Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Anne ve Baba Hakkı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="topraktoprak" data-source="post: 267248" data-attributes="member: 11795"><p><strong>Cevap: Risale Açıklamalı 6: ana-baba hakkı ile ilgili hadisler / tavsiyeler</strong></p><p></p><p><span style="font-size: 12px">1- Hizmet ederek rızâlarını almak </span></p><p><span style="font-size: 12px">Allahü teâlâ, ana-babaya iyilik edilmesini emrediyor </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Nisâ 36, En'âm 151, Ankebut 8)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur Onlara karşı gelenin, âsî olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur )</span></p><p><span style="font-size: 12px">[Ey Oğul İlm] </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasını dîne uygun hizmetleriyle râzı eden kimse, Allahı râzı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allahı gazaplandırmış olur) [İNeccâr]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Anasına-babasına âsî olan mel’ûndur) [Hâkim]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babası, yanında ihtiyârladığı hâlde, [onların rızâlarını alamayıp] Cenneti kazanamıyanın burnu sürtülsün) [Tirmizî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına iyilik edene müjdeler olsun! Allah Onun ömrünü uzatır) [Buhârî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Cihâd, fîsebîlillah [Allah yolunda] sadece kılıç sallamak değildir Ana-babaya veya evlâda bakmak da cihâddır Ele muhtâç olmamak için çalışmak da cihâddır) [Deylemî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hasan-ı Basrî hazretleri, Kâ'beyi tavâf ederken sırtında yük olan bir zât görüp der ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Niçin yükle tavâf ediyorsun?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Bu yük değil, babamdır Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavâf ettim Çünkü, bana dînimi, îmânımı öğretti Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi Bendeki hakkı büyüktür</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Kıyâmete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur</span></p><p><span style="font-size: 12px">Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir) [İGazâlî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Önce, annene, sonra babana, kızkardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et!) [Nesâî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Veysel Karânî'nin kavuştuğu bütün ihsân ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir) [RNâsihîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Yâ Resûlallah, annem müşriktir Ona iyilik etmem câiz midir?) diye soran kimseye, Peygamber efendimiz, (Evet, annene iyilikte bulun) buyurdu (Ebû Dâvüd)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Her peygamber, kendi annesinden de üstündür Buna rağmen, peygamberler de, annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir Görüldüğü gibi, dünya ve âhiret rütbesi ne kadar yüksek olursa olsun, müslüman ana-babaya hürmet ve hizmet şarttır Hattâ kâfir olan ana-babaya da hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyâretlerine gitmek lâzımdır Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyâretlerine gidilmez (Bezzâziyye)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babaya iyilik, ihsân ederek, onların yaptıklarına karşılık şükretmelidir Kur'ân-ı Kerîmde ana-babaya şükredilmesi emredilmiştir Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Allahü teâlânın rızâsı, ana-babanın rızâsında, gadabı da, ana-babanın gadabındadır) [Tirmizî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Birgün Peygamber efendimizin huzûruna bir kimse gelerek dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah! İzin verirseniz sizinle beraber gazâya gelip cihâd etmek istiyorum</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Anan-baban var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet var</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Onların yanında bulun! Senin cihâdın, onlara hizmet etmektir (Müslim)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Annesini sırtına alıp Kâ'be-i muazzama'yı tavaf eden bir kimse, Abdullah ibni Ömer hazretlerine dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Efendim, annemi, böyle sırtıma alıp, Kâ'be-i muazzama'yı tavaf ettiriyorum Acaba annemin hakkını ödemiş olur muyum?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annenin hakkının yüzde birini bile ödeyemezsin Ancak iyi muâmele eder ve güzel bakarsan, yapacağın en küçük bir hizmete, çok büyük sevâb verilir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlatır:</span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber efendimiz zamanında Alkame isminde bir genç vardı Hep ibâdet ile meşgûl olur, yaz-kış oruç tutardı Bu genç hastalandı Fakat dili tutulup birşey söyleyemiyordu Durumdan Resûlullah efendimiz haberdâr edildi Peygamber efendimiz, HzAli ile Ammâr bin Yâsir hazretlerini gönderdi Onlar, gence Kelime-i Şehâdet telkîn ettikleri hâlde, genç söyleyemiyordu Peygamber efendimiz, Bilâl-i Habeşî hazretleri vâsıtası ile durumdan haberdâr edildi Peygamber efendimiz, yanında bulunanlara şöyle sordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Alkame'nin ana-babası var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, ihtiyâr bir annesi var</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annesini buraya getirin!</span></p><p><span style="font-size: 12px">Annesi gelince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Alkame'ye ne oldu?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, Alkame çok iyidir Hep ibâdet ile meşgûl olur Ama ben ondan râzı değilim Çünkü o, hanımının rızâsını, benim rızâmdan üstün tutmaktadır</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Dilinin tutulması bu yüzdendir Ona hakkını helâl et de dili açılsın!</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, O benim hakkıma riâyet etmedi Hakkımı helâl etmem</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bunun üzerine Peygamber efendimiz, (Ey Bilâl! Eshâbı çağır, odun getirsinler Alkame'yi yakalım Çünkü annesi, ondan râzı değildir) buyurdu Kadıncağız bunları işitince dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, oğlumu benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Cehennem ateşi, dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır Sen ondan râzı olmadıkça, onun hiçbir tâ'ati makbûl değildir </span></p><p><span style="font-size: 12px">Kadıncağız bunları işitince ağlamaya başlayıp dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, ben ondan râzı oldum, hakkımı helâl ettim</span></p><p><span style="font-size: 12px">Böyle söyledikten sonra oğlunun yanına gitti ve oğlunun sesini duydu Kelime-i şehâdeti rahatlıkla söylüyordu Aynı gün vefât etti Cenâze hazırlıkları yapılıp defnedildi Definden sonra Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma hitâben buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Hanımını annesinden üstün tutana, Allahü teâlâ ve melekler la'net eder) [RNâsıhîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">2- Ana-babaya iyilik ve ihsân, evlâd üzerine farzdır Allahü teâlâ buyuruyor ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babadan biri veya ikisi yaşlanınca usanıp da öf deme! Ağır söz söyleme! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!) [İsrâ 23]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Allahtan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekâtı verin) [Bekara 83]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber efendimize, Lokman sûresinin (Dünyada ana-babanla iyi geçin) meâlindeki 15 âyet-i kerîmesinin açıklaması sorulduğunda şöyle buyurdu: (Onlarla iyi geçinmek demek;</span></p><p><span style="font-size: 12px">1- Aç iseler, yemek vermek</span></p><p><span style="font-size: 12px">2- Elbiseleri yoksa elbise yapmak</span></p><p><span style="font-size: 12px">3- Hizmete muhtâç iseler, onlara hizmeti cana minnet bilmek </span></p><p><span style="font-size: 12px">4- Çağırdıklarında, buyurun deyip yanlarına gitmek ve onlara hep iyilik etmek </span></p><p><span style="font-size: 12px">5- Bir iş buyurduklarında emirlerini yerine getirmek, günah olan emirler yerine getirilmez </span></p><p><span style="font-size: 12px">6- Onlarla konuşurken tatlı ve yumuşak hitâb etmek</span></p><p><span style="font-size: 12px">7- Onları isimleri ile çağırmamak</span></p><p><span style="font-size: 12px">8- Onlarla bir yere giderken arkalarından gitmek</span></p><p><span style="font-size: 12px">9- Kendi için sevdiği şeyi, onlar için de sevmek</span></p><p><span style="font-size: 12px">10- Kendine duâ ederken, onlara da duâ etmek) [RNâsıhîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasının ihtiyâcını karşılamak veya onları insanlara muhtaç etmemek için çalışan kimse, fîsebîlillah [Allah yolunda] çalışıyor demektir) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya ihsânda bulunmak ve akrabayı ziyâret etmek şekaveti saâdete çevirir, ömrü artırır ve insanı fena ölümden korur [Ebû Nuaym]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ömrünün uzun, rızkının bereketli olmasını istiyen, ana-babasına iyilik etsin, sıla-i rahim yapsın!) [İ Ahmed]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Evlâd, babasının hakkını hiçbir sûretle ödeyemez Ancak onu köle olarak bulur ve sonra da satın alarak âzâd ederse, ancak o zaman hakkını ödemiş olabilir) [Müslim]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder!) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâdır) [İGazâlî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya iyilik etmek, namaz, oruç, hac ve cihâddan daha üstündür) [İGazâlî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Evlâdının iyiliğini görmesi için, ona yardım eden babaya, Allah merhamet etsin) [İbni Hibbân]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir kimse gelip dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, büyük bir günâh işledim Tevbem kabûl olur mu, ne yapmam lâzımdır?</span></p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber efendimiz buyurdu:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annen var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Hayır yok </span></p><p><span style="font-size: 12px">- Teyzen var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet var</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Öyle ise ona iyilik et! (Tirmizî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Allahü teâlâ, Hz Mûsâ'ya vahyetti ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına itâ'at edip bana isyân edeni iyilerden yazarım Bana itâ'at edip ana-babasına isyân edeni ise kötülerden yazarım) [İGazâlî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu konudaki hadîs-i şerîflerden birkaçı şöyle:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasını üzen ve sıla-i rahmi terk eden, Cennetin kokusunu duyamaz) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(En üstün amel, vaktinde kılınan namaz ve ana-babaya iyiliktir) [Müslim]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı açılır Onları üzene ise Cehennemden iki kapı açılır) [Beyhekî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(İlim öğrenen talebe, kocasına itâ'at eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlâd, Peygamberlerle beraber hesâbsız olarak Cennete girer) [İRâfi'î]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun, rızkı bereketli olur) [İAhmed]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(En fazîletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir) [Müslim]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya ihsân, bedbahtlığı saâdete çevirir, ömrü uzatır ve insanı kötü ölümden korur) [Ebû Nuaym]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ömrünün uzun ve rızkının ziyâde olmasını istiyen, ana-babasına ihsânda bulunsun ve akrabasını yoklasın!) [İAhmed] </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ebrâra "ebrâr" denmesi: Ana-baba ve cocuklarına iyilik etmelerindendir Ana-babanın senin üzerinde hakkı varsa, çocuklarının da senin üzerinde hakkı vardır) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Allah katında en fazîletli amel, vaktinde kılınan namaz, anaya-babaya ihsân ve Allah yolunda cihâddır) [Buhârî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(İnsanlar içinde en büyük hak sahibi, erkeğin üzerine annesi, kadının üzerine de kocasıdır) [Hâkim]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Sadaka veren kimse, neden müslüman olan ana-babasının ruhu için vermez? Halbuki böyle yaparsa, verdiği sadakanın sevâbı, onların rûhuna gideceği gibi, onlardan bir şey eksilmemek şartı ile, onların sevâbı gibi bir sevâb da kendisine yazılır) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Üç zümreye Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar, kocasına itâ'at eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlâd ve insanlara merhamet eden kimsedir) [RNâsıhîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasını küstürmüş olduğu hâlde, sabahlıyan kimseye Cehennemden iki kapı açılır Bu halde akıllanmıyana da aynı şekilde Cehennemden iki kapı açılır Bunlardan bir tanesi hayatta olur da, onun rızâsını almaz ve onu küstürürse, kendisini Cehenneme götüren bir kapı açılır Ana-babası kendisine zulmetseler de, zulmetmeseler de, böyledir) [Beyhekî] </span></p><p><span style="font-size: 12px">Görüldüğü gibi ana-baba, zâlim de olsalar, kendisine zulmetseler de evlâd, onları küstürmemelidir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babanın veya hiç kimsenin günâh olan emirleri yapılmaz Ana-babanın yemeklerinde harâm karışmış olduğu şüpheli bile olsa, ana-baba bu yemekten yemesi için evlâdını zorlasa, evlâdın o yemekten yemesi lâzımdır Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera', ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Yemen'den bir kişi gelip dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, cihâda gitmek istiyorum</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yemen'de anan-baban var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet var yâ Resûlallah</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Cihâda gitmene izin verdiler mi?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Hayır vermediler yâ Resûlallah</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Ana-babana git, izin iste! Müsâade ederlerse cihâda git! İzin vermezlerse, onlara hizmet et! Çünkü îmândan sonra, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturucu amellerin en üstünü, ana-babaya iyilik ve ihsândır) (İAhmed)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Yine cihâda gitmek için gelen bir kişiye Peygamber efendimiz buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annen var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet var yâ Resûlallah</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Onun yanına git! Cennet onun ayakları altındadır (Taberânî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir kişi, hicret etmek için Peygamber efendimize dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Anne ve babamı ağlatarak geldim yâ Resûlallah</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Hemen git, onları ağlattığın gibi güldür! (Ebû Davud)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir zât suâl etti ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah cihâda gitmek istiyorum</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annen var mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet var</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Ona hizmet et, Cenneti, onu râzı etmekle kazanırsın! (Taberânî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Cihâda gitmek için gelen başka birisine de, (Annenin yanından ayrılma! Cennet onun ayağı altındadır) buyuruldu (Nesâî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Mûsâ aleyhisselâm dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Rabbî, Cennetteki arkadaşım kimdir?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Filân yerde bir kasap vardır Senin Cennetteki arkadaşın odur</span></p><p><span style="font-size: 12px">Mûsâ aleyhisselâm, tarif edilen yere gitti Güneş batıncaya kadar orada kaldı Akşam olunca, kasap, bir parça et alıp, çantasına koydu Kasap akşam evine giderken, Mûsâ aleyhisselâm sordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Ey genç, misâfir kabul eder misin?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet memnuniyetle </span></p><p><span style="font-size: 12px">Beraber gittiler Eve gelince, genç, bu etten güzel bir yemek pişirdi Sonra evin tavanına asılı duran bir zenbili indirdi İçinde çok yaşlı, zaif, güçsüz bir kadın vardı Onu zenbilden çıkardı Bir kaşık alıp doyuncaya kadar ağzına yemek koydu Sonra elbisesini değiştirdi Tekrar zenbile yerleştirdi Bu esnâda kadının dudakları kımıldadı Sonra kasap zenbili alıp tavana astı Bunları gören Mûsâ aleyhisselâm sordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Bu kadın kim, ona ne yaptın?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Bu benim annemdir Çok yaşlandıTakati kalmadı Oturacak halde de değildir Çarşıdan gelince, onu doyurup altını değiştirmeden kendim bir şey yemem</span></p><p><span style="font-size: 12px">- O esnâda annenizin dudaklarının kımıldadığını gördüm Bir şey mi söylüyordu?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Evet hergün "Yâ Rabbî, oğlumu Cennette Mûsâ aleyhisselâma arkadaş eyle" diye duâ eder" </span></p><p><span style="font-size: 12px">- Gözün aydın olsun, Mûsâ Peygamber benim ve Cennetteki arkadaşım da sensin (Şir'a)</span></p><p><span style="font-size: 12px">İbni Abbâs hazretleri, "Ana-babana karşı, kusurlu, güçsüz, aşağı bir kölenin, sert kaba efendisine karşı bulunduğu hâl içerisinde ol" buyururdu</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hasan-ı Basrî hazretleri de buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Âlim bir evlâdın ana-babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, öf demesi sebebiyle bütün amelleri yok olur)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babasını beğenmiyerek ben onların oğlu, kızı değilim dememelidir! Çünkü Resûlullah efendimiz, (Annem-babam onlar değildir diyene, Allahın, meleklerin ve bütün insanların lâ'neti olsun Allahü teâlâ böyle diyenin farz ve nâfilelerini kabûl etmez) buyurdu (Şir'a)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâdan dokuz def'a nasîhat istedi Hepsinde de Cenâb-ı Hak, ana-babaya itâ'at etmesini istiyerek, (Ana-babasına iyilik edenleri, dünyada sevdiklerim arasına alırım Kabirde onlara arkadaş olur, mahşerde merhamet ederim Sırâtı geçirir, Cennette onlarla vâsıtasız konuşurum Ana-babasına âsî olan, Peygamberler gibi çok amel etse, amelini kabûl etmeyip, onu Cehenneme atarım Ana-babasına itâ'at edeni de, bana karşı kusurlu olsa da, affederim) buyurdu </span></p><p><span style="font-size: 12px">Buhârî'deki hadîs-i şerîfte özetle deniyor ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">Eski ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıkarlar Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapatır "Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız duâ kurtarabilir" derler</span></p><p><span style="font-size: 12px">İçlerinden biri şöyle dedi:</span></p><p><span style="font-size: 12px">Anam-babam çok yaşlı idi Onları doyurmadan çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım Birgün, odun toplamak için uzaklara gitmiştim Geç vakte kadar da dönemedim Akşam içecekleri sütü, getirdiğimde anamla babam uyumuşlar Onlara sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmazdım Çocuklar da, yanımda ağlıyorlardı Çanak elimde tanyeri ağarıncaya kadar onların uyanmalarını bekledim Anamla babam uyanıp sütlerini içtiler "Ya rabbî bunu senin rızan için yapmışsam buradan bizi kurtar"</span></p><p><span style="font-size: 12px">Kaya biraz açıldı Fakat çıkmak mümkün değildi</span></p><p><span style="font-size: 12px">Diğeri her türlü imkân varken çok sevdiği amcasınının kızı ile zinâ etmediği ve kıza verdiği 120 dinar altını almadığı olayı hatırlayıp, (Yâ rabbî, bunları senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar) dedi Kaya biraz daha açıldı Ancak yer çıkabilecekleri kadar değildi</span></p><p><span style="font-size: 12px">Üçüncüsü şöyle dedi:</span></p><p><span style="font-size: 12px">Çalıştırdığım işçilerden biri ücretini almadan gitmişti Ben de onun ücretini ürettim Öyle ki, bundan birçok mal meydana geldi Bir müddet sonra bana gelip ücretini istedi</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunların hepsi senin ücretinden üremiştir, al götür) dedim</span></p><p><span style="font-size: 12px">O da (benimle alay etmiyorsun ya) dedi Ben de (hayır, alay etmiyorum, doğrusu bu) deyince, malların hepsini alarak götürdü Banahiçbir şey bırakmadı (Yâ rabbî bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu belâdan bizi kurtar) </span></p><p><span style="font-size: 12px">Bunun üzerine kaya tamamen açıldı Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babaya karşı alçak gönüllü olmalı, yaşadıkları müddetçe onlara hizmet etmeli ve bununla onların rızâlarını kazanmalıdır HzHüseyn'in oğlu Alî, edeblerini gözetemem endişesiyle, ana-babasıyla yemek yemekten çekinirdi </span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır Bir kimsenin ana-babası zâlim olsalar dahi onlara karşı gelmek onlarla sert konuşmak câiz değildir Çeşitli vesilelerle, onların elleri öpülüp, duâları alınmalı, haklarını helâl ettirmelidir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bu vesilelerden biri de bayramlardır Bayramlarda, ana-babaya çeşitli hediyeler alıp, bayramları tebrik edilerek, hakları helâl ettirilmeli ve duâlarını almalıdır! Arada kırgınlıklar varsa bu vesile ile giderilmelidir Allahü teâlâ buyurdu ki: </span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Mûsâ, günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür O da, ana-baba evlâdını çağırdığı zaman emrini dinlememesidir (Ey Oğl İlm)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-baba, kızıp birşey söylediği zaman onlara karşılık vermemelidir Emrettikleri şeyleri bir an önce yapıp onların duâsını almalıdır Onların üzülüp bedduâ etmelerinden korkmalıdır Yanlış bir iş yapıp onları üzünce hemen ellerine sarılıp özür dilemelidir İnsanın saâdeti ve felâketi onların kalblerinden gelen ve ağızlarından çıkacak olan sözdedir Atılan ok tekrar geri gelmez Onlar hayatta iken kıymetini bilip, hayır duâlarını almak lâzımdır Vefâtlarından sonraki pişmanlık fayda vermez Onlar hayatta iken ne yapıp yapıp onları memnun etmelidir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Soğuk bir kış gecesinde, Bâyezid-i Bistâmi hazretleri küçükken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı Gece yarısına doğru annesi uyandı Çok susamıştı Oğluna seslendi:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Oğlum, bir bardak su verir misin? </span></p><p><span style="font-size: 12px">Hemen yatağından fırlayan, küçük Bâyezid, su testisine baktı Fakat içinde su yoktu Annesine:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim, dedi</span></p><p><span style="font-size: 12px">Koşarak dışarı çıktı Her yer buz ile kaplıydı Zorlukla testiyi doldurup geri döndü Fakat, geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu Annesini uyandırmaya kıyamadı Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı Hava çok soğuk olduğu için, bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı Annesinin uyandığında, "Hani su" diyerek üzüleceğinden korkuyordu Anesini üzmemek için, her türlü sıkıntıya katlanmaya râzı idi Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi Nihayet, annesi, "su, su" diye mırıldanmaya başladı Hemen, "buyur anneciğim, suyun hazır" dedi Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlıyamadı Oğluna sordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Oğlum ne çabuk getirdin?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim Geldiğimde senin daldığını gördüm Uyanmanı bekledim</span></p><p><span style="font-size: 12px">Oğlunun bu kadar, sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladı Allahü teâlâ kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım, sen de râzı ol, dedi</span></p><p><span style="font-size: 12px">Annesinin duâsı sebebiyle, Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, evliyâlıkta yüksek derecelere kavuştu Allahü teâlânın sevgili kulu oldu</span></p><p><span style="font-size: 12px">Kendisine sordular:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Bu derecelere nasıl kavuştunuz?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annemin rızâsını almakla</span></p><p><span style="font-size: 12px">Anne hakkı önemlidir Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir Biri, suâl etti ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Resûlallah, insanlar içinde iyilik etmeme en lâyık olan kimdir?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annendir</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Sonra?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Annendir</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Daha sonra?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Babandır (Buhârî, Müslim)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Başka bir hadîs-i şerîfte de, (Önce, annene, sonra babana, kızkardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et) buyuruldu (Nesâî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Üstünlük başka, hakkı olmak, iyiliğe lâyık olmak başkadır Anne, kâfir bile olsa ona iyilik etmelidir! Bir kimse (Yâ Resûlallah, annem müşriktir Ona iyilik etmem câiz midir?) diye sorunca, (Evet annene iyilik ve ihsânda bulun) buyurdu (Ebû Dâvüd)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Îmânlı olup, Cehennemden en son çıkacaklar Allah yolunda olan ana-babasının islâmiyete uygun olan emirlerine âsî olanlardır Allahü teâlâ buyurdu ki: </span></p><p><span style="font-size: 12px">- Yâ Mûsâ, ana-babasını râzı eden beni râzı etmiş olur Ana babasını râzı edip bana âsî olan kimseyi dahi iyilerden sayarım Ana-babasına âsî olan, bana mûtî [itâatkâr] olsa bile, onu fenâlar tarafına ilhâk ederim [Ey Oğul ilm]</span></p><p><span style="font-size: 12px">HzMuâz, Resûlullah efendimize sordu:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Minbere çıkarken üç kere âmin demenizin sebebi nedir?</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Cebrâil aleyhisselâm geldi "Ramazan ayına yetiştiği halde [günahları] mağfiret olunmadan ölen kimse ateşe girsin" dedi Ben de âmin dedim Sonra "yanında senin adın anıldığı halde sana salevât getirmiyen kimse ateşe girsin" dedi Ben de âmin dedim Daha sonra "ana-babasına veya ikisinden birine yetiştiği halde onların hakkını gözetmeden ölen, ateşe girsin " dedi Ben de âmin dedim) [İNeccâr]</span></p><p><span style="font-size: 12px">3- Âsî olmamak, karşı gelmemek </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Agâh olun, büyük günâhların en büyüklerini haber veriyorum Bunlar Allaha şirk koşmak, ana-babaya âsî olmaktır) [Buhârî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Allahü teâlâ, Kıyâmette üç zümreye rahmet nazarıyla bakmaz: Ana-babasına karşı gelen, içki içen ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse) [Buhârî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya karşı gelmek büyük günâhtır) [Buhârî] </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına âsî olan Cennete giremez) [Nesâî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur) [İslâm Ahlâkı]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya karşı gelmekten, isyân etmekten sakının! Ana-babasına âsî olan, Cennetin kokusunu alamaz) [Deylemî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Allahü teâlâ, ba'zı günâhların cezâsını kıyâmete kadar geciktirir Ana-babaya isyân bundan müstesnâdır) [Hâkim]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Îmânı olanlardan Cehennemden en sonra çıkacak olanlar, Allahü teâlânın yolunda olan ana-babasının islâmiyyete uygun olan emîrlerine âsî olanlardır</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babanın ve hiç kimsenin, dine uymıyan emri yapılmaz Fakat, ana-babaya, yine tatlı söylemek, onları incitmemek lâzımdır </span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-baba kâfir ise, onları kiliseden, meyhâneden, sırtta taşıyarak bile, geri getirmek lâzımdır Fakat, oralara götürmek gerekmez Ana-baba zâlim de olsa, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak câiz değildir </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Anam-babam çok şefkatsız, onlara nasıl itâ'at edeyim) diyen bir kimseye, Resûlullah efendimiz buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Anan seni dokuz ay karnında gezdirdi İki yıl emzirdi Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve sakladı, kucağında gezdirdi Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmete katlandı İdâre ve mâişetini temîn etti Sana dînini, îmânını öğretti Seni islâm terbiyesi ile büyüttü Şimdi nasıl olur da, şefkatsiz olurlar? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?) [Ey Oğul İlm]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Yâ Resûlallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm Abdestini aldırır, sırtımda taşırım Hakkını ödemiş olur muyum) diye soran kişiye buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Hayır yüzde birini bile ödemiş olamazsın O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekliyerek hizmet ediyorsun Ancak Allahü teâlâ, bu az iyiliğine karşılık çok sevâb ihsân eder) [RNâsihîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir zât, (Yâ Resûlallah, ana-baba, evlâdına zulmetse de rızâlarını almıyan Cehenneme girer mi) diye sorunca, cevaben 3 defa (Evet zulmetseler de rızâlarını almıyan Cehenneme girer) buyurdu (Beyhekî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Şu hâlde ana-baba zâlim olup, evlâda zulmetseler de, günâh işlemeyi emretseler de, yine onları üzmemeye, küstürmemeye çalışmalıdır! Günâh olan emirleri yapılmaz ama, yine de onları üzücü söz söylemek câiz olmaz Ana-baba kötü bile olsa, yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyâretlerini terk etmek büyük günâhtır Hiç olmazsa, selâm göndererek, tatlı mektûp yazarak, telefon ederek, bu günâhtan kurtulmalıdır!</span></p><p><span style="font-size: 12px">Kur'ân-ı kerîmde 3 şey, 3 şeyle beraber bildirildi Biri yapılmazsa, ikincisi kabûl olmaz Peygambere itâ'at edilmezse, Allaha itâ'at edilmiş olmaz Ana-babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz Malın zekâtı verilmedikçe, namazlar kabûl olmaz (Tefsîr-i Mugnî) </span></p><p><span style="font-size: 12px">4- İtâ'at etmek, karşı gelmemek, günâh olmıyan emîrlerini yapmak</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki: </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya itâ'at, Allaha itâ'attir, onlara âsî olmak, Allaha âsî olmaktır) [Taberânî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasını hoşnud eden, Allahı hoşnud etmiş, ana-basını kızdıran da, Allahı kızdırmış olur) [İNeccâr]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Babasına âsî gelen kimse, çocuğundan mürüvvet göremez, murâdına kavuşamaz, âilesi ile geçinemez, evinin tadı bozulur (Şir'a)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hz Ömer, oğlu Abdullah'ın bilmediği önemli bir sebepten dolayı hanımımdan ayrılmasını ister Oğlu da, hanımını çok sevdiği için, bu sözü duymamış gibi hareket eder Hz Ömer sözünü dinlemediğini görünce, durumu Resûlullah efendimize bildirir O da, (Ey Abdullah, babanın sözünü dinle, hanımını bırak) buyurur (Tirmizî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ananın, babanın ve hocanın, harâm olan şeyleri emretmeleri hâlinde, bunlara isyân edilmez Karşı gelinmez Bu emirler, dinde günâh ve suç olmıyacak şekilde yapılır Meselâ bir adama anası evlenme derse veya falanca kızı almıyacaksın veya âileni bırakacaksın derse veya falanca âlime gidip dinini öğrenmiyeceksin derse, bu sözleri islamiyyetin îcâp ettirdiği bir sebep ile değil ise, itâ'at îcâb etmez Fakat, yine sert söylemek, karşılık vermek câiz değildir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ananın, babanın, hocanın, itâ'at lazım olmıyan emirleri, yapılmadığı zaman uygun bir şekilde özür dilemedir</span></p><p><span style="font-size: 12px">5- Sert bakmamak, şefkatle, sevgi ile bakmak Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibâdettir) [Ebû Nuaym]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babanın yüzüne şefkatle bakana, kabûl olmuş bir hac sevâbı yazılır) [İRafiî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Huzurunda alıcı ile satıcı arasındaki köle gibi durmayan kimse babasının hakkını ödiyemez) [İGazâlî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Evlâd, ana-babasına, merhamet ve sevgi ile bakınca ona, böyle bir bakışı için, kabûl edilmiş bir hac sevâbı verileceği bildirilince, oradakiler, (günde bin defa bakarsa da böyle sevâba kavuşur mu?) dediklerinde, Peygamber efendimiz, (Günde yüzbin defa baksa da) buyurdu (Şir'a)</span></p><p><span style="font-size: 12px">6- Üzmemek, incitmemek, rızâlarını kazanmak </span></p><p><span style="font-size: 12px">Allahü teâlânın rızâsı, dînine bağlı olan ana-babanın rızâsında, Allahü teâlânın gazabı, dînine bağlı olan ana-babanın gazabındadır (Cennet ana-babanın ayağı altındadır) Ya'nî, sana dînini, îmânını öğreten ana-babanın rızâsındadır (Şir'a)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-baba çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşırsan, hemen onu terkedip, derhal ana-babanın emrine koşacaksın! Anan-baban sana kızıp bağırırsa, onlara sen birşey söyleme! Ananın-babanın duâsını almak istersen, sana emrettikleri işleri çabuk ve güzel yapmaya çalış! Bu işini beğenmeyip sana gücenmelerinden ve bedduâ etmelerinden kork! Sana darılır iseler, onlara karşı sert söyleme! Hemen ellerini öperek gazablarını teskin eyle! Ananın-babanın kalblerine geleni gözet! Zîrâ senin saadetin ve felâketin, onların kalblerinden doğan sözdedir Anan-baban hasta ise, ihtiyâr ise, onlara yardım et! Saadetini onlardan alacağın hayır duâda bil! Eğer onları incitip, bedduâlarını alırsan, dünya ve âhıretin harâb olur Atılan ok tekrar geri yaya gelmez Onlar hayâtta iken, kıymetini bil!</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hasan-ı Basrî hazretleri Kâ'beyi ziyâret ve tavâf ederken arkasında bir zenbil ile tavâf eden bir zâta dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Arkadaş, arkandaki yükü koyup öyle tavâf etsen daha iyi olmaz mı?</span></p><p><span style="font-size: 12px">O zât cevâben dedi ki</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Arkamdaki yük değil, babamdır Bunu Şam'dan yedi defa buraya getirip tavâf eyledim Çünkü, bana dînimi, imânımı bu öğretti Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Kıyâmete kadar böylece arkanda getirip tavâf eylesen, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider ve yine bir def'a gönlünü yapsan, bu kadar hizmete mukâbil olur</span></p><p><span style="font-size: 12px">Gaflet ve şaşkınlığa kapılarak ana-babanın kalbini kırarsan, derhal onların rızâsını almaya çalış, minnet eyle ve her ne yaparsan yap, onların gönlünü al! Ana-babanın evlâd üzerinde hakları çok büyüktür Bunu dâimâ göz önünde tut! (İslâm Ahlâkı)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına âsî olan kimse, ne yaparsa yapsın Cennete giremez Ana-babasına iyilik eden de, ne yaparsa yapsın, Cehenneme girmez) [RNâsıhîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Rabbin rızâsı, ana-babanın rızâsında, gazabı da, ana-babanın gazabındadır) [Buhârî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı, üzene de Cehennemden iki kapı açılır) [Beyhekî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Evlâda önce namazdan, sonra ana-baba hakkından sorulur ) [RNâsıhîn]</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babasına âsi olana "İstediğin ibâdeti yap sana mağfiret etmem" denir ve sâdık olana da, "Bildiğini yap seni mağfiret ederim" denir) [Ebû Nuaym]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-babayı üzmek, onlara eziyet etmek büyük günâhtır Ana-babanın veya hiç kimsenin günâh olan emîrleri yapılmaz Ana-babanın yemeklerinde harâm karşılığı olduğu şüpheli olsa, ana-baba bu yemekten yemesi için evlâdını zorlasa, evlâdın o yemekten yemesi lâzımdır Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera', ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir Fakat gayrı meşrû emîrleri dinlenmez Meselâ onlar, (İçki iç, namaz kılma, yoksa senden râzı olmayız) deseler de, harâm olan şeyler yapılmaz Çünkü (Hâlıka isyân olan işte, kula itâ'at edilmez) emri vardır (Hâkim)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Bir insan, gaflet ve şaşkınlığa kapılarak, ana-babanın kalbini kırarsa, derhâl onların rızâsını almaya çalışmalı, yalvarmalı, onların gönlünü almalıdır Ana-babanın evlâd üzerinde hakları çok büyüktür Bunu dâima göz önünde tutarak, ona göre hareket etmelidir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Evliyânın büyüklerinden birisi, nâfile hacca gitmek üzere yola çıktı Bir ara Bağdat'a uğradı Orada Ebû Hâzım-ı Mekkî hazretlerini ziyâret etti O esnâda uyuyordu Bir müddet bekledi Uyandı ve o zâta dedi ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">- Şimdi Resûlullah efendimizi rü'yâda gördüm Bana, senin hakkında, (Annesinin hakkını gözetsin, bu, hac etmekten daha iyidir) haberini ulaştırmamı emretti Bunun üzerine o zât geri döndü ve bütün hayatı boyunca annesine hizmet edip duâsına kavuştu</span></p><p><span style="font-size: 12px">7- İzinsiz sefere gitmemek Onlardan izinsiz cihâda bile gitmek câiz olmadığı halde, ilim öğrenmek ve ilim öğretmek için gitmek câizdir Peygamber efendimiz, (Ana-babasından biri hayatta olup da, rızâsını almıyan, Cehenneme girmeye müstehak olur) buyurunca, Eshâb-ı kirâmdan biri, (Yâ Resûlallah, ana-baba, evlâdlarına zulmetse de böyle mi?) diye sorunca, cevabında, üç defa (Evet zulmetseler de) buyurdu (Beyhekî)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Hacca giderken, muhtâç olmıyan ana-babadan izin almak sünnettir</span></p><p><span style="font-size: 12px">Ana-baba muhtâç ise, izinsiz gitmek harâmdır Ana-babası muhtâç olmıyan, onlardan izinsiz farz olan hacca gidebilir Fakat nâfile olan hacca izinsiz gidemez (RMuhtâr)</span></p><p><span style="font-size: 12px">Cihâd için izin isteyen birine Peygamber efendimiz, ana-babasının sağ olduğunu öğrenince, </span></p><p><span style="font-size: 12px">(Burada kal, onlara hizmet et, onlara hizmet cihâddır) [Buhârî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">Biri de, hicret etmek için gelip, (Yâ Resûlallah, ana-babamı ağlatarak geldim onları üzdüm) dedi Peygamberimiz, bu duruma üzülerek buyurdu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Hemen git, onları üzdüğün gibi sevindir!) [Ebû Dâvüd]</span></p><p><span style="font-size: 12px">8- Saygıda, hürmette kusûr etmemek Onları görünce ayağa kalkmak, yanlarına gitmek, onlar oturuncaya kadar ayakta durmak, izinsiz oturmamak lâzımdır Otururken edebli oturmalı, ayağını uzatarak oturmamalı, bacak bacak üstüne atmamalıdır Onlar bana bir şey demiyor diye bunları ihmâl etmemelidir! Babamız olmasa da büyüklere saygı gerekir Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Büyüğünü saymıyan bizden değildir) [Tirmizî]</span></p><p><span style="font-size: 12px">9- Onlarla yolda giderken, arkalarından gitmek Zarûretsiz önlerinde yürümemek HzAli, ak sakallı bir ihtiyârın yaşından dolayı önüne geçmemiş, arkasından yürümüş ve böylece namaza geç kalmıştı Cebrâil aleyhisselâm, Allahü teâlânın emri ile Peygamber efendimiz, rüküya eğilince, Hz Ali'nin ilk rek'ata yetişmesi için belini tutmuştur Ana-babanın arkasından yürümek ise elbette daha önemlidir!</span></p><p><span style="font-size: 12px">10- Çağırınca, hemen kalkıp yanlarına gitmek, buyurun demek Ana-baba çağırınca, farz namazı bozmak câiz olur ise de, ihtiyâç yoksa, bozmamalıdır Sünnetler bozulur Hadîs-i Şerîfte buyuruldu ki:</span></p><p><span style="font-size: 12px">(Ana-babaya iyilik etmek, [nâfile] namaz, oruç, hac ve cihâddan daha üstündür) [Şir'a]</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="topraktoprak, post: 267248, member: 11795"] [b]Cevap: Risale Açıklamalı 6: ana-baba hakkı ile ilgili hadisler / tavsiyeler[/b] [SIZE=3]1- Hizmet ederek rızâlarını almak Allahü teâlâ, ana-babaya iyilik edilmesini emrediyor (Nisâ 36, En'âm 151, Ankebut 8) Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki: (Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur Onlara karşı gelenin, âsî olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur ) [Ey Oğul İlm] (Ana-babasını dîne uygun hizmetleriyle râzı eden kimse, Allahı râzı etmiş olur, onları gazaplandıran, Allahı gazaplandırmış olur) [İNeccâr] (Anasına-babasına âsî olan mel’ûndur) [Hâkim] (Ana-babası, yanında ihtiyârladığı hâlde, [onların rızâlarını alamayıp] Cenneti kazanamıyanın burnu sürtülsün) [Tirmizî] (Ana-babasına iyilik edene müjdeler olsun! Allah Onun ömrünü uzatır) [Buhârî] (Cihâd, fîsebîlillah [Allah yolunda] sadece kılıç sallamak değildir Ana-babaya veya evlâda bakmak da cihâddır Ele muhtâç olmamak için çalışmak da cihâddır) [Deylemî] Hasan-ı Basrî hazretleri, Kâ'beyi tavâf ederken sırtında yük olan bir zât görüp der ki: - Niçin yükle tavâf ediyorsun? - Bu yük değil, babamdır Bunu Şam'dan yedi defa getirip tavâf ettim Çünkü, bana dînimi, îmânımı öğretti Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi Bendeki hakkı büyüktür - Kıyâmete kadar böyle arkanda taşısan, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider Bir defa da gönlünü yapsan, bu kadar hizmete karşılık olur Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Anneye yapılan iyiliğin ecri iki mislidir) [İGazâlî] (Önce, annene, sonra babana, kızkardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et!) [Nesâî] (Veysel Karânî'nin kavuştuğu bütün ihsân ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir) [RNâsihîn] (Yâ Resûlallah, annem müşriktir Ona iyilik etmem câiz midir?) diye soran kimseye, Peygamber efendimiz, (Evet, annene iyilikte bulun) buyurdu (Ebû Dâvüd) Her peygamber, kendi annesinden de üstündür Buna rağmen, peygamberler de, annelerine hürmet ve hizmet etmişlerdir Görüldüğü gibi, dünya ve âhiret rütbesi ne kadar yüksek olursa olsun, müslüman ana-babaya hürmet ve hizmet şarttır Hattâ kâfir olan ana-babaya da hizmet etmek, nafakalarını vermek, ziyâretlerine gitmek lâzımdır Küfre sebep olan şeyleri yaptıracaklarından korkulursa, ziyâretlerine gidilmez (Bezzâziyye) Ana-babaya iyilik, ihsân ederek, onların yaptıklarına karşılık şükretmelidir Kur'ân-ı Kerîmde ana-babaya şükredilmesi emredilmiştir Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Allahü teâlânın rızâsı, ana-babanın rızâsında, gadabı da, ana-babanın gadabındadır) [Tirmizî] Birgün Peygamber efendimizin huzûruna bir kimse gelerek dedi ki: - Yâ Resûlallah! İzin verirseniz sizinle beraber gazâya gelip cihâd etmek istiyorum - Anan-baban var mı? - Evet var - Onların yanında bulun! Senin cihâdın, onlara hizmet etmektir (Müslim) Annesini sırtına alıp Kâ'be-i muazzama'yı tavaf eden bir kimse, Abdullah ibni Ömer hazretlerine dedi ki: - Efendim, annemi, böyle sırtıma alıp, Kâ'be-i muazzama'yı tavaf ettiriyorum Acaba annemin hakkını ödemiş olur muyum? - Annenin hakkının yüzde birini bile ödeyemezsin Ancak iyi muâmele eder ve güzel bakarsan, yapacağın en küçük bir hizmete, çok büyük sevâb verilir Enes bin Mâlik hazretleri şöyle anlatır: Peygamber efendimiz zamanında Alkame isminde bir genç vardı Hep ibâdet ile meşgûl olur, yaz-kış oruç tutardı Bu genç hastalandı Fakat dili tutulup birşey söyleyemiyordu Durumdan Resûlullah efendimiz haberdâr edildi Peygamber efendimiz, HzAli ile Ammâr bin Yâsir hazretlerini gönderdi Onlar, gence Kelime-i Şehâdet telkîn ettikleri hâlde, genç söyleyemiyordu Peygamber efendimiz, Bilâl-i Habeşî hazretleri vâsıtası ile durumdan haberdâr edildi Peygamber efendimiz, yanında bulunanlara şöyle sordu: - Alkame'nin ana-babası var mı? - Yâ Resûlallah, ihtiyâr bir annesi var - Annesini buraya getirin! Annesi gelince, Peygamber efendimiz buyurdu ki: - Alkame'ye ne oldu? - Yâ Resûlallah, Alkame çok iyidir Hep ibâdet ile meşgûl olur Ama ben ondan râzı değilim Çünkü o, hanımının rızâsını, benim rızâmdan üstün tutmaktadır - Dilinin tutulması bu yüzdendir Ona hakkını helâl et de dili açılsın! - Yâ Resûlallah, O benim hakkıma riâyet etmedi Hakkımı helâl etmem Bunun üzerine Peygamber efendimiz, (Ey Bilâl! Eshâbı çağır, odun getirsinler Alkame'yi yakalım Çünkü annesi, ondan râzı değildir) buyurdu Kadıncağız bunları işitince dedi ki: - Yâ Resûlallah, oğlumu benim gözümün önünde mi yakacaksınız? Kalbim buna nasıl dayanabilir? - Cehennem ateşi, dünya ateşinden çok daha kızgın ve yakıcıdır Sen ondan râzı olmadıkça, onun hiçbir tâ'ati makbûl değildir Kadıncağız bunları işitince ağlamaya başlayıp dedi ki: - Yâ Resûlallah, ben ondan râzı oldum, hakkımı helâl ettim Böyle söyledikten sonra oğlunun yanına gitti ve oğlunun sesini duydu Kelime-i şehâdeti rahatlıkla söylüyordu Aynı gün vefât etti Cenâze hazırlıkları yapılıp defnedildi Definden sonra Resûlullah efendimiz, Eshâb-ı kirâma hitâben buyurdu ki: (Hanımını annesinden üstün tutana, Allahü teâlâ ve melekler la'net eder) [RNâsıhîn] 2- Ana-babaya iyilik ve ihsân, evlâd üzerine farzdır Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Ana-babadan biri veya ikisi yaşlanınca usanıp da öf deme! Ağır söz söyleme! Onlarla yumuşak ve tatlı konuş!) [İsrâ 23] (Allahtan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel konuşun, namazı kılın, zekâtı verin) [Bekara 83] Peygamber efendimize, Lokman sûresinin (Dünyada ana-babanla iyi geçin) meâlindeki 15 âyet-i kerîmesinin açıklaması sorulduğunda şöyle buyurdu: (Onlarla iyi geçinmek demek; 1- Aç iseler, yemek vermek 2- Elbiseleri yoksa elbise yapmak 3- Hizmete muhtâç iseler, onlara hizmeti cana minnet bilmek 4- Çağırdıklarında, buyurun deyip yanlarına gitmek ve onlara hep iyilik etmek 5- Bir iş buyurduklarında emirlerini yerine getirmek, günah olan emirler yerine getirilmez 6- Onlarla konuşurken tatlı ve yumuşak hitâb etmek 7- Onları isimleri ile çağırmamak 8- Onlarla bir yere giderken arkalarından gitmek 9- Kendi için sevdiği şeyi, onlar için de sevmek 10- Kendine duâ ederken, onlara da duâ etmek) [RNâsıhîn] Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki: (Ana-babasının ihtiyâcını karşılamak veya onları insanlara muhtaç etmemek için çalışan kimse, fîsebîlillah [Allah yolunda] çalışıyor demektir) [Taberânî] (Ana-babaya ihsânda bulunmak ve akrabayı ziyâret etmek şekaveti saâdete çevirir, ömrü artırır ve insanı fena ölümden korur [Ebû Nuaym] (Ömrünün uzun, rızkının bereketli olmasını istiyen, ana-babasına iyilik etsin, sıla-i rahim yapsın!) [İ Ahmed] (Evlâd, babasının hakkını hiçbir sûretle ödeyemez Ancak onu köle olarak bulur ve sonra da satın alarak âzâd ederse, ancak o zaman hakkını ödemiş olabilir) [Müslim] (İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder!) [Taberânî] (Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâdır) [İGazâlî] (Ana-babaya iyilik etmek, namaz, oruç, hac ve cihâddan daha üstündür) [İGazâlî] (Evlâdının iyiliğini görmesi için, ona yardım eden babaya, Allah merhamet etsin) [İbni Hibbân] Bir kimse gelip dedi ki: - Yâ Resûlallah, büyük bir günâh işledim Tevbem kabûl olur mu, ne yapmam lâzımdır? Peygamber efendimiz buyurdu: - Annen var mı? - Hayır yok - Teyzen var mı? - Evet var - Öyle ise ona iyilik et! (Tirmizî) Allahü teâlâ, Hz Mûsâ'ya vahyetti ki: (Ana-babasına itâ'at edip bana isyân edeni iyilerden yazarım Bana itâ'at edip ana-babasına isyân edeni ise kötülerden yazarım) [İGazâlî] Bu konudaki hadîs-i şerîflerden birkaçı şöyle: (Ana-babasını üzen ve sıla-i rahmi terk eden, Cennetin kokusunu duyamaz) [Taberânî] (En üstün amel, vaktinde kılınan namaz ve ana-babaya iyiliktir) [Müslim] (Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı açılır Onları üzene ise Cehennemden iki kapı açılır) [Beyhekî] (İlim öğrenen talebe, kocasına itâ'at eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlâd, Peygamberlerle beraber hesâbsız olarak Cennete girer) [İRâfi'î] (Ana-babasına iyilik edenin ömrü uzun, rızkı bereketli olur) [İAhmed] (En fazîletli amel, vaktinde kılınan namazdan sonra ana-babaya iyiliktir) [Müslim] (Ana-babaya ihsân, bedbahtlığı saâdete çevirir, ömrü uzatır ve insanı kötü ölümden korur) [Ebû Nuaym] (Ana-babanıza ihsân ederseniz, çocuklarınız da size ihsân eder) [Taberânî] (Ömrünün uzun ve rızkının ziyâde olmasını istiyen, ana-babasına ihsânda bulunsun ve akrabasını yoklasın!) [İAhmed] (Ebrâra "ebrâr" denmesi: Ana-baba ve cocuklarına iyilik etmelerindendir Ana-babanın senin üzerinde hakkı varsa, çocuklarının da senin üzerinde hakkı vardır) [Taberânî] (Allah katında en fazîletli amel, vaktinde kılınan namaz, anaya-babaya ihsân ve Allah yolunda cihâddır) [Buhârî] (İnsanlar içinde en büyük hak sahibi, erkeğin üzerine annesi, kadının üzerine de kocasıdır) [Hâkim] (Sadaka veren kimse, neden müslüman olan ana-babasının ruhu için vermez? Halbuki böyle yaparsa, verdiği sadakanın sevâbı, onların rûhuna gideceği gibi, onlardan bir şey eksilmemek şartı ile, onların sevâbı gibi bir sevâb da kendisine yazılır) [Taberânî] (Üç zümreye Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar, kocasına itâ'at eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlâd ve insanlara merhamet eden kimsedir) [RNâsıhîn] (Ana-babasını küstürmüş olduğu hâlde, sabahlıyan kimseye Cehennemden iki kapı açılır Bu halde akıllanmıyana da aynı şekilde Cehennemden iki kapı açılır Bunlardan bir tanesi hayatta olur da, onun rızâsını almaz ve onu küstürürse, kendisini Cehenneme götüren bir kapı açılır Ana-babası kendisine zulmetseler de, zulmetmeseler de, böyledir) [Beyhekî] Görüldüğü gibi ana-baba, zâlim de olsalar, kendisine zulmetseler de evlâd, onları küstürmemelidir Ana-babanın veya hiç kimsenin günâh olan emirleri yapılmaz Ana-babanın yemeklerinde harâm karışmış olduğu şüpheli bile olsa, ana-baba bu yemekten yemesi için evlâdını zorlasa, evlâdın o yemekten yemesi lâzımdır Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera', ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir Yemen'den bir kişi gelip dedi ki: - Yâ Resûlallah, cihâda gitmek istiyorum - Yemen'de anan-baban var mı? - Evet var yâ Resûlallah - Cihâda gitmene izin verdiler mi? - Hayır vermediler yâ Resûlallah - Ana-babana git, izin iste! Müsâade ederlerse cihâda git! İzin vermezlerse, onlara hizmet et! Çünkü îmândan sonra, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturucu amellerin en üstünü, ana-babaya iyilik ve ihsândır) (İAhmed) Yine cihâda gitmek için gelen bir kişiye Peygamber efendimiz buyurdu ki: - Annen var mı? - Evet var yâ Resûlallah - Onun yanına git! Cennet onun ayakları altındadır (Taberânî) Bir kişi, hicret etmek için Peygamber efendimize dedi ki: - Anne ve babamı ağlatarak geldim yâ Resûlallah - Hemen git, onları ağlattığın gibi güldür! (Ebû Davud) Bir zât suâl etti ki: - Yâ Resûlallah cihâda gitmek istiyorum - Annen var mı? - Evet var - Ona hizmet et, Cenneti, onu râzı etmekle kazanırsın! (Taberânî) Cihâda gitmek için gelen başka birisine de, (Annenin yanından ayrılma! Cennet onun ayağı altındadır) buyuruldu (Nesâî) Mûsâ aleyhisselâm dedi ki: - Yâ Rabbî, Cennetteki arkadaşım kimdir? - Filân yerde bir kasap vardır Senin Cennetteki arkadaşın odur Mûsâ aleyhisselâm, tarif edilen yere gitti Güneş batıncaya kadar orada kaldı Akşam olunca, kasap, bir parça et alıp, çantasına koydu Kasap akşam evine giderken, Mûsâ aleyhisselâm sordu: - Ey genç, misâfir kabul eder misin? - Evet memnuniyetle Beraber gittiler Eve gelince, genç, bu etten güzel bir yemek pişirdi Sonra evin tavanına asılı duran bir zenbili indirdi İçinde çok yaşlı, zaif, güçsüz bir kadın vardı Onu zenbilden çıkardı Bir kaşık alıp doyuncaya kadar ağzına yemek koydu Sonra elbisesini değiştirdi Tekrar zenbile yerleştirdi Bu esnâda kadının dudakları kımıldadı Sonra kasap zenbili alıp tavana astı Bunları gören Mûsâ aleyhisselâm sordu: - Bu kadın kim, ona ne yaptın? - Bu benim annemdir Çok yaşlandıTakati kalmadı Oturacak halde de değildir Çarşıdan gelince, onu doyurup altını değiştirmeden kendim bir şey yemem - O esnâda annenizin dudaklarının kımıldadığını gördüm Bir şey mi söylüyordu? - Evet hergün "Yâ Rabbî, oğlumu Cennette Mûsâ aleyhisselâma arkadaş eyle" diye duâ eder" - Gözün aydın olsun, Mûsâ Peygamber benim ve Cennetteki arkadaşım da sensin (Şir'a) İbni Abbâs hazretleri, "Ana-babana karşı, kusurlu, güçsüz, aşağı bir kölenin, sert kaba efendisine karşı bulunduğu hâl içerisinde ol" buyururdu Hasan-ı Basrî hazretleri de buyurdu ki: (Âlim bir evlâdın ana-babası kâfir olsa, kuyudan su çekmeleri için ona muhtaç olsalar, o da birkaç kova çektikten sonra öf dese, öf demesi sebebiyle bütün amelleri yok olur) Ana-babasını beğenmiyerek ben onların oğlu, kızı değilim dememelidir! Çünkü Resûlullah efendimiz, (Annem-babam onlar değildir diyene, Allahın, meleklerin ve bütün insanların lâ'neti olsun Allahü teâlâ böyle diyenin farz ve nâfilelerini kabûl etmez) buyurdu (Şir'a) Mûsâ aleyhisselâm, Allahü teâlâdan dokuz def'a nasîhat istedi Hepsinde de Cenâb-ı Hak, ana-babaya itâ'at etmesini istiyerek, (Ana-babasına iyilik edenleri, dünyada sevdiklerim arasına alırım Kabirde onlara arkadaş olur, mahşerde merhamet ederim Sırâtı geçirir, Cennette onlarla vâsıtasız konuşurum Ana-babasına âsî olan, Peygamberler gibi çok amel etse, amelini kabûl etmeyip, onu Cehenneme atarım Ana-babasına itâ'at edeni de, bana karşı kusurlu olsa da, affederim) buyurdu Buhârî'deki hadîs-i şerîfte özetle deniyor ki: Eski ümmetlerden üç kişi yolculuğa çıkarlar Geceyi geçirmek üzere bir mağaraya girince dağdan bir kaya parçası yuvarlanarak mağaranın ağzını kapatır "Bizi bu kayadan ancak iyi amellerimizi dile getirerek Allah'a yapacağımız duâ kurtarabilir" derler İçlerinden biri şöyle dedi: Anam-babam çok yaşlı idi Onları doyurmadan çoluk çocuğumu ve hayvanlarımı doyurmazdım Birgün, odun toplamak için uzaklara gitmiştim Geç vakte kadar da dönemedim Akşam içecekleri sütü, getirdiğimde anamla babam uyumuşlar Onlara sütlerini içirmeden önce çoluk çocuğumun ve hayvanlarımın karınlarını doyurmazdım Çocuklar da, yanımda ağlıyorlardı Çanak elimde tanyeri ağarıncaya kadar onların uyanmalarını bekledim Anamla babam uyanıp sütlerini içtiler "Ya rabbî bunu senin rızan için yapmışsam buradan bizi kurtar" Kaya biraz açıldı Fakat çıkmak mümkün değildi Diğeri her türlü imkân varken çok sevdiği amcasınının kızı ile zinâ etmediği ve kıza verdiği 120 dinar altını almadığı olayı hatırlayıp, (Yâ rabbî, bunları senin rızan için yapmışsam bizi buradan kurtar) dedi Kaya biraz daha açıldı Ancak yer çıkabilecekleri kadar değildi Üçüncüsü şöyle dedi: Çalıştırdığım işçilerden biri ücretini almadan gitmişti Ben de onun ücretini ürettim Öyle ki, bundan birçok mal meydana geldi Bir müddet sonra bana gelip ücretini istedi (Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunların hepsi senin ücretinden üremiştir, al götür) dedim O da (benimle alay etmiyorsun ya) dedi Ben de (hayır, alay etmiyorum, doğrusu bu) deyince, malların hepsini alarak götürdü Banahiçbir şey bırakmadı (Yâ rabbî bunu senin rızan için yapmışsam, içinde bulunduğumuz şu belâdan bizi kurtar) Bunun üzerine kaya tamamen açıldı Onlar da mağaradan çıkarak yollarına devam ettiler Ana-babaya karşı alçak gönüllü olmalı, yaşadıkları müddetçe onlara hizmet etmeli ve bununla onların rızâlarını kazanmalıdır HzHüseyn'in oğlu Alî, edeblerini gözetemem endişesiyle, ana-babasıyla yemek yemekten çekinirdi Ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır Bir kimsenin ana-babası zâlim olsalar dahi onlara karşı gelmek onlarla sert konuşmak câiz değildir Çeşitli vesilelerle, onların elleri öpülüp, duâları alınmalı, haklarını helâl ettirmelidir Bu vesilelerden biri de bayramlardır Bayramlarda, ana-babaya çeşitli hediyeler alıp, bayramları tebrik edilerek, hakları helâl ettirilmeli ve duâlarını almalıdır! Arada kırgınlıklar varsa bu vesile ile giderilmelidir Allahü teâlâ buyurdu ki: - Yâ Mûsâ, günahlar içinde bir günah vardır ki benim indimde çok ağır ve büyüktür O da, ana-baba evlâdını çağırdığı zaman emrini dinlememesidir (Ey Oğl İlm) Ana-baba, kızıp birşey söylediği zaman onlara karşılık vermemelidir Emrettikleri şeyleri bir an önce yapıp onların duâsını almalıdır Onların üzülüp bedduâ etmelerinden korkmalıdır Yanlış bir iş yapıp onları üzünce hemen ellerine sarılıp özür dilemelidir İnsanın saâdeti ve felâketi onların kalblerinden gelen ve ağızlarından çıkacak olan sözdedir Atılan ok tekrar geri gelmez Onlar hayatta iken kıymetini bilip, hayır duâlarını almak lâzımdır Vefâtlarından sonraki pişmanlık fayda vermez Onlar hayatta iken ne yapıp yapıp onları memnun etmelidir Soğuk bir kış gecesinde, Bâyezid-i Bistâmi hazretleri küçükken annesi ile yatsı namazını kılıp yatmıştı Gece yarısına doğru annesi uyandı Çok susamıştı Oğluna seslendi: - Oğlum, bir bardak su verir misin? Hemen yatağından fırlayan, küçük Bâyezid, su testisine baktı Fakat içinde su yoktu Annesine: - Anneciğim, testide su yok ben hemen doldurup geleyim, dedi Koşarak dışarı çıktı Her yer buz ile kaplıydı Zorlukla testiyi doldurup geri döndü Fakat, geri dönene kadar annesi tekrar uyumuştu Annesini uyandırmaya kıyamadı Elinde su dolu bardak ile, annesinin baş ucunda beklemeye başladı Hava çok soğuk olduğu için, bir müddet sonra soğuktan titremeye başladı Buna rağmen, bardağı bırakıp yatmadı Annesinin uyandığında, "Hani su" diyerek üzüleceğinden korkuyordu Anesini üzmemek için, her türlü sıkıntıya katlanmaya râzı idi Elinde su bardağı saatlerce ayakta annesinin uyanmasını bekledi Nihayet, annesi, "su, su" diye mırıldanmaya başladı Hemen, "buyur anneciğim, suyun hazır" dedi Annesi daha ilk sözünde suyun hazır olmasını anlıyamadı Oğluna sordu: - Oğlum ne çabuk getirdin? - Anneciğim, daha önce uyandığında, su istemiştin O zaman su olmadığı için, testiyi doldurmaya gittim Geldiğimde senin daldığını gördüm Uyanmanı bekledim Oğlunun bu kadar, sadakatli olduğuna çok sevinen annesi sevinçten ağladı Allahü teâlâ kendisine böyle bir oğul ihsân ettiği için şükretti: - Yâ Rabbî ben oğlumdan râzıyım, sen de râzı ol, dedi Annesinin duâsı sebebiyle, Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, evliyâlıkta yüksek derecelere kavuştu Allahü teâlânın sevgili kulu oldu Kendisine sordular: - Bu derecelere nasıl kavuştunuz? - Annemin rızâsını almakla Anne hakkı önemlidir Anneye hürmet ve hizmet, babadan önce gelir Biri, suâl etti ki: - Yâ Resûlallah, insanlar içinde iyilik etmeme en lâyık olan kimdir? - Annendir - Sonra? - Annendir - Daha sonra? - Babandır (Buhârî, Müslim) Başka bir hadîs-i şerîfte de, (Önce, annene, sonra babana, kızkardeşine, erkek kardeşine ve sırası ile diğer yakınlarına iyilik et) buyuruldu (Nesâî) Üstünlük başka, hakkı olmak, iyiliğe lâyık olmak başkadır Anne, kâfir bile olsa ona iyilik etmelidir! Bir kimse (Yâ Resûlallah, annem müşriktir Ona iyilik etmem câiz midir?) diye sorunca, (Evet annene iyilik ve ihsânda bulun) buyurdu (Ebû Dâvüd) Îmânlı olup, Cehennemden en son çıkacaklar Allah yolunda olan ana-babasının islâmiyete uygun olan emirlerine âsî olanlardır Allahü teâlâ buyurdu ki: - Yâ Mûsâ, ana-babasını râzı eden beni râzı etmiş olur Ana babasını râzı edip bana âsî olan kimseyi dahi iyilerden sayarım Ana-babasına âsî olan, bana mûtî [itâatkâr] olsa bile, onu fenâlar tarafına ilhâk ederim [Ey Oğul ilm] HzMuâz, Resûlullah efendimize sordu: - Minbere çıkarken üç kere âmin demenizin sebebi nedir? - Cebrâil aleyhisselâm geldi "Ramazan ayına yetiştiği halde [günahları] mağfiret olunmadan ölen kimse ateşe girsin" dedi Ben de âmin dedim Sonra "yanında senin adın anıldığı halde sana salevât getirmiyen kimse ateşe girsin" dedi Ben de âmin dedim Daha sonra "ana-babasına veya ikisinden birine yetiştiği halde onların hakkını gözetmeden ölen, ateşe girsin " dedi Ben de âmin dedim) [İNeccâr] 3- Âsî olmamak, karşı gelmemek (Agâh olun, büyük günâhların en büyüklerini haber veriyorum Bunlar Allaha şirk koşmak, ana-babaya âsî olmaktır) [Buhârî] (Allahü teâlâ, Kıyâmette üç zümreye rahmet nazarıyla bakmaz: Ana-babasına karşı gelen, içki içen ve yaptığı iyiliği başa kakan kimse) [Buhârî] (Ana-babaya karşı gelmek büyük günâhtır) [Buhârî] (Ana-babasına âsî olan Cennete giremez) [Nesâî] (Ana-babasına karşı gelenin ömrü bereketsiz ve kısa olur) [İslâm Ahlâkı] (Ana-babaya karşı gelmekten, isyân etmekten sakının! Ana-babasına âsî olan, Cennetin kokusunu alamaz) [Deylemî] (Allahü teâlâ, ba'zı günâhların cezâsını kıyâmete kadar geciktirir Ana-babaya isyân bundan müstesnâdır) [Hâkim] Îmânı olanlardan Cehennemden en sonra çıkacak olanlar, Allahü teâlânın yolunda olan ana-babasının islâmiyyete uygun olan emîrlerine âsî olanlardır Ana-babanın ve hiç kimsenin, dine uymıyan emri yapılmaz Fakat, ana-babaya, yine tatlı söylemek, onları incitmemek lâzımdır Ana-baba kâfir ise, onları kiliseden, meyhâneden, sırtta taşıyarak bile, geri getirmek lâzımdır Fakat, oralara götürmek gerekmez Ana-baba zâlim de olsa, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak câiz değildir (Anam-babam çok şefkatsız, onlara nasıl itâ'at edeyim) diyen bir kimseye, Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Anan seni dokuz ay karnında gezdirdi İki yıl emzirdi Seni büyütünceye kadar koynunda besledi ve sakladı, kucağında gezdirdi Baban da seni büyütünceye kadar birçok zahmete katlandı İdâre ve mâişetini temîn etti Sana dînini, îmânını öğretti Seni islâm terbiyesi ile büyüttü Şimdi nasıl olur da, şefkatsiz olurlar? Bundan daha büyük ve kıymetli şefkat olur mu?) [Ey Oğul İlm] (Yâ Resûlallah, yaşlı anama elimle yedirip içiririm Abdestini aldırır, sırtımda taşırım Hakkını ödemiş olur muyum) diye soran kişiye buyurdu ki: (Hayır yüzde birini bile ödemiş olamazsın O sana, yaşaman için hizmet ediyordu, sen ise, ölümünü bekliyerek hizmet ediyorsun Ancak Allahü teâlâ, bu az iyiliğine karşılık çok sevâb ihsân eder) [RNâsihîn] Bir zât, (Yâ Resûlallah, ana-baba, evlâdına zulmetse de rızâlarını almıyan Cehenneme girer mi) diye sorunca, cevaben 3 defa (Evet zulmetseler de rızâlarını almıyan Cehenneme girer) buyurdu (Beyhekî) Şu hâlde ana-baba zâlim olup, evlâda zulmetseler de, günâh işlemeyi emretseler de, yine onları üzmemeye, küstürmemeye çalışmalıdır! Günâh olan emirleri yapılmaz ama, yine de onları üzücü söz söylemek câiz olmaz Ana-baba kötü bile olsa, yine onlarla iyi geçinmelidir! Ziyâretlerini terk etmek büyük günâhtır Hiç olmazsa, selâm göndererek, tatlı mektûp yazarak, telefon ederek, bu günâhtan kurtulmalıdır! Kur'ân-ı kerîmde 3 şey, 3 şeyle beraber bildirildi Biri yapılmazsa, ikincisi kabûl olmaz Peygambere itâ'at edilmezse, Allaha itâ'at edilmiş olmaz Ana-babaya şükredilmedikçe, Allahü teâlâya şükredilmiş olmaz Malın zekâtı verilmedikçe, namazlar kabûl olmaz (Tefsîr-i Mugnî) 4- İtâ'at etmek, karşı gelmemek, günâh olmıyan emîrlerini yapmak Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki: (Ana-babaya itâ'at, Allaha itâ'attir, onlara âsî olmak, Allaha âsî olmaktır) [Taberânî] (Ana-babasını hoşnud eden, Allahı hoşnud etmiş, ana-basını kızdıran da, Allahı kızdırmış olur) [İNeccâr] Babasına âsî gelen kimse, çocuğundan mürüvvet göremez, murâdına kavuşamaz, âilesi ile geçinemez, evinin tadı bozulur (Şir'a) Hz Ömer, oğlu Abdullah'ın bilmediği önemli bir sebepten dolayı hanımımdan ayrılmasını ister Oğlu da, hanımını çok sevdiği için, bu sözü duymamış gibi hareket eder Hz Ömer sözünü dinlemediğini görünce, durumu Resûlullah efendimize bildirir O da, (Ey Abdullah, babanın sözünü dinle, hanımını bırak) buyurur (Tirmizî) Ananın, babanın ve hocanın, harâm olan şeyleri emretmeleri hâlinde, bunlara isyân edilmez Karşı gelinmez Bu emirler, dinde günâh ve suç olmıyacak şekilde yapılır Meselâ bir adama anası evlenme derse veya falanca kızı almıyacaksın veya âileni bırakacaksın derse veya falanca âlime gidip dinini öğrenmiyeceksin derse, bu sözleri islamiyyetin îcâp ettirdiği bir sebep ile değil ise, itâ'at îcâb etmez Fakat, yine sert söylemek, karşılık vermek câiz değildir Ananın, babanın, hocanın, itâ'at lazım olmıyan emirleri, yapılmadığı zaman uygun bir şekilde özür dilemedir 5- Sert bakmamak, şefkatle, sevgi ile bakmak Hadîs-i Şerîflerde buyuruldu ki: (Ana-babanın yüzüne sevgi ile bakmak ibâdettir) [Ebû Nuaym] (Ana-babanın yüzüne şefkatle bakana, kabûl olmuş bir hac sevâbı yazılır) [İRafiî] (Huzurunda alıcı ile satıcı arasındaki köle gibi durmayan kimse babasının hakkını ödiyemez) [İGazâlî] Evlâd, ana-babasına, merhamet ve sevgi ile bakınca ona, böyle bir bakışı için, kabûl edilmiş bir hac sevâbı verileceği bildirilince, oradakiler, (günde bin defa bakarsa da böyle sevâba kavuşur mu?) dediklerinde, Peygamber efendimiz, (Günde yüzbin defa baksa da) buyurdu (Şir'a) 6- Üzmemek, incitmemek, rızâlarını kazanmak Allahü teâlânın rızâsı, dînine bağlı olan ana-babanın rızâsında, Allahü teâlânın gazabı, dînine bağlı olan ana-babanın gazabındadır (Cennet ana-babanın ayağı altındadır) Ya'nî, sana dînini, îmânını öğreten ana-babanın rızâsındadır (Şir'a) Ana-baba çağırdığı zaman herhangi bir işle uğraşırsan, hemen onu terkedip, derhal ana-babanın emrine koşacaksın! Anan-baban sana kızıp bağırırsa, onlara sen birşey söyleme! Ananın-babanın duâsını almak istersen, sana emrettikleri işleri çabuk ve güzel yapmaya çalış! Bu işini beğenmeyip sana gücenmelerinden ve bedduâ etmelerinden kork! Sana darılır iseler, onlara karşı sert söyleme! Hemen ellerini öperek gazablarını teskin eyle! Ananın-babanın kalblerine geleni gözet! Zîrâ senin saadetin ve felâketin, onların kalblerinden doğan sözdedir Anan-baban hasta ise, ihtiyâr ise, onlara yardım et! Saadetini onlardan alacağın hayır duâda bil! Eğer onları incitip, bedduâlarını alırsan, dünya ve âhıretin harâb olur Atılan ok tekrar geri yaya gelmez Onlar hayâtta iken, kıymetini bil! Hasan-ı Basrî hazretleri Kâ'beyi ziyâret ve tavâf ederken arkasında bir zenbil ile tavâf eden bir zâta dedi ki: - Arkadaş, arkandaki yükü koyup öyle tavâf etsen daha iyi olmaz mı? O zât cevâben dedi ki - Arkamdaki yük değil, babamdır Bunu Şam'dan yedi defa buraya getirip tavâf eyledim Çünkü, bana dînimi, imânımı bu öğretti Beni islâm ahlâkı ile yetiştirdi - Kıyâmete kadar böylece arkanda getirip tavâf eylesen, bir defa kalbini kırmakla bu yaptığın hizmet boşa gider ve yine bir def'a gönlünü yapsan, bu kadar hizmete mukâbil olur Gaflet ve şaşkınlığa kapılarak ana-babanın kalbini kırarsan, derhal onların rızâsını almaya çalış, minnet eyle ve her ne yaparsan yap, onların gönlünü al! Ana-babanın evlâd üzerinde hakları çok büyüktür Bunu dâimâ göz önünde tut! (İslâm Ahlâkı) Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Ana-babasına âsî olan kimse, ne yaparsa yapsın Cennete giremez Ana-babasına iyilik eden de, ne yaparsa yapsın, Cehenneme girmez) [RNâsıhîn] (Rabbin rızâsı, ana-babanın rızâsında, gazabı da, ana-babanın gazabındadır) [Buhârî] (Ana-babasının rızâsını alan mü'mine Cennetten iki kapı, üzene de Cehennemden iki kapı açılır) [Beyhekî] (Evlâda önce namazdan, sonra ana-baba hakkından sorulur ) [RNâsıhîn] (Ana-babasına âsi olana "İstediğin ibâdeti yap sana mağfiret etmem" denir ve sâdık olana da, "Bildiğini yap seni mağfiret ederim" denir) [Ebû Nuaym] Ana-babayı üzmek, onlara eziyet etmek büyük günâhtır Ana-babanın veya hiç kimsenin günâh olan emîrleri yapılmaz Ana-babanın yemeklerinde harâm karşılığı olduğu şüpheli olsa, ana-baba bu yemekten yemesi için evlâdını zorlasa, evlâdın o yemekten yemesi lâzımdır Çünkü şüpheli şeylerden kaçınmak vera', ana-babanın rızâsını almak ise vâcibdir Fakat gayrı meşrû emîrleri dinlenmez Meselâ onlar, (İçki iç, namaz kılma, yoksa senden râzı olmayız) deseler de, harâm olan şeyler yapılmaz Çünkü (Hâlıka isyân olan işte, kula itâ'at edilmez) emri vardır (Hâkim) Bir insan, gaflet ve şaşkınlığa kapılarak, ana-babanın kalbini kırarsa, derhâl onların rızâsını almaya çalışmalı, yalvarmalı, onların gönlünü almalıdır Ana-babanın evlâd üzerinde hakları çok büyüktür Bunu dâima göz önünde tutarak, ona göre hareket etmelidir Evliyânın büyüklerinden birisi, nâfile hacca gitmek üzere yola çıktı Bir ara Bağdat'a uğradı Orada Ebû Hâzım-ı Mekkî hazretlerini ziyâret etti O esnâda uyuyordu Bir müddet bekledi Uyandı ve o zâta dedi ki: - Şimdi Resûlullah efendimizi rü'yâda gördüm Bana, senin hakkında, (Annesinin hakkını gözetsin, bu, hac etmekten daha iyidir) haberini ulaştırmamı emretti Bunun üzerine o zât geri döndü ve bütün hayatı boyunca annesine hizmet edip duâsına kavuştu 7- İzinsiz sefere gitmemek Onlardan izinsiz cihâda bile gitmek câiz olmadığı halde, ilim öğrenmek ve ilim öğretmek için gitmek câizdir Peygamber efendimiz, (Ana-babasından biri hayatta olup da, rızâsını almıyan, Cehenneme girmeye müstehak olur) buyurunca, Eshâb-ı kirâmdan biri, (Yâ Resûlallah, ana-baba, evlâdlarına zulmetse de böyle mi?) diye sorunca, cevabında, üç defa (Evet zulmetseler de) buyurdu (Beyhekî) Hacca giderken, muhtâç olmıyan ana-babadan izin almak sünnettir Ana-baba muhtâç ise, izinsiz gitmek harâmdır Ana-babası muhtâç olmıyan, onlardan izinsiz farz olan hacca gidebilir Fakat nâfile olan hacca izinsiz gidemez (RMuhtâr) Cihâd için izin isteyen birine Peygamber efendimiz, ana-babasının sağ olduğunu öğrenince, (Burada kal, onlara hizmet et, onlara hizmet cihâddır) [Buhârî] Biri de, hicret etmek için gelip, (Yâ Resûlallah, ana-babamı ağlatarak geldim onları üzdüm) dedi Peygamberimiz, bu duruma üzülerek buyurdu ki: (Hemen git, onları üzdüğün gibi sevindir!) [Ebû Dâvüd] 8- Saygıda, hürmette kusûr etmemek Onları görünce ayağa kalkmak, yanlarına gitmek, onlar oturuncaya kadar ayakta durmak, izinsiz oturmamak lâzımdır Otururken edebli oturmalı, ayağını uzatarak oturmamalı, bacak bacak üstüne atmamalıdır Onlar bana bir şey demiyor diye bunları ihmâl etmemelidir! Babamız olmasa da büyüklere saygı gerekir Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Büyüğünü saymıyan bizden değildir) [Tirmizî] 9- Onlarla yolda giderken, arkalarından gitmek Zarûretsiz önlerinde yürümemek HzAli, ak sakallı bir ihtiyârın yaşından dolayı önüne geçmemiş, arkasından yürümüş ve böylece namaza geç kalmıştı Cebrâil aleyhisselâm, Allahü teâlânın emri ile Peygamber efendimiz, rüküya eğilince, Hz Ali'nin ilk rek'ata yetişmesi için belini tutmuştur Ana-babanın arkasından yürümek ise elbette daha önemlidir! 10- Çağırınca, hemen kalkıp yanlarına gitmek, buyurun demek Ana-baba çağırınca, farz namazı bozmak câiz olur ise de, ihtiyâç yoksa, bozmamalıdır Sünnetler bozulur Hadîs-i Şerîfte buyuruldu ki: (Ana-babaya iyilik etmek, [nâfile] namaz, oruç, hac ve cihâddan daha üstündür) [Şir'a][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Anne ve Baba Hakkı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst