Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Sohbetleri
gafil kafaya bir tokmak
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="bardak" data-source="post: 126654" data-attributes="member: 1298"><p><span style="color: darkgreen"><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 18px"><em><strong>gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.</strong></em></span></span></span></p><p> </p><p><em><strong><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="color: darkgreen">Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talib bedbaht <span style="font-size: 22px"><span style="color: indigo">nefsim!</span></span> Bilir misin neye benzersin? Deve kuşuna... Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.</span></span></span></strong></em><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: indigo">Ey nefis!</span></span> Şu temsile bak gör: Nasıl dünyaya hasr-ı nazar, aziz bir lezzeti, elîm bir eleme kalb eder.</span></strong></em></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'">Meselâ; şu karyede (yâni Barla'da) iki adam bulunur. Birisinin yüzde doksandokuz ahbabı İstanbul'a gitmişler. Güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış. O dahi oraya gidecek. Bunun için şu adam İstanbul'a müştaktır, orayı düşünür. Ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse "Oraya git", sevinip gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksandokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar. Bir kısmı, ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler, zanneder. Şu bîçare adam ise, bütün onlara bedel yalnız bir misafire ünsiyyet edip teselli bulmak ister. Onunla o elîm âlâm-ı firakı kapamak ister.</span></strong></em></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 22px"><span style="color: indigo">Ey nefis!</span></span> Başta Habibullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar.</span></strong></em></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'">Burada kalan bir-iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme. Merdane kabre bak,</span></strong></em></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'">dinle ne taleb eder. Erkekçesine ölümün yüzüne gül; bak ne ister. Sakın gafil olup ikinci adama benzeme.</span></strong></em></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 22px"><span style="color: indigo">Ey nefsim!</span></span> Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünki:</span></span></strong></em></span><span style="color: darkgreen"><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 18px"><em><strong> Ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peyda ediyor.</strong></em></span></span></span></p><p> </p><p><em><strong><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: darkgreen">Hem deme: <span style="font-family: 'Impact'"><span style="color: lime"><u>"Ben de herkes gibiyim."</u></span> <span style="color: black">Çünki herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esâssızdır.</span> </span>Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şey'i nizâmsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizâmsız, gayesizkalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisat-ı kevniyye, tesadüf oyuncağı değiller. Meselâ: Zemine nebâtat ve hayvanat enva'ından giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde, gâyet muntâzam ve gâyet münakkaş gömlekler; baştan aşağıya kadar gayelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gâyet âlî gayeler içinde kemâl-i intizâm ile meczup mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki, küre-i arzın benî-Âdemden, bâhusus ehl-i îmândan beğenmediği bir kısım etvâr-ı gafletin sıklet-i mâneviyyesinden omuz silkmeye benzeyen zelzele gibi (Haşiye) mevt-âlûd hâdisat-ı hayâtiyyesini; bir mülhidin neşrettiği gibi gayesiz, tesadüfî zannederek bütün musibetzedelerin elîm zâyiatını bedelsiz hebâen-mensur gösterip, müdhiş bir ye'se atarlar. Hem büyük bir hatâ, hem büyük bir zulüm ederler. Belki öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîm'in emriyle ehl-i îmânın fâni malını, sadaka hükmüne çevirip ibka etmektir ve küfran-ı nimetten gelen günahlara keffarettir. Nasılki bir gün gelecek, şu müsahhar zemin yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyyeyi şirk-âlûd, şükürsüz görüp, çirkin bulur. Hâlık'ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah'ın emriyle ehl-i şirki Cehennem'e döker. Ehl-i şükre "Haydi, Cennet'e buyurun" der.</span></span></span></strong></em><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Garamond'"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Garamond'"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Garamond'"><span style="color: darkgreen"><em><strong><span style="font-size: 18px">(Haşiye): İzmir'in zelzelesi münasebetiyle yazılmıştır.</span></strong></em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="bardak, post: 126654, member: 1298"] [COLOR=darkgreen][FONT=Garamond][SIZE=5][I][B]gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.[/B][/I][/SIZE][/FONT][/COLOR] [I][B][SIZE=5][FONT=Garamond][COLOR=darkgreen]Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talib bedbaht [SIZE=6][COLOR=indigo]nefsim![/COLOR][/SIZE] Bilir misin neye benzersin? Deve kuşuna... Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, tâ avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/B][/I][SIZE=5][COLOR=darkgreen] [I][B][FONT=Garamond][SIZE=6][COLOR=indigo]Ey nefis![/COLOR][/SIZE] Şu temsile bak gör: Nasıl dünyaya hasr-ı nazar, aziz bir lezzeti, elîm bir eleme kalb eder.[/FONT][/B][/I] [I][B][FONT=Garamond]Meselâ; şu karyede (yâni Barla'da) iki adam bulunur. Birisinin yüzde doksandokuz ahbabı İstanbul'a gitmişler. Güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış. O dahi oraya gidecek. Bunun için şu adam İstanbul'a müştaktır, orayı düşünür. Ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse "Oraya git", sevinip gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksandokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar. Bir kısmı, ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler, zanneder. Şu bîçare adam ise, bütün onlara bedel yalnız bir misafire ünsiyyet edip teselli bulmak ister. Onunla o elîm âlâm-ı firakı kapamak ister.[/FONT][/B][/I] [I][B][FONT=Garamond][SIZE=6][COLOR=indigo]Ey nefis![/COLOR][/SIZE] Başta Habibullah, bütün ahbabın kabrin öbür tarafındadırlar.[/FONT][/B][/I] [I][B][FONT=Garamond]Burada kalan bir-iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup, başını çevirme. Merdane kabre bak,[/FONT][/B][/I] [I][B][FONT=Garamond]dinle ne taleb eder. Erkekçesine ölümün yüzüne gül; bak ne ister. Sakın gafil olup ikinci adama benzeme.[/FONT][/B][/I] [/COLOR][/SIZE][COLOR=darkgreen][I][B][FONT=Garamond][SIZE=5][SIZE=6][COLOR=indigo]Ey nefsim![/COLOR][/SIZE] Deme: "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur." Çünki:[/SIZE][/FONT][/B][/I][/COLOR][COLOR=darkgreen][FONT=Garamond][SIZE=5][I][B] Ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peyda ediyor.[/B][/I][/SIZE][/FONT][/COLOR] [I][B][FONT=Garamond][SIZE=5][COLOR=darkgreen]Hem deme: [FONT=Impact][COLOR=lime][U]"Ben de herkes gibiyim."[/U][/COLOR] [COLOR=black]Çünki herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musîbette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esâssızdır.[/COLOR] [/FONT]Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada nazar-ı hikmetle baksan; hiçbir şey'i nizâmsız gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizâmsız, gayesizkalabilirsin? Zelzele gibi vâkıalar olan şu hâdisat-ı kevniyye, tesadüf oyuncağı değiller. Meselâ: Zemine nebâtat ve hayvanat enva'ından giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde, gâyet muntâzam ve gâyet münakkaş gömlekler; baştan aşağıya kadar gayelerle, hikmetlerle müzeyyen, mücehhez olduklarını gördüğün ve gâyet âlî gayeler içinde kemâl-i intizâm ile meczup mevlevî gibi devredip döndürmesini bildiğin halde, nasıl oluyor ki, küre-i arzın benî-Âdemden, bâhusus ehl-i îmândan beğenmediği bir kısım etvâr-ı gafletin sıklet-i mâneviyyesinden omuz silkmeye benzeyen zelzele gibi (Haşiye) mevt-âlûd hâdisat-ı hayâtiyyesini; bir mülhidin neşrettiği gibi gayesiz, tesadüfî zannederek bütün musibetzedelerin elîm zâyiatını bedelsiz hebâen-mensur gösterip, müdhiş bir ye'se atarlar. Hem büyük bir hatâ, hem büyük bir zulüm ederler. Belki öyle hâdiseler, bir Hakîm-i Rahîm'in emriyle ehl-i îmânın fâni malını, sadaka hükmüne çevirip ibka etmektir ve küfran-ı nimetten gelen günahlara keffarettir. Nasılki bir gün gelecek, şu müsahhar zemin yüzünün zîneti olan âsâr-ı beşeriyyeyi şirk-âlûd, şükürsüz görüp, çirkin bulur. Hâlık'ın emriyle büyük bir zelzele ile bütün yüzünü siler, temizler. Allah'ın emriyle ehl-i şirki Cehennem'e döker. Ehl-i şükre "Haydi, Cennet'e buyurun" der.[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][/I][FONT=Garamond][COLOR=darkgreen] [I][B][SIZE=5](Haşiye): İzmir'in zelzelesi münasebetiyle yazılmıştır.[/SIZE][/B][/I][/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Sohbetleri
gafil kafaya bir tokmak
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst