Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Bediüzzaman'ın gayb konusundaki tespitlerine yapılan iddalar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="memluk" data-source="post: 179807" data-attributes="member: 9260"><p><u><span style="font-size: 12px">İddia:</span></u></p><p><span style="color: red">•GAYBI BİLDİĞİNİ İDDİA EDENLER</span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Ayetlerimizi inkâr eden ve 'Bana mal da çocuk da verilecek' diyen kimseyi gördün mü? O, gayba mı muttali oldu, yoksa Rahman katından bir söz mü aldı? Hayır, asla! Söylediğini yazacak ve azabını artırdıkça artıracağız." </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Yoksa onların, göğe tırmanacak bir merdivenleri vardır da, göğün sırlarını oradan mı dinliyorlar? O hâlde dinleyicileri apaçık bir delil getirsin. (...) Yoksa gayb kendilerinin yanındadır da kendileri mi (oradan istediklerini) yazıyorlar?" </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Gaybın bilgisi kendi yanında da o mu (âlemin esrarını) görüyor?" </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Yoksa gayb, kendi yanlarında da onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?" </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Said Nursî, Hz. Ali’nin şöyle dediğini iddia etmektedir: "evvel-i dünyadan kıyamete kadar ulum-u esrar-ı mühimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş kim ne isterse sorsun, sözümüze şüphe edenler zelil olur" Yani: "Ben, dünyanın başlangıcından kıyamete kadarki mühim sırları biliyorum ve benim bu bilgim gözle görülemeyenin, duyularla idrak edilemeyenin, bilinemeyenin ve gizli olanın, yani size 'gayb' olanın aksine; gözle görülen, duyularla idrak edilen ve hâlihazırdaki 'şehadet' bilgisi derecesindedir. Şüphe eden varsa istediğini sorsun! O, zelil (hor, hakir; alçak, aşağılanan) olacaktır." </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Hz. Peygamber ise, yukarıda da aktardığımız üzere, şöyle demekle emrolunmuştur:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Ben gaybı bilmem. Eğer gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır elde ederdim ve bana hiç bir kötülük dokunmazdı."</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Merhum Yazır, gaybı bilir olmayı rububiyetle irtibatlandırmıştır. O, A’râf suresinin 188. ayetinin tefsirinde şunları söyler:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">(...) Eğer ben kendi kendime gaybı bilir olsa idim, daha çok hayır yapardım ve bana o su', o dokunabilen elem ü zarar dokunmazdı. Yani hâlim şimdiki gibi bir beşer, bir abid hâli olmazdı rabb olmam lâzım gelirdi. Bu ise muhâldir. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">İlyas Çelebi ise, meseleyi ulûhiyetle ilgili görmüştür:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Kur'an; peygamberi sihirbazlarla ve kâhinlerle karıştıran, onun şahsiyetini ilâh, cin ve melek şeklinde düşünen, peygamberin sadakatini ancak gaybtan haber vererek ispat edebileceğine inanan Yahudilere, Hristiyanlara ve müşriklere karşı Resulü Ekrem’e, melek olduğunu söylemediğini, gaybı bildiğini iddia etmediğini ve Allah’ın hazinelerinin kendi yanında olduğunu ileri sürmediğini söylemesini emretmekte (En'âm, 6/50) ve gerçekçi bir akideyi dile getirmektedir. Bu ve benzeri ayetlerde gaybı bilmek ile ulûhiyet arasında ilgi kurulmuştur. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Said Nursî, yürüdüğü zeminin kayganlığına rağmen adımlarını ihtiyatsızca atmaktadır. Hz. Ali’ye aşırı muhabbet, nicelerinin ayağını kaydırmıştır. Nitekim, Şianın Galiye taifesinden Hz. Ali’nin ulûhiyetini iddia edenler olmuştur. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Peygamberlik makamının bile söyleyemediği bu sözleri Hz. Ali’ye nisbet etmek, açıkça ona iftira atmaktır.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">Said Nursî’nin zikrettiği ayet ("lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu"), Neml suresinin 65. ayeti olsa gerektir. Aslında böyle bir ayet yoktur. İçinde bu kelimelerin geçtiği yerini belirttiğimiz ayet şöyledir: "Kul lâ ya’lemu men fi’s-Semâvâti ve’l-Arzi’l-gaybe illallâhu (...)" "De ki: 'Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse gaybı bilmez.' (...)"</span></span></p><p> </p><p> </p><p><em><strong><span style="font-size: 15px">İddiaya cevap: (“lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu" ifadesi, bu şekliyle bir ayet olmadığı doğrudur. Asıl ayetin metni “"Kul lâ ya’lemu men fi’s-Semâvâti ve’l-Arzi’l-gaybe illallâh”(Neml, 27/65) şeklindedir. Bu ayette vurgulanan husus “lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu" ifadesinde yer alan ve “Allah’tan başka kimse gaybı bilemez” mealine gelen ifadedir. Bu ifadenin hepsi ayette vardır. Yalnız, “göklerde ve yerde olanlar” mealindeki “men fi’s-Semâvâti ve’l-Arzi” ifadesi “lâ ya’lemu” ile “’l-gaybe illallâhu") arasında yer almıştır. Fakat alimler arasında eskiden beri, b u ayetten iktibas edilerek “lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu" düsturu yaygın bir kullanım alanına sahiptir.)</span></strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="memluk, post: 179807, member: 9260"] [U][SIZE=3]İddia:[/SIZE][/U] [COLOR=red]•GAYBI BİLDİĞİNİ İDDİA EDENLER[/COLOR] [SIZE=4][COLOR=red]"Ayetlerimizi inkâr eden ve 'Bana mal da çocuk da verilecek' diyen kimseyi gördün mü? O, gayba mı muttali oldu, yoksa Rahman katından bir söz mü aldı? Hayır, asla! Söylediğini yazacak ve azabını artırdıkça artıracağız." [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"Yoksa onların, göğe tırmanacak bir merdivenleri vardır da, göğün sırlarını oradan mı dinliyorlar? O hâlde dinleyicileri apaçık bir delil getirsin. (...) Yoksa gayb kendilerinin yanındadır da kendileri mi (oradan istediklerini) yazıyorlar?" [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"Gaybın bilgisi kendi yanında da o mu (âlemin esrarını) görüyor?" [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"Yoksa gayb, kendi yanlarında da onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?" [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Said Nursî, Hz. Ali’nin şöyle dediğini iddia etmektedir: "evvel-i dünyadan kıyamete kadar ulum-u esrar-ı mühimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş kim ne isterse sorsun, sözümüze şüphe edenler zelil olur" Yani: "Ben, dünyanın başlangıcından kıyamete kadarki mühim sırları biliyorum ve benim bu bilgim gözle görülemeyenin, duyularla idrak edilemeyenin, bilinemeyenin ve gizli olanın, yani size 'gayb' olanın aksine; gözle görülen, duyularla idrak edilen ve hâlihazırdaki 'şehadet' bilgisi derecesindedir. Şüphe eden varsa istediğini sorsun! O, zelil (hor, hakir; alçak, aşağılanan) olacaktır." [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Hz. Peygamber ise, yukarıda da aktardığımız üzere, şöyle demekle emrolunmuştur:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]"Ben gaybı bilmem. Eğer gaybı bilseydim, elbette daha çok hayır elde ederdim ve bana hiç bir kötülük dokunmazdı."[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Merhum Yazır, gaybı bilir olmayı rububiyetle irtibatlandırmıştır. O, A’râf suresinin 188. ayetinin tefsirinde şunları söyler:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red](...) Eğer ben kendi kendime gaybı bilir olsa idim, daha çok hayır yapardım ve bana o su', o dokunabilen elem ü zarar dokunmazdı. Yani hâlim şimdiki gibi bir beşer, bir abid hâli olmazdı rabb olmam lâzım gelirdi. Bu ise muhâldir. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]İlyas Çelebi ise, meseleyi ulûhiyetle ilgili görmüştür:[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Kur'an; peygamberi sihirbazlarla ve kâhinlerle karıştıran, onun şahsiyetini ilâh, cin ve melek şeklinde düşünen, peygamberin sadakatini ancak gaybtan haber vererek ispat edebileceğine inanan Yahudilere, Hristiyanlara ve müşriklere karşı Resulü Ekrem’e, melek olduğunu söylemediğini, gaybı bildiğini iddia etmediğini ve Allah’ın hazinelerinin kendi yanında olduğunu ileri sürmediğini söylemesini emretmekte (En'âm, 6/50) ve gerçekçi bir akideyi dile getirmektedir. Bu ve benzeri ayetlerde gaybı bilmek ile ulûhiyet arasında ilgi kurulmuştur. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Said Nursî, yürüdüğü zeminin kayganlığına rağmen adımlarını ihtiyatsızca atmaktadır. Hz. Ali’ye aşırı muhabbet, nicelerinin ayağını kaydırmıştır. Nitekim, Şianın Galiye taifesinden Hz. Ali’nin ulûhiyetini iddia edenler olmuştur. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Peygamberlik makamının bile söyleyemediği bu sözleri Hz. Ali’ye nisbet etmek, açıkça ona iftira atmaktır.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red]Said Nursî’nin zikrettiği ayet ("lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu"), Neml suresinin 65. ayeti olsa gerektir. Aslında böyle bir ayet yoktur. İçinde bu kelimelerin geçtiği yerini belirttiğimiz ayet şöyledir: "Kul lâ ya’lemu men fi’s-Semâvâti ve’l-Arzi’l-gaybe illallâhu (...)" "De ki: 'Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse gaybı bilmez.' (...)"[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=red] [/COLOR][/SIZE] [I][B][SIZE=4]İddiaya cevap: (“lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu" ifadesi, bu şekliyle bir ayet olmadığı doğrudur. Asıl ayetin metni “"Kul lâ ya’lemu men fi’s-Semâvâti ve’l-Arzi’l-gaybe illallâh”(Neml, 27/65) şeklindedir. Bu ayette vurgulanan husus “lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu" ifadesinde yer alan ve “Allah’tan başka kimse gaybı bilemez” mealine gelen ifadedir. Bu ifadenin hepsi ayette vardır. Yalnız, “göklerde ve yerde olanlar” mealindeki “men fi’s-Semâvâti ve’l-Arzi” ifadesi “lâ ya’lemu” ile “’l-gaybe illallâhu") arasında yer almıştır. Fakat alimler arasında eskiden beri, b u ayetten iktibas edilerek “lâ ya’lemu’l-gaybe illallâhu" düsturu yaygın bir kullanım alanına sahiptir.)[/SIZE][/B][/I] [SIZE=4] [/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Bediüzzaman'ın gayb konusundaki tespitlerine yapılan iddalar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst