Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Biz Allah Allah Diye Diye Geri Kaldık. Cevabü'l Ahmaki's Sükut
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 101537" data-attributes="member: 27"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong><span style="color: darkred"><u>Ehl-i bid’a diyorlar ki:</u></span></strong> “Bu taassub-u dinî bizi geri bıraktı. Bu asırda yaşamak, taassubu bırakmakla olur. Avrupa taassubu bıraktıktan sonra terakki etti.” </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong><span style="color: darkgreen"><u>Elcevap:</u></span></strong> Yanlışsınız ve aldanmışsınız! Veya aldatıyorsunuz. Çünkü Avrupa, dinine mutaassıptır. Hattâ bir âdi Bulgar’a veya bir nefer-i İngiliz’e veya bir serseri Fransız’a, <strong>“Sarık sar. Sarmazsan hapse atılacaksın”</strong> denilse, taassupları muktezasınca diyecek: <strong>“Hapse değil, öldürseniz bile dinime ve milliyetime bu hakareti yapmayacağım.”</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Hem tarih şahittir ki, <span style="color: darkred">ehl-i İslâm ne vakit dinine tam temessük etmişse, o zamana nisbeten terakki etmiş;</span> ne vakit salâbeti terk etmişse, tedennî etmiş. Hıristiyanlık ise bilâkistir. Bu da mü-him bir fark-ı esasîden neş’et etmiş. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Hem İslâmiyet sâir dinlere kıyas edilmez.</strong> Bir Müslüman, İslâmiyetten çıksa ve dinini terk etse, daha hiçbir peygamberi kabul edemez. Belki Ce-nâb-ı Hakk’ı dahi ikrar edemez ve belki hiçbir mukaddes şeyi tanımaz; belki kendinde kemâlâta medar olacak bir vicdan bulunmaz, tefessüh eder. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Onun için, İslâmiyet nazarında harbî kâfirin hakk-ı hayatı var. Hariçte olsa, musa-lâha etse; dahilde olsa, cizye verse İslâ-miyetçe hayatı mahfuzdur. Fakat mürtedin hakk-ı hayatı yoktur. Çünkü vicdanı tefessüh eder, hayat-ı içtimaiyeye bir zehir hükmüne geçer. Halbuki, Hıristi-yanın bir dinsizi, yine hayat-ı içtimai-yeye nâfi bir vaziyette kalabilir. Bazı mukaddesâtı kabul eder ve bazı pey-gamberlere inanabilir ve Cenâb-ı Hak-k’ı bir cihette tasdik edebilir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Acaba, bu ehl-i bid’a ve doğrusu ehl-i ilhad, bu dinsizlikte hangi menfaati buluyorlar? </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Eğer idare ve âsâyişi düşünüyorlarsa</strong>, Allah’ı bilmeyen din-siz on serserinin idaresi ve şerlerini defetmesi, bin ehl-i diyanetin idaresinden daha müşküldür. Eğer terakkiyi düşünüyorlarsa, öyle dinsizler idare-i hükümete muzır oldukları gibi, te-rakkiye dahi mânidirler; terakki ve ticaretin esası olan emniyet ve âsâyişi kırıyorlar. Doğrusu, onlar meslekçe tahribatçıdırlar. Dünyada en büyük ahmak odur ki, böyle dinsiz serserilerden terakki ve saadet-i hayatiyeyi beklesin. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Böyle ahmaklardan</strong> mühim bir mevkii işgal eden birisi demiş ki: <strong>“Biz Allah Allah diye diye geri kaldık; Avrupa top tüfek diye diye ileri gitti.” </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><span style="color: darkred"><strong>“Cevâbü’l-ahmakü’s-sükût”</strong></span> kai-desince, böylelere karşı cevap sükûttur. Fakat bazı ahmakların arkasında bedbaht âkıller bulunduğundan deriz ki: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Ey biçareler! Bu dünya bir misafirhanedir.</strong> Her günde otuz bin şahit, cenazeleriyle <img src="http://www.koprudergisi.com/issues/061/images/061_02.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> hükmünü imza ediyorlar ve o dâvâya şehadet ediyorlar. <span style="color: darkred"><strong>Ölümü öldürebilir misiniz?</strong></span> Bu şahitleri tekzib edebilir misiniz? Madem edemi-yorsunuz; mevt Allah Allah dedirtir. <strong>Sekerâtta Allah Allah yerine hangi to-punuz, hangi tüfeğiniz, zulûmat-ı ebedîyi o sekerâttakinin önünde ışıklandırır, ye’s-i mutlakını ümid-i mutlaka çevirebilir?</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Madem ölüm var, kabre girilecek, bu hayat gidiyor, bâki bir hayat geliyor.</strong> Bir defa top tüfek denilse, bin defa Allah Allah demek lâzım gelir. Hem Allah yolunda olsa, tüfek de Allah der, top da Allahu ekber diye bağırır, Allah ile iftar eder, imsak eder. </span></span></span></p><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Mektubat, s. 423, 424. </span></span></span></em></p> <p style="text-align: right"></p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><span style="color: darkred"><strong><u>Sual:</u></strong></span> Sen eskiden Şarktaki bedevî aşâirde seyahat ettiğin vakit, onları medeniyet ve terakkiyata çok teşvik ediyordun. Neden kırk seneye yakındır medeniyet-i hâzıradan <strong>“mim’siz” di-yerek hayat-ı içtimaiyeden çekildin, inzivaya sokuldun? </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><span style="color: darkgreen"><strong><u>Elcevap:</u></strong></span> Medeniyet-i hâzıra-i garbiye, semavî kanun-u esasîlere muhalif olarak hareket ettiği için seyyiatı hasenâtına, hataları, zararları, fayda-larına râcih geldi. Medeniyetteki maksud-u hakikî olan istirahat-i umumiye ve saadet-i hayat-ı dünyeviye bozuldu. İktisat, kanaat yerine israf ve sefahet; ve sa’y ve hizmet yerine tembellik ve istirahat meyli galebe çaldığından, biçâre beşeri hem gayet fakir, hem gayet tembel eyledi. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Semavî Kur’ân’ın kanun-u esasîsi, <img src="http://www.koprudergisi.com/issues/061/images/061_03.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> ferman-ı esasîsiyle, “beşerin saadet-i hayatiyesi, iktisat ve sa’ye gayrette olduğunu ve onunla beşerin havas, avâm tabakası birbiriyle barışabilir” diye Risâle-i Nur bu esası izâha binâen, kısa bir iki nükte söyleyeceğim: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><u><strong>Birincisi:</strong></u> Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası, su-i istimâlât ve israfât ve hevesâtı tehyic ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcâtlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihe-tiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hâcâtı tam helâl bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong><span style="color: darkred">Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor.</span></strong> O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş. Biçare avâm ve havas tabakasını daima mübarezeye teşvik etmiş. Kur’ân’ın kanun-u esasîsi olan <strong>“vücub-u zekât, hurmet-i riba”</strong> vasıtasıyla avâmın havassa karşı itaatini ve havassın avâma karşı şefkatini temin eden <strong>o kudsî kanunu bırakıp burjuvaları zulme, fukaraları isyana sevk etmeye mecbur etmiş.</strong> İstirahat-i beşeriyeyi zîr ü zeber etti. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><span style="color: darkred"><strong>İkinci nükte:</strong></span> Bu medeniyet-i hâzı-ranın harikaları, beşere birer nimet-i Rabbaniye olmasından, hakikî bir şükür ve menfaat-i beşerde istimali iktiza ettiği halde, şimdi görüyoruz ki, ehemmiyetli bir kısım insanı tembelliğe ve sefahete ve sa’yi ve çalışmayı bırakıp istirahat içinde hevesâtı dinlemek meylini verdiği için, sa’yin şevkini kırıyor. <strong>Ve kanaatsizlik ve iktisatsızlık yoluyla sefahete, israfa, zulme, harama sevk ediyor.</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Meselâ, Risâle-i Nur’daki Nur Anahtarının dediği gibi, radyo büyük bir nimet iken, maslahat-ı beşeriyeye sarf edilmekle bir mânevî şükür iktiza ettiği halde, beşte dördü hevesâta, lüzumsuz, mâlâyâni şeylere sarf edildiğinden, tembelliğe, radyo dinlemekle heveslenmeye sevk edip sa’yin şevkini kırıyor. Vazife-i hakikiyesini bırakıyor. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Hattâ çok menfaatli olan bir kısım harika vesait, sa’y ve amel ve hakikî maslahat-ı ihtiyac-ı beşeriyeye istimali lâzım gelirken, ben kendim gördüm, ondan bir ikisi zarurî ihtiyâcâta sarf edilmeye mukabil, ondan sekizi keyif, hevesât, tenezzüh, tembelliğe mecbur ediyor. Bu iki cüz’î misale binler mi-saller var. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong><span style="color: darkred">Elhasıl:</span></strong> Medeniyet-i garbiye-i hâzıra, semavî dinleri tam dinlemediği için, beşeri hem fakir edip ihtiyacâtı ziyadeleştirmiş. İktisat ve kanaat esasını bozup israf ve hırs ve tamahı ziyade-leştirmeye, <strong>zulüm ve harama yol açmış.</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Hem beşeri vesait-i sefahete teşvik etmekle, o biçâre muhtaç beşeri tam tembelliğe atmış, sa’y ve amelin şevkini kırıyor.</strong> Hevesâta, sefahete sevk edip ömrünü faydasız zâyi ediyor. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Hem o muhtaç ve tembelleşmiş beşeri, hasta etmiş.</strong> Su-i istimâl ve israfâtla yüz nevi hastalığın sirayetine, intişarına vesile olmuş. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Hem üç şiddetli ihtiyaç ve meyl-i sefahet ve ölümü her vakit hatıra getiren kesretli hastalıklar ve dinsizlik cereyanlarının o medeniyetin içlerine yayılmasıyla intibaha gelip uyanmış beşerin gözü önünde ölümü idam-ı ebedî suretinde gösterip her vakit beşeri tehdit ediyor, bir nevi cehennem azâbı veriyor. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">İşte bu dehşetli musibet-i beşeriyeye karşı Kur’ân-ı Hakîmin dört yüz milyon talebesinin intibahıyla ve içinde semavî, kudsî kanun-u esasîleriyle bin üç yüz sene evvel gösterdiği gibi, yine bu dört yüz milyonun kendi kudsî esasî kanunlarıyla beşerin bu üç dehşetli yarasını tedavi etmesini; ve eğer yakında kıyamet kopmazsa, beşerin hem sa-adet-i hayat-ı dünyeviyesini, hem saadet-i hayat-ı uhreviyesini kazandıracağını; ve ölümü, idam-ı ebedîden çıkarıp âlem-i nura bir terhis tezkeresi göstermesini; ve ondan çıkan medeni-yetin mehasini, seyyiatına tam galebe edeceğini; ve şimdiye kadar olduğu gibi dinin bir kısmını, medeniyetin bir kısmını kazanmak için rüşvet vermek değil, belki medeniyeti ona, o semavî kanunlara bir hizmetkâr, bir yardımcı edeceğini, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın işârât ve rumuzundan anlaşıldığı gibi, rahmet-i İlâhiyeden şimdiki uyanmış beşer bekliyor, yalvarıyor, arıyor. </span></span></span></p><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Emirdağ Lahikası, s. 334, 335. </span></span></span></em></p> <p style="text-align: right"></p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>“Biz şimdi ulûm-u an’ane ve ulûm-u diniyeden ziyade Garplılaşmaya ve medeniyete muhtacız.”</strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>Ben de cevaben dedim:</strong> </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Siz, farz-ı muhal olarak, hiçbir cihette ihtiyaç olmasa da, ekser enbiyanın Asya’da, şarkta zuhuru ve ekser hükemanın ve filozofların garpta gelmelerinin delâletiyle Asya’yı hakikî terakki ettirecek, fen ve felsefenin tesirâtından ziyade hiss-i dinî olduğu halde, bu fıtrî kanunu nazara almaya-rak <strong>Garplılaşmak namıyla an’ane-i İslâmiyeyi bıraksanız ve lâdinî bir esas yapsanız dahi, dört beş büyük milletlerin merkezinde olan vilâyat-ı şarki-yede millet, vatan selâmeti için dine, İslâmiyetin hakaikine katiyen taraftar olmak, size lâzım ve elzemdir. </strong></span></span></span></p><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Emirdağ Lahikası, s. 439. </span></span></span></em></p> <p style="text-align: right"></p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>“Biz şimdi mecburuz.</strong> <img src="http://www.koprudergisi.com/issues/061/images/061_04.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> <strong>kaidesiyle, Avru-pa’nın bazı usûllerini medeniyetin icaplarını taklide mecburuz”</strong> dediler. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Ben de dedim: <strong>“Çok aldanmışsınız. Zaruret su-i ihtiyardan gelse, katiyen doğru değildir; haramı helâl etmez. Su-i ihtiyardan gelmezse, yani zaruret haram yoluyla olmamışsa zararı yok. Meselâ;</strong> </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Bir adam su-i ihtiyarıyla haram bir tarzda kendini sarhoş etse ve sarhoşlukla bir cinayet yapsa, hüküm aleyhine câri olur, mâzur sayılmaz, ceza görür. Çünkü, su-i ihtiyarıyla bu zaruret meydana gelmiştir. Fakat bir meczup çocuk cezbe halinde birisini vursa, mâzurdur. Ceza görmez. Çünkü ihtiyarı dahilinde değildir.” </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">İşte ben o kumandana ve hocalara dedim: </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray"><strong>“Ekmek yemek, yaşamak gibi zaruri ihtiyaçlar haricinde başka hangi zaruret var? Su-i ihtiyardan, gayri meşru meyillerden ve haram muamele-lerden tevellüt eden hareketler haramı helal etmeye medar olamazlar. Sinema, tiyatro, dans gibi şeylerde tiryaki olmuş ise, mutlak zaruret olmadığı ve Su-i ihtiyardan geldiği için, haramı helal etmeye sebep olamaz. Kanun-u beşeri de bu noktaları nazara almış ki, ihtiyar haricinde zaruret-i katiye ile, Su-i ihtiyardan neşet eden hükümleri ayırmıştır. Kanun-u İlahi’de ise, daha esaslı ve muhkem bir şekilde bu esaslar tefrik edilmiştir.”</strong> </span></span></span></p><p style="margin-left: 20px"><p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkslategray">Emirdağ Lahikası, s. 456.</span></span></span> </em></p> <p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: right"></p> <p style="text-align: left"><em>koprudergisi.com</em></p> </p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 101537, member: 27"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B][COLOR=darkred][U]Ehl-i bid’a diyorlar ki:[/U][/COLOR][/B] “Bu taassub-u dinî bizi geri bıraktı. Bu asırda yaşamak, taassubu bırakmakla olur. Avrupa taassubu bıraktıktan sonra terakki etti.” [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B][COLOR=darkgreen][U]Elcevap:[/U][/COLOR][/B] Yanlışsınız ve aldanmışsınız! Veya aldatıyorsunuz. Çünkü Avrupa, dinine mutaassıptır. Hattâ bir âdi Bulgar’a veya bir nefer-i İngiliz’e veya bir serseri Fransız’a, [B]“Sarık sar. Sarmazsan hapse atılacaksın”[/B] denilse, taassupları muktezasınca diyecek: [B]“Hapse değil, öldürseniz bile dinime ve milliyetime bu hakareti yapmayacağım.”[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Hem tarih şahittir ki, [COLOR=darkred]ehl-i İslâm ne vakit dinine tam temessük etmişse, o zamana nisbeten terakki etmiş;[/COLOR] ne vakit salâbeti terk etmişse, tedennî etmiş. Hıristiyanlık ise bilâkistir. Bu da mü-him bir fark-ı esasîden neş’et etmiş. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Hem İslâmiyet sâir dinlere kıyas edilmez.[/B] Bir Müslüman, İslâmiyetten çıksa ve dinini terk etse, daha hiçbir peygamberi kabul edemez. Belki Ce-nâb-ı Hakk’ı dahi ikrar edemez ve belki hiçbir mukaddes şeyi tanımaz; belki kendinde kemâlâta medar olacak bir vicdan bulunmaz, tefessüh eder. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Onun için, İslâmiyet nazarında harbî kâfirin hakk-ı hayatı var. Hariçte olsa, musa-lâha etse; dahilde olsa, cizye verse İslâ-miyetçe hayatı mahfuzdur. Fakat mürtedin hakk-ı hayatı yoktur. Çünkü vicdanı tefessüh eder, hayat-ı içtimaiyeye bir zehir hükmüne geçer. Halbuki, Hıristi-yanın bir dinsizi, yine hayat-ı içtimai-yeye nâfi bir vaziyette kalabilir. Bazı mukaddesâtı kabul eder ve bazı pey-gamberlere inanabilir ve Cenâb-ı Hak-k’ı bir cihette tasdik edebilir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Acaba, bu ehl-i bid’a ve doğrusu ehl-i ilhad, bu dinsizlikte hangi menfaati buluyorlar? [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Eğer idare ve âsâyişi düşünüyorlarsa[/B], Allah’ı bilmeyen din-siz on serserinin idaresi ve şerlerini defetmesi, bin ehl-i diyanetin idaresinden daha müşküldür. Eğer terakkiyi düşünüyorlarsa, öyle dinsizler idare-i hükümete muzır oldukları gibi, te-rakkiye dahi mânidirler; terakki ve ticaretin esası olan emniyet ve âsâyişi kırıyorlar. Doğrusu, onlar meslekçe tahribatçıdırlar. Dünyada en büyük ahmak odur ki, böyle dinsiz serserilerden terakki ve saadet-i hayatiyeyi beklesin. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Böyle ahmaklardan[/B] mühim bir mevkii işgal eden birisi demiş ki: [B]“Biz Allah Allah diye diye geri kaldık; Avrupa top tüfek diye diye ileri gitti.” [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][COLOR=darkred][B]“Cevâbü’l-ahmakü’s-sükût”[/B][/COLOR] kai-desince, böylelere karşı cevap sükûttur. Fakat bazı ahmakların arkasında bedbaht âkıller bulunduğundan deriz ki: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Ey biçareler! Bu dünya bir misafirhanedir.[/B] Her günde otuz bin şahit, cenazeleriyle [IMG]http://www.koprudergisi.com/issues/061/images/061_02.gif[/IMG] hükmünü imza ediyorlar ve o dâvâya şehadet ediyorlar. [COLOR=darkred][B]Ölümü öldürebilir misiniz?[/B][/COLOR] Bu şahitleri tekzib edebilir misiniz? Madem edemi-yorsunuz; mevt Allah Allah dedirtir. [B]Sekerâtta Allah Allah yerine hangi to-punuz, hangi tüfeğiniz, zulûmat-ı ebedîyi o sekerâttakinin önünde ışıklandırır, ye’s-i mutlakını ümid-i mutlaka çevirebilir?[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Madem ölüm var, kabre girilecek, bu hayat gidiyor, bâki bir hayat geliyor.[/B] Bir defa top tüfek denilse, bin defa Allah Allah demek lâzım gelir. Hem Allah yolunda olsa, tüfek de Allah der, top da Allahu ekber diye bağırır, Allah ile iftar eder, imsak eder. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [INDENT][RIGHT][I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Mektubat, s. 423, 424. [/COLOR][/SIZE][/FONT][/I] [I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT][/I] [/RIGHT] [/INDENT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][COLOR=darkred][B][U]Sual:[/U][/B][/COLOR] Sen eskiden Şarktaki bedevî aşâirde seyahat ettiğin vakit, onları medeniyet ve terakkiyata çok teşvik ediyordun. Neden kırk seneye yakındır medeniyet-i hâzıradan [B]“mim’siz” di-yerek hayat-ı içtimaiyeden çekildin, inzivaya sokuldun? [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][COLOR=darkgreen][B][U]Elcevap:[/U][/B][/COLOR] Medeniyet-i hâzıra-i garbiye, semavî kanun-u esasîlere muhalif olarak hareket ettiği için seyyiatı hasenâtına, hataları, zararları, fayda-larına râcih geldi. Medeniyetteki maksud-u hakikî olan istirahat-i umumiye ve saadet-i hayat-ı dünyeviye bozuldu. İktisat, kanaat yerine israf ve sefahet; ve sa’y ve hizmet yerine tembellik ve istirahat meyli galebe çaldığından, biçâre beşeri hem gayet fakir, hem gayet tembel eyledi. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Semavî Kur’ân’ın kanun-u esasîsi, [IMG]http://www.koprudergisi.com/issues/061/images/061_03.gif[/IMG] ferman-ı esasîsiyle, “beşerin saadet-i hayatiyesi, iktisat ve sa’ye gayrette olduğunu ve onunla beşerin havas, avâm tabakası birbiriyle barışabilir” diye Risâle-i Nur bu esası izâha binâen, kısa bir iki nükte söyleyeceğim: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][U][B]Birincisi:[/B][/U] Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hâcâtını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki garp medeniyet-i zâlime-i hâzırası, su-i istimâlât ve israfât ve hevesâtı tehyic ve havâic-i gayr-ı zaruriyeyi, zarurî hâcâtlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihe-tiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hâcâtı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hâcâtı tam helâl bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B][COLOR=darkred]Demek, bu medeniyet-i hâzıra insanı çok fakir ediyor.[/COLOR][/B] O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş. Biçare avâm ve havas tabakasını daima mübarezeye teşvik etmiş. Kur’ân’ın kanun-u esasîsi olan [B]“vücub-u zekât, hurmet-i riba”[/B] vasıtasıyla avâmın havassa karşı itaatini ve havassın avâma karşı şefkatini temin eden [B]o kudsî kanunu bırakıp burjuvaları zulme, fukaraları isyana sevk etmeye mecbur etmiş.[/B] İstirahat-i beşeriyeyi zîr ü zeber etti. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][COLOR=darkred][B]İkinci nükte:[/B][/COLOR] Bu medeniyet-i hâzı-ranın harikaları, beşere birer nimet-i Rabbaniye olmasından, hakikî bir şükür ve menfaat-i beşerde istimali iktiza ettiği halde, şimdi görüyoruz ki, ehemmiyetli bir kısım insanı tembelliğe ve sefahete ve sa’yi ve çalışmayı bırakıp istirahat içinde hevesâtı dinlemek meylini verdiği için, sa’yin şevkini kırıyor. [B]Ve kanaatsizlik ve iktisatsızlık yoluyla sefahete, israfa, zulme, harama sevk ediyor.[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred][B]Meselâ, Risâle-i Nur’daki Nur Anahtarının dediği gibi, radyo büyük bir nimet iken, maslahat-ı beşeriyeye sarf edilmekle bir mânevî şükür iktiza ettiği halde, beşte dördü hevesâta, lüzumsuz, mâlâyâni şeylere sarf edildiğinden, tembelliğe, radyo dinlemekle heveslenmeye sevk edip sa’yin şevkini kırıyor. Vazife-i hakikiyesini bırakıyor. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#8b0000][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Hattâ çok menfaatli olan bir kısım harika vesait, sa’y ve amel ve hakikî maslahat-ı ihtiyac-ı beşeriyeye istimali lâzım gelirken, ben kendim gördüm, ondan bir ikisi zarurî ihtiyâcâta sarf edilmeye mukabil, ondan sekizi keyif, hevesât, tenezzüh, tembelliğe mecbur ediyor. Bu iki cüz’î misale binler mi-saller var. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B][COLOR=darkred]Elhasıl:[/COLOR][/B] Medeniyet-i garbiye-i hâzıra, semavî dinleri tam dinlemediği için, beşeri hem fakir edip ihtiyacâtı ziyadeleştirmiş. İktisat ve kanaat esasını bozup israf ve hırs ve tamahı ziyade-leştirmeye, [B]zulüm ve harama yol açmış.[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Hem beşeri vesait-i sefahete teşvik etmekle, o biçâre muhtaç beşeri tam tembelliğe atmış, sa’y ve amelin şevkini kırıyor.[/B] Hevesâta, sefahete sevk edip ömrünü faydasız zâyi ediyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Hem o muhtaç ve tembelleşmiş beşeri, hasta etmiş.[/B] Su-i istimâl ve israfâtla yüz nevi hastalığın sirayetine, intişarına vesile olmuş. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Hem üç şiddetli ihtiyaç ve meyl-i sefahet ve ölümü her vakit hatıra getiren kesretli hastalıklar ve dinsizlik cereyanlarının o medeniyetin içlerine yayılmasıyla intibaha gelip uyanmış beşerin gözü önünde ölümü idam-ı ebedî suretinde gösterip her vakit beşeri tehdit ediyor, bir nevi cehennem azâbı veriyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]İşte bu dehşetli musibet-i beşeriyeye karşı Kur’ân-ı Hakîmin dört yüz milyon talebesinin intibahıyla ve içinde semavî, kudsî kanun-u esasîleriyle bin üç yüz sene evvel gösterdiği gibi, yine bu dört yüz milyonun kendi kudsî esasî kanunlarıyla beşerin bu üç dehşetli yarasını tedavi etmesini; ve eğer yakında kıyamet kopmazsa, beşerin hem sa-adet-i hayat-ı dünyeviyesini, hem saadet-i hayat-ı uhreviyesini kazandıracağını; ve ölümü, idam-ı ebedîden çıkarıp âlem-i nura bir terhis tezkeresi göstermesini; ve ondan çıkan medeni-yetin mehasini, seyyiatına tam galebe edeceğini; ve şimdiye kadar olduğu gibi dinin bir kısmını, medeniyetin bir kısmını kazanmak için rüşvet vermek değil, belki medeniyeti ona, o semavî kanunlara bir hizmetkâr, bir yardımcı edeceğini, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın işârât ve rumuzundan anlaşıldığı gibi, rahmet-i İlâhiyeden şimdiki uyanmış beşer bekliyor, yalvarıyor, arıyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [INDENT][RIGHT][I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Emirdağ Lahikası, s. 334, 335. [/COLOR][/SIZE][/FONT][/I] [I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT][/I] [/RIGHT] [/INDENT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]“Biz şimdi ulûm-u an’ane ve ulûm-u diniyeden ziyade Garplılaşmaya ve medeniyete muhtacız.”[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]Ben de cevaben dedim:[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Siz, farz-ı muhal olarak, hiçbir cihette ihtiyaç olmasa da, ekser enbiyanın Asya’da, şarkta zuhuru ve ekser hükemanın ve filozofların garpta gelmelerinin delâletiyle Asya’yı hakikî terakki ettirecek, fen ve felsefenin tesirâtından ziyade hiss-i dinî olduğu halde, bu fıtrî kanunu nazara almaya-rak [B]Garplılaşmak namıyla an’ane-i İslâmiyeyi bıraksanız ve lâdinî bir esas yapsanız dahi, dört beş büyük milletlerin merkezinde olan vilâyat-ı şarki-yede millet, vatan selâmeti için dine, İslâmiyetin hakaikine katiyen taraftar olmak, size lâzım ve elzemdir. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [INDENT][RIGHT][I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Emirdağ Lahikası, s. 439. [/COLOR][/SIZE][/FONT][/I] [I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#2f4f4f][/COLOR][/SIZE][/FONT][/I] [/RIGHT] [/INDENT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]“Biz şimdi mecburuz.[/B] [IMG]http://www.koprudergisi.com/issues/061/images/061_04.gif[/IMG] [B]kaidesiyle, Avru-pa’nın bazı usûllerini medeniyetin icaplarını taklide mecburuz”[/B] dediler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Ben de dedim: [B]“Çok aldanmışsınız. Zaruret su-i ihtiyardan gelse, katiyen doğru değildir; haramı helâl etmez. Su-i ihtiyardan gelmezse, yani zaruret haram yoluyla olmamışsa zararı yok. Meselâ;[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Bir adam su-i ihtiyarıyla haram bir tarzda kendini sarhoş etse ve sarhoşlukla bir cinayet yapsa, hüküm aleyhine câri olur, mâzur sayılmaz, ceza görür. Çünkü, su-i ihtiyarıyla bu zaruret meydana gelmiştir. Fakat bir meczup çocuk cezbe halinde birisini vursa, mâzurdur. Ceza görmez. Çünkü ihtiyarı dahilinde değildir.” [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]İşte ben o kumandana ve hocalara dedim: [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray][B]“Ekmek yemek, yaşamak gibi zaruri ihtiyaçlar haricinde başka hangi zaruret var? Su-i ihtiyardan, gayri meşru meyillerden ve haram muamele-lerden tevellüt eden hareketler haramı helal etmeye medar olamazlar. Sinema, tiyatro, dans gibi şeylerde tiryaki olmuş ise, mutlak zaruret olmadığı ve Su-i ihtiyardan geldiği için, haramı helal etmeye sebep olamaz. Kanun-u beşeri de bu noktaları nazara almış ki, ihtiyar haricinde zaruret-i katiye ile, Su-i ihtiyardan neşet eden hükümleri ayırmıştır. Kanun-u İlahi’de ise, daha esaslı ve muhkem bir şekilde bu esaslar tefrik edilmiştir.”[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [INDENT][RIGHT][I][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkslategray]Emirdağ Lahikası, s. 456.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/I] [/RIGHT] [LEFT][I]koprudergisi.com[/I][/LEFT] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Biz Allah Allah Diye Diye Geri Kaldık. Cevabü'l Ahmaki's Sükut
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst