Bediüzzaman'ın Evladı Resul Olduğuna Dair Belgesi

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
attachment.php


Medine-i Münevvere, Irak ve Ürdün'deki Mevcut Nakib'ül-Eşrafların Bediüzzaman'ın Evlad-ı Resul Olduğunu Tasdik Ettikleri Şecere Elimizde!

1. Bilindiği gibi, BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ isimli eserimizin I. Cildinde Bediüzzaman'ın baba tarafından Hz. Hasan'ın neslinden Şerif ve anne tarafından Seyyid olduğunu belgelerle açıklamış ve gelen itirazlara cevaplar vermiştik.

2. Bügün de bu dediklerimizin tasdik mahiyetinde, Medine-i Münevvere'deki Tahkik'ül-Ensab kurumu, Irak'daki Sadat ve Eşraf Yüksek Meclisi, Ürdün'deki Sadat ve Eşraf Yüksek Meclisi ve bütün dünyadaki seyyid ve şerifleri bünyesinde barındıran Rabıtatu Alil-Beyt kurumu tarafından hazırlanan Neseb Şahadeti belgesini sizlerle paylaşıyoruz.

3. Ancak başta Hasani şeceresi olduğu açıklandığı halde, silsile sonunda Hz. Hasan yerine Hz. Hüseyin'in adının yazılması bir imla hatasıdır. Dikkatlerinize sunulur. Aslı bizdedir.


Prof. Dr. Ahmet Akgündüz
 

Ekli dosyalar

  • 1040621_10152154420889043_59321037_o.jpg
    1040621_10152154420889043_59321037_o.jpg
    394.8 KB · Görüntüleme: 6

faris

Well-known member
Yıllardır Osmanlı arşivlerinde çalışan Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir konferansta Bediüzzaman Said Nursi 'nin soyunun Peygamber Efendimiz'e (S.A.V) kadar uzandığına dair belgeleri kamuoyuyla paylaşmıştı. Osmanlı arşivlerine dayanan şecereye göre Üstad Bediüzzaman'ın anne tarafından seyyid, baba tarafından şerif olduğu ortaya çıkmıştı.


Konuyu köşesine taşıyan Risalehaber.com yazarı Abdurrahman Iraz, bu meselenin yıllar önce Bediüzzaman tarafından bizzat dile getirildiğini gösteren bir hatırayı yazdı. İşte o konferansta Bediüzzaman'ın yaşayan talebelerinden Hüsnü Bayram'ın anlattığı hatıra...

[BILGI]"1958 yılında Ahmed Fevzi Ağabey Üstad'ı Isparta'da ziyarete geliyor. Odada üç kişi mevcut: Üstad, Hüsnü Bayram Ağabey ve Ahmed Feyzi. Üstad bu ikisine bakarak:

'Kardeşim senin Maidetül-Kur'an kitabında yazdığın mehdiyyet ve seyyidlik ile alakalı bütün tesbit ve istihraçların doğrudur. Bu hakikat âleme istikbalde ilan edilecek; ancak ben yetişemeyeceğim, Hüsnü bu ilanı görecek ve dinleyecek.'[/BILGI]


Hüsnü Bayram'ın buna şahit olması resmen yüzüne yansımıştı. Toplantının ardından eve gittiğinde Üstadın bu sözlerinin tahakkuk etmesine sarsılarak ağladığını da daha sonra anlatmıştı.

Ayrıca Emirdağlı Mehmet Çalışkan'ın anlattığına göre de, bir gün yanlarına Ahmet Feyzi Kul gelir. Üstadın vasıfları ve yüksek makamından bahseder. Cifir ve ebced hesabıyla çıkardığı tevafukları anlatır. O anda Osman Çalışkan'ın kalbine,

"Biz Üstadımızı Kürt olarak biliyoruz. Ahmet Feyzi Efendinin anlattığı büyük müceddit ise Âl-i Beyt-i Nebevîden olacaktır" gibisinden bir şüphe gelir. Bu hadiseden az sonra Bediüzzaman, Osman Çalışkan'ı yanına çağırır ve der:

[BILGI]"Kardeşim ben hem Hasenîyim, hem de Hüseynîyim. Ahmed Feyzînin bütün söylediklerini kabul ediyorum. Haydi git!" [/BILGI]
 
Üst