font-family: 'Times New Roman'">ır (Tefsir-i Âlûsi, 8/27). </span><em>"Zâlim, Allah'<span style="font-family: 'Times New Roman'">ın kılıcıdır. Yoldan çıkmış azgınları onunla cezalandırır; sonra o zâlimden de intikamı alır." </span> </em>Bu, zâlimler için bir tehdittir. E<span style="font-family: 'Times New Roman'">ğer zulmünden vaz geçmezse, Allah ona diğer bir zâlimi musallat eder. </span><em> "De ki: 'Allah'<span style="font-family: 'Times New Roman'">ın azabı size ansızın veya açıkça gelirse, zâlimlerden başkası mı yok olur!" </span> </em>(6/En'âm, 47) </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Zâlimler Kurtulmazlar: </strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p> <span style="font-size: 12px">Allah'<span style="font-family: 'Times New Roman'">ın zulüm ve zâlimler hakkındaki sünnetinden birisi de, onların, âhirette kurtulmayacakları gibi, dünyada da iflâh olmamalarıdır. </span><em>"De ki: 'Ey kavmim, gücünüz yetti<span style="font-family: 'Times New Roman'">ğince yapacağınızı yapın, ben de yapacağımı yapıyorum. Yakında (dünya) yurdu(nu)n sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak ki zulmedenler, kurtuluş yüzü görmezler!" </span> </em>(6/En'am, 135)</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span><span style="font-size: 12px"><strong>Nice Kavim Kendi Zulümleriyle Helâk Olmu<span style="font-family: 'Times New Roman'">ştur:</span></strong>Zulüm ve zâlim konusundaki sünnetullah<span style="font-family: 'Times New Roman'">ın biri de toplumların kendi zulümleriyle helâk olmalarıdır. Bu kanunun izahı kabilinden Kur'an'da pek çok âyet bulunmaktadır: </span><em>"Böylece (hiç bir fert kalmamak üzere) zulmeden toplumun kökü kesildi. " </em>(6/En'âm, 45)<em> "Zâlimlerden ba<span style="font-family: 'Times New Roman'">şkası mı helâk olur!" </span> </em>(6/En'âm, 47) <em>"...Zulmettiklerinden dolay<span style="font-family: 'Times New Roman'">ı nice toplumları helâk ettik, (onları helâk etmeseydik bile) iman edecek değillerdi. İşte biz suçlu kavimleri böyle cezalandırırız." </span> </em>(10/Yûnus, 14) <em>"(Halk<span style="font-family: 'Times New Roman'">ı) zâlim olan nice beldeyi kırıp geçirdik; arkasından da başka nice topluluklar vücuda getirdik." </span> </em>21/Enbiyâ, 11)</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span><span style="font-size: 12px"><strong>Zâlim Toplumlar<span style="font-family: 'Times New Roman'">ın Helâkı İçin Belli Bir Ecel (Süre) Vardır: </span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 12px"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span> </strong>Zâlim milletlerin yok olmas<span style="font-family: 'Times New Roman'">ı için belli bir ecel söz konusudur. </span><em>"Her ümmetin takdir edilmi<span style="font-family: 'Times New Roman'">ş bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman, ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler." </span> </em>(6/A'râf, 34; 10/Yûnus, 49) Zâlim milletler, belli bir süre ya<span style="font-family: 'Times New Roman'">şarlar, sonra ecelleri gelir, yok olurlar. Tıpkı ömrünün müddeti bitip eceli geldiğinde bir insanın ölüp yok olması gibi. Bunu şöyle izah etmek mümkündür: Bir millet içerisinde zulüm, insandaki hastalık gibidir. Hastalık, kendisi için takdir edilen sürenin bitiminden sonra hastanın ölümünü hızlandırır. Bu sürenin bitimiyle artık onun ölüm zamanı yaklaşmıştır. Aynı şekilde millet içerisinde zulüm, Allah'ın ecel olarak bildirdiği belirli müddetin bitmesiyle yıkıma, yok olmaya götüren zulüm mikroplarıyla o milletin helâkını hızlandırır. Allah'ın milletlerin ecelleri için koymuş olduğu müddet, adalet ve zulüm gibi âmillere bağlıdır. Bütün zâlimleri cezalandırma hususunda O'nun sünneti/kanunu böyledir. Bu her zaman için geçerli bir kanundur. </span>(7)</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span> </p><p><span style="font-size: 12px"><strong>Bir Devlet, Küfür <span style="font-family: 'Times New Roman'">İle Ayakta Durabilir Ama Zulümle Duramaz:</span></strong> </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em>"Halk<span style="font-family: 'Times New Roman'">ı sâlih ve muslih (ıslahatçı) olduğu halde Rabbin bir haksızlık ile memleketleri (yıkıp) helâk etmez." </span> </em>(11/Hûd, 117) Bir devleti, yaln<span style="font-family: 'Times New Roman'">ız küfrü sebebiyle helâk etmesi, Allah'ın sünnetinden değildir. Fakat devlet, küfrüne zulüm eklerse durum farklı olur. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px">Devletin zulüm sebebiyle helâk olmas<span style="font-family: 'Times New Roman'">ı konusunda Abdülkerim Zeydan şöyle der: Aslında devletin zulmü bertaraf edip mazlumları himaye ederek zâlimleri cezalandırması beklenir. O yüzden zulmün en ağır ve en acı olanı, seni korumakla yükümlü olandan gelen zulümdür. Zulmün bu ve diğer çirkin çeşitlerini bizzat devlet uygular veya göz yumar, yahut yardımcı pozisyonunda bulunursa, halkın zihninde kötü bir izlenim bırakır; devlet hakkında var olan ümitleri korku ve endişeye dönüşür ve devlete olan güvenleri sarsılır. Ayrıca bu durum, onları devleti önemsememeye, idareyi zayıflatmaya, yönetimin devamından yana olmamaya ve onu müdafa etmemeye sevkeder. Daha kötüsü, onları devletin yıkımını, düşman istilâsıyla bile olsa yok olup gitmesini isteme gibi bir düşüncenin kucağına atar. Sonra da lisan-ı halleriyle şöyle derler: "Devlet, artık bizim için güven duyduğumuz, himaye gördüğümüz, haklarımızın korunması konusunda huzur içinde olduğumuz ve zâlimlerin düşmanlıklarına meydan verilmeyen büyük bir ev durumunda değildir." Zulüm, bilfiil devlet eliyle devam ederse, zâlimler himaye görür, zulümleri örtbas edilirse, iş, devleti kendilerine düşman gören insanlarla işbirliği yapıp devleti yıkmak üzere harekete geçen mazlumlara kalır. Zulmederek halkını bu hale düşüren, bu konuda zâlime yardımcı olan ve zulme engel olmayan devletin durumu budur."</span> (8) </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span><span style="font-size: 12px"><strong>Zulmün Cezas<span style="font-family: 'Times New Roman'">ından Ümmeti Korumanın Yolları:</span></strong> </span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Zulüm, ümmetin helâkine sebep olunca, zulme râz<span style="font-family: 'Times New Roman'">ı olmamak, zâlime karşı çıkmak, zulmüne engel olmak, ona boyun eğmemek ve meyletmemek şer'an vâciptir. Ümmet ancak bununla içine düştüğü zulmün sebep olduğu helâkten ve hak ettiği cezaya çarpılmaktan kurtulur. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 433593, member: 1004566"] [SIZE=3][B]Allah, Bazen Bir Zâlimi Di[FONT=Times New Roman]ğer Bir Zâlimin Üzerine Musallat Ederek Cezalandırır:[/FONT][/B] Allah'[FONT=Times New Roman]ın zulüm ve zâlimler hakkındaki bir sünneti/kanunu da, bireyleri birbirine zulmeden bir toplumun başına, yaptıklarının bir cezası olarak, zâlim bir yöneticiyi ve yönetimi musallat etmesidir. [/FONT][I]"[FONT=Times New Roman]İşte kazandıkları (günahları)ndan ötürü zâlimlerden bir kısmını diğer bir kısmının peşine böyle takarız."[/FONT][/I] (6/Enâm, 129) Dolay[FONT=Times New Roman]ısıyla Allah, zulmün cezası olarak, zâlimi zâlime musallat kılar, o da onları zillet ve felâkete götürür. Nefsine zulmeden günahkâr zâlim, halkına zulmeden zâlim yönetici ve ticaretinde insanlara zulmeden hilekâr tüccar gibi bütün zâlimler bu âyetin tehdit eden kapsamına girmektedir. Fahreddin Râzi, bu âyetin tefsirinde şöyle der: Âyet gösteriyor ki, halk ne zaman zâlim durumda olurlarsa, Allah onlara başka bir zâlimi musallat eder. Bu zâlim yöneticiden (ve yönetimden) kurtulmak istedikleri zaman da zulmü terkederler. Hadis-i şerifte: [/FONT][I]"Nas[FONT=Times New Roman]ılsanız öyle yönetilirsiniz"[/FONT][/I] buyrulmaktad[FONT=Times New Roman]ır (Tefsir-i Âlûsi, 8/27). [/FONT][I]"Zâlim, Allah'[FONT=Times New Roman]ın kılıcıdır. Yoldan çıkmış azgınları onunla cezalandırır; sonra o zâlimden de intikamı alır." [/FONT] [/I]Bu, zâlimler için bir tehdittir. E[FONT=Times New Roman]ğer zulmünden vaz geçmezse, Allah ona diğer bir zâlimi musallat eder. [/FONT][I] "De ki: 'Allah'[FONT=Times New Roman]ın azabı size ansızın veya açıkça gelirse, zâlimlerden başkası mı yok olur!" [/FONT] [/I](6/En'âm, 47) [/SIZE] [SIZE=3][B][/B][B]Zâlimler Kurtulmazlar: [/B] Allah'[FONT=Times New Roman]ın zulüm ve zâlimler hakkındaki sünnetinden birisi de, onların, âhirette kurtulmayacakları gibi, dünyada da iflâh olmamalarıdır. [/FONT][I]"De ki: 'Ey kavmim, gücünüz yetti[FONT=Times New Roman]ğince yapacağınızı yapın, ben de yapacağımı yapıyorum. Yakında (dünya) yurdu(nu)n sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak ki zulmedenler, kurtuluş yüzü görmezler!" [/FONT] [/I](6/En'am, 135) [/SIZE][SIZE=3][B][/B][B]Nice Kavim Kendi Zulümleriyle Helâk Olmu[FONT=Times New Roman]ştur:[/FONT][/B]Zulüm ve zâlim konusundaki sünnetullah[FONT=Times New Roman]ın biri de toplumların kendi zulümleriyle helâk olmalarıdır. Bu kanunun izahı kabilinden Kur'an'da pek çok âyet bulunmaktadır: [/FONT][I]"Böylece (hiç bir fert kalmamak üzere) zulmeden toplumun kökü kesildi. " [/I](6/En'âm, 45)[I] "Zâlimlerden ba[FONT=Times New Roman]şkası mı helâk olur!" [/FONT] [/I](6/En'âm, 47) [I]"...Zulmettiklerinden dolay[FONT=Times New Roman]ı nice toplumları helâk ettik, (onları helâk etmeseydik bile) iman edecek değillerdi. İşte biz suçlu kavimleri böyle cezalandırırız." [/FONT] [/I](10/Yûnus, 14) [I]"(Halk[FONT=Times New Roman]ı) zâlim olan nice beldeyi kırıp geçirdik; arkasından da başka nice topluluklar vücuda getirdik." [/FONT] [/I]21/Enbiyâ, 11) [/SIZE][SIZE=3][B][/B][B]Zâlim Toplumlar[FONT=Times New Roman]ın Helâkı İçin Belli Bir Ecel (Süre) Vardır: [/FONT] [/B]Zâlim milletlerin yok olmas[FONT=Times New Roman]ı için belli bir ecel söz konusudur. [/FONT][I]"Her ümmetin takdir edilmi[FONT=Times New Roman]ş bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman, ne bir saat geri kalırlar, ne de ileri giderler." [/FONT] [/I](6/A'râf, 34; 10/Yûnus, 49) Zâlim milletler, belli bir süre ya[FONT=Times New Roman]şarlar, sonra ecelleri gelir, yok olurlar. Tıpkı ömrünün müddeti bitip eceli geldiğinde bir insanın ölüp yok olması gibi. Bunu şöyle izah etmek mümkündür: Bir millet içerisinde zulüm, insandaki hastalık gibidir. Hastalık, kendisi için takdir edilen sürenin bitiminden sonra hastanın ölümünü hızlandırır. Bu sürenin bitimiyle artık onun ölüm zamanı yaklaşmıştır. Aynı şekilde millet içerisinde zulüm, Allah'ın ecel olarak bildirdiği belirli müddetin bitmesiyle yıkıma, yok olmaya götüren zulüm mikroplarıyla o milletin helâkını hızlandırır. Allah'ın milletlerin ecelleri için koymuş olduğu müddet, adalet ve zulüm gibi âmillere bağlıdır. Bütün zâlimleri cezalandırma hususunda O'nun sünneti/kanunu böyledir. Bu her zaman için geçerli bir kanundur. [/FONT](7) [/SIZE][SIZE=3][/SIZE][SIZE=3] [/SIZE] [SIZE=3][/SIZE][SIZE=3][B]Bir Devlet, Küfür [FONT=Times New Roman]İle Ayakta Durabilir Ama Zulümle Duramaz:[/FONT][/B] [I]"Halk[FONT=Times New Roman]ı sâlih ve muslih (ıslahatçı) olduğu halde Rabbin bir haksızlık ile memleketleri (yıkıp) helâk etmez." [/FONT] [/I](11/Hûd, 117) Bir devleti, yaln[FONT=Times New Roman]ız küfrü sebebiyle helâk etmesi, Allah'ın sünnetinden değildir. Fakat devlet, küfrüne zulüm eklerse durum farklı olur. [/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Times New Roman][/FONT]Devletin zulüm sebebiyle helâk olmas[FONT=Times New Roman]ı konusunda Abdülkerim Zeydan şöyle der: Aslında devletin zulmü bertaraf edip mazlumları himaye ederek zâlimleri cezalandırması beklenir. O yüzden zulmün en ağır ve en acı olanı, seni korumakla yükümlü olandan gelen zulümdür. Zulmün bu ve diğer çirkin çeşitlerini bizzat devlet uygular veya göz yumar, yahut yardımcı pozisyonunda bulunursa, halkın zihninde kötü bir izlenim bırakır; devlet hakkında var olan ümitleri korku ve endişeye dönüşür ve devlete olan güvenleri sarsılır. Ayrıca bu durum, onları devleti önemsememeye, idareyi zayıflatmaya, yönetimin devamından yana olmamaya ve onu müdafa etmemeye sevkeder. Daha kötüsü, onları devletin yıkımını, düşman istilâsıyla bile olsa yok olup gitmesini isteme gibi bir düşüncenin kucağına atar. Sonra da lisan-ı halleriyle şöyle derler: "Devlet, artık bizim için güven duyduğumuz, himaye gördüğümüz, haklarımızın korunması konusunda huzur içinde olduğumuz ve zâlimlerin düşmanlıklarına meydan verilmeyen büyük bir ev durumunda değildir." Zulüm, bilfiil devlet eliyle devam ederse, zâlimler himaye görür, zulümleri örtbas edilirse, iş, devleti kendilerine düşman gören insanlarla işbirliği yapıp devleti yıkmak üzere harekete geçen mazlumlara kalır. Zulmederek halkını bu hale düşüren, bu konuda zâlime yardımcı olan ve zulme engel olmayan devletin durumu budur."[/FONT] (8) [/SIZE][SIZE=3][B][/B][B]Zulmün Cezas[FONT=Times New Roman]ından Ümmeti Korumanın Yolları:[/FONT][/B] Zulüm, ümmetin helâkine sebep olunca, zulme râz[FONT=Times New Roman]ı olmamak, zâlime karşı çıkmak, zulmüne engel olmak, ona boyun eğmemek ve meyletmemek şer'an vâciptir. Ümmet ancak bununla içine düştüğü zulmün sebep olduğu helâkten ve hak ettiği cezaya çarpılmaktan kurtulur. [/FONT] [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 81-Zalimin zulmü..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst