Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş Vakit"
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 348745" data-attributes="member: 1004566"><p><strong>Cevap: Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş</strong></p><p></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">İbni Abbas (r.a.)’dan dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu:</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1) </span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Dünya insanlar için imtihan yeridir. İmtihan dünyasında insanın sınırlı bir ömrü vardır. Ömür, her birimizin dünya pazarında kalma süresidir. Onu takdir eden ise Yüce Rabbimizdir. Bizim bu süreyi ne tayin etme ne de bilme imkânımız vardır. Her geçen saniye ömür sermayesinden bir eksilme yaparak ömrü bitirip ölüm noktasına doğru hızla ilerletmektedir. Bizler bu hakikatin idrakine çoğu kez kulak vermeyerek sınırlı bir ömre uzun emelleri sığdırmak için gayret sarf etmekteyiz. </span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Bir ömür içerisinde neler olmalıdır? Ya da bir ömür nasıl geçirilirse mutluluğa ulaşılır? Mutluluk nedir?</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">İsterseniz son sorumuzla işe başlayalım. Mutluluk; ilk bakışta belki dünyada her şeye sahip olma gibi anlaşılsa da, dünyada her şeye sahip olanların mutlu olmadıkları da aşikârdır. O zaman kul için mutluluk kulluk ile mümkündür. Nitekim Allah Teâlâ, “Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur” (Ra’d Suresi, 28) “Secde et ve Rabbine yaklaş” (Alâk suresi, 19) </span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">buyurarak “Allah’a kul olma” vasfı en büyük mutluluk olarak ifade edilmiştir.</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Asıl mutluluk kulluk olunca ömür de kullukla geçirilirse bir şeyler ifade eder. Kulluğun tezahürü de inanç ve amellerle ortaya konulur.</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi ömür sınırlıdır. Bir gün mutlaka son bulacaktır. Öyle ise bu ömrü iyi değerlendirip ebedi mutluluğa kavuşmak bizlerin ideali olmalıdır.</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Onun için mü’minlerin geçireceği boş vakti olmamalıdır. Dinimiz de gayesiz ve faydasız vakit geçirmeyi hoş görmemiştir. Boş vakit ve sıhhat, değerlendirilmesi gereken en önemli nimetlerdendir. </span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Manasız işler ile meşgul olan kimse vaktini boşa harcamakla zarar etmektedir. "Faydasız şeyleri terk etmesi bir kimsenin iyi müslüman olduğunun alâmetlerindendir" (et-Terğib ve't-Terhib, IV/319) buyuran Efendiler Efendisi iyi bir müslümanın nasıl olması gerektiği konusunda bize bir yol çizmiştir. Bu bağlamda boş vakitler muhakkak dünya ve âhirete faydalı olacak bir işle doldurulmalıdır.</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Allah'ın zikri olmayan her şey, ya faydasız işler veya vakti boşa geçirmektir. Gündüzü koşuşturma, gecesi televizyon işgali altında geçen bizler, manevî hayatı için değerlendirebileceği boş vakte, ya da vakitlerini bu manevî mutluluğu için kullanmaya ne kadar muhtaçtır? Oysaki bazen namaz kılmak için veya diğer kulluk vazifelerimizi yerine getirmek için veya dinimizi daha iyi öğrenmek için oluşturulan meclislere katılmamak için bahanelerle boş vaktimizin olmadığını söyleyerek kendimize karşı dürüst olmamaktayız.</span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Her insanın rızkını kazanması için, yorulan vücudunu dinlendirmesi için ayıracağı bir zamanı olduğu gibi dünya ve ahiret mutluluğu olan kulluk vazifesini yerine getirmesi için de bir zamanı olmalıdır. Hafta içinde hafta sonlarında ve yaz günlerinde boş zamanlarımız mevcuttur. Bu vakitleri dinimizi öğrenmeye öğrendiklerimizle amel etmeye gayret etmek en güzelidir. Kur’an okumasını öğrenmek ve anlamaya çalışmak, Efendimiz (s.a.v.)’in yaşayışını, hadislerini öğrenmek ve yaşayışımızı O’nun yaşayışına benzetmeye çalışmak için gayret sarf etmek, bu hususlarda yapılan sohbetlere devam etmek nefsimizin kötü ahlâklarının izale olmasına yardımcı olup bizleri yanlış yollardan alıkoyduğu gibi Cenâb-ı Hakk’ın da hoşnutluğunu kazandıracaktır. Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.); “Her sünnet bir nefis tezkiyesidir” </span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">buyurarak sünnet yolunu tutmakla, öğrenmekle ve öğrendiklerimizi yaşamakla kötü ve istenmeyen hallerimizin birer birer üzerimizden atılacağını haber vermektedir. </span></span></p><p> <span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Öyle ise bizler her gün Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i şerifler okuyarak eksikliklerimizi gidermeye çalışmalıyız. Böylelikle de ibadet ve itaatlerimizdeki noksanlıkları tamamlamalıyız. Yaz tatilinde çocuklarımızı bu yöne sevk ederek yani yaz tatillerinin boşa geçirilen günler olmaktan çıkararak dinimizi öğrenmelerini sağlamalıyız. Bu zamanlar tekrar geri gelmeyecektir. Taatten uzak olan heba edilen ömrün geri gelmemesi en büyük kayıplardan olarak geride ancak pişmanlık bırakacaktır.</span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px">Herkesin boş vakti olsun ama boşa harcayacak vakti olmasın. Herkesi Allah Teâlâ’nın razı olacağı mutlu bir gelecek bulsun. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 348745, member: 1004566"] [b]Cevap: Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş[/b] [COLOR=#006400][SIZE=3]İbni Abbas (r.a.)’dan dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1) Dünya insanlar için imtihan yeridir. İmtihan dünyasında insanın sınırlı bir ömrü vardır. Ömür, her birimizin dünya pazarında kalma süresidir. Onu takdir eden ise Yüce Rabbimizdir. Bizim bu süreyi ne tayin etme ne de bilme imkânımız vardır. Her geçen saniye ömür sermayesinden bir eksilme yaparak ömrü bitirip ölüm noktasına doğru hızla ilerletmektedir. Bizler bu hakikatin idrakine çoğu kez kulak vermeyerek sınırlı bir ömre uzun emelleri sığdırmak için gayret sarf etmekteyiz. Bir ömür içerisinde neler olmalıdır? Ya da bir ömür nasıl geçirilirse mutluluğa ulaşılır? Mutluluk nedir? İsterseniz son sorumuzla işe başlayalım. Mutluluk; ilk bakışta belki dünyada her şeye sahip olma gibi anlaşılsa da, dünyada her şeye sahip olanların mutlu olmadıkları da aşikârdır. O zaman kul için mutluluk kulluk ile mümkündür. Nitekim Allah Teâlâ, “Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur” (Ra’d Suresi, 28) “Secde et ve Rabbine yaklaş” (Alâk suresi, 19) buyurarak “Allah’a kul olma” vasfı en büyük mutluluk olarak ifade edilmiştir. Asıl mutluluk kulluk olunca ömür de kullukla geçirilirse bir şeyler ifade eder. Kulluğun tezahürü de inanç ve amellerle ortaya konulur. Yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi ömür sınırlıdır. Bir gün mutlaka son bulacaktır. Öyle ise bu ömrü iyi değerlendirip ebedi mutluluğa kavuşmak bizlerin ideali olmalıdır. Onun için mü’minlerin geçireceği boş vakti olmamalıdır. Dinimiz de gayesiz ve faydasız vakit geçirmeyi hoş görmemiştir. Boş vakit ve sıhhat, değerlendirilmesi gereken en önemli nimetlerdendir. Manasız işler ile meşgul olan kimse vaktini boşa harcamakla zarar etmektedir. "Faydasız şeyleri terk etmesi bir kimsenin iyi müslüman olduğunun alâmetlerindendir" (et-Terğib ve't-Terhib, IV/319) buyuran Efendiler Efendisi iyi bir müslümanın nasıl olması gerektiği konusunda bize bir yol çizmiştir. Bu bağlamda boş vakitler muhakkak dünya ve âhirete faydalı olacak bir işle doldurulmalıdır. Allah'ın zikri olmayan her şey, ya faydasız işler veya vakti boşa geçirmektir. Gündüzü koşuşturma, gecesi televizyon işgali altında geçen bizler, manevî hayatı için değerlendirebileceği boş vakte, ya da vakitlerini bu manevî mutluluğu için kullanmaya ne kadar muhtaçtır? Oysaki bazen namaz kılmak için veya diğer kulluk vazifelerimizi yerine getirmek için veya dinimizi daha iyi öğrenmek için oluşturulan meclislere katılmamak için bahanelerle boş vaktimizin olmadığını söyleyerek kendimize karşı dürüst olmamaktayız. Her insanın rızkını kazanması için, yorulan vücudunu dinlendirmesi için ayıracağı bir zamanı olduğu gibi dünya ve ahiret mutluluğu olan kulluk vazifesini yerine getirmesi için de bir zamanı olmalıdır. Hafta içinde hafta sonlarında ve yaz günlerinde boş zamanlarımız mevcuttur. Bu vakitleri dinimizi öğrenmeye öğrendiklerimizle amel etmeye gayret etmek en güzelidir. Kur’an okumasını öğrenmek ve anlamaya çalışmak, Efendimiz (s.a.v.)’in yaşayışını, hadislerini öğrenmek ve yaşayışımızı O’nun yaşayışına benzetmeye çalışmak için gayret sarf etmek, bu hususlarda yapılan sohbetlere devam etmek nefsimizin kötü ahlâklarının izale olmasına yardımcı olup bizleri yanlış yollardan alıkoyduğu gibi Cenâb-ı Hakk’ın da hoşnutluğunu kazandıracaktır. Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.); “Her sünnet bir nefis tezkiyesidir” buyurarak sünnet yolunu tutmakla, öğrenmekle ve öğrendiklerimizi yaşamakla kötü ve istenmeyen hallerimizin birer birer üzerimizden atılacağını haber vermektedir. Öyle ise bizler her gün Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i şerifler okuyarak eksikliklerimizi gidermeye çalışmalıyız. Böylelikle de ibadet ve itaatlerimizdeki noksanlıkları tamamlamalıyız. Yaz tatilinde çocuklarımızı bu yöne sevk ederek yani yaz tatillerinin boşa geçirilen günler olmaktan çıkararak dinimizi öğrenmelerini sağlamalıyız. Bu zamanlar tekrar geri gelmeyecektir. Taatten uzak olan heba edilen ömrün geri gelmemesi en büyük kayıplardan olarak geride ancak pişmanlık bırakacaktır. Herkesin boş vakti olsun ama boşa harcayacak vakti olmasın. Herkesi Allah Teâlâ’nın razı olacağı mutlu bir gelecek bulsun. [/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş Vakit"
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst