Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Şiirler
Bir selam bekler gönüller ..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kasif1" data-source="post: 263759" data-attributes="member: 1008778"><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"><img src="http://img01.imgfotokritik.com/photos/orig/4/5/2/452826/fd34a771d48ec459007c907b63e1f8a7.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"O, Allah'ın emriyle kainat Efendisi: </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Varlığın tacı, varlık nurunun ta kendisi."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"O'nun nuru ilk yaratılandır. O varlık âlemine kadem basmadan önce gündüzün geceden, baharın kıştan, siyahın beyazdan farkı yoktu. İyilikler kötülüklerle içice, akıl nefse yenik, ruh ta bedenin esiri idi. Varlığın sırrını keşfedip, akla yüksek hedefler gösteren, düşünceye kapılar açıp insanın ebedîlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykıran O'dur (sav)."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"O" hayatın gayesini acaba hakkıyla anlayabiliyor muyuz?... Ya da hakkıyla bilip anlatabiliyor muyuz?... Buna "Evet" diyebilmeyi ne kadar isterdim. "Zannımca başkalarının ve başka şeylerin anlatıldığı kadar O'nu anlatabilseydik, biz anlatamadık!... Zannımca başkalarının anlatıldığına imkân verildiği kadar O'nun anlatılmasına imkân verilseydi!... Zannımca hayata ait, sanata ait müesseseler O'nu anlatmak için seferber olsalardı!... Bugünün gençliğinin sadrında ve sinesinde sadece "O" olacaktı..."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Bugünün gençliği yolunu şaşırmış, kafasını sağa-sola çarparak derbeder bir hayat yaşamaya çalışıyorsa, O varlığın sırrını anlamadığındandır... Veya bizim O'nu tam anlamıyla anlayıp, anlatamadığımızdandır. 14 asır boyunca dev fikir adamları, büyük imamlar, ilim dahîleri sadece O'nu anlatmak için binlerce kitap yazmışlar ve her biri O'nun başka bir yönünü ortaya koymaya çalışmışlardır. Bütün bu çabalar O'nu gerçek ma'nâda ortaya koyup anlatamamıştır. Kıyamete kadar gelecek binlerce insan da yine O'nu anlatacak ama O, taptaze ve dipdiri, bitmeyen yüzlerce yönüyle tanınamadan kıyamet gelip çatacaktır.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O'nu anlatmaya çalışan dev düşünce adamlarından biri de Necip Fazıl'dır. "ESSELAM" adıyla 63 şiirde tablolaştırdığı eserinde O'nu bildiği kadar anlatmaya çalışmıştır. "Levhaların 63 oluşu mukaddes hayatın yıl sayısından alınan ilhamdan" kaynaklanmaktadır. Bunu eserinin takdim bölümünde anlatan Necip Fazıl "Bu 63 parça içinde kronolojik (zaman sırasına bağlı) bir tertip bulunsa bile vak'aları düpedüz resmetmek yerine onların ruhlarını göstermek gayesi güdülmüş ve herkesin önceden bilmesi veya kolayca öğrenmesi gereken tafsillerden kaçınılmıştır. Dış çizgilerin içine girme ve iç ma'nâlara sokulma hedef ve gayreti..."nin planlandığını söyler. Eseri okuyanlara tavsiyesi ise "Allah'ın 'Teslim olunuz emrini verdiği gaye-insan ve ufuk peygambere, bildiğiniz veya bilmediğiniz, haberini aldığınız veya almadığınız, anlayabildiğiniz veya anlayamadığınız her tarafıyla ve her zerrenizle teslim olmaktan başka gayeniz olmasın”dır. O'nun karşısında ise yerini tayin ederken "Ben hakikatten O'na giden değil, O'nu topyekün kabullendikten sonra O'ndan hakikate gelen mü'minim" diyerek bizi 63 levhayla baş başa bırakır.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Esselam, destanlık bir aşk ve vecdin ürünüdür. Allah (cc) ve Resulüne (sav) iliklerine kadar bağlı bir hayat yaşamaya çalışan Necip Fazıl, bu bağlılığını mısralara dökerken şiirde manevi bir cezbenin de son ufkuna ulaşıyordu. O sonsuzluk düşüncesinde yeşertip, kalp kanadı ve ruh gücüyle saf düşüncenin semalarında pervaz ettirdiği şiirlerini cisim elbisesine bürüyerek bize sunar. Sunulan şiirlerin sadece dış yüzüne bakanlar orada kelime, cümle, ölçü, eda, ritim gibi cisme ait hususların hakim olduğuna kanaat getirseler bile, onun iç âlemine nüfuz edenler ise orada, kalp, ruh ve vicdan üçgeninden yükselen hasret iniltileri duyar, bütün zaman ve zeminlerde yetimlerini düşünerek "Ümmeti Ümmeti" diyen "Oluş sırrına” kavuşamamanın iniltileridir bunlar...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O'nun nurlu dünyasına girip az da olsa istifade etmeye vesile olan 63 levhada "Oluş sırrı" anlatılırken başlangıç tarihtir. Aslında O ilktir yaratılışta, ama dünyaya teşrifte zaman;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Fil tarihi, işte oluş sene bir, Bin dörtyüz şu kadar evvel gene bir" dir. Zamanın çözülen</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">ipliği ve o ipliğin şehadet âlemine uzanan ucunda nurdan helezonlarla "Mekke'de doğan ilk ve sondur."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Doğmuştu öksüzüm haber doğruydu,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Şehadet parmağı göğe doğruydu.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Var olmaya sebeb. âleme rahmet.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Son peygamber doğdu, ismi Muhammed."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O doğmuştu, son peygamber doğmuştu... Karanlıklar üzerine nur doğmuştu, ama zift ruhlu yahudi için bu doğuş ölümdü, yıkılıştı... Bu durum mısralarda dile getirilirken "Aynı sabah Medine, bir yahudidir yine, bağıran çığlık çığlık, Yandık, çöktük, yıkıldık" şeklinde tecelli eder. O'nun nuru, sonsuzluk iklimine seyahatler tertip edenlere kutup yıldızı gibi bir fenerdir. O elden ele, gönülden gönüle bütün karanlıkları ışıtacaktır. Mekke'de bir âdet vardır. O, süt anneye verilecektir. "Oluş sırrı" süt annenin elindedir.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Hepsi kısmetini aldı gönlü hoş, </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Bir Halime hatun, kalan eli boş</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Dedi ki: "Besbelli benim kısmetim,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Şu herkesin arka döndüğü yetim" (O yetime ruhlarımız feda).</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O'nun gölgesi yavaş yavaş üstümüze düşmeye başlar, badi yedek ilerin üstüne yağan bereket gibi...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">İşte Badiye, dalga dalga kum,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Baş verdi tohum, O geldi diye,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Bir garip seyran; Bereket taşkın. Rızk başı aşkın; Kabile hayran. Dostların hayranlığım bilmem ki, kalemler yazabilir mi?... Hele düşmanlarınınki; "Fazilet odur ki; düşman dahi takdir eder" mahiyetindedir ve görmeye değer... O bir nur hâlesi şeklinde yürür karar kılacağı menzile... O'na melekler hayran, O'na bulutlar hayran...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Başında bir bulut sahi,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Yürür durur, gider, bekler</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Bulut değil Ya İlâhi, </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Tâç tutuyor O'na gökler..." O'na tâç tutan sadece gökler mi?.. Bir de yerde gök gibi tâç tutan anne, dede, amca... "Ecel mukadderdir, tağayyür etmez" sınınca hak olunca, giden Anne, dede ve amca... Ve o yetim... Ama ne gam... İnsanın sahibi Allah (cc) olunca, korunur her yerde... Şam kervanında korunduğu gibi...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Rahip dedi; İşte son kurtarıcı</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Gitmeyin uçurum şimdi önünüz</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kıyar Ona Şam'da yahudi hıncı </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Malı civarlarda satıp dönünüz. </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Oldu Bahiyranın istedikleri </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Başlarında bulut, döndüler geri." </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O, ruhlarımıza hayat üfleyeceği yaşa doğru çıkadursun, Ukaz panayırı bir nurlu müjdeyle çalkalanır. Kızıl tüylü devenin süvarisi, evliyavâri hikmet besteleyerek;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"O'nu sevin diyor, O'na güvenin</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Süvarisi kızıl tüylü devenin </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Bir de Resulü var hakkın gelecek</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O'ndadır, pörsümez; güzel ve gerçek." </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O'nun geleceğini müjdeliyordu... Nübüvvetle şereflenme yaşı kırktır. Tecelliler Hira'da başlar ve İnsanlığa karanlıklar içinde nur yollar çizecek kaideler peş peşe inzal olur. Getiren vahiy meleğidir...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Erişmiş yaşı kırka, adım başı harika, </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Işıklar pırıltılar. Nidalar arka arka. </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ey sema mavi mendil, Resulün alnını sil, </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kimdir karşısındaki, Sultan melek Cebrail" dir. Nurlar öbek öbek insanlık semasındadır. "Âyet âyet bir hitap, Allah' tan gelen kitap, İkrâ vahyin ilk oku, İkrâ bir emir; OKU..." ilk oku hitabı ve arkası üç yıl kesilen vahy... Hasret çok büyüktür, bekleyişse hakeza...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Üç sene, tam üç sene, kesildi vahyin ardı. </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Gökleri tıkmışlardı, bir karanlık mahzene... </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ey Cebrail etme gel, bir renk, ışık nağme ol, Sevgiliden nâme ol, Bekletme, bekletme gel! Gel ki; kapısına baş koyacağımız Zât'ın kapısına nasıl baş koyacağımızı bilelim... Gel ki; yaradılışın gerçek sırrına erelim... Bekletme gel... Çok geçmeden;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Geldi melek, dilinde Hakk'tan Resule buyruk,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ey örtüler altında titreyen peygamber kalk,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Allah emrini bildir, senin yerde gökte halk" fermanı gelir. Gelen fermanı duyan duyana... Er, köle, kadın, çocuk...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Her dalda bir tomurcuk, teker teker birinci" koşan koşana... Birincileri ikiler, dörtler, sekizler, onaltılar, otuzikiler takip eder durur.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Herkes O'na koşmaktadır. Paklardan pâk ışık kaynağına koşmaktadır... Kısa zamanda;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Geçtiler evden eve </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kuruldu ilk çerçeve</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Sayı tam otuz dokuz" a ulaşırlar. Güç tamamdır, tebliğ açık yapılacaktır </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Ve emir, bayrağı çek,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Putlar tepelenecek, </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Küfür debelenecek,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Sancaklar şahid olun... Ümitlere can getiren yepyeni bir esintidir bunu başlatan... Ömer'in gelişidir bu...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Kur'ân esrar oluğu, Sonsuzluğun soluğu, gösteren ok kulluğu, İnkarı iman oldu. Ömer müslüman oldu" soluğudur.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kapkaranlık bir âlemi bir çalımla ışığa gark eden aydınlıklar Sultanı, "Yanında Cebrail, altında Burak" Miraç sırrına erer. Erer de kalmaz oralarda... Bizi düşünür, yetimlerini düşünür... Kucak dolusu hediyelerle geri döner... Mü'minin miracı namazla geri döner... Miraç yolunu bizim önümüze serer... O Miraçla ma'nâ âleminden önümüze nurdan bir yol açmakla kalmaz. Dünya musibetleri içinde boğulan cesedimize de yön çizer, yol gösterir... HÎCRET der... Bizi medeniyetin gerçek beşiğine çağırır... Hicret der... Medine'nin nurlu peçesi altına girer. Geri dönüp tıkanan yolları açmak için hicret eder. Hicret mısralarda;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Hicret, yurt dışında aranan destek,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Dava sahibine öz yurdu köstek,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Merkezi dışardan sarmaktır murat,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Merkezin çevreden fethidir istek,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Hicret yurt dışında aranan destek" tir. Hicretle müjdeler birbirini takip eder durur... Hicret sayesinde, kardeş olur Ensarla Muhacir, Namazda yön Kabe'dir, Ezan göklere yükselen kurtuluş çağrısıdır ve hak dinin güçlenmesiyle gelen emir... "Çekilsin İslâm'ın kılına artık" diye... O kılıç ki; ilkin Bedir'de çekilir, O merhameti getiren kılıçtır, ma'nâda büyüklüğün fezası, ama ezelden ebede uzanan bir davanın gazasıdır... Gaza Bedir'de bayraklaşır, Bedir aslanları göklerde meleklerle yansır... Ardından imtihan durağı Uhud gelir, itaatin bir an unutulmasıyla gelen musibetler ve ardından Hamza’lar. Musab'lar, Abdullah'lar (R. Anhüm) ve daha niceleri şehid...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Yetmiş şehid, peygamber amcası da beraber,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Çökenler birer cihan</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Uhud büyük imtihan</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ne akıl, ne de mantık, peygamber sözü rehber." Gerçek yol budur.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Aklım, fikrim var deme hepsini öldür.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Sana çöl gelene O göl diyorsa göldür" hakikati kabul edilmedikçe daha niceleri de şehid olur.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Sıra Ahzab yahut Hendek'teydi. Bu da bir mucizeydi. Vak'a mısralarda; "Bu Allah'ın cezası, Tam yenerken yenilmek, Ne ilahi hikmetti,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Tertemiz ön ve arka, Büyük mucize Ahzab, Ahzab büyük mucizeydi" tarzında resmedilir. Her biri inkılap çapında mucizeler birbirini takip edip durmuştu.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Hayber de bunlardan başka biridir, önlerine çıkan kapı yol vermez ki geceler... Tunç kapı yol vermez tavra hürünsün;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Kaynadı coştu Ali, Kapıya koştu Ali, Var gücüyle abandı.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Rezeleri sökülmüş - Zincirleri dökülmüş, Kapı yere kapandı" ve açılan yoldan zafer kazanıldı.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Az zaman sonra şehidler durağı Mute'deyiz. Mute'de İlk karşılaşmam şark ve garp toslaşmasıdır. Mute İslâm'ın ilk keşif hamlesidir. Orada "Zeyd, Abdullah, Cafer" şehiddir... Nihayet İslâm'ın kılına Kumandan Halid'dedir...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Halid Halid, Örnek başbuğ.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Döndü hilal elinde tuğ,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Halid Halid örnek başbuğ" dur. Bu sayede zafer İslâm'ın düşmez düşürülmez tuğudur...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Gecesi gündüzlerden daha aydın ve gündüzü cennet baharlarına denk sultanlar Sultanı büyük fethe hazırdır. Mekke'ye geri dönmeye hazırdır, Hicret gerçek ma'nâsını bulsun diye geri dönmeye...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Resullerin Resulü elinde bir ince dal,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Gösterdi; 'Putları Rabb'im yere çal'</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Üç yüz altmış put şimdi yerde</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Hani ya Hübel nerde</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Büyük Feth O'na</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Medh O'na..." Medh âlemlerin Resulü'na.. Varlığın başlangıcına... Kaosların bağrında beliren ilk nura...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Arzın bağrında dalga dalga nur, dalga dalga nur, İmânı elde eden. Kâinata meydan okur..." O nur dünyaya meydan okur, Huneyn'de, Taif’ te, Tebük'te... Ruhuyla kıyamete kadar gelecek bütün yükselişlerde... Zaman ve zeminlerde...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Güç İslâm'a geçti büyük oranda ' Son üç gaza, Huneyn, Taif ve Tebük,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Küfre bir söz: Bundan böyle davran da</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">İslâm'ın elini, elindeyse bük..."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O güç maddeyle kalmaz, ma'nâ âlemini de kuşatır. O güce güç katan âlemlerin Yaratıcısıdır. O'nun buyruğuyla aylar, güneşler şak olur, kuşlar ağaçlar bülbül kesilir, taşlar teşbih eder ellerde, yemekler tükenmez olur O'nun ismi anılınca... Ve herşey herşey mucize...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kur'ân ise en büyük mucizedir...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Birleşse insan ve cin</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kur'ân'a denk söz için</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">En küçük parçasına misil getiremezler, </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O esrar kapısından içeri giremezler. </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Kur'ân mukaddes Kur'ân,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Yenilik O'nda her an..." Kur'ân'la insanlık huzura erdi, Kur'ân'la İslâm kemale geldi... Kemâle eriş O'nun gidişine işaretti... "Oluş sırrı" gidecekti... O tercihini "En büyük Dosttan yana vermişti" Gidecekti... Veda haccını yapması gerekti...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Çünkü;</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"En derin sır: zamanın bir vazifesi vardı,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ve zaman döne döne çıktığı yere vardı" </span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">zaman çıktığı yere varmıştı. Her şey aslına rücû edecekti ve O gidecekti... Her kemalin bir zevali vardı. Zevali olmayan Allah (cc)'tı. İslâm da kemâle ermişti, vazife bitmişti ve O gidecekti...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Bir kula. ya Rabbin, ya dünya,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Seç dediler, deşti kalbini,</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O kul da hür bırakıldı ya</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Düşünmeden seçti Rabb'ini..." O Rabb'ini seçti ve gitti. Ama "Bu dünyanın safası gitti, kederi kaldı.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">O gitti ve hayat, bir kemik, bir deri kaldı" biz burada yetim kaldık, sahipsiz kaldık... Ama yine ne gam...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Allah'sa... Evet Allah... Allah Hayy ve Lâyemut"tur. Ölmeyen diri Hakk'tır, Hakk ile olmak gerçek hayattır...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ve hayat "Oluş sırrına" ESSELAM'dır...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">"Düşünce iptilâm, Kelime heyulam. Lisansız vaveylam.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Ne bir harf ne kelâm, ESSELAM-ESSELAM."</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">Devler, dev destanlar yazdılar "Oluş sırrına" ... ESSELAM da sadece bunlardan biriydi. Birazını göstermeye çalıştık. Gerisini Esselam'a havale ediyoruz ve diyoruz ki; siz dev destanlarla "Oluş sırrım" anlatmaya çalıştınız. Biz de sizin dev destanlarınızı bir minik vızıltıyla anlatmaya gayret ettik... Kusur İşledikse avf ola...</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"><strong>KAYNAKLAR: </strong></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">1. Çile-Necip Fazı! Kısakürek</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">2. Huzmeler-İktibaslar-Enver Aydın</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px">3. Esselam-N. Fazıl Kısakürek.</span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 12px"><img src="http://img01.imgfotokritik.com/photos/orig/3/8/4/384213/840a7da23a43de5412071521890ccd74.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kasif1, post: 263759, member: 1008778"] [COLOR=#a52a2a][SIZE=3][IMG]http://img01.imgfotokritik.com/photos/orig/4/5/2/452826/fd34a771d48ec459007c907b63e1f8a7.jpg[/IMG] "O, Allah'ın emriyle kainat Efendisi: Varlığın tacı, varlık nurunun ta kendisi." "O'nun nuru ilk yaratılandır. O varlık âlemine kadem basmadan önce gündüzün geceden, baharın kıştan, siyahın beyazdan farkı yoktu. İyilikler kötülüklerle içice, akıl nefse yenik, ruh ta bedenin esiri idi. Varlığın sırrını keşfedip, akla yüksek hedefler gösteren, düşünceye kapılar açıp insanın ebedîlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykıran O'dur (sav)." "O" hayatın gayesini acaba hakkıyla anlayabiliyor muyuz?... Ya da hakkıyla bilip anlatabiliyor muyuz?... Buna "Evet" diyebilmeyi ne kadar isterdim. "Zannımca başkalarının ve başka şeylerin anlatıldığı kadar O'nu anlatabilseydik, biz anlatamadık!... Zannımca başkalarının anlatıldığına imkân verildiği kadar O'nun anlatılmasına imkân verilseydi!... Zannımca hayata ait, sanata ait müesseseler O'nu anlatmak için seferber olsalardı!... Bugünün gençliğinin sadrında ve sinesinde sadece "O" olacaktı..." Bugünün gençliği yolunu şaşırmış, kafasını sağa-sola çarparak derbeder bir hayat yaşamaya çalışıyorsa, O varlığın sırrını anlamadığındandır... Veya bizim O'nu tam anlamıyla anlayıp, anlatamadığımızdandır. 14 asır boyunca dev fikir adamları, büyük imamlar, ilim dahîleri sadece O'nu anlatmak için binlerce kitap yazmışlar ve her biri O'nun başka bir yönünü ortaya koymaya çalışmışlardır. Bütün bu çabalar O'nu gerçek ma'nâda ortaya koyup anlatamamıştır. Kıyamete kadar gelecek binlerce insan da yine O'nu anlatacak ama O, taptaze ve dipdiri, bitmeyen yüzlerce yönüyle tanınamadan kıyamet gelip çatacaktır. O'nu anlatmaya çalışan dev düşünce adamlarından biri de Necip Fazıl'dır. "ESSELAM" adıyla 63 şiirde tablolaştırdığı eserinde O'nu bildiği kadar anlatmaya çalışmıştır. "Levhaların 63 oluşu mukaddes hayatın yıl sayısından alınan ilhamdan" kaynaklanmaktadır. Bunu eserinin takdim bölümünde anlatan Necip Fazıl "Bu 63 parça içinde kronolojik (zaman sırasına bağlı) bir tertip bulunsa bile vak'aları düpedüz resmetmek yerine onların ruhlarını göstermek gayesi güdülmüş ve herkesin önceden bilmesi veya kolayca öğrenmesi gereken tafsillerden kaçınılmıştır. Dış çizgilerin içine girme ve iç ma'nâlara sokulma hedef ve gayreti..."nin planlandığını söyler. Eseri okuyanlara tavsiyesi ise "Allah'ın 'Teslim olunuz emrini verdiği gaye-insan ve ufuk peygambere, bildiğiniz veya bilmediğiniz, haberini aldığınız veya almadığınız, anlayabildiğiniz veya anlayamadığınız her tarafıyla ve her zerrenizle teslim olmaktan başka gayeniz olmasın”dır. O'nun karşısında ise yerini tayin ederken "Ben hakikatten O'na giden değil, O'nu topyekün kabullendikten sonra O'ndan hakikate gelen mü'minim" diyerek bizi 63 levhayla baş başa bırakır. Esselam, destanlık bir aşk ve vecdin ürünüdür. Allah (cc) ve Resulüne (sav) iliklerine kadar bağlı bir hayat yaşamaya çalışan Necip Fazıl, bu bağlılığını mısralara dökerken şiirde manevi bir cezbenin de son ufkuna ulaşıyordu. O sonsuzluk düşüncesinde yeşertip, kalp kanadı ve ruh gücüyle saf düşüncenin semalarında pervaz ettirdiği şiirlerini cisim elbisesine bürüyerek bize sunar. Sunulan şiirlerin sadece dış yüzüne bakanlar orada kelime, cümle, ölçü, eda, ritim gibi cisme ait hususların hakim olduğuna kanaat getirseler bile, onun iç âlemine nüfuz edenler ise orada, kalp, ruh ve vicdan üçgeninden yükselen hasret iniltileri duyar, bütün zaman ve zeminlerde yetimlerini düşünerek "Ümmeti Ümmeti" diyen "Oluş sırrına” kavuşamamanın iniltileridir bunlar... O'nun nurlu dünyasına girip az da olsa istifade etmeye vesile olan 63 levhada "Oluş sırrı" anlatılırken başlangıç tarihtir. Aslında O ilktir yaratılışta, ama dünyaya teşrifte zaman; "Fil tarihi, işte oluş sene bir, Bin dörtyüz şu kadar evvel gene bir" dir. Zamanın çözülen ipliği ve o ipliğin şehadet âlemine uzanan ucunda nurdan helezonlarla "Mekke'de doğan ilk ve sondur." "Doğmuştu öksüzüm haber doğruydu, Şehadet parmağı göğe doğruydu. Var olmaya sebeb. âleme rahmet. Son peygamber doğdu, ismi Muhammed." O doğmuştu, son peygamber doğmuştu... Karanlıklar üzerine nur doğmuştu, ama zift ruhlu yahudi için bu doğuş ölümdü, yıkılıştı... Bu durum mısralarda dile getirilirken "Aynı sabah Medine, bir yahudidir yine, bağıran çığlık çığlık, Yandık, çöktük, yıkıldık" şeklinde tecelli eder. O'nun nuru, sonsuzluk iklimine seyahatler tertip edenlere kutup yıldızı gibi bir fenerdir. O elden ele, gönülden gönüle bütün karanlıkları ışıtacaktır. Mekke'de bir âdet vardır. O, süt anneye verilecektir. "Oluş sırrı" süt annenin elindedir. Hepsi kısmetini aldı gönlü hoş, Bir Halime hatun, kalan eli boş Dedi ki: "Besbelli benim kısmetim, Şu herkesin arka döndüğü yetim" (O yetime ruhlarımız feda). O'nun gölgesi yavaş yavaş üstümüze düşmeye başlar, badi yedek ilerin üstüne yağan bereket gibi... İşte Badiye, dalga dalga kum, Baş verdi tohum, O geldi diye, Bir garip seyran; Bereket taşkın. Rızk başı aşkın; Kabile hayran. Dostların hayranlığım bilmem ki, kalemler yazabilir mi?... Hele düşmanlarınınki; "Fazilet odur ki; düşman dahi takdir eder" mahiyetindedir ve görmeye değer... O bir nur hâlesi şeklinde yürür karar kılacağı menzile... O'na melekler hayran, O'na bulutlar hayran... "Başında bir bulut sahi, Yürür durur, gider, bekler Bulut değil Ya İlâhi, Tâç tutuyor O'na gökler..." O'na tâç tutan sadece gökler mi?.. Bir de yerde gök gibi tâç tutan anne, dede, amca... "Ecel mukadderdir, tağayyür etmez" sınınca hak olunca, giden Anne, dede ve amca... Ve o yetim... Ama ne gam... İnsanın sahibi Allah (cc) olunca, korunur her yerde... Şam kervanında korunduğu gibi... "Rahip dedi; İşte son kurtarıcı Gitmeyin uçurum şimdi önünüz Kıyar Ona Şam'da yahudi hıncı Malı civarlarda satıp dönünüz. Oldu Bahiyranın istedikleri Başlarında bulut, döndüler geri." O, ruhlarımıza hayat üfleyeceği yaşa doğru çıkadursun, Ukaz panayırı bir nurlu müjdeyle çalkalanır. Kızıl tüylü devenin süvarisi, evliyavâri hikmet besteleyerek; "O'nu sevin diyor, O'na güvenin Süvarisi kızıl tüylü devenin Bir de Resulü var hakkın gelecek O'ndadır, pörsümez; güzel ve gerçek." O'nun geleceğini müjdeliyordu... Nübüvvetle şereflenme yaşı kırktır. Tecelliler Hira'da başlar ve İnsanlığa karanlıklar içinde nur yollar çizecek kaideler peş peşe inzal olur. Getiren vahiy meleğidir... "Erişmiş yaşı kırka, adım başı harika, Işıklar pırıltılar. Nidalar arka arka. Ey sema mavi mendil, Resulün alnını sil, Kimdir karşısındaki, Sultan melek Cebrail" dir. Nurlar öbek öbek insanlık semasındadır. "Âyet âyet bir hitap, Allah' tan gelen kitap, İkrâ vahyin ilk oku, İkrâ bir emir; OKU..." ilk oku hitabı ve arkası üç yıl kesilen vahy... Hasret çok büyüktür, bekleyişse hakeza... "Üç sene, tam üç sene, kesildi vahyin ardı. Gökleri tıkmışlardı, bir karanlık mahzene... Ey Cebrail etme gel, bir renk, ışık nağme ol, Sevgiliden nâme ol, Bekletme, bekletme gel! Gel ki; kapısına baş koyacağımız Zât'ın kapısına nasıl baş koyacağımızı bilelim... Gel ki; yaradılışın gerçek sırrına erelim... Bekletme gel... Çok geçmeden; "Geldi melek, dilinde Hakk'tan Resule buyruk, Ey örtüler altında titreyen peygamber kalk, Allah emrini bildir, senin yerde gökte halk" fermanı gelir. Gelen fermanı duyan duyana... Er, köle, kadın, çocuk... "Her dalda bir tomurcuk, teker teker birinci" koşan koşana... Birincileri ikiler, dörtler, sekizler, onaltılar, otuzikiler takip eder durur. Herkes O'na koşmaktadır. Paklardan pâk ışık kaynağına koşmaktadır... Kısa zamanda; "Geçtiler evden eve Kuruldu ilk çerçeve Sayı tam otuz dokuz" a ulaşırlar. Güç tamamdır, tebliğ açık yapılacaktır "Ve emir, bayrağı çek, Putlar tepelenecek, Küfür debelenecek, Sancaklar şahid olun... Ümitlere can getiren yepyeni bir esintidir bunu başlatan... Ömer'in gelişidir bu... "Kur'ân esrar oluğu, Sonsuzluğun soluğu, gösteren ok kulluğu, İnkarı iman oldu. Ömer müslüman oldu" soluğudur. Kapkaranlık bir âlemi bir çalımla ışığa gark eden aydınlıklar Sultanı, "Yanında Cebrail, altında Burak" Miraç sırrına erer. Erer de kalmaz oralarda... Bizi düşünür, yetimlerini düşünür... Kucak dolusu hediyelerle geri döner... Mü'minin miracı namazla geri döner... Miraç yolunu bizim önümüze serer... O Miraçla ma'nâ âleminden önümüze nurdan bir yol açmakla kalmaz. Dünya musibetleri içinde boğulan cesedimize de yön çizer, yol gösterir... HÎCRET der... Bizi medeniyetin gerçek beşiğine çağırır... Hicret der... Medine'nin nurlu peçesi altına girer. Geri dönüp tıkanan yolları açmak için hicret eder. Hicret mısralarda; "Hicret, yurt dışında aranan destek, Dava sahibine öz yurdu köstek, Merkezi dışardan sarmaktır murat, Merkezin çevreden fethidir istek, Hicret yurt dışında aranan destek" tir. Hicretle müjdeler birbirini takip eder durur... Hicret sayesinde, kardeş olur Ensarla Muhacir, Namazda yön Kabe'dir, Ezan göklere yükselen kurtuluş çağrısıdır ve hak dinin güçlenmesiyle gelen emir... "Çekilsin İslâm'ın kılına artık" diye... O kılıç ki; ilkin Bedir'de çekilir, O merhameti getiren kılıçtır, ma'nâda büyüklüğün fezası, ama ezelden ebede uzanan bir davanın gazasıdır... Gaza Bedir'de bayraklaşır, Bedir aslanları göklerde meleklerle yansır... Ardından imtihan durağı Uhud gelir, itaatin bir an unutulmasıyla gelen musibetler ve ardından Hamza’lar. Musab'lar, Abdullah'lar (R. Anhüm) ve daha niceleri şehid... "Yetmiş şehid, peygamber amcası da beraber, Çökenler birer cihan Uhud büyük imtihan Ne akıl, ne de mantık, peygamber sözü rehber." Gerçek yol budur. "Aklım, fikrim var deme hepsini öldür. Sana çöl gelene O göl diyorsa göldür" hakikati kabul edilmedikçe daha niceleri de şehid olur. Sıra Ahzab yahut Hendek'teydi. Bu da bir mucizeydi. Vak'a mısralarda; "Bu Allah'ın cezası, Tam yenerken yenilmek, Ne ilahi hikmetti, Tertemiz ön ve arka, Büyük mucize Ahzab, Ahzab büyük mucizeydi" tarzında resmedilir. Her biri inkılap çapında mucizeler birbirini takip edip durmuştu. Hayber de bunlardan başka biridir, önlerine çıkan kapı yol vermez ki geceler... Tunç kapı yol vermez tavra hürünsün; "Kaynadı coştu Ali, Kapıya koştu Ali, Var gücüyle abandı. Rezeleri sökülmüş - Zincirleri dökülmüş, Kapı yere kapandı" ve açılan yoldan zafer kazanıldı. Az zaman sonra şehidler durağı Mute'deyiz. Mute'de İlk karşılaşmam şark ve garp toslaşmasıdır. Mute İslâm'ın ilk keşif hamlesidir. Orada "Zeyd, Abdullah, Cafer" şehiddir... Nihayet İslâm'ın kılına Kumandan Halid'dedir... "Halid Halid, Örnek başbuğ. Döndü hilal elinde tuğ, Halid Halid örnek başbuğ" dur. Bu sayede zafer İslâm'ın düşmez düşürülmez tuğudur... Gecesi gündüzlerden daha aydın ve gündüzü cennet baharlarına denk sultanlar Sultanı büyük fethe hazırdır. Mekke'ye geri dönmeye hazırdır, Hicret gerçek ma'nâsını bulsun diye geri dönmeye... "Resullerin Resulü elinde bir ince dal, Gösterdi; 'Putları Rabb'im yere çal' Üç yüz altmış put şimdi yerde Hani ya Hübel nerde Büyük Feth O'na Medh O'na..." Medh âlemlerin Resulü'na.. Varlığın başlangıcına... Kaosların bağrında beliren ilk nura... "Arzın bağrında dalga dalga nur, dalga dalga nur, İmânı elde eden. Kâinata meydan okur..." O nur dünyaya meydan okur, Huneyn'de, Taif’ te, Tebük'te... Ruhuyla kıyamete kadar gelecek bütün yükselişlerde... Zaman ve zeminlerde... "Güç İslâm'a geçti büyük oranda ' Son üç gaza, Huneyn, Taif ve Tebük, Küfre bir söz: Bundan böyle davran da İslâm'ın elini, elindeyse bük..." O güç maddeyle kalmaz, ma'nâ âlemini de kuşatır. O güce güç katan âlemlerin Yaratıcısıdır. O'nun buyruğuyla aylar, güneşler şak olur, kuşlar ağaçlar bülbül kesilir, taşlar teşbih eder ellerde, yemekler tükenmez olur O'nun ismi anılınca... Ve herşey herşey mucize... Kur'ân ise en büyük mucizedir... "Birleşse insan ve cin Kur'ân'a denk söz için En küçük parçasına misil getiremezler, O esrar kapısından içeri giremezler. Kur'ân mukaddes Kur'ân, Yenilik O'nda her an..." Kur'ân'la insanlık huzura erdi, Kur'ân'la İslâm kemale geldi... Kemâle eriş O'nun gidişine işaretti... "Oluş sırrı" gidecekti... O tercihini "En büyük Dosttan yana vermişti" Gidecekti... Veda haccını yapması gerekti... Çünkü; "En derin sır: zamanın bir vazifesi vardı, Ve zaman döne döne çıktığı yere vardı" zaman çıktığı yere varmıştı. Her şey aslına rücû edecekti ve O gidecekti... Her kemalin bir zevali vardı. Zevali olmayan Allah (cc)'tı. İslâm da kemâle ermişti, vazife bitmişti ve O gidecekti... "Bir kula. ya Rabbin, ya dünya, Seç dediler, deşti kalbini, O kul da hür bırakıldı ya Düşünmeden seçti Rabb'ini..." O Rabb'ini seçti ve gitti. Ama "Bu dünyanın safası gitti, kederi kaldı. O gitti ve hayat, bir kemik, bir deri kaldı" biz burada yetim kaldık, sahipsiz kaldık... Ama yine ne gam... "Allah'sa... Evet Allah... Allah Hayy ve Lâyemut"tur. Ölmeyen diri Hakk'tır, Hakk ile olmak gerçek hayattır... Ve hayat "Oluş sırrına" ESSELAM'dır... "Düşünce iptilâm, Kelime heyulam. Lisansız vaveylam. Ne bir harf ne kelâm, ESSELAM-ESSELAM." Devler, dev destanlar yazdılar "Oluş sırrına" ... ESSELAM da sadece bunlardan biriydi. Birazını göstermeye çalıştık. Gerisini Esselam'a havale ediyoruz ve diyoruz ki; siz dev destanlarla "Oluş sırrım" anlatmaya çalıştınız. Biz de sizin dev destanlarınızı bir minik vızıltıyla anlatmaya gayret ettik... Kusur İşledikse avf ola... [B]KAYNAKLAR: [/B] 1. Çile-Necip Fazı! Kısakürek 2. Huzmeler-İktibaslar-Enver Aydın 3. Esselam-N. Fazıl Kısakürek. [IMG]http://img01.imgfotokritik.com/photos/orig/3/8/4/384213/840a7da23a43de5412071521890ccd74.jpg[/IMG][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Şiirler
Bir selam bekler gönüller ..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst