Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Bediüzzaman'ın gayb konusundaki tespitlerine yapılan iddalar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="memluk" data-source="post: 179808" data-attributes="member: 9260"><p><u><span style="font-size: 12px">İddia:</span></u></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Said Nursî’nin, "Allah’ın izniyle, bildirmesiyle" gibi getirdiği istisnalar, ayetlerin hükmünü değiştiremez. Şüphesiz ki, Allah Tealâ sadıktır ve Kitabında belirttiği üzere tasarruf eder. Kitabında "vermem, bildirmem..." demişse; bu, insanların hayatında da aynen tezahür edecektir. Yüce Rabbimiz Kitabında verdiği haber, vaat ve ahitlerini asla neshetmez.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"(...) Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?" </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Nitekim, "Eğer Rabbin dileseydi, insanları tek bir ümmet yapardı. Oysa, ihtilâf edip durmaktadırlar. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri (bu ihtilâftan) istisna teşkil ederler. Zaten, Allah, insanları bunun için yaratmıştır. (...)" buyurulmuştur. Şüphesiz ki, Allah’ın dilediği olur, dilemediği de olmaz. Rabbimiz dileseydi insanları tek bir ümmet de yapardı, ama yapmamıştır. Diğer bir ayette "(...) Sizin her biriniz için bir şeriat ve bir yol vazettik. Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat, size verdiği şeylerde denemek için (böyle yapmadı). (...)" buyurulmuştur. Kur'an-ı Kerim’de böyle birçok ayet vardır:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"(...) Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. (...)" Ama güçlük çıkarmayı dilememiş, bilâkis kolaylık göstermiştir. "(...) Size kolaylığı ister, güçlüğü istemez." </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"(...) Eğer Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat Allah, dilediğini yapar." Demek ki, birbirlerini öldürmüşlerdir.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Eğer Allah dileseydi, onlar şirk koşmazlardı. Seni onlara bekçi kılmadık. Sen, onlara vekil de değilsin." Onlar şirk koşmuşlardır.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Eğer Allah dileseydi, peygamberlerden başkasına da gaybı bildirirdi. Ama o, dilediği peygamberden başkasına gaybını bildirmez.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Ve yine iddia ediliyor ki:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Allah’tan başkasının gaybı bilemeyeceği ve Allah’ın onu peygamberlerden başkasına bildirmeyeceği hükmü, Said Nursî tarafından bir "kudsî yasak" diye ifade edilmiştir. Sanki Allah Tealâ, "gaybı kimse bilemez" dememiş de "kimse, gelecekle ilgili açıklama yapmasın." diye bir yasak koymuştur. Bu, kişiyi büyük bir sorumluluk altına sokar. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">(Bu iddia sahiplerinin “Elbette biz, sahabenin Hz. Peygamber’den duydukları gaybî haberler ve kalplerine doğan keşiflerle istikbalde olacak bazı hadiseleri bildiklerini teslim ve kabul ediyoruz. Buna sonraki Allah velisi kullar da dâhildir.”</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Hz. Ali (r.a.)’ye ve Allah velisi diğer kullara isnat edilen, ayetlere muhalif olmasın diye çaktırmadan, sezdirmeden gaybtan haber verme iddiası da, alenen onlara atılmış bir iftiradır. "Ayetlerde 'gaybı yalnız Allah bilir; Allah peygamberlerinden başkasına gaybı açmaz' denmiştir, ama aslında gayb bize bildirilmiştir. Ayetlerin zahirine ters düşmemek için bunları sizlere remz, işaret, ima yolu ile bildiriyoruz." türünden sözler, Allah velisi kullardan sâdır olacak sözler değildir.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Said Nursî, kehanetle velâyeti de birbirine karıştırmıştır.</span></span></p><p> </p><p> </p><p><em><strong><span style="font-size: 15px">(Bu iddia sahibi, yaptığı iftirası için bari uygun bir kılıf uydursa! Bunu da beceremiyor!)</span></strong></em></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Said Nursî’nin "ilm-i kelâmın en büyük allâmesi" , "Ehl-i sünnetin ve ilm-i kelâmın azîm imamlarından meşhur" diye tavsif ettiği Taftazanî, Şerhu’l-Akaid’de kâhini şöyle tanımlamaktadır:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Kâhin, gelecek zamanda vuku bulacak hadiseleri haber veren, sırları bildiğini ve gayb âlemine ait bilgilere vâkıf olduğunu iddia eden kişidir. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">İmam Nesefî de şöyle der:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Gaybtan verdiği haber konusunda kâhini tasdik etmek küfürdür. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Aliyyü’l-Karî ise Fıkh-ı Ekber Şerhi’nde demektedir ki:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">İnanç hususlarından biri de, kâhinlerin gaybtan verdikleri haberlere inanmanın küfür olduğudur. (...) Kâhin gelecek zamanda olacak hadiselerden haber veren kişidir. Kâhin sırları bildiğini iddia eder. (...) Kendine ilham geldiği yolunda haber veren kişilerin ilhamlarına uymak da caiz değildir. Hece (ebced) harflerinden manalar çıkaracak bilgiye sahip olduğunu iddia eden kimsenin iddialarına da uyulamaz. Çünkü, bu da kâhinlik manası içine girmektedir.</span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: purple"><em><strong>İddiaya cevap: (Müslümanlar tarafından çok iyi bilinen kâhinleri, velilerle birlikte anmak, sanki kehaneti savunan varmış gibi bir imaj oluşturmaya çalışmak tam bir şarlatanlıktır. Ebced hesabı, Müfessirlerin imamı olarak şöhret bulmuş İbn Cerir Taberî’den beri tefsir kaynaklarında yer almış, böyle hesap sisteminin olmadığını kimse söylememiştir. Bu hesapla, 29 Surenin başında bulunan mukattaat harflerinin bazı tarihî vakalara işaret ettiğini kabul edenlerin yanında kabul etmeyenler de vardır. Fakat,-bu tarihî olaylarla ilgili çıkarsamaları kabul etsin etmesi- ebced hesabıyla ilgili hadis rivayetine itiraz eden tefsircilere hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.)</strong></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: purple">Ebced Hesabı nedir? Yapılması doğru mudur?</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: purple">EBCED VE CİFİR adlı makaleye ulaşmak için tıklayınız</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: purple">“Elbette biz, sahabenin Hz. Peygamber’den duydukları gaybî haberler ve kalplerine doğan keşiflerle istikbalde olacak bazı hadiseleri bildiklerini teslim ve kabul ediyoruz. Buna sonraki Allah velisi kullar da dâhildir.”</span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: purple"><em><strong>(Daha birkaç satır yukarıda, şu sözlere de yer verilmişti)</strong></em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="memluk, post: 179808, member: 9260"] [U][SIZE=3]İddia:[/SIZE][/U] [SIZE=4][COLOR=red]Said Nursî’nin, "Allah’ın izniyle, bildirmesiyle" gibi getirdiği istisnalar, ayetlerin hükmünü değiştiremez. Şüphesiz ki, Allah Tealâ sadıktır ve Kitabında belirttiği üzere tasarruf eder. Kitabında "vermem, bildirmem..." demişse; bu, insanların hayatında da aynen tezahür edecektir. Yüce Rabbimiz Kitabında verdiği haber, vaat ve ahitlerini asla neshetmez.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"(...) Allah’tan daha doğru sözlü kim olabilir?" [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Nitekim, "Eğer Rabbin dileseydi, insanları tek bir ümmet yapardı. Oysa, ihtilâf edip durmaktadırlar. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri (bu ihtilâftan) istisna teşkil ederler. Zaten, Allah, insanları bunun için yaratmıştır. (...)" buyurulmuştur. Şüphesiz ki, Allah’ın dilediği olur, dilemediği de olmaz. Rabbimiz dileseydi insanları tek bir ümmet de yapardı, ama yapmamıştır. Diğer bir ayette "(...) Sizin her biriniz için bir şeriat ve bir yol vazettik. Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat, size verdiği şeylerde denemek için (böyle yapmadı). (...)" buyurulmuştur. Kur'an-ı Kerim’de böyle birçok ayet vardır:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"(...) Eğer Allah dileseydi size güçlük çıkarırdı. (...)" Ama güçlük çıkarmayı dilememiş, bilâkis kolaylık göstermiştir. "(...) Size kolaylığı ister, güçlüğü istemez." [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"(...) Eğer Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat Allah, dilediğini yapar." Demek ki, birbirlerini öldürmüşlerdir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"Eğer Allah dileseydi, onlar şirk koşmazlardı. Seni onlara bekçi kılmadık. Sen, onlara vekil de değilsin." Onlar şirk koşmuşlardır.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Eğer Allah dileseydi, peygamberlerden başkasına da gaybı bildirirdi. Ama o, dilediği peygamberden başkasına gaybını bildirmez.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Ve yine iddia ediliyor ki:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Allah’tan başkasının gaybı bilemeyeceği ve Allah’ın onu peygamberlerden başkasına bildirmeyeceği hükmü, Said Nursî tarafından bir "kudsî yasak" diye ifade edilmiştir. Sanki Allah Tealâ, "gaybı kimse bilemez" dememiş de "kimse, gelecekle ilgili açıklama yapmasın." diye bir yasak koymuştur. Bu, kişiyi büyük bir sorumluluk altına sokar. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red](Bu iddia sahiplerinin “Elbette biz, sahabenin Hz. Peygamber’den duydukları gaybî haberler ve kalplerine doğan keşiflerle istikbalde olacak bazı hadiseleri bildiklerini teslim ve kabul ediyoruz. Buna sonraki Allah velisi kullar da dâhildir.”[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Hz. Ali (r.a.)’ye ve Allah velisi diğer kullara isnat edilen, ayetlere muhalif olmasın diye çaktırmadan, sezdirmeden gaybtan haber verme iddiası da, alenen onlara atılmış bir iftiradır. "Ayetlerde 'gaybı yalnız Allah bilir; Allah peygamberlerinden başkasına gaybı açmaz' denmiştir, ama aslında gayb bize bildirilmiştir. Ayetlerin zahirine ters düşmemek için bunları sizlere remz, işaret, ima yolu ile bildiriyoruz." türünden sözler, Allah velisi kullardan sâdır olacak sözler değildir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Said Nursî, kehanetle velâyeti de birbirine karıştırmıştır.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [I][B][SIZE=4](Bu iddia sahibi, yaptığı iftirası için bari uygun bir kılıf uydursa! Bunu da beceremiyor!)[/SIZE][/B][/I] [SIZE=4][COLOR=red]Said Nursî’nin "ilm-i kelâmın en büyük allâmesi" , "Ehl-i sünnetin ve ilm-i kelâmın azîm imamlarından meşhur" diye tavsif ettiği Taftazanî, Şerhu’l-Akaid’de kâhini şöyle tanımlamaktadır:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Kâhin, gelecek zamanda vuku bulacak hadiseleri haber veren, sırları bildiğini ve gayb âlemine ait bilgilere vâkıf olduğunu iddia eden kişidir. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]İmam Nesefî de şöyle der:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Gaybtan verdiği haber konusunda kâhini tasdik etmek küfürdür. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Aliyyü’l-Karî ise Fıkh-ı Ekber Şerhi’nde demektedir ki:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]İnanç hususlarından biri de, kâhinlerin gaybtan verdikleri haberlere inanmanın küfür olduğudur. (...) Kâhin gelecek zamanda olacak hadiselerden haber veren kişidir. Kâhin sırları bildiğini iddia eder. (...) Kendine ilham geldiği yolunda haber veren kişilerin ilhamlarına uymak da caiz değildir. Hece (ebced) harflerinden manalar çıkaracak bilgiye sahip olduğunu iddia eden kimsenin iddialarına da uyulamaz. Çünkü, bu da kâhinlik manası içine girmektedir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [COLOR=red] [/COLOR] [SIZE=4][COLOR=purple][I][B]İddiaya cevap: (Müslümanlar tarafından çok iyi bilinen kâhinleri, velilerle birlikte anmak, sanki kehaneti savunan varmış gibi bir imaj oluşturmaya çalışmak tam bir şarlatanlıktır. Ebced hesabı, Müfessirlerin imamı olarak şöhret bulmuş İbn Cerir Taberî’den beri tefsir kaynaklarında yer almış, böyle hesap sisteminin olmadığını kimse söylememiştir. Bu hesapla, 29 Surenin başında bulunan mukattaat harflerinin bazı tarihî vakalara işaret ettiğini kabul edenlerin yanında kabul etmeyenler de vardır. Fakat,-bu tarihî olaylarla ilgili çıkarsamaları kabul etsin etmesi- ebced hesabıyla ilgili hadis rivayetine itiraz eden tefsircilere hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.)[/B][/I][/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple]Ebced Hesabı nedir? Yapılması doğru mudur?[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple]EBCED VE CİFİR adlı makaleye ulaşmak için tıklayınız[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple]“Elbette biz, sahabenin Hz. Peygamber’den duydukları gaybî haberler ve kalplerine doğan keşiflerle istikbalde olacak bazı hadiseleri bildiklerini teslim ve kabul ediyoruz. Buna sonraki Allah velisi kullar da dâhildir.”[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple][I][B](Daha birkaç satır yukarıda, şu sözlere de yer verilmişti)[/B][/I][/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=purple] [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Bediüzzaman'ın gayb konusundaki tespitlerine yapılan iddalar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst