Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Blog
Blog
Bİlmİyorum!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TUVRES" data-source="post: 675546" data-attributes="member: 1009574"><p><strong>BİLMİYORUM!</strong></p><p></p><p> <strong>Yazar:</strong> <a href="http://www.zaferdergisi.com/yazar/13" target="_blank">Alaaddin Başar</a></p><p><strong>Dergi:</strong> <a href="http://www.zaferdergisi.com/dergiler/2009/06" target="_blank">Haziran/2009</a></p><p><strong>Sayı:</strong> <a href="http://www.zaferdergisi.com/sayi/385" target="_blank">385</a></p><p></p><p></p><p>BİLMİYORUM! ALAADDİN BAŞAR Şair soruyor: &#8220;Kimbilir nerede nasıl ve kaç yaşında.&#8221; Ve devam ediyor: &#8220;Bir namazlık saltanatın olacak Taht misali o musalla taşında.&#8221; Son iki mısra, Bâki&#8217;nin ince ruhunun ayrı bir kalıpta takdimi: Kadrini seng-i musallada bilip ey Bâki Durup el bağlayalar karşına yâran sâf sâf.&#8221; Bu mısraları ibretle okuyor ve kendime dönüyorum. Önüm meçhûllerle dolu. Daha ne kadar yaşayacağım? Cenazemde hangi dostlarım bulunacak? Bilmiyorum!.. Önümde ne gibi hâdiseler var, hangi imtihanlara tâbi tutulacağım? Bilmiyorum!.. Nazarımı semâya çeviriyorum. Benim için birer parıltı olan o muhteşem yıldızlarda hangi melek, hangi ibadetle meşgul? Bilmiyorum!.. Denizleri düşünüyorum. Şu anda hangi balık hangisini kovalıyor? Nasıl bitecek bu maceranın sonu? Bilmiyorum!.. Bilgisizliğime hudut olmadığını anlıyor, haddimi bilmeye başlıyorum. Derken, karşı kaldırımda uyuklayan bir kediye gözüm takılıyor. Onu seyre koyuluyorum. Benim, &#8220;bilmiyorum&#8221; dediğim ve cehlimi itiraf ettiğim bütün bu konulardan onun haberi bile yok&#8230; Neleri bilmediğinden gâfil&#8230; Bu düşünceyle birlikte hayalimden &#8220;bilmeyenler&#8221; sıra sıra geçmeye başlıyorlar? Yaprak ne zaman düşeceğini, çiçek ne zaman solacağını bilmiyor. Bulut ne zaman yağmur olacağını, dere nereye döküleceğini bilmiyor. Işık kaç rengi olduğunu, dünya hangi hızla yol aldığını bilmiyor&#8230; Bedenime bakıyorum: Kanım kalbime niçin aktığını, kalbim onu nereye pompaladığını bilmiyor. Gözüm yüzüme niçin konulduğunu ve yüzüm kaç göze sahip olduğunu bilmiyor. Ve daha nice bilmeyenlerle etrafım çepeçevre sarılı ve bedenim dopdolu. &#8220;Bütün bu bilemeyenler elbette bir bilenin ilmiyle iş görüyorlar&#8221; diye düşünüyorum. İçimden bir ses beni bu düşüncelerden alıkoymak istiyor. &#8220;Sen neler bilmiyorsun ki!&#8221; diyor. Ve başlıyor, mesleğimden biraz bilgi, sanattan birkaç incelik sıralamaya&#8230; Beni bu birkaç damlada boğmak istiyor. Ama, vicdanım karşı çıkıyor bu saçmalığa. Ve akıl aracılığıyla ruhuma şu mesajı yolluyor: &#8220;Sen bu dünyaya boğulmaya değil, gerçek diriliğe ermeğe geldin&#8230;&#8221;</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TUVRES, post: 675546, member: 1009574"] [B]BİLMİYORUM![/B] [B]Yazar:[/B] [URL="http://www.zaferdergisi.com/yazar/13"]Alaaddin Başar[/URL] [B]Dergi:[/B] [URL="http://www.zaferdergisi.com/dergiler/2009/06"]Haziran/2009[/URL] [B]Sayı:[/B] [URL="http://www.zaferdergisi.com/sayi/385"]385[/URL] BİLMİYORUM! ALAADDİN BAŞAR Şair soruyor: “Kimbilir nerede nasıl ve kaç yaşında.” Ve devam ediyor: “Bir namazlık saltanatın olacak Taht misali o musalla taşında.” Son iki mısra, Bâki’nin ince ruhunun ayrı bir kalıpta takdimi: Kadrini seng-i musallada bilip ey Bâki Durup el bağlayalar karşına yâran sâf sâf.” Bu mısraları ibretle okuyor ve kendime dönüyorum. Önüm meçhûllerle dolu. Daha ne kadar yaşayacağım? Cenazemde hangi dostlarım bulunacak? Bilmiyorum!.. Önümde ne gibi hâdiseler var, hangi imtihanlara tâbi tutulacağım? Bilmiyorum!.. Nazarımı semâya çeviriyorum. Benim için birer parıltı olan o muhteşem yıldızlarda hangi melek, hangi ibadetle meşgul? Bilmiyorum!.. Denizleri düşünüyorum. Şu anda hangi balık hangisini kovalıyor? Nasıl bitecek bu maceranın sonu? Bilmiyorum!.. Bilgisizliğime hudut olmadığını anlıyor, haddimi bilmeye başlıyorum. Derken, karşı kaldırımda uyuklayan bir kediye gözüm takılıyor. Onu seyre koyuluyorum. Benim, “bilmiyorum” dediğim ve cehlimi itiraf ettiğim bütün bu konulardan onun haberi bile yok… Neleri bilmediğinden gâfil… Bu düşünceyle birlikte hayalimden “bilmeyenler” sıra sıra geçmeye başlıyorlar? Yaprak ne zaman düşeceğini, çiçek ne zaman solacağını bilmiyor. Bulut ne zaman yağmur olacağını, dere nereye döküleceğini bilmiyor. Işık kaç rengi olduğunu, dünya hangi hızla yol aldığını bilmiyor… Bedenime bakıyorum: Kanım kalbime niçin aktığını, kalbim onu nereye pompaladığını bilmiyor. Gözüm yüzüme niçin konulduğunu ve yüzüm kaç göze sahip olduğunu bilmiyor. Ve daha nice bilmeyenlerle etrafım çepeçevre sarılı ve bedenim dopdolu. “Bütün bu bilemeyenler elbette bir bilenin ilmiyle iş görüyorlar” diye düşünüyorum. İçimden bir ses beni bu düşüncelerden alıkoymak istiyor. “Sen neler bilmiyorsun ki!” diyor. Ve başlıyor, mesleğimden biraz bilgi, sanattan birkaç incelik sıralamaya… Beni bu birkaç damlada boğmak istiyor. Ama, vicdanım karşı çıkıyor bu saçmalığa. Ve akıl aracılığıyla ruhuma şu mesajı yolluyor: “Sen bu dünyaya boğulmaya değil, gerçek diriliğe ermeğe geldin…” [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Blog
Blog
Bİlmİyorum!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst