Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş Vakit"
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 343595" data-attributes="member: 1023459"><p><strong>Cevap: Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş</strong></p><p></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px">İbn Müflih (rh.) de der ki: “Ben bazılarını boş görüyorum. Uzun gecelerde boş boş konuşurlar. Lüzumsuz mevzûlarla dolu kitapları okurlar. Gündüzleri ise uyurlar. Ben bunları; gemi onları alıp götürürken aralarında çene çalmaya devam eden, fakat durumdan haberleri olmayan kimselere benzetiyorum. Boş konuşanların sohbetinden Allâh’a sığınırım.”</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #800080"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">İnsanoğlunun gaflet ve nisyanı sebebiyle en çok içine düştüğü hatâlardan biri de zaman isrâfıdır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #A52A2A"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Hayat, Cenâb-ı Hakk’ın her canlıya bir defâ kullanmak üzere bahşettiği ve muayyen bir zamanla tahdîd buyurduğu son derece kıymetli bir nîmettir. Zamanı, onun değerine en lâyık amellere sarf etmek şarttır. Çünkü hayatta her an yapılabilecek birden fazla iş vardır. Fakat bunların o an için en ehemmiyetli olanlarını öne almak ve diğerlerini de ehemmiyet derecelerine göre sıraya koymak, zamanı gereği gibi kullanabilmek için dikkat edilmesi gereken mühim bir düsturdur.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Son derece kıymetli bir sermâye olan zamanı, boş ve abes şeylerle isrâf etmek, âhiret hayâtını tehlikeye atmaktır. Bu yüzden, gaflet perdelerini aralayabilenler için zaman, hiçbir şeyle kıyaslanamayacak derecede kıymetli bir nîmettir. Cenâb-ı Hak Asr Sûresi’nde:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Asra (zamana) yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâdır.” (el-Asr, 1-3) buyurmaktadır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Zamana yemin ile başlayan bu sûrede; îman, amel-i sâlih, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye ile ihyâ edilmeyen zamanların israf edildiği ve bir hüsran vesîlesi olduğu bildirilmektedir. Zamanı hakkıyla değerlendirenlerden istisnâ kaydıyla bahsedilmesi de, insanların bu hususta ekseriyetle aldandıklarına işâret eden acı bir hakîkattir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Cenâb-ı Hak kullarının zamanı kullanma husûsunda hüsrandan kurtularak ilâhî ikramlara nâil olabilmeleri için şu tavsiyede bulunmaktadır:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş! Hep Rabbine yönel, O’na yaklaş!” (el-İnşirâh, 7-8)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Yâni ibâdet ve hayırlı işlerin biri bittiğinde hemen diğerine koşmak, herhangi bir zamanın ibâdetsiz ve hayırdan uzak geçmesine fırsat vermemek îcâb eder. Çünkü hayat, bize uhrevî saâdeti kazanmak için verilmiş bir nîmettir. Ölüm ise bir borç senedinin îfâ zamanını gösteren ödeme târihi gibidir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Tasavvufî terbiyenin en mühim esaslarından biri olan “Vukûf-i Zamânî” de zaman nîmetini çok hassas bir şekilde kullanmanın zarûrî olduğunu ifade etmektedir. Buna göre nefsini tezkiye, kalbini de tasfiye etmek isteyen bir mü’min, ecelin meçhûliyeti dolayısıyla her an kendini muhâsebe mecbûriyetinde bulunduğunun idrâki içinde olup vaktini sâlih amellerle değerlendirmelidir. Lü*zum*suz işleri terk ederek mânâsız konuşmalardan uzak durmalı, yâni Hazret-i Mevlânâ’nın ifadesi ile lisânını “sözün maskarası” olmaktan muhâfaza etmelidir. Zîrâ Cenâb-ı Hak Kur’ânî ifade ile “kurtuluşa eren” mü’minlerin bir vasfını da şöyle beyân buyurmaktadır</span>:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #008080"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">“Onlar boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler.” (el-Mü’minûn, 3)</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #008080"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #008080"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">“…Boş söz ve işlere rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler.” (el- Furkân, 72)</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Sâlih bir mü’min, her an kendi iç âleminden haberdâr olup, istiğfar, hamd, şükür ve rızâ hâlinin hangi seviyede olduğunu tefekkür etmelidir. Her bir uzvunda mevcut olan sayısız nîmetleri ve onların şükrünü muhâsebe ederek gafletle tükettiği zamanlar için tevbekâr olmalıdır. Gafletten sakınarak lüzumsuz istikbâl endişelerinden kurtulmalı ve içinde bulunduğu hâlin ihyâsıyla meşgûl olmalıdır. Diğer bir ifadeyle “İb*nü’l-Vakt” yâni ömrünün ve husûsiyle fiilen içinde yaşadığı vaktin kıymetini bilen ve onunla en güzel şekilde âhiretine hazırlık yapan kâmil bir mü’min olmalıdır. Zîrâ zamanın boşa harcanması, en büyük nedâmet sebeplerindendir. Nitekim Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Cennet halkı, başka bir şeye değil, sadece dünyâda Allâh’ı zikretmeksizin geçirdikleri anlara, hasret ve nedâmet duyacaklardır!” (Heysemî, X, 73-74) buyurarak vakitlerin, ebedî hayat sermâyesi olacak hayırlı amellerle değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmıştır. Çünkü nîmetler elden gittiğinde, pişmanlık fayda vermez. O hâlde, fırsat eldeyken hayâtımızı sâlih amellerle değerlendirmek zorundayız. Her uzvun şükrünü hakkıyla edâ etmeye çalışmalıyız. Meselâ lisan nîmetini, kalplerimize şifâ olan zikrullâh ile ihyâ etme gayreti içinde olmalıyız.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF8C00"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Ömrünü ziyân edenlerin feryatlarını ve mâzeretlerinin geri çevrilişini canlandıran şu âyet-i kerîme de, ne kadar ibretlidir:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Onlar orada imdâd istemek için: «–Ey Yüce Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkarıp dünyâya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, sâlih ameller yapalım!» diye feryâd ederler. Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: «–Biz size, düşünüp ibret alacak ve hakîkati görecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip îkâz etti. Öyleyse tadın azâbı! Zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur!” (Fâtır, 37)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Feridüddîn Attar -kuddise sirruh-, öğütlerinde şöyle buyurur:</span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">“Elden gittikten sonra dört şey geri döndürülemez: Ansızın ağızdan çıkan bir söz, yaydan fırlayan bir ok, olmuş bir kazâ ve boşuna harcanan bir ömür.”</span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Zamanın kıymetini takdîr edip onu kalbî bir teyakkuz içinde değerlendirmenin mecbûriyetini bildiren hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulur:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganîmet bil:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayâtını!” (Hâkim, Müstedrek, IV, 341; Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Kıyâmet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayakları yerinden kımıldamaz:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">1. Ömründen; onu ne ile yok etti?</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü?</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti?</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">4. İlminden; onunla ne yaptı?” (Tirmizî, Kıyâme, 1)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">İmam Gazâlî Hazretleri’nin vakit isrâfına karşı şu îkâzı çok ibretlidir:</span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">“Oğul! Farzet ki bugün öldün. Hayâtında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin. Âh, keşke diyeceksin. Lâkin heyhât!”</span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri de şöyle buyurur:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Dünyânın bir günü, âhiretin bin yılından hayırlıdır. Zîrâ kazanç ve kayıp keyfiyetleri bu dünyâya âittir. Âhirette artık kazanmak veya kaybetmek yoktur.”</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8B4513"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px">“Zaman zaman hastahanelere giderek hastaları ziyâret et! O muzdaripler gibi hastalıklara müptelâ olmadığını ve üzerindeki sıhhat nîmetini düşünerek hâline şükret! </span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 15px">Cenâb-ı Hak, âyet-i kerîmede buyurduğu vechile,(ölüm) gelinceye kadar kulluk hâlinde bulunmamızı ve müslümanlar olarak can verebilmemizi ihsân eylesin.</span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 15px">Selametle...</span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #4B0082"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></span> (Bu Paylaşımda alıntı mevcuttur.)</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 343595, member: 1023459"] [b]Cevap: Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş[/b] [SIZE=4][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR="#006400"][SIZE=4]İbn Müflih (rh.) de der ki: “Ben bazılarını boş görüyorum. Uzun gecelerde boş boş konuşurlar. Lüzumsuz mevzûlarla dolu kitapları okurlar. Gündüzleri ise uyurlar. Ben bunları; gemi onları alıp götürürken aralarında çene çalmaya devam eden, fakat durumdan haberleri olmayan kimselere benzetiyorum. Boş konuşanların sohbetinden Allâh’a sığınırım.”[/SIZE][/COLOR][/FONT][/SIZE] [COLOR="#800080"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]İnsanoğlunun gaflet ve nisyanı sebebiyle en çok içine düştüğü hatâlardan biri de zaman isrâfıdır.[/SIZE][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#A52A2A"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Hayat, Cenâb-ı Hakk’ın her canlıya bir defâ kullanmak üzere bahşettiği ve muayyen bir zamanla tahdîd buyurduğu son derece kıymetli bir nîmettir. Zamanı, onun değerine en lâyık amellere sarf etmek şarttır. Çünkü hayatta her an yapılabilecek birden fazla iş vardır. Fakat bunların o an için en ehemmiyetli olanlarını öne almak ve diğerlerini de ehemmiyet derecelerine göre sıraya koymak, zamanı gereği gibi kullanabilmek için dikkat edilmesi gereken mühim bir düsturdur.[/SIZE][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#FF0000"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Son derece kıymetli bir sermâye olan zamanı, boş ve abes şeylerle isrâf etmek, âhiret hayâtını tehlikeye atmaktır. Bu yüzden, gaflet perdelerini aralayabilenler için zaman, hiçbir şeyle kıyaslanamayacak derecede kıymetli bir nîmettir. Cenâb-ı Hak Asr Sûresi’nde: “Asra (zamana) yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâdır.” (el-Asr, 1-3) buyurmaktadır. Zamana yemin ile başlayan bu sûrede; îman, amel-i sâlih, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye ile ihyâ edilmeyen zamanların israf edildiği ve bir hüsran vesîlesi olduğu bildirilmektedir. Zamanı hakkıyla değerlendirenlerden istisnâ kaydıyla bahsedilmesi de, insanların bu hususta ekseriyetle aldandıklarına işâret eden acı bir hakîkattir.[/SIZE] [/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#006400"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Cenâb-ı Hak kullarının zamanı kullanma husûsunda hüsrandan kurtularak ilâhî ikramlara nâil olabilmeleri için şu tavsiyede bulunmaktadır:[/SIZE] [SIZE=4]“Bir işi bitirince, hemen başka işe giriş, onunla uğraş! Hep Rabbine yönel, O’na yaklaş!” (el-İnşirâh, 7-8) Yâni ibâdet ve hayırlı işlerin biri bittiğinde hemen diğerine koşmak, herhangi bir zamanın ibâdetsiz ve hayırdan uzak geçmesine fırsat vermemek îcâb eder. Çünkü hayat, bize uhrevî saâdeti kazanmak için verilmiş bir nîmettir. Ölüm ise bir borç senedinin îfâ zamanını gösteren ödeme târihi gibidir. Tasavvufî terbiyenin en mühim esaslarından biri olan “Vukûf-i Zamânî” de zaman nîmetini çok hassas bir şekilde kullanmanın zarûrî olduğunu ifade etmektedir. Buna göre nefsini tezkiye, kalbini de tasfiye etmek isteyen bir mü’min, ecelin meçhûliyeti dolayısıyla her an kendini muhâsebe mecbûriyetinde bulunduğunun idrâki içinde olup vaktini sâlih amellerle değerlendirmelidir. Lü*zum*suz işleri terk ederek mânâsız konuşmalardan uzak durmalı, yâni Hazret-i Mevlânâ’nın ifadesi ile lisânını “sözün maskarası” olmaktan muhâfaza etmelidir. Zîrâ Cenâb-ı Hak Kur’ânî ifade ile “kurtuluşa eren” mü’minlerin bir vasfını da şöyle beyân buyurmaktadır[/SIZE]:[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#008080"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS]“Onlar boş ve faydasız şeylerden yüz çevirirler.” (el-Mü’minûn, 3) “…Boş söz ve işlere rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler.” (el- Furkân, 72)[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#FF8C00"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Sâlih bir mü’min, her an kendi iç âleminden haberdâr olup, istiğfar, hamd, şükür ve rızâ hâlinin hangi seviyede olduğunu tefekkür etmelidir. Her bir uzvunda mevcut olan sayısız nîmetleri ve onların şükrünü muhâsebe ederek gafletle tükettiği zamanlar için tevbekâr olmalıdır. Gafletten sakınarak lüzumsuz istikbâl endişelerinden kurtulmalı ve içinde bulunduğu hâlin ihyâsıyla meşgûl olmalıdır. Diğer bir ifadeyle “İb*nü’l-Vakt” yâni ömrünün ve husûsiyle fiilen içinde yaşadığı vaktin kıymetini bilen ve onunla en güzel şekilde âhiretine hazırlık yapan kâmil bir mü’min olmalıdır. Zîrâ zamanın boşa harcanması, en büyük nedâmet sebeplerindendir. Nitekim Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “Cennet halkı, başka bir şeye değil, sadece dünyâda Allâh’ı zikretmeksizin geçirdikleri anlara, hasret ve nedâmet duyacaklardır!” (Heysemî, X, 73-74) buyurarak vakitlerin, ebedî hayat sermâyesi olacak hayırlı amellerle değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmıştır. Çünkü nîmetler elden gittiğinde, pişmanlık fayda vermez. O hâlde, fırsat eldeyken hayâtımızı sâlih amellerle değerlendirmek zorundayız. Her uzvun şükrünü hakkıyla edâ etmeye çalışmalıyız. Meselâ lisan nîmetini, kalplerimize şifâ olan zikrullâh ile ihyâ etme gayreti içinde olmalıyız.[/SIZE] [/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#4B0082"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Ömrünü ziyân edenlerin feryatlarını ve mâzeretlerinin geri çevrilişini canlandıran şu âyet-i kerîme de, ne kadar ibretlidir:[/SIZE] [SIZE=4]“Onlar orada imdâd istemek için: «–Ey Yüce Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkarıp dünyâya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, sâlih ameller yapalım!» diye feryâd ederler. Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: «–Biz size, düşünüp ibret alacak ve hakîkati görecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip îkâz etti. Öyleyse tadın azâbı! Zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur!” (Fâtır, 37)[/SIZE] [SIZE=3][COLOR="#000000"][FONT=Comic Sans MS]Feridüddîn Attar -kuddise sirruh-, öğütlerinde şöyle buyurur: “Elden gittikten sonra dört şey geri döndürülemez: Ansızın ağızdan çıkan bir söz, yaydan fırlayan bir ok, olmuş bir kazâ ve boşuna harcanan bir ömür.”[/FONT][/COLOR][/SIZE] [/FONT][/SIZE][/COLOR] [SIZE=3][COLOR="#8B4513"][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Zamanın kıymetini takdîr edip onu kalbî bir teyakkuz içinde değerlendirmenin mecbûriyetini bildiren hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulur: “Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganîmet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayâtını!” (Hâkim, Müstedrek, IV, 341; Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25) “Kıyâmet gününde dört şeyden sorgulanmadıkça, kulun ayakları yerinden kımıldamaz: 1. Ömründen; onu ne ile yok etti? 2. Gençliğinden; onu nerede çürüttü? 3. Malından; onu nereden kazandı ve nereye sarf etti? 4. İlminden; onunla ne yaptı?” (Tirmizî, Kıyâme, 1)[/SIZE] [/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR="#006400"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR="#000000"][SIZE=4]İmam Gazâlî Hazretleri’nin vakit isrâfına karşı şu îkâzı çok ibretlidir: “Oğul! Farzet ki bugün öldün. Hayâtında geçirdiğin gaflet anlarına ne kadar üzüleceksin. Âh, keşke diyeceksin. Lâkin heyhât!”[/SIZE][/COLOR] [/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#8B4513"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]Cüneyd-i Bağdâdî Hazretleri de şöyle buyurur: “Dünyânın bir günü, âhiretin bin yılından hayırlıdır. Zîrâ kazanç ve kayıp keyfiyetleri bu dünyâya âittir. Âhirette artık kazanmak veya kaybetmek yoktur.”[/SIZE] [/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR="#4B0082"][SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][SIZE=4]“Zaman zaman hastahanelere giderek hastaları ziyâret et! O muzdaripler gibi hastalıklara müptelâ olmadığını ve üzerindeki sıhhat nîmetini düşünerek hâline şükret! [/SIZE] [SIZE=4][SIZE=4]Cenâb-ı Hak, âyet-i kerîmede buyurduğu vechile,(ölüm) gelinceye kadar kulluk hâlinde bulunmamızı ve müslümanlar olarak can verebilmemizi ihsân eylesin. Selametle...[/SIZE][/SIZE] [/FONT][/SIZE][/COLOR][/SIZE] (Bu Paylaşımda alıntı mevcuttur.) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 42 : Kıymetini bilemediğimiz iki büyük nimet: "Sıhhat ve Boş Vakit"
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst