Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Hatıralar
Bir veli ve bir âlimin dilinden üstad bediüzzaman
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 164964" data-attributes="member: 656"><p><strong><span style="color: #c00000"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Dedepaşa Hazretleri ve Bediüzzaman</span></em></span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="color: #0f243e"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Dede Paşa hazretleri Bayburt´un Pulur nahiyesine bağlı Aşağı Lori Köyü´nde 1879 yılında dünyaya geldi. Dede Paşa hazretlerinin asıl adı Musa Baştürk´tür. Pir-i Sami Erzincani hazretlerinin halifesi Şeyh Beşir Efendi’den hilafet aldı. Üstad Bediüzzaman’ı ziyaret etmiştir. 1973 senesinde irtihal etti.</span></em></span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Kendisinin bağlılarından ve yolunu devam ettirenlerden <strong>Ahmed Remzi Genel</strong> Hocaefendi, 12.09. 2009’da yaptığımız görüşmede, şunları anlattılar “1969’un kış ayları idi. Bayburt’ta ilk imamlığım sırasında Risale-i Nur’la tanıştım. Orada bir berber arkadaş vardı. O bana ilk olarak Risalelerden bahsetmişti.</span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Ama aslında eserlerle ilk tanışmam ilkokul dördüncü sınıfta olmuştu. Arkadaşlarımla ders çalışmak için birinin evine gittiğimde orada dolapta bir eser gördüm. Önü yok, sonu yok, sadece RNK yazılıydı.(Risale-i Nur Külliyatı demek olduğunu sonraları öğrendim)</span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Benim okuma hevesim çok büyüktü, elime geçen her şeyi okurdum. Sanırım o risale “<strong>Küçük Sözler</strong>”di. Oradan birkaç yeri okudum. İfadeler beni çok etkiledi. Sanki beynime nakş oldu. </span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Tabii daha sonra Bayburt’a imam olunca, orada nur talebeleri ile tanıştık. Birkaç ay Risale-i Nurları okudum. Nurlara karşı bir muhabbetim oluştu. </span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">O sıralar <strong>Dedepaşa hazretleri</strong> ile tanıştım. Tabi, Risale-i Nur’u okuyan biri olarak haklı olarak ilk mülakatımızda Hazret-i Üstadı sordum. “Efendim, Üstad Bediüzzaman hakkında ne buyurursunuz?” dedim.</span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Mübarek şöyle buyurdu; “<strong>Benim sultanım, onu mu soruyorsun? O öyle bir kutuptu ki, öldükten sonra kutupluk tacı muallâkta kaldı. Hiçbir veli onun yerine geçemedi. Onu örtecek bir kutup şu anda yok.”</strong></span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Bir de Dedepaşa hazretlerinin Üstadı ziyaretini, küçük oğlu <strong>Nureddin Baştürk</strong> bana şöyle anlatmıştı; “Dedepaşa hazretleri sık sık Ankara’ya teşrif ederdi. Bir gün Ankara’ya geldiğinde bana “<strong>Gel Emirdağ’ına(Isparta’da olabilir) gidelim, Bediüzzaman’ı ziyaret edelim”</strong> dedi. Devir Menderes devriydi. Gittik. Selamdan sonra kısa bir tanışma oldu. Sonra ikisi de murakebeye daldılar. Zahiren bir konuşma olmadı. Babam izin istediğinde, Üstad kendisine bir <strong>Cevşen-ül Kebir</strong> hediye etti.”</span></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><em><span style="color: darkslategray"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Verdana'">Ahmed Remzi Efendi devamla şunları söyledi; “Paşam hazretleri dünyasını değiştirdikten sonra o cevşen bendenize intikal etti. Halen kütüphanemde mevcuttur.” </span></span></span></em></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Ali Himmet Berki’nin dilinden Bediüzzaman</span></em></span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><em><span style="color: darkslategray"><strong><span style="color: #0f243e"><span style="font-family: 'Verdana'">1883'de Elbistan'da doğdu. Eski Temyiz reislerindendir. Kendi sahasıyla alâkalı kıymetli eserlerin sahibidir. 1976'da Ankara'da vefat etti</span></span></strong><strong><span style="color: #0f243e"><span style="font-family: 'Verdana'">.</span></span></strong></span></em></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">28.09. 2009 tarihinde görüştüğümüz Avukat <strong>Gültekin Sarıgül</strong> beyefendi, Ali <strong>Himmet Berki</strong>’yi bir ziyaretlerini şöyle anlattı; “Antalya İbralı’da Temyiz mahkemesi reisi idi. Mecelle mevzuunda tamamen üstad kabul edilen bir zattı. İslam hukuku sahasında da son derece derin bir âlimdi. </span></em></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">1965 yılında, Ergenokon’un o zamanki uzantıları hâkimlere baskı yapmak suretiyle Ceza Genel Kurulundan, Risale-i Nur aleyhinde, onu mahkûm etmeye matuf bir karar çıkardılar. Bu karar tabii hukuki değil, siyasi bir karar.</span></em></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">O sırada <strong>Ahmed Feyzi Kul </strong>ağabey ile beraber Ankara’da bulunuyorduk. Ne yapacağız filan diye konuşurken, Ahmed Feyzi ağabey; “Ali Himmet Berki’yi ziyaret edelim, durumu ona anlatalım” dedi.</span></em></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Peki dedik. Sorduk soruşturduk, Ankara Maltepe’de iki katlı bir binanın zemin katında oturduğunu tespit etik. Kapıyı çaldık. İçeri buyur ettiler. Hazret de hasta yatıyormuş. Girdik, elini öptük. Durumu izah ettik. Avukat olduğumu söyledim.</span></em></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Bana; “Oğlum, tevhid-i içtihada gidin” dedi. Tabii o zaman, tamamen siyasete bulaşmış, siyasi kanaatlerinin zebunu olmuş hâkimlerden müteşekkil, sonraki ismi Yargıtay olan bir mevkiden tutup da hukuk adına tevhid-i içtihada gitmek büyük bir cinayet olurdu. Ama tabii ben onu Ali Himmet Berki merhuma izah etmedim. “Düşünürüz muhterem hocam” dedim.</span></em></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Sonra, biz daha sormadan Üstad hakkında çok istihsankerane şeylerde bulundu; <strong>“Allah Rahmet eylesin, Allah Rahmet eylesin, büyük âlimdi. Salâbet-i imaniyesi çok çok kuvvetliydi. Onun eşi menendi bu devirde bulunmaz. O seviyede, bu davaya hırz-ı can etmiş, kellesini ortaya koymuş, öyle birisini bulamazsınız.</strong></span></em></span></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Âlim adamdı, çok büyük âlimdi. Siz Risale-i Nur’u onun ilmi karihasının tam manasıyla bir tezahürü gibi kabul etmeyin. Risale-i Nurları sadece halkın irşadı için yazmıştır.. Eğer o, mücerred ilim adına eser yazmış olsaydı sizi bırakın da ben anlayamazdım.</span></em></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><em><span style="color: darkslategray">Risale-i Nur’da hazretin yazdığı öyle şeyler var ki, ben anlamakta zorlanıyorum, siz nereden anlayacaksınız?</span></em></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><em><span style="color: darkslategray"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Allah’ın vergisine mazhar olmuş, bir mevhibe-i ilahiye olarak ilmin kendisine ihsan edildiği bir zat. Bunu böyle bilin”</span></strong><span style="font-family: 'Verdana'"> dedi. </span></span></em></p><p> </p><p> </p><p> </p><p><em><span style="color: darkslategray">Salih Okur</span></em></p><p><em><span style="color: darkslategray"></span></em></p><p><em><span style="color: darkslategray"></span></em><em><span style="color: darkslategray"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">Kaynak : <a href="http://www.cevaplar.org" target="_blank">Cevaplar.Org</a></span></strong></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 164964, member: 656"] [B][COLOR=#c00000][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Dedepaşa Hazretleri ve Bediüzzaman[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR][/B] [B][COLOR=#0f243e][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Dede Paşa hazretleri Bayburt´un Pulur nahiyesine bağlı Aşağı Lori Köyü´nde 1879 yılında dünyaya geldi. Dede Paşa hazretlerinin asıl adı Musa Baştürk´tür. Pir-i Sami Erzincani hazretlerinin halifesi Şeyh Beşir Efendi’den hilafet aldı. Üstad Bediüzzaman’ı ziyaret etmiştir. 1973 senesinde irtihal etti.[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR][/B] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Kendisinin bağlılarından ve yolunu devam ettirenlerden [B]Ahmed Remzi Genel[/B] Hocaefendi, 12.09. 2009’da yaptığımız görüşmede, şunları anlattılar “1969’un kış ayları idi. Bayburt’ta ilk imamlığım sırasında Risale-i Nur’la tanıştım. Orada bir berber arkadaş vardı. O bana ilk olarak Risalelerden bahsetmişti.[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Ama aslında eserlerle ilk tanışmam ilkokul dördüncü sınıfta olmuştu. Arkadaşlarımla ders çalışmak için birinin evine gittiğimde orada dolapta bir eser gördüm. Önü yok, sonu yok, sadece RNK yazılıydı.(Risale-i Nur Külliyatı demek olduğunu sonraları öğrendim)[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Benim okuma hevesim çok büyüktü, elime geçen her şeyi okurdum. Sanırım o risale “[B]Küçük Sözler[/B]”di. Oradan birkaç yeri okudum. İfadeler beni çok etkiledi. Sanki beynime nakş oldu. [/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Tabii daha sonra Bayburt’a imam olunca, orada nur talebeleri ile tanıştık. Birkaç ay Risale-i Nurları okudum. Nurlara karşı bir muhabbetim oluştu. [/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]O sıralar [B]Dedepaşa hazretleri[/B] ile tanıştım. Tabi, Risale-i Nur’u okuyan biri olarak haklı olarak ilk mülakatımızda Hazret-i Üstadı sordum. “Efendim, Üstad Bediüzzaman hakkında ne buyurursunuz?” dedim.[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Mübarek şöyle buyurdu; “[B]Benim sultanım, onu mu soruyorsun? O öyle bir kutuptu ki, öldükten sonra kutupluk tacı muallâkta kaldı. Hiçbir veli onun yerine geçemedi. Onu örtecek bir kutup şu anda yok.”[/B][/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Bir de Dedepaşa hazretlerinin Üstadı ziyaretini, küçük oğlu [B]Nureddin Baştürk[/B] bana şöyle anlatmıştı; “Dedepaşa hazretleri sık sık Ankara’ya teşrif ederdi. Bir gün Ankara’ya geldiğinde bana “[B]Gel Emirdağ’ına(Isparta’da olabilir) gidelim, Bediüzzaman’ı ziyaret edelim”[/B] dedi. Devir Menderes devriydi. Gittik. Selamdan sonra kısa bir tanışma oldu. Sonra ikisi de murakebeye daldılar. Zahiren bir konuşma olmadı. Babam izin istediğinde, Üstad kendisine bir [B]Cevşen-ül Kebir[/B] hediye etti.”[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR] [I][COLOR=darkslategray][COLOR=black][FONT=Verdana]Ahmed Remzi Efendi devamla şunları söyledi; “Paşam hazretleri dünyasını değiştirdikten sonra o cevşen bendenize intikal etti. Halen kütüphanemde mevcuttur.” [/FONT][/COLOR][/COLOR][/I] [B][COLOR=maroon][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Ali Himmet Berki’nin dilinden Bediüzzaman[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR][/B] [I][COLOR=darkslategray][B][COLOR=#0f243e][FONT=Verdana]1883'de Elbistan'da doğdu. Eski Temyiz reislerindendir. Kendi sahasıyla alâkalı kıymetli eserlerin sahibidir. 1976'da Ankara'da vefat etti[/FONT][/COLOR][/B][B][COLOR=#0f243e][FONT=Verdana].[/FONT][/COLOR][/B][/COLOR][/I] [FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]28.09. 2009 tarihinde görüştüğümüz Avukat [B]Gültekin Sarıgül[/B] beyefendi, Ali [B]Himmet Berki[/B]’yi bir ziyaretlerini şöyle anlattı; “Antalya İbralı’da Temyiz mahkemesi reisi idi. Mecelle mevzuunda tamamen üstad kabul edilen bir zattı. İslam hukuku sahasında da son derece derin bir âlimdi. [/COLOR][/I][/FONT] [FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]1965 yılında, Ergenokon’un o zamanki uzantıları hâkimlere baskı yapmak suretiyle Ceza Genel Kurulundan, Risale-i Nur aleyhinde, onu mahkûm etmeye matuf bir karar çıkardılar. Bu karar tabii hukuki değil, siyasi bir karar.[/COLOR][/I][/FONT] [FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]O sırada [B]Ahmed Feyzi Kul [/B]ağabey ile beraber Ankara’da bulunuyorduk. Ne yapacağız filan diye konuşurken, Ahmed Feyzi ağabey; “Ali Himmet Berki’yi ziyaret edelim, durumu ona anlatalım” dedi.[/COLOR][/I][/FONT] [FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Peki dedik. Sorduk soruşturduk, Ankara Maltepe’de iki katlı bir binanın zemin katında oturduğunu tespit etik. Kapıyı çaldık. İçeri buyur ettiler. Hazret de hasta yatıyormuş. Girdik, elini öptük. Durumu izah ettik. Avukat olduğumu söyledim.[/COLOR][/I][/FONT] [FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Bana; “Oğlum, tevhid-i içtihada gidin” dedi. Tabii o zaman, tamamen siyasete bulaşmış, siyasi kanaatlerinin zebunu olmuş hâkimlerden müteşekkil, sonraki ismi Yargıtay olan bir mevkiden tutup da hukuk adına tevhid-i içtihada gitmek büyük bir cinayet olurdu. Ama tabii ben onu Ali Himmet Berki merhuma izah etmedim. “Düşünürüz muhterem hocam” dedim.[/COLOR][/I][/FONT] [FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Sonra, biz daha sormadan Üstad hakkında çok istihsankerane şeylerde bulundu; [B]“Allah Rahmet eylesin, Allah Rahmet eylesin, büyük âlimdi. Salâbet-i imaniyesi çok çok kuvvetliydi. Onun eşi menendi bu devirde bulunmaz. O seviyede, bu davaya hırz-ı can etmiş, kellesini ortaya koymuş, öyle birisini bulamazsınız.[/B][/COLOR][/I][/FONT] [B][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Âlim adamdı, çok büyük âlimdi. Siz Risale-i Nur’u onun ilmi karihasının tam manasıyla bir tezahürü gibi kabul etmeyin. Risale-i Nurları sadece halkın irşadı için yazmıştır.. Eğer o, mücerred ilim adına eser yazmış olsaydı sizi bırakın da ben anlayamazdım.[/COLOR][/I][/FONT][/B] [B][FONT=Verdana][I][COLOR=darkslategray]Risale-i Nur’da hazretin yazdığı öyle şeyler var ki, ben anlamakta zorlanıyorum, siz nereden anlayacaksınız?[/COLOR][/I][/FONT][/B] [I][COLOR=darkslategray][B][FONT=Verdana]Allah’ın vergisine mazhar olmuş, bir mevhibe-i ilahiye olarak ilmin kendisine ihsan edildiği bir zat. Bunu böyle bilin”[/FONT][/B][FONT=Verdana] dedi. [/FONT][/COLOR][/I] [I][COLOR=darkslategray]Salih Okur [/COLOR][/I][I][COLOR=darkslategray][B][FONT=Verdana]Kaynak : [URL="http://www.cevaplar.org"]Cevaplar.Org[/URL][/FONT][/B][/COLOR][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Hatıralar
Bir veli ve bir âlimin dilinden üstad bediüzzaman
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst