Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Kişisel Gelişim
“boş zamanlarda” zamanı harcarken
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Livza" data-source="post: 384597" data-attributes="member: 8422"><p>“Boş vakitlerinizde ne yapıyorsunuz?” sorusunu bir insana sorduğunuz da hemen ezberlemişçesine sıralamaya başlar: Kitap okuyorum, ev işlerine yardım ediyorum, müzik dinliyorum, hobilerim var. Aslında bomboş zamanı olan böyle bir insanın bu saydıkları, onun dolu zamanının işleridir. Dolu zamanlarında yaptığı bu işler haricinde bomboş vakitleri vardır. Boş za* manlarını da boşlayarak geçirir.</p><p></p><p>Eskiden hobi diye bir şey yoktu. Atalarımız hayırda yarışmaktan, hobi gibi faydasız işlere va* kit bulamazlardı. Hobiler, gayesiz ve hedefsiz yaşayan insanların kullandığı bir çeşit vakit öldürme ve ömür tüketme aracıdır. İbadet etmek için gönderildiğimiz dünyada hobi yapıyorsak, dolu zamanlarımızın işleri de hobilerden farksızsa, tembel olduğumuzu kendimize itiraf etmemiz ve âhiretteki güzel şeylerle tembellerin karşılaşmayacağını da bilmemiz gerekiyor.</p><p></p><p>“Vakit öldürme” tabirini bilirsiniz. Aslında bu, insanın kendi kendini öldürmesidir. Yani bir çeşit yavaş intihar. Doğduğumuz andan itibaren bize verilen ömür mühletinin içine giriyoruz ve büyüdükçe geri sayım başlıyor. Bizse bu mühleti, bu vakti öldürme peşinde koşarken aniden ölüvereceğiz.</p><p></p><p>Niyedir bilinmez “vakit öldürme” eylemini çoğu zaman yapıyoruz. Bu da ölümün nefesini ensemizde hissetmediğimizin, Ölümün, dağların-taşların ardında bir yerlerde olduğunu zan* netmemizin bir sonucu. Yani ömrümüzü şu sözün iki şıkkından biriyle geçiriyoruz: “insan vardır, zamanı kendi hesabına yontar, insan da vardır, bir ömür boyu zaman onu yontar.”</p><p></p><p>Ne dersiniz? Zamanı faydalı işlerimizle kendi hesabımıza yontabiliyor muyuz? Yoksa zaman, boş vakitlerimizle bizi mi yontuyor? O halde hepimiz, boş vakitlerimizi öldürüp, dolu va* kitlerimizi diriltmek durumundayız.</p><p></p><p>Bir de vaktimizi habersizce çalan insanlar vardır. Tam güzel bir iş yapacağımız sırada bizi lafa tutup, dakikalarımızı çalan insanlar.</p><p></p><p>Andre Moris böyleleri için bakın ne diyor:</p><p></p><p>“Çalışan bir kimse için zaman yiyicilerden sakınmak bir görevdir. Bunlar acımasız kişilerdir. Kendilerine karşı koymayan birini son saniyesine kadar alırlar ve bir an bile düşünmezler ki, kendi haline bırakılacak olsa, o adam değerli bir iş çıkartacaktır.”</p><p></p><p>O halde vaktini öldüren insan yalnızca kendi vaktini öldürmekle kalmıyor, intiharına çalışan insanları da davet ediyor. İnsanların da ömürlerini çalıyor.</p><p></p><p>Batılı bir düşünür şöyle diyor: “Osmanlıların güldükleri nadir görülür. Konuşmaları gayet ciddidir. İşlerinden bahsederken çok kısa konuşurlar ve kendilerine de az kelimeyle cevap verilmesini isterler.”</p><p></p><p>O zamanlar iş yapmaktan konuşmaya vakit bulunmazdı. Bizlerse konuşmaktan iş yapacak vakit bulamıyoruz.</p><p></p><p>O halde hem kendi vakitlerimizi öldürmeyelim, hem de insanların ömürlerini çalmayalım. Boş vakitlerimizi öldürüp, dolu vakitlerimizi diriltelim.</p><p></p><p>Madem ki ömür sermayemizle dünya çarşısına alış-verişe çıktık, yol için ne lazımsa en güzellerini almaya bakalım. Tembellerin âhiretteki nasibi çürük meyvelerdir. Hayırlı işlerde yarışarak, bakî hayatta karşımıza çıkacak güzel meyveler alalım.</p><p></p><p>Hülya Kartal</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Livza, post: 384597, member: 8422"] “Boş vakitlerinizde ne yapıyorsunuz?” sorusunu bir insana sorduğunuz da hemen ezberlemişçesine sıralamaya başlar: Kitap okuyorum, ev işlerine yardım ediyorum, müzik dinliyorum, hobilerim var. Aslında bomboş zamanı olan böyle bir insanın bu saydıkları, onun dolu zamanının işleridir. Dolu zamanlarında yaptığı bu işler haricinde bomboş vakitleri vardır. Boş za* manlarını da boşlayarak geçirir. Eskiden hobi diye bir şey yoktu. Atalarımız hayırda yarışmaktan, hobi gibi faydasız işlere va* kit bulamazlardı. Hobiler, gayesiz ve hedefsiz yaşayan insanların kullandığı bir çeşit vakit öldürme ve ömür tüketme aracıdır. İbadet etmek için gönderildiğimiz dünyada hobi yapıyorsak, dolu zamanlarımızın işleri de hobilerden farksızsa, tembel olduğumuzu kendimize itiraf etmemiz ve âhiretteki güzel şeylerle tembellerin karşılaşmayacağını da bilmemiz gerekiyor. “Vakit öldürme” tabirini bilirsiniz. Aslında bu, insanın kendi kendini öldürmesidir. Yani bir çeşit yavaş intihar. Doğduğumuz andan itibaren bize verilen ömür mühletinin içine giriyoruz ve büyüdükçe geri sayım başlıyor. Bizse bu mühleti, bu vakti öldürme peşinde koşarken aniden ölüvereceğiz. Niyedir bilinmez “vakit öldürme” eylemini çoğu zaman yapıyoruz. Bu da ölümün nefesini ensemizde hissetmediğimizin, Ölümün, dağların-taşların ardında bir yerlerde olduğunu zan* netmemizin bir sonucu. Yani ömrümüzü şu sözün iki şıkkından biriyle geçiriyoruz: “insan vardır, zamanı kendi hesabına yontar, insan da vardır, bir ömür boyu zaman onu yontar.” Ne dersiniz? Zamanı faydalı işlerimizle kendi hesabımıza yontabiliyor muyuz? Yoksa zaman, boş vakitlerimizle bizi mi yontuyor? O halde hepimiz, boş vakitlerimizi öldürüp, dolu va* kitlerimizi diriltmek durumundayız. Bir de vaktimizi habersizce çalan insanlar vardır. Tam güzel bir iş yapacağımız sırada bizi lafa tutup, dakikalarımızı çalan insanlar. Andre Moris böyleleri için bakın ne diyor: “Çalışan bir kimse için zaman yiyicilerden sakınmak bir görevdir. Bunlar acımasız kişilerdir. Kendilerine karşı koymayan birini son saniyesine kadar alırlar ve bir an bile düşünmezler ki, kendi haline bırakılacak olsa, o adam değerli bir iş çıkartacaktır.” O halde vaktini öldüren insan yalnızca kendi vaktini öldürmekle kalmıyor, intiharına çalışan insanları da davet ediyor. İnsanların da ömürlerini çalıyor. Batılı bir düşünür şöyle diyor: “Osmanlıların güldükleri nadir görülür. Konuşmaları gayet ciddidir. İşlerinden bahsederken çok kısa konuşurlar ve kendilerine de az kelimeyle cevap verilmesini isterler.” O zamanlar iş yapmaktan konuşmaya vakit bulunmazdı. Bizlerse konuşmaktan iş yapacak vakit bulamıyoruz. O halde hem kendi vakitlerimizi öldürmeyelim, hem de insanların ömürlerini çalmayalım. Boş vakitlerimizi öldürüp, dolu vakitlerimizi diriltelim. Madem ki ömür sermayemizle dünya çarşısına alış-verişe çıktık, yol için ne lazımsa en güzellerini almaya bakalım. Tembellerin âhiretteki nasibi çürük meyvelerdir. Hayırlı işlerde yarışarak, bakî hayatta karşımıza çıkacak güzel meyveler alalım. Hülya Kartal [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Kişisel Gelişim
“boş zamanlarda” zamanı harcarken
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst