Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman ve Norşin
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ali Said" data-source="post: 149242" data-attributes="member: 8283"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong>Bediüzzamanın Norşin (Nurşin) ile ilgili hatıralar bazen yer noktasın da karıştırılmaktadır. Birincisi Bitlisin ilçesi Norşin (Güroymak), ikincisi Van Norşin Camisi.</strong></span></span><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"></span></span><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"> <span style="font-family: 'Calibri'">Bu iki yer de Bediüzzaman’ın hayatın da önemli yer tutmuştur. Ancak isim benzerliğinden dolayı bu iki yer de yaşanan hatıralar karıştırılmaktadır.Norşin Camisindeki hatıralar talebeleri Molla Hamid ve Molla Resulun hatıraların da geçer Bediüzzaman esaretten sonra 1923-1925 senelerin de Norşin (Nurşin) camisin de kalmıştır. Molla Hamid'in Bediüzzaman'ı tanıması Van Norşin camisin de olmuştur. Ama Norşin (Güroymak) de Bediüzzaman 1885-1886 senelerin de Abisi Molla Abdullah ile birlikte medrese eğitimi almak için geldiği biliniyor.</span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'">MOLLA HAMİT EKİNCİ’nin Norşin camisi de ki hatıraları şöyledir.</span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"İlk görüşmemiz bir akşam namazı ile başlamıştı"</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Bir sonbahar günüydü. Nurşin Camiinde namazını kılıp gelen ağabeyim (Abdullah Ekinci) bana hitaben:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">“Hamid, Nurşin Camiine Bediiüzzaman gelmiş, oraya biraz odun götür” dedi.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Ben bir miktar odun alarak Nurşin Camiine gittim. Camide beklemeye başladım. Az sonra oradaki bir zat, 'Ne bekliyorsun kardeşim' diye sordu.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Ben de 'Efendim, buraya bir hoca gelmiş, kendisini görmek istiyorum' dedim. Bana 'Kardeşim, akşam namazının vakti geldi, bir ezan oku da namaz kılalım' dedi. O zamanın bir hatırası olarak zikrediyorum, ezan okumasını bilmiyordum, küçüktüm. Ben sesimi çıkarmadım ve sustum. Benim sustuğumu görünce, kendisi çok tatlı bir seda ile akşam ezanı okudu. Sonra beraber namaz kıldık. Arkasında kıldığım ilk namaz, o akşam namazı olmuştu. Namazdan sonra tesbihatı da yaptık. O günkü ezan, namaz ve tesbihat, beni</span> <span style="color: black">sanki bir Cennet âlemine götürmüştü.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"İlk görüşmemiz bir akşam namazıyla başlamıştı. Bana 'İşin olmadığı zaman gel, beraber namaz kılarız' demişti. Artık her gün yanına devam etmeye başladım. Giderken de odun götürüyordum.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Odunu kabul etmek istemedi. Bana 'Bir amele bul, ağaçları budayalım. Çıkan parçalarla hem odamızı, hem de camiyi ısıtırız' dedi.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Ben bir arkadaşla gelerek camiin avlusundaki kara ağaçları budamaya başladım. Bu esnada Üstad bir battaniyeye sarılarak durmuş, bizi takip ediyordu. Van Valisi Süleyman Sabri Paşaya haber göndererek Horhor vakfiyesinden camiye odun göndertmesini istemişti.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Nurşin Camii irfan yuvası olmuştu"</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Nurşin Camiine gelişlerinden bir ay geçmemişti. Kıymetli âlim zatlar, ders almak için yanına gelmeye başladılar. Molla Resûl, Molla Yusuf, Molla Maruf en yüksek ilmî meseleleri hiç çekinmeden Üstad'a sorarlardı. Nurşin Camii bir ilim ve irfan yuvası olmuştu.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Bunlardan birisini nakledeyim:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Molla Resûl'ün sorduğu bir ilmî suale Üstad, eski âlimlerden birinin aksine cevap vermişti. Molla Resûl itiraz edince Üstad bu cevabında ısrar etti. Hattâ Üstad biraz hiddetlice:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Efendiler 'Eski Said' öldü, siz hâlâ beni Eski Said olarak tanıyorsunuz. Şimdi karşınızda Yeni Said var. Cenab-ı Hak 'Yeni Said'e öyle bir ihsanda bulunmuş ki, musanniflerin hepsi ilim denizi olsalar, Said'in topuğuna varamazlar. Her ne kadar metnin zâhirine, söylediğim mâna sizce muvafık görünmüyorsa da hakikati budur, bunu böyle kabul ediniz. 'Eski Said'in on senede verdiği derse, 'Yeni Said'in on ay dersi kâfi gelebilir.'</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Bilsen gayret ne hayırlı bir iştir"</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"O kışı çok tatlı hatıralarla geçirdik. Baharda odun kırmış, camiye odun çekiyordum. Üstad da bana odun taşımak için yardım ediyordu. Kucağına bir demet alıp taşımaya başladı.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Ben Üstad'ın odun taşımasını istemedim. 'Efendim, işte ben taşıyorum. Siz oturunuz' dedim. Üstad cevaben aynen şunları söyledi:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Birader, gayretim, kabul etmiyor, sen çalışasın ben oturayım. Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlı bir iştir, ömrünü bir dakika boşa geçirmezdin!'</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Bu hayvanın gıybetini yapmayın"</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Bir gün camiin hücre kapısını açık unutmuştuk. Talebe arkadaşların küpte kavurmaları vardı. İçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş, sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmış.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Talebe arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir tertiple köpeği tekrar celb edip, sopa ile döveceklerdi. Üstad vaziyeti öğrenince, onları vazgeçirmek istedi. Molla Resûl:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Seyda biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?'</span></span></strong><span style="color: black"> dedi, Üstad:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Molla Resûl, senden soruyorum, vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Halbuki aklın var, idrak ediyorsun ki, bu etin sahibi var' diye konuştu.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Molla Resûl, Üstad'ın bu konuşması üzerine bir müddet konuşmayarak sustu: Sonra cevaben:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Evet, yerim Seyda!' dedi.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Üstad tekrar buyurdu ki:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı helâli bilmiyor. Hayır ve şerri tanımıyor. Sahibinin kendisini döveceğini de bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kıymalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezaya müstehak mıdır? Sizden soruyorum, elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.'</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Sonra Molla Resûl ve arkadaşları, köpekte kabahat yoktur diye kabul ettiler. Üstad:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Madem öyledir. Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helâl edin!'</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Molla Resûl, Üstad Hazretleriyle biraz samimî konuşurdu, hem yaş itibariyle de Üstad'dan birkaç yaş büyüktü. Gülerek, Üstad'a hitaben:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Seyda içimizden gelmiyor ki, helâl edeyim. Fakat siz helâlleşmeye bizi ikna ettiniz' </span></span></strong><span style="color: black">dedi."</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Temel sağlam olursa"</span></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Üstad, Cuma günleri Nurşin Camiinde vaazlar verirdi. Vaazların konusu haşir, âhiret ve vahdaniyet üzerindeydi. Molla Resûl yine bu vaazlar sırasında bir gün Üstad'a dedi ki:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"Seyda vaazlarınızdan biz bile anlamıyoruz. Başkaları nasıl anlasın?' Üstad:</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">"Evet, vaazlarım anlaşılmıyor. Benim gayem imanın temellerini sağlam inşa etmektir. Temel sağlam olursa, zelzelelerle yıkılmaz. Biriniz yanıma oturunuz, mevzu derinleşince bana hatırlatınız'</span></span></strong><span style="color: black"> diye buyurmuştu.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">"O kıştan sonra Üstad Erek dağına çekildi. Zernabad suyunun başında vakitlerini geçirmeye başladı."</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"> Ayrıca diğer Norşin (Güroymak) hatırasını Abdulkadir Badıllı'nın Mufassal Tarihçe-i Hayat-1 (83-84)de şöyle geçiyor. <span style="color: #990033">“Fakah Said, bu medresede bir müddet kaldıktan sonra, ağabeyisi Molla Abdullah ile birlikte "Nurşin" köyüne gelirler. Mevsimin yaz olması sebebiyle Nurşin ahalisi ve medrese talebeleri hep "Şeyhan" yaylasına çıkmış olduklarından, onlarda oraya gittiler… "Seyda" lakabıyla meşhur "Şeyh Abdurrahman-ı Taği" nin olması hasebiyle, Molla Muhammed Emin Efendi'ye şöyle mukabelede bulundu: "Efendim, şu tekyede bulunmak hasebiyle siz de benim gibi bir talebesiniz. Dolayısıyla burada hocalık hakkınız yoktur." Diyerek gündüzleyin bile güçlükle geçilebilen cesim bir ormandan geceleyin geçerek Nurşin köyüne gelir. Ancak Nurşin'de ne kadar zaman kaldığı belli değildir.”</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"> “Hem o nahiyemiz olan Hizan kazasına tabi İsparitte birdenbire meşhur Seyda namında Şeyh<strong>Abdurrahmani Taği</strong>’nin himmeti ile o kadar çok talebe ve hocalar ve alimler çıktılar ki bütün TÜRKİYE onlarla iftihar eder, bir şekil aldığı zaman, içlerinde münazari ilmiyye ve pek büyük bir himmetle ve pek geniş bir daire-i ilim ve tarikat için de öyle bir vaziyet hissediyordum ki, güya yeryüzünü fethedecek bu hocalardır...” (Emirdağ Lahikası c.l, sh: 53)</span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: red">“Eğer istersen hayalinde <strong>Norşin</strong> karyesindeki <strong>Şeyda</strong>’nın meclisine git, bak: Orada fukara kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbisesinde melaikeleri bir sohbet-i kudsiyede göreceksin. Sonra Paris’e git ve en büyük localarına gir. Göreceksin ki, akrepler insan libası [elbisesi] giymişler ve ifritler adam suretini almışlar, ila ahir...” (Mesnevi-i Nuriye)</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: #006633"><u>Güroymak (Norşin) Tanıyalım</u></span></strong></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"> <span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #2E2E2E"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong><span style="color: #0000ff"><strong>Norşin'in kelime anlamı bazılarına göre Nur'un yayıldığı yer, bölge coğrafya anlamına geliyor. Bazılarına göre ise şenlik ve bahar yeri. Ancak, ismin manasında, bölgeden çok sayıda din alimi yetiştiği için birinci anlam daha ön plana çıkarıyor.</strong> </span></strong></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'">Güroymak, Doğu Anadolu Bölgesinde Yukarı Murat havzasının doğusuyla Van Gölü’nün batısında Muş Ovası’nın doğu ucunda, Doğu-Batı istikametinde uzanan iki dağ sırasının arasında ovada bulunan bir alan içinde yer almaktadır. </span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'">İlçenin doğusunda yer alan Nemrut Dağı-Krater Gölü ve etekleri özellikle batıya doğru uzanarak İlçenin kuzeyini çevirir. Güneyde Yer alan Kilhar Dağı ise Doğu Torosların uzantısı olup, İlçenin batısına doğru hafif bir eğimle ovaya uzanır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'">Güroymak İklim yapısı genelde Bitlis İlinin Akdeniz kara iklimi geçiş özelliğine benzemekle beraber önemli değişiklikler gösterir. Kışları ve baharları özellikle yoğun sis nedeniyle güneşli gün sayısı azdır. İlçenin doğusundaki Rahva düzlüğü doğal bir rüzgar koridoru olduğu için büyük tipi ve fırtınalara sahne olur. Kışlar soğuk ve yoğun kar yağışlı baharlar ise yağmurlu geçer. Yazlar kısa ve ılık bir özellik gösterir. İlçenin yüksek yerlerinde yetişen meşe ve kavak ağaçları tahrip edilip kesildiğinden dağlık arazisi çıplak, seyrek çalılarla kaplı otlaklıklar niteliğindedir. Ovadaki eski ormanlar tahrip olmuş yerinde sellerle kaplı bozkır mahiyetinde bir arazi yapısı ortaya çıkmıştır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1320 metre, köyler ile birlikte yüz ölçümü 650 km2 dir.</span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">Norşin, 1987'de pek çok il ve ilçe ile birlikte yapılan isim değiştirme operasyonu sonucu Güroymak adını aldı. Ancak yöre halkı ve sonradan kent dışına göç eden Bitlisliler, Güroymak adını benimsemedi. Resmi yazışmalar dışında Güroymak adı halk arasında kullanılmadı.</span></span></span></span></span></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">İŞTE NORŞİN'DE YETİŞEN VE ANADOLU'YA YAYILAN ALİMLER:</span></span></strong> <span style="color: black"></span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black"></span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">Bediüzzaman Said-i Nursi, Şeyh Fethullah El Varkanasi, Şeyh Alaaddin Ohri, Şeyh Şefik Arvasi (Sultanahmet Camii eski imamı), Sadrettin Yüksel, Mehmet Emin Er Hoca, Halil Gönenç (Urfa eski müftüsü), Ali Arslan (Tekirdağ eski müftüsü), Ahmet Meylani (Hidaye mütercimi), Mazhar Taşkesenoğlu (İbn Abidin mütercimi), Molla Hasip Seven (Kozluk eski müftüsü), Molla Muhammet Şirin (Çanakkale eski müftüsü), Molla Abidin (Beykoz-İstanbul eski müftüsü), Şeyh Halid, Şeyh Asım, Molla Salih El Bohti, Molla Nuhyettin, Molla Muhammet (Mehmet Çağlayan Hoca Muş ve Niğde eski müftüsü), Molla Abdülkerim Saruhan (Bitlis eski müftüsü), Molla Burhan (Tillo şeyhi)</span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black">http://vanasyanur.net/haberdetay.asp?ID=141</span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: black"></span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'times new roman'"><span style="font-family: 'Arial'"></span></span></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ali Said, post: 149242, member: 8283"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][B]Bediüzzamanın Norşin (Nurşin) ile ilgili hatıralar bazen yer noktasın da karıştırılmaktadır. Birincisi Bitlisin ilçesi Norşin (Güroymak), ikincisi Van Norşin Camisi.[/B][/SIZE][/FONT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3] [/SIZE][/FONT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#000000][FONT=times new roman][FONT=Arial] [FONT=Calibri]Bu iki yer de Bediüzzaman’ın hayatın da önemli yer tutmuştur. Ancak isim benzerliğinden dolayı bu iki yer de yaşanan hatıralar karıştırılmaktadır.Norşin Camisindeki hatıralar talebeleri Molla Hamid ve Molla Resulun hatıraların da geçer Bediüzzaman esaretten sonra 1923-1925 senelerin de Norşin (Nurşin) camisin de kalmıştır. Molla Hamid'in Bediüzzaman'ı tanıması Van Norşin camisin de olmuştur. Ama Norşin (Güroymak) de Bediüzzaman 1885-1886 senelerin de Abisi Molla Abdullah ile birlikte medrese eğitimi almak için geldiği biliniyor.[/FONT] [FONT=Calibri]MOLLA HAMİT EKİNCİ’nin Norşin camisi de ki hatıraları şöyledir.[/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"İlk görüşmemiz bir akşam namazı ile başlamıştı"[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Bir sonbahar günüydü. Nurşin Camiinde namazını kılıp gelen ağabeyim (Abdullah Ekinci) bana hitaben:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]“Hamid, Nurşin Camiine Bediiüzzaman gelmiş, oraya biraz odun götür” dedi.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Ben bir miktar odun alarak Nurşin Camiine gittim. Camide beklemeye başladım. Az sonra oradaki bir zat, 'Ne bekliyorsun kardeşim' diye sordu.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Ben de 'Efendim, buraya bir hoca gelmiş, kendisini görmek istiyorum' dedim. Bana 'Kardeşim, akşam namazının vakti geldi, bir ezan oku da namaz kılalım' dedi. O zamanın bir hatırası olarak zikrediyorum, ezan okumasını bilmiyordum, küçüktüm. Ben sesimi çıkarmadım ve sustum. Benim sustuğumu görünce, kendisi çok tatlı bir seda ile akşam ezanı okudu. Sonra beraber namaz kıldık. Arkasında kıldığım ilk namaz, o akşam namazı olmuştu. Namazdan sonra tesbihatı da yaptık. O günkü ezan, namaz ve tesbihat, beni[/COLOR][B][COLOR=blue][FONT=Calibri] [/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black]sanki bir Cennet âlemine götürmüştü.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black] [/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"İlk görüşmemiz bir akşam namazıyla başlamıştı. Bana 'İşin olmadığı zaman gel, beraber namaz kılarız' demişti. Artık her gün yanına devam etmeye başladım. Giderken de odun götürüyordum.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Odunu kabul etmek istemedi. Bana 'Bir amele bul, ağaçları budayalım. Çıkan parçalarla hem odamızı, hem de camiyi ısıtırız' dedi.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Ben bir arkadaşla gelerek camiin avlusundaki kara ağaçları budamaya başladım. Bu esnada Üstad bir battaniyeye sarılarak durmuş, bizi takip ediyordu. Van Valisi Süleyman Sabri Paşaya haber göndererek Horhor vakfiyesinden camiye odun göndertmesini istemişti.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black] [/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Nurşin Camii irfan yuvası olmuştu"[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Nurşin Camiine gelişlerinden bir ay geçmemişti. Kıymetli âlim zatlar, ders almak için yanına gelmeye başladılar. Molla Resûl, Molla Yusuf, Molla Maruf en yüksek ilmî meseleleri hiç çekinmeden Üstad'a sorarlardı. Nurşin Camii bir ilim ve irfan yuvası olmuştu.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Bunlardan birisini nakledeyim:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Molla Resûl'ün sorduğu bir ilmî suale Üstad, eski âlimlerden birinin aksine cevap vermişti. Molla Resûl itiraz edince Üstad bu cevabında ısrar etti. Hattâ Üstad biraz hiddetlice:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Efendiler 'Eski Said' öldü, siz hâlâ beni Eski Said olarak tanıyorsunuz. Şimdi karşınızda Yeni Said var. Cenab-ı Hak 'Yeni Said'e öyle bir ihsanda bulunmuş ki, musanniflerin hepsi ilim denizi olsalar, Said'in topuğuna varamazlar. Her ne kadar metnin zâhirine, söylediğim mâna sizce muvafık görünmüyorsa da hakikati budur, bunu böyle kabul ediniz. 'Eski Said'in on senede verdiği derse, 'Yeni Said'in on ay dersi kâfi gelebilir.'[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black] [/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Bilsen gayret ne hayırlı bir iştir"[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"O kışı çok tatlı hatıralarla geçirdik. Baharda odun kırmış, camiye odun çekiyordum. Üstad da bana odun taşımak için yardım ediyordu. Kucağına bir demet alıp taşımaya başladı.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Ben Üstad'ın odun taşımasını istemedim. 'Efendim, işte ben taşıyorum. Siz oturunuz' dedim. Üstad cevaben aynen şunları söyledi:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Birader, gayretim, kabul etmiyor, sen çalışasın ben oturayım. Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlı bir iştir, ömrünü bir dakika boşa geçirmezdin!'[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=blue][FONT=Calibri] [/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Bu hayvanın gıybetini yapmayın"[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Bir gün camiin hücre kapısını açık unutmuştuk. Talebe arkadaşların küpte kavurmaları vardı. İçeri giren bir köpek, küpe kafasını sokup kavurmaları yemiş, sonra da kafasını çıkaramayınca küpü kırıp kaçmış.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Talebe arkadaşların canı çok sıkılmıştı. Bir tertiple köpeği tekrar celb edip, sopa ile döveceklerdi. Üstad vaziyeti öğrenince, onları vazgeçirmek istedi. Molla Resûl:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Seyda biraz kıymamız vardı. Biz kıyamıyorduk ki, yiyelim. Halbuki bir köpek gelerek hem kıymayı yemiş, hem de küpü kırmış. Bize zarar verdi. Nasıl biz onu dövmeyelim?'[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black] dedi, Üstad:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Molla Resûl, senden soruyorum, vicdanen söyle, sen aç kalsan, paran da olmasa, bir şey almaya gücün de olmasa, nihayet açık bir yerde bir et bulsan, yer misin, yemez misin? Halbuki aklın var, idrak ediyorsun ki, bu etin sahibi var' diye konuştu.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Molla Resûl, Üstad'ın bu konuşması üzerine bir müddet konuşmayarak sustu: Sonra cevaben:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Evet, yerim Seyda!' dedi.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Üstad tekrar buyurdu ki:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Bu hayvandır, aklı yoktur. Haramı helâli bilmiyor. Hayır ve şerri tanımıyor. Sahibinin kendisini döveceğini de bilmiyor. Elbette açık kapıdan girip, kıymalarınızı yemiş. Bundan dolayı cezaya müstehak mıdır? Sizden soruyorum, elinizi vicdanınıza koyarak cevap verin.'[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Sonra Molla Resûl ve arkadaşları, köpekte kabahat yoktur diye kabul ettiler. Üstad:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Madem öyledir. Bu hayvanın gıybetini yapmayın ve helâl edin!'[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Molla Resûl, Üstad Hazretleriyle biraz samimî konuşurdu, hem yaş itibariyle de Üstad'dan birkaç yaş büyüktü. Gülerek, Üstad'a hitaben:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Seyda içimizden gelmiyor ki, helâl edeyim. Fakat siz helâlleşmeye bizi ikna ettiniz' [/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black]dedi."[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black] [/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Temel sağlam olursa"[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Üstad, Cuma günleri Nurşin Camiinde vaazlar verirdi. Vaazların konusu haşir, âhiret ve vahdaniyet üzerindeydi. Molla Resûl yine bu vaazlar sırasında bir gün Üstad'a dedi ki:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"Seyda vaazlarınızdan biz bile anlamıyoruz. Başkaları nasıl anlasın?' Üstad:[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]"Evet, vaazlarım anlaşılmıyor. Benim gayem imanın temellerini sağlam inşa etmektir. Temel sağlam olursa, zelzelelerle yıkılmaz. Biriniz yanıma oturunuz, mevzu derinleşince bana hatırlatınız'[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black] diye buyurmuştu.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]"O kıştan sonra Üstad Erek dağına çekildi. Zernabad suyunun başında vakitlerini geçirmeye başladı."[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri] Ayrıca diğer Norşin (Güroymak) hatırasını Abdulkadir Badıllı'nın Mufassal Tarihçe-i Hayat-1 (83-84)de şöyle geçiyor. [COLOR=#990033]“Fakah Said, bu medresede bir müddet kaldıktan sonra, ağabeyisi Molla Abdullah ile birlikte "Nurşin" köyüne gelirler. Mevsimin yaz olması sebebiyle Nurşin ahalisi ve medrese talebeleri hep "Şeyhan" yaylasına çıkmış olduklarından, onlarda oraya gittiler… "Seyda" lakabıyla meşhur "Şeyh Abdurrahman-ı Taği" nin olması hasebiyle, Molla Muhammed Emin Efendi'ye şöyle mukabelede bulundu: "Efendim, şu tekyede bulunmak hasebiyle siz de benim gibi bir talebesiniz. Dolayısıyla burada hocalık hakkınız yoktur." Diyerek gündüzleyin bile güçlükle geçilebilen cesim bir ormandan geceleyin geçerek Nurşin köyüne gelir. Ancak Nurşin'de ne kadar zaman kaldığı belli değildir.”[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri] “Hem o nahiyemiz olan Hizan kazasına tabi İsparitte birdenbire meşhur Seyda namında Şeyh[B]Abdurrahmani Taği[/B]’nin himmeti ile o kadar çok talebe ve hocalar ve alimler çıktılar ki bütün TÜRKİYE onlarla iftihar eder, bir şekil aldığı zaman, içlerinde münazari ilmiyye ve pek büyük bir himmetle ve pek geniş bir daire-i ilim ve tarikat için de öyle bir vaziyet hissediyordum ki, güya yeryüzünü fethedecek bu hocalardır...” (Emirdağ Lahikası c.l, sh: 53)[/FONT] [FONT=Calibri] [COLOR=red]“Eğer istersen hayalinde [B]Norşin[/B] karyesindeki [B]Şeyda[/B]’nın meclisine git, bak: Orada fukara kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbisesinde melaikeleri bir sohbet-i kudsiyede göreceksin. Sonra Paris’e git ve en büyük localarına gir. Göreceksin ki, akrepler insan libası [elbisesi] giymişler ve ifritler adam suretini almışlar, ila ahir...” (Mesnevi-i Nuriye)[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=#006633][U]Güroymak (Norşin) Tanıyalım[/U][/COLOR][/B][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=#000000][FONT=Times New Roman][COLOR=#2E2E2E][FONT=Verdana][B][COLOR=#0000ff][B]Norşin'in kelime anlamı bazılarına göre Nur'un yayıldığı yer, bölge coğrafya anlamına geliyor. Bazılarına göre ise şenlik ve bahar yeri. Ancak, ismin manasında, bölgeden çok sayıda din alimi yetiştiği için birinci anlam daha ön plana çıkarıyor.[/B] [/COLOR][/B][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT] Güroymak, Doğu Anadolu Bölgesinde Yukarı Murat havzasının doğusuyla Van Gölü’nün batısında Muş Ovası’nın doğu ucunda, Doğu-Batı istikametinde uzanan iki dağ sırasının arasında ovada bulunan bir alan içinde yer almaktadır. İlçenin doğusunda yer alan Nemrut Dağı-Krater Gölü ve etekleri özellikle batıya doğru uzanarak İlçenin kuzeyini çevirir. Güneyde Yer alan Kilhar Dağı ise Doğu Torosların uzantısı olup, İlçenin batısına doğru hafif bir eğimle ovaya uzanır. Güroymak İklim yapısı genelde Bitlis İlinin Akdeniz kara iklimi geçiş özelliğine benzemekle beraber önemli değişiklikler gösterir. Kışları ve baharları özellikle yoğun sis nedeniyle güneşli gün sayısı azdır. İlçenin doğusundaki Rahva düzlüğü doğal bir rüzgar koridoru olduğu için büyük tipi ve fırtınalara sahne olur. Kışlar soğuk ve yoğun kar yağışlı baharlar ise yağmurlu geçer. Yazlar kısa ve ılık bir özellik gösterir. İlçenin yüksek yerlerinde yetişen meşe ve kavak ağaçları tahrip edilip kesildiğinden dağlık arazisi çıplak, seyrek çalılarla kaplı otlaklıklar niteliğindedir. Ovadaki eski ormanlar tahrip olmuş yerinde sellerle kaplı bozkır mahiyetinde bir arazi yapısı ortaya çıkmıştır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1320 metre, köyler ile birlikte yüz ölçümü 650 km2 dir. [FONT=Calibri][COLOR=black]Norşin, 1987'de pek çok il ve ilçe ile birlikte yapılan isim değiştirme operasyonu sonucu Güroymak adını aldı. Ancak yöre halkı ve sonradan kent dışına göç eden Bitlisliler, Güroymak adını benimsemedi. Resmi yazışmalar dışında Güroymak adı halk arasında kullanılmadı.[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][B][COLOR=black][FONT=Calibri]İŞTE NORŞİN'DE YETİŞEN VE ANADOLU'YA YAYILAN ALİMLER:[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black] [/COLOR][COLOR=black] Bediüzzaman Said-i Nursi, Şeyh Fethullah El Varkanasi, Şeyh Alaaddin Ohri, Şeyh Şefik Arvasi (Sultanahmet Camii eski imamı), Sadrettin Yüksel, Mehmet Emin Er Hoca, Halil Gönenç (Urfa eski müftüsü), Ali Arslan (Tekirdağ eski müftüsü), Ahmet Meylani (Hidaye mütercimi), Mazhar Taşkesenoğlu (İbn Abidin mütercimi), Molla Hasip Seven (Kozluk eski müftüsü), Molla Muhammet Şirin (Çanakkale eski müftüsü), Molla Abidin (Beykoz-İstanbul eski müftüsü), Şeyh Halid, Şeyh Asım, Molla Salih El Bohti, Molla Nuhyettin, Molla Muhammet (Mehmet Çağlayan Hoca Muş ve Niğde eski müftüsü), Molla Abdülkerim Saruhan (Bitlis eski müftüsü), Molla Burhan (Tillo şeyhi)[/COLOR][/FONT] [FONT=Calibri][COLOR=black]http://vanasyanur.net/haberdetay.asp?ID=141 [/COLOR][/FONT] [/FONT][/FONT][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3] [/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman ve Norşin
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst