Temsil, düşüncenin eyleme geçmiş halidir. Eylem ise çeşitli biçimlerde olabilir; konuşma, yazma, okuma, davranma vb. Kişi bu eyleminde yani tebliğinde etkili olması için ileri süreceğini, sergileyeceğini önce nefsinde yaşamalıdır. Yaşanan, pratik hale gelen düşünceler beyinde işlenir, imbikten süzülür ve artık başkalarına sunulacak hale gelir.
....
Tebliğ öne geçerse düşünce hamlıkları, hazımsızlıkları dışarı çıkar. Bu durum daha ziyade bilme, anlama ve idrak zincirinde, bilme aşamasında kalmadır.
Anlama, bilinçli bir şekilde farkına varma, duyu organlarıyla algılayabilme, 'bakar kör' olmaktan kurtulmadır. İdrak, düşüncenin bedenle yekvücut haline gelmesidir. Artık temsil, hakkıyla yerine getirilebilir. Yoksa yüceler yücesinin 'Yapmadığınızı niye söylüyorsunuz?' ikazına maruz kalınır.
Zaman gazetesinden bir alıntıdır. benimde fikrim budur