Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
Fitne Zamanı ve Müsbet Hareket
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kenz-i mahfi" data-source="post: 455284" data-attributes="member: 1024011"><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Allah razı olsun değerli kardeşim! </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Çok mühim mevzulara temas etmişsiniz. Acizane bir kaç kelime eklemek istiyorum. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Emirdağ Lahikası II sayfa 80'de şu cümleler var: "Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlıyanlara, hepsine hakkımı helâl ettim." </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Üstadımız "hepsine hakkımı helâl ettim" dediği şahıslar üstada yapmadıkları eziyetleri bırakmadıkları gibi defalarca zehirlemişler, defalarca idam mahkemelerinde yargılamışlar, etmedikleri hakaret, yapmadıkları işkence kalmamış, hasta ve ihtiyar halinde aylarca tecrid-i mutlakda bırakmışlar vs. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Bu mektubun devamında; "Benimle beraber çok talebelerim de türlü türlü musibetlere, eza ve cefalara maruz kaldılar, ağır imtihanlar geçirdiler. Benim gibi onlar da bütün haksızlıklara ve haksız hareket edenlere karşı bütün haklarını helâl etmelerini isterim." demektedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Yine devamında; "Bize eza ve cefa edenlere karşı hiç bir talebemin kalbinde zerre kadar intikam emeli beslememesini ve onlara mukabil Risale-i Nur'a sadakat ve sebatla çalışmalarını tavsiye ederim." demektedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Görüldüğü üzere Bediüzzaman Said Nursi, kendine yapılan bu kadar haksız muamelere karşı değil beddua ile mukabele etmek, onlara hakkını helâl etmiştir. Eğer biz onun talebesi isek onun yolundan gideceğiz, beddua ile değil, sabır ve rıza ile hadiselere bakacağız. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">16. Rica'da sık sık tekrar edilen bir ibare var "birden inayet-i İlahiye imdada yetişti." Evet bu harika ibareleri gördükçe ve okudukça her türlü musibet ve sıkıntının devamında bir inayet-i İlahiye imdada yetişmiştir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Yine Emirdağ Lahikası sayfa 199'da; "Kat'i kanaatim gelmiş ki; zahiri musibetler altında ve neticesinde, inayet-i İlahiyenin çok tatlı neticeleri var. "Asâ en tekrahû şeyen vehüve hayrun lekum" Çok kat'i bir hakikatı ders veriyor. O dersi daima hatıra getir." denilmektedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Hadiselerin zahiri çirkin yüzüne değil altında ve neticesindeki güzel yüzüne bakmak lazımdır. Eğer işler beddua ile çözülseydi onu başta Bediüzaman yapardı. Çünkü o; "Acaba, bu vatan ve dinin gizli düşmanlarının bu eşedd-i zulm-ü nemrudanelerine karşı, manevî pekçok kuvveti bulunan bu fedakârın tahammülü ve maddî kuvvetle ve menfî cihette mukabele etmemesinin hikmeti nedir? İşte bunu size ve umum ehl-i vicdana ilân ediyorum ki; yüzde on zındık dinsizin yüzünden doksan masuma zarar gelmemek için, bütün kuvvetiyle dâhildeki emniyet ve asayişi muhafaza etmek için, Nur dersleriyle herkesin kalbine bir yasakçı bırakmak için Kur'an-ı Hakîm ona o dersi vermiş. Yoksa bir günde, yirmisekiz senelik zalim düşmanlarımdan intikamımı alabilirim." </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Sadece bir günde bütün düşmanlarından intikam almasına manevi kuvveti bulunan bir üstad, bütün bunları bırakıp hadiseler karşısında sabır ve rıza ile durması ve bizlere daima "MÜSBET HAREKET" metodunu tavsiye etmesi mühim bir hakikat içindir. Zira müsbet hareket yapılmadığı zaman masumlar da musibete düşmüş olurlar. Masumları yakan bir musibetteki manevi mesuliyeti zannedersem kimse omuzunda taşıyamaz. Beddua edenler acaba bu ciheti hiç düşündüler mi?</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kenz-i mahfi, post: 455284, member: 1024011"] [SIZE=4][FONT=Palatino Linotype]Allah razı olsun değerli kardeşim! Çok mühim mevzulara temas etmişsiniz. Acizane bir kaç kelime eklemek istiyorum. Emirdağ Lahikası II sayfa 80'de şu cümleler var: "Yirmisekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlıyanlara, hepsine hakkımı helâl ettim." Üstadımız "hepsine hakkımı helâl ettim" dediği şahıslar üstada yapmadıkları eziyetleri bırakmadıkları gibi defalarca zehirlemişler, defalarca idam mahkemelerinde yargılamışlar, etmedikleri hakaret, yapmadıkları işkence kalmamış, hasta ve ihtiyar halinde aylarca tecrid-i mutlakda bırakmışlar vs. Bu mektubun devamında; "Benimle beraber çok talebelerim de türlü türlü musibetlere, eza ve cefalara maruz kaldılar, ağır imtihanlar geçirdiler. Benim gibi onlar da bütün haksızlıklara ve haksız hareket edenlere karşı bütün haklarını helâl etmelerini isterim." demektedir. Yine devamında; "Bize eza ve cefa edenlere karşı hiç bir talebemin kalbinde zerre kadar intikam emeli beslememesini ve onlara mukabil Risale-i Nur'a sadakat ve sebatla çalışmalarını tavsiye ederim." demektedir. Görüldüğü üzere Bediüzzaman Said Nursi, kendine yapılan bu kadar haksız muamelere karşı değil beddua ile mukabele etmek, onlara hakkını helâl etmiştir. Eğer biz onun talebesi isek onun yolundan gideceğiz, beddua ile değil, sabır ve rıza ile hadiselere bakacağız. 16. Rica'da sık sık tekrar edilen bir ibare var "birden inayet-i İlahiye imdada yetişti." Evet bu harika ibareleri gördükçe ve okudukça her türlü musibet ve sıkıntının devamında bir inayet-i İlahiye imdada yetişmiştir. Yine Emirdağ Lahikası sayfa 199'da; "Kat'i kanaatim gelmiş ki; zahiri musibetler altında ve neticesinde, inayet-i İlahiyenin çok tatlı neticeleri var. "Asâ en tekrahû şeyen vehüve hayrun lekum" Çok kat'i bir hakikatı ders veriyor. O dersi daima hatıra getir." denilmektedir. Hadiselerin zahiri çirkin yüzüne değil altında ve neticesindeki güzel yüzüne bakmak lazımdır. Eğer işler beddua ile çözülseydi onu başta Bediüzaman yapardı. Çünkü o; "Acaba, bu vatan ve dinin gizli düşmanlarının bu eşedd-i zulm-ü nemrudanelerine karşı, manevî pekçok kuvveti bulunan bu fedakârın tahammülü ve maddî kuvvetle ve menfî cihette mukabele etmemesinin hikmeti nedir? İşte bunu size ve umum ehl-i vicdana ilân ediyorum ki; yüzde on zındık dinsizin yüzünden doksan masuma zarar gelmemek için, bütün kuvvetiyle dâhildeki emniyet ve asayişi muhafaza etmek için, Nur dersleriyle herkesin kalbine bir yasakçı bırakmak için Kur'an-ı Hakîm ona o dersi vermiş. Yoksa bir günde, yirmisekiz senelik zalim düşmanlarımdan intikamımı alabilirim." Sadece bir günde bütün düşmanlarından intikam almasına manevi kuvveti bulunan bir üstad, bütün bunları bırakıp hadiseler karşısında sabır ve rıza ile durması ve bizlere daima "MÜSBET HAREKET" metodunu tavsiye etmesi mühim bir hakikat içindir. Zira müsbet hareket yapılmadığı zaman masumlar da musibete düşmüş olurlar. Masumları yakan bir musibetteki manevi mesuliyeti zannedersem kimse omuzunda taşıyamaz. Beddua edenler acaba bu ciheti hiç düşündüler mi?[/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
Fitne Zamanı ve Müsbet Hareket
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst