Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Günün Risale-i Nur Dersi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mübtela1" data-source="post: 216403" data-attributes="member: 1008114"><p><strong>Bismillahirrahmanirrahim</strong></p><p> </p><p><span style="color: blue"><em><strong>Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssa-i meşhuresinin hülâsası</strong></em></span>:</p><p>Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. </p><p>Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette,</p><p>“Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.” (Enbiyâ Sûresi, 21:87.) münâcâtı, ona sür’aten vasıta-i necat olmuştur.</p><p>Şu münâcâtın sırr-ı azîmi şudur ki:</p><p>O vaziyette esbab bilkülliye sukut etti. Çünkü o halde ona necat verecek öyle bir Zat lâzım ki, hükmü hem balığa, hem denize, hem geceye, hem cevv-i semâya geçebilsin. Çünkü onun aleyhinde gece, deniz ve hût ittifak etmişler. Bu üçünü birden emrine musahhar eden bir Zat onu sahil-i selâmete çıkarabilir. Eğer bütün halk onun hizmetkârı ve yardımcısı olsaydılar, yine beş para faydaları olmazdı.</p><p>Demek esbabın tesiri yok. Müsebbibü’l-Esbabdan başka bir melce olamadığını aynelyakin gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf ettiği için, şu münâcat birden bire geceyi, denizi ve hûtu musahhar etmiştir.</p><p>O nur-u tevhid ile hûtun karnını bir tahtelbahir gemisi hükmüne getirip ve zelzeleli dağvâri emvac dehşeti içinde, denizi, o nur-u tevhid ile emniyetli bir sahrâ, bir meydan-ı cevelân ve tenezzühgâhı olarak o nur ile semâ yüzünü bulutlardan süpürüp, kameri bir lâmba gibi başı üstünde bulundurdu. Her taraftan onu tehdit ve tazyik eden o mahlûkat, her cihette ona dostluk yüzünü gösterdiler. Tâ sahil-i selâmete çıktı, şecere-i yaktîn 4 altında o lûtf-u Rabbânîyi müşahede etti.</p><p>İşte, Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın birinci vaziyetinden yüz derece daha müthiş bir vaziyetteyiz. Gecemiz istikbaldir. İstikbalimiz, nazar-ı gafletle, onun gecesinden yüz derece daha karanlık ve dehşetlidir. Denizimiz, şu sergerdan küre-i zeminimizdir. Bu denizin her mevcinde binler cenaze bulunuyor; onun denizinden bin derece daha korkuludur. Bizim hevâ-yı nefsimiz, hûtumuzdur; hayat-ı ebediyemizi sıkıp mahvına çalışıyor. 1 Bu hut, onun hûtundan bin derece daha muzırdır. Çünkü onun hûtu yüz senelik bir hayatı mahveder. Bizim hûtumuz ise, yüz milyon seneler hayatın mahvına çalışıyor.</p><p>Madem hakikî vaziyetimiz budur. Biz de, Hazret-i Yunus Aleyhisselâma iktidaen, umum esbabdan yüzümüzü çevirip, doğrudan doğruya, Müsebbibü’l-Esbab olan Rabbimize iltica edip “Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.” (Enbiyâ Sûresi, 21:87.) demeliyiz ve aynelyakin anlamalıyız ki, gaflet ve dalâletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbal, dünya ve hevâ-yı nefsin zararlarını def edecek yalnız o Zat olabilir ki, istikbal taht-ı emrinde, dünya taht-ı hükmünde, nefsimiz taht-ı idaresindedir.</p><p>Acaba Hâlık-ı Semâvat ve Arzdan başka hangi sebep var ki, en ince ve en gizli hâtırât-ı kalbimizi bilecek? Ve bizim için istikbali, âhiretin icadıyla ışıklandıracak ve dünyanın yüz bin boğucu emvâcından kurtaracak-hâşâ-Zât-ı Vâcibü’l-Vücuddan başka hiçbir şey, hiçbir cihette, Onun izin ve iradesi olmadan imdad edemez ve halâskâr olamaz. (Lemalar, 1. Lema)</p><p><strong>Bediüzzaman Said Nursi</strong></p><p> </p><p><strong>LÜGAT: </strong></p><p><span style="color: red"><strong>Aynelyakin</strong></span> : Gözle Görerek Kesin Bilgi Edinme</p><p><span style="color: red"><strong>Bilkülliye</strong></span> : Bütünüyle</p><p><span style="color: red"><strong>Cevv-İ Semâ</strong></span> : Gökyüzü, Hava Boşluğu</p><p><strong><span style="color: red">Dağdağa</span></strong> : Gürültü, Dehşet Verici</p><p><strong><span style="color: red">Dağvâri</span></strong> : Dağ Gibi</p><p><strong><span style="color: red">Emvac</span></strong> : Dalgalar</p><p><strong><span style="color: red">Esbab</span></strong> : Sebepler</p><p><strong><span style="color: red">Hevâ-Yı Nefis</span></strong> : Nefsin Yasak Arzu Ve İstekleri</p><p><strong><span style="color: red">Hût</span></strong> : Büyük Balık</p><p><strong><span style="color: red">Hülâsa</span></strong> : Özet </p><p><span style="color: red">İnkişaf Etme : <span style="color: black">Ortaya Çıkma</span></span></p><p><span style="color: red">İstikbal</span> : Gelecek</p><p><strong><span style="color: red">İttifak</span></strong> : Anlaşma, Birlik</p><p><strong>Kamer</strong> : Ay</p><p><strong>Kıssa-İ Meşhure</strong> : Meşhur Kıssa</p><p><strong>Küre-İ Zemin :</strong> Yeryüzü</p><p><strong>Lûtf-U Rabbânî</strong> : Allah’ın<strong> Lûtfu</strong></p><p><strong>Mahlûkat :</strong> Varlıklar</p><p>Melce : <span style="color: black">Sığınak</span></p><p>Mevc : Dalga</p><p>Meydan-I Cevelân : Gezinti Alanı</p><p>Musahhar Eden : Boyun Eğdiren</p><p>Münâcât : Allah’a Yalvarış, Duâ</p><p>Müsebbibü’l-Esbab : Bütün Sebepleri Ve Sebeplerin Sonucunu Yaratan Allah</p><p>Müşahede Etmek : Gözlemlemek</p><p>Nazar-I Gaflet : Bir Şeyin Mânâsını Anlamadan Bakmak</p><p>Necat : Kurtuluş</p><p>Nur : Aydınlık</p><p>Nur-U Tevhid : Her Şeyin Bir Olan Allah’a Ait Olduğuna Ve Onun Yaptığına İnanmaktan Doğan Nur</p><p>Sahil-İ Selâmet : Kurtuluş Sahili</p><p>Semâ : Gökyüzü</p><p>Sergerdan : Şaşkın, Başı Dönük</p><p>Sırr-I Azîm : Büyük Sır</p><p>Sırr-I Ehadiyet : Allah’ın Her Bir Varlıkta Birliğinin Görülmesinin Sırrı</p><p>Sukut Etmek : Düşmek; Hükümsüz Hâle Gelmek</p><p><span style="color: blue"><strong>Şecere-İ Yaktîn</strong></span> : Kabak Ağacı</p><p><span style="color: blue"><strong>Tahtelbahir</strong></span> : Denizaltı</p><p><strong><span style="color: blue">Tazyik</span></strong> : Baskı</p><p><strong><span style="color: blue">Tenezzühgâh</span></strong> : Seyir Ve Gezinti Yeri</p><p><span style="color: blue"><strong>Vasıta-İ Necat</strong></span> : Kurtuluş Aracı</p><p><span style="color: blue"><strong>Zât</strong></span> : Kişi</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mübtela1, post: 216403, member: 1008114"] [B]Bismillahirrahmanirrahim[/B] [COLOR=blue][I][B]Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssa-i meşhuresinin hülâsası[/B][/I][/COLOR]: Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette, “Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.” (Enbiyâ Sûresi, 21:87.) münâcâtı, ona sür’aten vasıta-i necat olmuştur. Şu münâcâtın sırr-ı azîmi şudur ki: O vaziyette esbab bilkülliye sukut etti. Çünkü o halde ona necat verecek öyle bir Zat lâzım ki, hükmü hem balığa, hem denize, hem geceye, hem cevv-i semâya geçebilsin. Çünkü onun aleyhinde gece, deniz ve hût ittifak etmişler. Bu üçünü birden emrine musahhar eden bir Zat onu sahil-i selâmete çıkarabilir. Eğer bütün halk onun hizmetkârı ve yardımcısı olsaydılar, yine beş para faydaları olmazdı. Demek esbabın tesiri yok. Müsebbibü’l-Esbabdan başka bir melce olamadığını aynelyakin gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf ettiği için, şu münâcat birden bire geceyi, denizi ve hûtu musahhar etmiştir. O nur-u tevhid ile hûtun karnını bir tahtelbahir gemisi hükmüne getirip ve zelzeleli dağvâri emvac dehşeti içinde, denizi, o nur-u tevhid ile emniyetli bir sahrâ, bir meydan-ı cevelân ve tenezzühgâhı olarak o nur ile semâ yüzünü bulutlardan süpürüp, kameri bir lâmba gibi başı üstünde bulundurdu. Her taraftan onu tehdit ve tazyik eden o mahlûkat, her cihette ona dostluk yüzünü gösterdiler. Tâ sahil-i selâmete çıktı, şecere-i yaktîn 4 altında o lûtf-u Rabbânîyi müşahede etti. İşte, Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın birinci vaziyetinden yüz derece daha müthiş bir vaziyetteyiz. Gecemiz istikbaldir. İstikbalimiz, nazar-ı gafletle, onun gecesinden yüz derece daha karanlık ve dehşetlidir. Denizimiz, şu sergerdan küre-i zeminimizdir. Bu denizin her mevcinde binler cenaze bulunuyor; onun denizinden bin derece daha korkuludur. Bizim hevâ-yı nefsimiz, hûtumuzdur; hayat-ı ebediyemizi sıkıp mahvına çalışıyor. 1 Bu hut, onun hûtundan bin derece daha muzırdır. Çünkü onun hûtu yüz senelik bir hayatı mahveder. Bizim hûtumuz ise, yüz milyon seneler hayatın mahvına çalışıyor. Madem hakikî vaziyetimiz budur. Biz de, Hazret-i Yunus Aleyhisselâma iktidaen, umum esbabdan yüzümüzü çevirip, doğrudan doğruya, Müsebbibü’l-Esbab olan Rabbimize iltica edip “Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum.” (Enbiyâ Sûresi, 21:87.) demeliyiz ve aynelyakin anlamalıyız ki, gaflet ve dalâletimiz sebebiyle aleyhimize ittifak eden istikbal, dünya ve hevâ-yı nefsin zararlarını def edecek yalnız o Zat olabilir ki, istikbal taht-ı emrinde, dünya taht-ı hükmünde, nefsimiz taht-ı idaresindedir. Acaba Hâlık-ı Semâvat ve Arzdan başka hangi sebep var ki, en ince ve en gizli hâtırât-ı kalbimizi bilecek? Ve bizim için istikbali, âhiretin icadıyla ışıklandıracak ve dünyanın yüz bin boğucu emvâcından kurtaracak-hâşâ-Zât-ı Vâcibü’l-Vücuddan başka hiçbir şey, hiçbir cihette, Onun izin ve iradesi olmadan imdad edemez ve halâskâr olamaz. (Lemalar, 1. Lema) [B]Bediüzzaman Said Nursi[/B] [B]LÜGAT: [/B] [COLOR=red][B]Aynelyakin[/B][/COLOR] : Gözle Görerek Kesin Bilgi Edinme [COLOR=red][B]Bilkülliye[/B][/COLOR] : Bütünüyle [COLOR=red][B]Cevv-İ Semâ[/B][/COLOR] : Gökyüzü, Hava Boşluğu [B][COLOR=red]Dağdağa[/COLOR][/B] : Gürültü, Dehşet Verici [B][COLOR=red]Dağvâri[/COLOR][/B] : Dağ Gibi [B][COLOR=red]Emvac[/COLOR][/B] : Dalgalar [B][COLOR=red]Esbab[/COLOR][/B] : Sebepler [B][COLOR=red]Hevâ-Yı Nefis[/COLOR][/B] : Nefsin Yasak Arzu Ve İstekleri [B][COLOR=red]Hût[/COLOR][/B] : Büyük Balık [B][COLOR=red]Hülâsa[/COLOR][/B] : Özet [COLOR=red]İnkişaf Etme : [COLOR=black]Ortaya Çıkma[/COLOR] İstikbal[/COLOR] : Gelecek [B][COLOR=red]İttifak[/COLOR][/B] : Anlaşma, Birlik [B]Kamer[/B] : Ay [B]Kıssa-İ Meşhure[/B] : Meşhur Kıssa [B]Küre-İ Zemin :[/B] Yeryüzü [B]Lûtf-U Rabbânî[/B] : Allah’ın[B] Lûtfu Mahlûkat :[/B] Varlıklar Melce : [COLOR=black]Sığınak[/COLOR] Mevc : Dalga Meydan-I Cevelân : Gezinti Alanı Musahhar Eden : Boyun Eğdiren Münâcât : Allah’a Yalvarış, Duâ Müsebbibü’l-Esbab : Bütün Sebepleri Ve Sebeplerin Sonucunu Yaratan Allah Müşahede Etmek : Gözlemlemek Nazar-I Gaflet : Bir Şeyin Mânâsını Anlamadan Bakmak Necat : Kurtuluş Nur : Aydınlık Nur-U Tevhid : Her Şeyin Bir Olan Allah’a Ait Olduğuna Ve Onun Yaptığına İnanmaktan Doğan Nur Sahil-İ Selâmet : Kurtuluş Sahili Semâ : Gökyüzü Sergerdan : Şaşkın, Başı Dönük Sırr-I Azîm : Büyük Sır Sırr-I Ehadiyet : Allah’ın Her Bir Varlıkta Birliğinin Görülmesinin Sırrı Sukut Etmek : Düşmek; Hükümsüz Hâle Gelmek [COLOR=blue][B]Şecere-İ Yaktîn[/B][/COLOR] : Kabak Ağacı [COLOR=blue][B]Tahtelbahir[/B][/COLOR] : Denizaltı [B][COLOR=blue]Tazyik[/COLOR][/B] : Baskı [B][COLOR=blue]Tenezzühgâh[/COLOR][/B] : Seyir Ve Gezinti Yeri [COLOR=blue][B]Vasıta-İ Necat[/B][/COLOR] : Kurtuluş Aracı [COLOR=blue][B]Zât[/B][/COLOR] : Kişi [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Günün Risale-i Nur Dersi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst