Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Site Yönetimi ve Forum Duyuruları
Anket Konuları
Değerlendirmeme yapılan eleştri sizce haklı mı?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 20647" data-attributes="member: 656"><p>Tenkit edilen kardeşimizin açısından bakınca bir nebze hak verebiliyorum nefsine ağır gelmiş olabilir.Sizin uslubunuz bize normal gelebilir ama ona ağır gelmiş.Hayatta en zor şey kişinin nefisne yapılan herhangi sözlü veya fiili olumsuz davranışı sineye çekmesidir.Belliki siz bamteline dokunmuşsunuz. Bu gibi veya buna benzer fiili davranışları vs. tebessümle karşılayanların başında Efendimiz (sav)gelir.Fakat normal şartlarda olması gerekeni düşününce teşekkür etmesi icab ederdi. Hata yapmayan insan hiçbirşey bilmeyen insandır. Kişiler tenkitlere açık olmalı, çünkü her bir uyarı bir sonraki hata riskini azaltır. </p><p> </p><p><strong>İstişare ile ilgili mülahazalarınızı işin içine hisleriniz karışmasın diye not edersiniz salim bir akla,hisse, kalbe sahip olduğunuz zaman meseleyi yazıya dökmek gerekir .Heva ve hevesimizi akıl mantık zannetmemek için akıl ve mantığımız başımızdayken o meseleyi not etmek ,çerçeveyi belirlemek lazım, yani meseleyi istişareye (meşferete) sunarken o çerçevede sunmak lazım.Olduki benim tekliflerim,beyan ettiklerim,isteklerim kabul görmedi bunu dayatma yapmamalıyım demekki ben yanlış biliyorum mülahazasıyla inat etmeye luzum yok deyip kapamalıyım konuyu.</strong></p><p><strong>İnsaflı olunmalı ve karşı tarafın düşüncesine saygıyla başlamak ve sonuna kadar da o meseleyi götürürken kesinlikle saygı kurallarını bozmamak gerekir. Konuştuğunuz konu üzerinde doneler ortaya koyuyorsunuz hangisi ağır gelirse şayet<span style="color: green"> [zilzal (kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür 7)(kim zerre miktarı şer işlemişse onu görür8)]</span>onun üzerinde kalınmalıdır. Efendimiz sav ifadesiyle Allahın mizanı da budur mahşerde .Eğer bir zerrecik hayır varsa şayet orada benim kıdem kullanmamın,dayatmamın,bazı şeyleri erkenden görmüşlüğümün,hayat turnikesine erken girmişliğimin, veya kişiler bakınca beni şöyle böyle kaderin cilvesi olarak erken tanımaları,hakkım olmadığı halde bilbenan olmam, insanlar benden bahsediyor gibi mülahazaları kredi sayarak düşüncelerini dayatma bu meşfereti tahriptir.İstişarede dayatma olmaması lazım.Olması gereken, karşısındakini dinleyip ona sizde haklısınız ama birde benim aklıma şöyle birşey geliyor acaba buna ne buyurursunuz denilmelidir.Yoksa aksi dayatmalar olursa hafizan Allah(cc) nefsine tapan,put haline getiren, din adınada konuşsa nefsi karşısında eğilen insan hiç farkına varmadan yanlışa ayak basar.</strong></p><p><strong>Tepkiye sebebiyet veren uslub çok sert olursa onu rutuşlamak, köşeliyse törpülemek, meseleyi yuvarlak hale getirmek gerekir.Kimin hesabına dönüyor mulahazası yaşanmamalıdır, dayatmanın kredi kıdem kullanmanın anlamı yokturdur.Aksi diretme yapanlar belkide dini, din adına yaptıkları hizmeti açıktan açığa istismar ediyor ve zarar veriyordur.</strong></p><p><strong>Bazı sahabilerin bulunduğu bir ortamda herkes sahabiye sorusunu soruyor,gayette normaldir sahabiye sormaları çünkü onlar huzurun insibağını yaşamışlar.</strong></p><p><strong>O insanların başka bişeyleri yok bütün hayatları din ekseninde dönüyor.herşey ona endeksliydi. Dolayısıyla hayata dair sorunları çözmede dinin o sabit kurallarına baş vuruyorlardı,sahabiye başvurmalarıda bundandır.Kim konuşuyor mesela Enes ibn. Nadır(ra), kim hz.Zeyd(ra) veya ebu Zer(ra) şahsın isminin önemi yok önemli olan bize bakan yanı ve verdiği notlardır. Bir ara genç Hasan Basri'ye(ra) sıra geliyor.Sözü o alınca bir konuşuyor sahabi onu dinleyince hayran kalıyor. Böyle bir insan varken neden bize soruyorsunuz diyorlar.Onlarda Efendimiz (sav) den almışlar, hakperestler.Teslim olma mevzusu çok önemli benim diyeceğim bişi kalmadı demek çok büyük bir lutftur, eneyi ezmedir aslında,acizliğini ve fakirliğini bilmedir.Yoksa birşeyler konuşulur karşı taraf dinliyor gibi yapar ama içinden de hep acaba nasıl bunu cerh (itiraz) ederim diye düşünürse hakikat bile konuşulsa isitfade edilemez.Oysaki meselenin hak olması lazımdır, hakkın hatırı alidir ve hiçbir hatırla feda edilemez. Alimlerden biri diyorki bir şeyi ben söyledim diye onuda kabul etmemek lazım,farkında olmayarak bende aldatıyorumdur onu bile usula erkana uygun konuşmak lazım. </strong></p><p></p><p><strong><span style="color: green">M.Fethullah Gülen (Meşferet ve dayatma adlı bamtelinden)</span></strong></p><p> </p><p><span style="color: black">Hocamız olması gerekeni söylemiş bana başka laf düşmez. Ayrıca benim yazılarım tenkide açıktır hatalarımı beyan ederseniz memnun olurum.Başka bir açıdan meseleyi ele alınca, burada ki düzeltme size bişey kazandırmıyor, bizlere çok şey kazandırıyor ve sitenin forum kalitesini yülseltiyor. Selam ve dua ile...</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 20647, member: 656"] Tenkit edilen kardeşimizin açısından bakınca bir nebze hak verebiliyorum nefsine ağır gelmiş olabilir.Sizin uslubunuz bize normal gelebilir ama ona ağır gelmiş.Hayatta en zor şey kişinin nefisne yapılan herhangi sözlü veya fiili olumsuz davranışı sineye çekmesidir.Belliki siz bamteline dokunmuşsunuz. Bu gibi veya buna benzer fiili davranışları vs. tebessümle karşılayanların başında Efendimiz (sav)gelir.Fakat normal şartlarda olması gerekeni düşününce teşekkür etmesi icab ederdi. Hata yapmayan insan hiçbirşey bilmeyen insandır. Kişiler tenkitlere açık olmalı, çünkü her bir uyarı bir sonraki hata riskini azaltır. [B]İstişare ile ilgili mülahazalarınızı işin içine hisleriniz karışmasın diye not edersiniz salim bir akla,hisse, kalbe sahip olduğunuz zaman meseleyi yazıya dökmek gerekir .Heva ve hevesimizi akıl mantık zannetmemek için akıl ve mantığımız başımızdayken o meseleyi not etmek ,çerçeveyi belirlemek lazım, yani meseleyi istişareye (meşferete) sunarken o çerçevede sunmak lazım.Olduki benim tekliflerim,beyan ettiklerim,isteklerim kabul görmedi bunu dayatma yapmamalıyım demekki ben yanlış biliyorum mülahazasıyla inat etmeye luzum yok deyip kapamalıyım konuyu.[/B] [B]İnsaflı olunmalı ve karşı tarafın düşüncesine saygıyla başlamak ve sonuna kadar da o meseleyi götürürken kesinlikle saygı kurallarını bozmamak gerekir. Konuştuğunuz konu üzerinde doneler ortaya koyuyorsunuz hangisi ağır gelirse şayet[COLOR=green] [zilzal (kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür 7)(kim zerre miktarı şer işlemişse onu görür8)][/COLOR]onun üzerinde kalınmalıdır. Efendimiz sav ifadesiyle Allahın mizanı da budur mahşerde .Eğer bir zerrecik hayır varsa şayet orada benim kıdem kullanmamın,dayatmamın,bazı şeyleri erkenden görmüşlüğümün,hayat turnikesine erken girmişliğimin, veya kişiler bakınca beni şöyle böyle kaderin cilvesi olarak erken tanımaları,hakkım olmadığı halde bilbenan olmam, insanlar benden bahsediyor gibi mülahazaları kredi sayarak düşüncelerini dayatma bu meşfereti tahriptir.İstişarede dayatma olmaması lazım.Olması gereken, karşısındakini dinleyip ona sizde haklısınız ama birde benim aklıma şöyle birşey geliyor acaba buna ne buyurursunuz denilmelidir.Yoksa aksi dayatmalar olursa hafizan Allah(cc) nefsine tapan,put haline getiren, din adınada konuşsa nefsi karşısında eğilen insan hiç farkına varmadan yanlışa ayak basar.[/B] [B]Tepkiye sebebiyet veren uslub çok sert olursa onu rutuşlamak, köşeliyse törpülemek, meseleyi yuvarlak hale getirmek gerekir.Kimin hesabına dönüyor mulahazası yaşanmamalıdır, dayatmanın kredi kıdem kullanmanın anlamı yokturdur.Aksi diretme yapanlar belkide dini, din adına yaptıkları hizmeti açıktan açığa istismar ediyor ve zarar veriyordur.[/B] [B]Bazı sahabilerin bulunduğu bir ortamda herkes sahabiye sorusunu soruyor,gayette normaldir sahabiye sormaları çünkü onlar huzurun insibağını yaşamışlar.[/B] [B]O insanların başka bişeyleri yok bütün hayatları din ekseninde dönüyor.herşey ona endeksliydi. Dolayısıyla hayata dair sorunları çözmede dinin o sabit kurallarına baş vuruyorlardı,sahabiye başvurmalarıda bundandır.Kim konuşuyor mesela Enes ibn. Nadır(ra), kim hz.Zeyd(ra) veya ebu Zer(ra) şahsın isminin önemi yok önemli olan bize bakan yanı ve verdiği notlardır. Bir ara genç Hasan Basri'ye(ra) sıra geliyor.Sözü o alınca bir konuşuyor sahabi onu dinleyince hayran kalıyor. Böyle bir insan varken neden bize soruyorsunuz diyorlar.Onlarda Efendimiz (sav) den almışlar, hakperestler.Teslim olma mevzusu çok önemli benim diyeceğim bişi kalmadı demek çok büyük bir lutftur, eneyi ezmedir aslında,acizliğini ve fakirliğini bilmedir.Yoksa birşeyler konuşulur karşı taraf dinliyor gibi yapar ama içinden de hep acaba nasıl bunu cerh (itiraz) ederim diye düşünürse hakikat bile konuşulsa isitfade edilemez.Oysaki meselenin hak olması lazımdır, hakkın hatırı alidir ve hiçbir hatırla feda edilemez. Alimlerden biri diyorki bir şeyi ben söyledim diye onuda kabul etmemek lazım,farkında olmayarak bende aldatıyorumdur onu bile usula erkana uygun konuşmak lazım. [/B] [B][COLOR=green]M.Fethullah Gülen (Meşferet ve dayatma adlı bamtelinden)[/COLOR][/B] [COLOR=black]Hocamız olması gerekeni söylemiş bana başka laf düşmez. Ayrıca benim yazılarım tenkide açıktır hatalarımı beyan ederseniz memnun olurum.Başka bir açıdan meseleyi ele alınca, burada ki düzeltme size bişey kazandırmıyor, bizlere çok şey kazandırıyor ve sitenin forum kalitesini yülseltiyor. Selam ve dua ile...[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Site Yönetimi ve Forum Duyuruları
Anket Konuları
Değerlendirmeme yapılan eleştri sizce haklı mı?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst