Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Allah yolunda ölmek
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="uður1" data-source="post: 279832" data-attributes="member: 1016557"><p><span style="font-family: 'Calibri'"><strong> </strong><strong><u>OTUZ ÜÇÜNCÜ SÖZ</u></strong></span> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong> </strong><strong><u>OTUZ ÜÇ PENCEREDİR</u></strong></span></p><p> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">ON DOKUZUNCU PENCERE</span></u></strong></p><table style='width: 100%'><tr><td> <strong>[SUP]<span style="font-family: 'Times New Roman'">1</span>[/SUP]</strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">تُسَبِّحُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">لَهُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">السَّمٰوَاتُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">السَّبْعُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَاْلاَرْضُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَمَنْ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">فِيهِنَّ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَاِنْ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">مِنْ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">شَىْءٍ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اِلاَّ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">يُسَبِّحُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">بِحَمْدِهِ</span></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">sırrınca, Sâni-i Zülcelâl, semâvâtın ecrâmına o kadar hikmetler, mânâlar takmış ki, güya celâl ve cemâlini ifade etmek için, semâvâtı güneşler, aylar, yıldızlar kelimeleriyle söylettirdiği gibi, cevv-i semâda olan mevcudata dahi öyle hikmetler ve mânâlar ve maksatlar takmış ki, güya o cevv-i semâyı berkler, şimşekler, ra’dlar, katreler kelimeleriyle intak ediyor ve kemâl-i hikmet ve cemâl-i rahmetini ders veriyor.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Ve nasıl zemin kafasını hayvânat ve nebâtat denilen mânidar kelimeleriyle söyleştirip kemâlât-ı san’atını kâinata gösteriyor.<br /> <br /> Öyle de, o kafanın birer kelimesi olan nebatları ve ağaçları dahi yapraklar, çiçekler, meyveler kelimeleriyle intak edip yine kemâl-i san’atını ve cemâl-i rahmetini ilân ediyor.<br /> <br /> Ve birer kelime olan çiçekleri ve meyveleri dahi tohumcuklar kelimeleriyle konuşturup dekaik-i san’atını ve kemâl-i rububiyetini ehl-i şuura talim ediyor.<br /> <br /> İşte, bu hadsiz kelimât-ı tesbihiye içinde, yalnız tek bir sünbül ve tek bir çiçeğin tarz-ı ifadesine kulak verip dinleyeceğiz, nasıl şehadet eder, bileceğiz.<br /> <br /> Evet, herbir nebat, herbir ağaç, pek çok lisanla Sânilerini öyle gösteriyorlar ki, ehl-i dikkati hayretlerde bırakır ve bakanlara “Sübhanallah, ne kadar güzel şehadet ediyor” dedirtirler.<br /> <br /> Evet, herbir nebâtın çiçek açması zamanında ve sünbül vermesi ânında, tebessümkârâne mânevî tekellümleri hengâmındaki tesbihleri, kendileri gibi güzel ve zâhirdir.<br /> <br /> Çünkü, herbir çiçeğin güzel ağzıyla ve muntazam sünbülün lisanıyla ve mevzun tohumların ve muntazam habbelerin kelimâtıyla hikmeti gösteren o nizam, bilmüşahede, ilmi gösteren bir mizan içindedir.<br /> <br /> Ve o mizan ise, maharet-i san’atı gösteren bir nakş-ı san’at içindedir.<br /> <br /> Ve o nakş-ı san’at, lütuf ve keremi gösteren bir ziynet içindedir. Ve o ziynet dahi, rahmet ve ihsanı gösteren lâtif kokular içindedir.<br /> <br /> Ve birbiri içinde bulunan şu mânidar keyfiyetler öyle bir lisan-ı şehadettir ki, hem Sâni-i Zülcemâlini esmâsıyla tarif eder, hem evsâfıyla tavsif eder, hem cilve-i esmâsını tefsir eder, hem teveddüd ve taarrüfünü, yani sevdirilmesini ve tanıttırılmasını ifade eder.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">İşte, birtek çiçekten böyle bir şehadet işitsen, acaba zemin yüzündeki Rabbânî bağlarda umum çiçekleri dinleyebilsen, ne derece yüksek bir kuvvetle Sâni-i Zülcelâlin vücub-u vücudunu ve vahdetini ilân ettiklerini işitsen, hiç şüphen ve vesvesen ve gafletin kalabilir mi? Eğer kalsa, sana insan ve zîşuur denilebilir mi?<br /> <br /> Gel, şimdi bir ağaca dikkatle bak. İşte, bahar mevsiminde yaprakların muntazaman çıkması, çiçeklerin mevzunen açılması, meyvelerin hikmetle, rahmetle büyümesi ve dalların ellerinde, masum çocuklar gibi, nesîmin esmesiyle oynaması içindeki lâtif ağzını gör. Nasıl bir dest-i keremle yeşillenen yaprakların diliyle ve bir neş’e-i lütufla tebessüm eden çiçeklerin lisanıyla ve bir cilve-i rahmetle gülen meyvelerin kelimâtıyla ifade edilen hikmetli nizam içindeki adilli mizan; ve adli gösteren mizan içinde bulunan dikkatli san’atlar, nakışlar; ve maharetli nakışlar ve ziynetler içinde rahmet ve ihsanı gösteren ayrı ayrı tatmaklar; ve ayrı ayrı güzel kokular ve hoş tatmaklar içinde birer mu’cize-i kudret olan tohumlar ve çekirdekler, gayet zâhir bir surette bir Sâni-i Hakîm, Kerîm, Rahîm, Muhsin, Mün’im, Mücemmil, Mufaddılın vücub-u vücudunu ve vahdetini ve cemâl-i rahmetini ve kemâl-i rububiyetini gösterir.<br /> <br /> İşte, eğer bütün rû-yi zemindeki ağaçların lisan-ı hâllerini birden dinleyebilsen, <strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">2</span>[/SUP]</strong></span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">يُسَبِّحُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">ِللهِ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">مَا</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">فِى</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">السَّمٰوَاتِ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَمَافِى</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اْلاَرْضِ</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> hazinesinde ne kadar güzel cevherler bulunduğunu göreceksin, anlayacaksın.<br /> <br /> İşte, ey nankörlük içinde kendini başıboş zanneden bedbaht gafil! Bu derece hadsiz lisanlarla kendini sana tanıttıran ve bildiren ve sevdiren bir Kerîm-i Zülcemâl, tanımak istenilmezse, bu lisanları susturmalı. Madem ki susturulmaz, dinlemeli. Gafletle kulağını kapasan kurtulamazsın. Çünkü sen kulağını kapamakla kâinat sükût etmez, mevcudat susmaz, vahdâniyet şahitleri seslerini kesmezler. Elbette seni mahkûm ederler.</span><br /> <strong><u><span style="color: #990000"><span style="font-family: 'Calibri'">Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :</span></span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">1</span>[/SUP] </strong>: “Yedi gök ve yer ve onların içindekiler Onu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">[SUP]2[/SUP]: “Göklerde ve yerde olan herşey Allah’ı tesbih eder.” Haşir Sûresi, 59:24.</span><br /> <br /> </td><td> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">adilli</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : adaletli<br /> <strong>adl</strong> : adalet<br /> <strong>bedbaht</strong> : kötü bahtlı, tahlihsiz</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>berk</strong> : şimşek, yıldırım<br /> <strong>bilmüşahede</strong> : gözle görüldüğü gibi<br /> <strong>cemâl-i rahmet</strong> : rahmetin güzelliği<br /> <strong>cevv-i semâ</strong> : gökyüzü, boşluk</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>cevher</strong> : asıl, temel, öz<br /> </span><span style="font-family: 'Calibri'"><strong>cilve-i esmâ</strong> : isimlerin görüntüsü </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">cilve-i rahmet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : rahmetin görüntüsü<br /> <strong>dekaik-i san’at</strong> : san’at incelikleri </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">dest-i kerem</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : cömertlik eli<br /> <strong>ehl-i dikkat</strong> : dikkat sahipleri<br /> <strong>ehl-i şuur</strong> : bilinç ve idrak sahibi olanlar<br /> <strong>esmâ</strong> : isimler<br /> <strong>evsâf</strong> : özellikler </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">gafil</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : duyarsız, sorumsuz, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranan<br /> <strong>gaflet</strong> : duyarsızlık, umursamazlık<br /> <strong>habbe</strong> : dane, tohumcuk<br /> <strong>hayvânat</strong> : hayvanlar<br /> <strong>hengâm</strong> : ân, zaman<br /> <strong>hikmet</strong> : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması<br /> <strong>ihsan</strong> : iyilik<br /> <strong>intak</strong> : konuşturma<br /> <strong>kâinat</strong> : evren, yaratılmış herşey<br /> <strong>katre</strong> : damla<br /> <strong>kelimât</strong> : kelimeler, sözler </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">kemâl-i rububiyet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : mükemmel terbiye ve idare<br /> <strong>kelimât-ı tesbihiye</strong> : Allah’ın yüceliğini dile getiren sözler<br /> <strong>kemâlât-ı san’at</strong> : olgun, güzel san’atlar<br /> <strong>kemâl-i hikmet</strong> : eksiksiz ve mükemmel hikmet<br /> <strong>kemâl-i rububiyet</strong> : mükemmel terbiye ve idare<br /> <strong>kerem</strong> : cömertlik, ikram </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Kerîm</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sonsuz cömertlik ve ikram sahibi olan Allah<br /> <strong>Kerîm-i Zülcemâl</strong> : sonsuz güzellik, ikram ve cömertlik sahibi olan Allah<br /> <strong>keyfiyet</strong> : nitelik, özellik<br /> <strong>lâtif</strong> : hoş, güzel<br /> <strong>lisan</strong> : dil </span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>lisan-ı hâl</strong> : hal dili<br /> <strong>lisan-ı şehadet</strong> : şahitlik eden dil<br /> <strong>lütuf</strong> : iyilik, ihsan, bağış<br /> <strong>maharet-i san’at</strong> : san’attaki ustalık</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">maharetli</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : becerikli, hünerli<br /> <strong>mevzunen</strong> : ölçülü ve dengeli olarak<br /> <strong>mizan</strong> : ölçü, denge<br /> <strong>mu’cize-i kudret</strong> : kudret mu’cizesi<br /> <strong>Mufaddıl</strong> : dilediğine dilediği konuda üstünlük veren, lütufta bulunan Allah<br /> <strong>Muhsin</strong> : yarattıklarına bağış ve iyiliklerde bulunan Allah<br /> <strong>muntazaman</strong> : düzenli olarak<br /> <strong>Mücemmil</strong> : herşeyi en güzel şekilde yaratan Allah<br /> <strong>Mün’im</strong> : yarattıklarına nimetler veren Allah<br /> <strong>nakş-ı san’at</strong> : san’atlı nakış, işleme<br /> <strong>nebat</strong> : bitki<br /> <strong>nebâtat</strong> : bitkiler </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">nesîm</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : hoş ve hafif rüzgâr<br /> <strong>neş’e-i lütuf</strong> : lütuf ve ikramdan kaynaklanan sevinç<br /> <strong>nizam</strong> : düzen<br /> <strong>ra’d</strong> : gök gürültüsü</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Rabbânî</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Rab olan Allah’a ait<br /> <strong>Rahîm</strong> : rahmeti herşeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah<br /> <strong>rahmet</strong> : şefkat, merhamet<br /> <strong>rû-yi zemin</strong> : yeryüzü<br /> <strong>Sâni</strong> : herşeyi san’atla yaratan Allah </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Sâni-i Hakîm</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : herşeyi hikmetle ve san’atla yaratan Allah<br /> <strong>Sâni-i Zülcelâl</strong> : herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah<br /> <strong>Sâni-i Zülcemâl</strong> : sonsuz güzellik sahibi ve herşeyi san’atla yapan Allah </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">suret</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : şekil, görüntü<br /> <strong>Sübhanallah</strong> : “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir”<br /> <strong>sünbül</strong> : başak; bir çiçek cinsi<br /> <strong>şehadet</strong> : şahitlik, tanıklık<br /> <strong>taarrüf</strong> : kendini tanıtma<br /> <strong>talim</strong> : öğretme<br /> <strong>tarz-ı ifade</strong> : ifade etme tarzı<br /> <strong>tavsif</strong> : vasıflandırma, özelliklerini anlatma<br /> <strong>tebessümkârâne</strong> : gülümsercesine<br /> <strong>tefsir</strong> : açıklama, yorumlama<br /> <strong>tekellüm</strong> : konuşma<br /> <strong>tesbih</strong> : Allah’ı, yüce şanına lâyık ifadelerle anma<br /> <strong>teveddüd</strong> : kendini sevdirme </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">umum</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : bütün<br /> <strong>vahdet</strong> : birlik<br /> <strong>vesvese</strong> : kuruntu, şüphe<br /> <strong>vücub-u vücud</strong> : varlığının zorunlu oluşu<br /> <strong>zâhir</strong> : açık, gözle görünür<br /> <strong>zemin</strong> : yer </span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>zîşuur</strong> : şuur ve bilinç sahibi<br /> <strong>ziynet</strong> : süs</span><br /> <span style="color: #888888"> <br /> </span></td></tr></table><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">Kur'an bil'ayan ve şübhesiz, saadet-i dareyne isal eder, beşeri ona sevkeder. Kimin şübhesi varsa, bir defa Kur'anı okusun ve dinlesin ne diyor? Hem Kur'anın verdiği meyveler; hem mükemmeldir, hem hayatdardır. Öyle ise, Kur'an ağacının kökü hakikattadır, hayatdardır. Çünki meyvenin hayatı, ağacın hayatına delalet eder. İşte bak; her asırda ne kadar asfiya ve evliya gibi mükemmel ve kamil zihayat ve zinur meyveler vermiş.</span></span></p><p> <span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">Hem hadsiz müteferrik emarelerden neş'et eden bir hads ve kanaatla, Kur'an hem ins, hem cinn, hem meleğin makbulü ve mergubudur ki; okunduğu vakit onlar iştiyakla pervane gibi etrafına toplanıyorlar. </span></span></p><p> </p><p> <span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">(Bediüzzaman Said Nursi - 19. Mektub'dan) </span></span></p><p> </p><p> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler</span></u></strong></p><table style='width: 100%'><tr><td> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Asfiya </strong>:safiyet ve takva sahibi sünnet yolunu ihyaya çalışan muhakkik zatlar</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Asır: </strong>yüzyıl</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Beşer: </strong>insan</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Bil’ayan</strong> :açık olarak, meydanda olarak</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Cin</strong> :latif ve ruhani varlıklar</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Delalet :</strong> delil olmak</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Emare :</strong>alamet,işaret, belirti, iz, ipucu</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Evliya </strong>:veliler, Allah dostları</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Hads </strong>:ani ve doğru anlayış</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Hadsiz :</strong> sayısız, sınırsız</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Hakikat: </strong>gerçek, doğru</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Hayatdar :</strong>canlılık gösteren</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>İns: </strong>insan</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>İsal</strong> :ulaştırmak, yetiştirmek</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>İştiyak </strong>:çok arzu ve istek</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Kâmil </strong>:bütün, tam,olgun, eksiksiz, kemal ve fazilet sahibi</span></td><td> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Kanaat </strong>:helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Makbul </strong>:kabul olunan, beğenilen, sevaplı</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Merğub</strong> :rağbet edilmiş, beğenilmiş, çok kıymet verilen, istenen</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Mükemmel :</strong>olgun, noksansız, tamam, eksiksiz, çok iyi</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Müteferrik</strong> :çeşitli, kısım kısım, başka başka, dağınık</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Neş’et etmek :</strong>meydana gelmek, çıkmak, yetişmek</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Pervane</strong> :fırıldak, çark, haberci, dönen şey</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Saadet-i dareyn</strong> :iki dünya saadeti</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Sevketmek</strong> :ileri sürmek, önüne katıp sürmek, göndermek, yollamak</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Zihayat </strong>: hayat sahibi, canlı</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Zînur :</strong>nurlu, ışıklı, parlayan</span><br /> <span style="color: #888888"> <br /> </span></td></tr></table><p><span style="color: #888888"> </span></p><p> <span style="color: #888888"></span></p><p><span style="color: #888888"></span></p><p></p><p><span style="color: #888888"> -- </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="uður1, post: 279832, member: 1016557"] [FONT=Calibri][B] [/B][B][U]OTUZ ÜÇÜNCÜ SÖZ[/U][/B][B][U][/U][/B][/FONT] [FONT=Calibri][B] [/B][B][U]OTUZ ÜÇ PENCEREDİR[/U][/B][B][U][/U][/B][/FONT] [B][U][FONT=Calibri]ON DOKUZUNCU PENCERE[/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][SUP][FONT=Times New Roman]1[/FONT][/SUP][/B][B][FONT=Times New Roman]تُسَبِّحُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]لَهُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]السَّمٰوَاتُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]السَّبْعُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]وَاْلاَرْضُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]وَمَنْ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]فِيهِنَّ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]وَاِنْ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]مِنْ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]شَىْءٍ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]اِلاَّ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]يُسَبِّحُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]بِحَمْدِهِ[/FONT][/B] [FONT=Calibri]sırrınca, Sâni-i Zülcelâl, semâvâtın ecrâmına o kadar hikmetler, mânâlar takmış ki, güya celâl ve cemâlini ifade etmek için, semâvâtı güneşler, aylar, yıldızlar kelimeleriyle söylettirdiği gibi, cevv-i semâda olan mevcudata dahi öyle hikmetler ve mânâlar ve maksatlar takmış ki, güya o cevv-i semâyı berkler, şimşekler, ra’dlar, katreler kelimeleriyle intak ediyor ve kemâl-i hikmet ve cemâl-i rahmetini ders veriyor.[/FONT] [FONT=Calibri]Ve nasıl zemin kafasını hayvânat ve nebâtat denilen mânidar kelimeleriyle söyleştirip kemâlât-ı san’atını kâinata gösteriyor. Öyle de, o kafanın birer kelimesi olan nebatları ve ağaçları dahi yapraklar, çiçekler, meyveler kelimeleriyle intak edip yine kemâl-i san’atını ve cemâl-i rahmetini ilân ediyor. Ve birer kelime olan çiçekleri ve meyveleri dahi tohumcuklar kelimeleriyle konuşturup dekaik-i san’atını ve kemâl-i rububiyetini ehl-i şuura talim ediyor. İşte, bu hadsiz kelimât-ı tesbihiye içinde, yalnız tek bir sünbül ve tek bir çiçeğin tarz-ı ifadesine kulak verip dinleyeceğiz, nasıl şehadet eder, bileceğiz. Evet, herbir nebat, herbir ağaç, pek çok lisanla Sânilerini öyle gösteriyorlar ki, ehl-i dikkati hayretlerde bırakır ve bakanlara “Sübhanallah, ne kadar güzel şehadet ediyor” dedirtirler. Evet, herbir nebâtın çiçek açması zamanında ve sünbül vermesi ânında, tebessümkârâne mânevî tekellümleri hengâmındaki tesbihleri, kendileri gibi güzel ve zâhirdir. Çünkü, herbir çiçeğin güzel ağzıyla ve muntazam sünbülün lisanıyla ve mevzun tohumların ve muntazam habbelerin kelimâtıyla hikmeti gösteren o nizam, bilmüşahede, ilmi gösteren bir mizan içindedir. Ve o mizan ise, maharet-i san’atı gösteren bir nakş-ı san’at içindedir. Ve o nakş-ı san’at, lütuf ve keremi gösteren bir ziynet içindedir. Ve o ziynet dahi, rahmet ve ihsanı gösteren lâtif kokular içindedir. Ve birbiri içinde bulunan şu mânidar keyfiyetler öyle bir lisan-ı şehadettir ki, hem Sâni-i Zülcemâlini esmâsıyla tarif eder, hem evsâfıyla tavsif eder, hem cilve-i esmâsını tefsir eder, hem teveddüd ve taarrüfünü, yani sevdirilmesini ve tanıttırılmasını ifade eder.[/FONT] [FONT=Calibri]İşte, birtek çiçekten böyle bir şehadet işitsen, acaba zemin yüzündeki Rabbânî bağlarda umum çiçekleri dinleyebilsen, ne derece yüksek bir kuvvetle Sâni-i Zülcelâlin vücub-u vücudunu ve vahdetini ilân ettiklerini işitsen, hiç şüphen ve vesvesen ve gafletin kalabilir mi? Eğer kalsa, sana insan ve zîşuur denilebilir mi? Gel, şimdi bir ağaca dikkatle bak. İşte, bahar mevsiminde yaprakların muntazaman çıkması, çiçeklerin mevzunen açılması, meyvelerin hikmetle, rahmetle büyümesi ve dalların ellerinde, masum çocuklar gibi, nesîmin esmesiyle oynaması içindeki lâtif ağzını gör. Nasıl bir dest-i keremle yeşillenen yaprakların diliyle ve bir neş’e-i lütufla tebessüm eden çiçeklerin lisanıyla ve bir cilve-i rahmetle gülen meyvelerin kelimâtıyla ifade edilen hikmetli nizam içindeki adilli mizan; ve adli gösteren mizan içinde bulunan dikkatli san’atlar, nakışlar; ve maharetli nakışlar ve ziynetler içinde rahmet ve ihsanı gösteren ayrı ayrı tatmaklar; ve ayrı ayrı güzel kokular ve hoş tatmaklar içinde birer mu’cize-i kudret olan tohumlar ve çekirdekler, gayet zâhir bir surette bir Sâni-i Hakîm, Kerîm, Rahîm, Muhsin, Mün’im, Mücemmil, Mufaddılın vücub-u vücudunu ve vahdetini ve cemâl-i rahmetini ve kemâl-i rububiyetini gösterir. İşte, eğer bütün rû-yi zemindeki ağaçların lisan-ı hâllerini birden dinleyebilsen, [B][SUP][COLOR=#cc0000]2[/COLOR][/SUP][/B][/FONT][B][FONT=Times New Roman]يُسَبِّحُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]ِللهِ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]مَا[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]فِى[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]السَّمٰوَاتِ[/FONT][/B][FONT=Calibri] [/FONT][B][FONT=Times New Roman]وَمَافِى[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]اْلاَرْضِ[/FONT][/B][FONT=Calibri] hazinesinde ne kadar güzel cevherler bulunduğunu göreceksin, anlayacaksın. İşte, ey nankörlük içinde kendini başıboş zanneden bedbaht gafil! Bu derece hadsiz lisanlarla kendini sana tanıttıran ve bildiren ve sevdiren bir Kerîm-i Zülcemâl, tanımak istenilmezse, bu lisanları susturmalı. Madem ki susturulmaz, dinlemeli. Gafletle kulağını kapasan kurtulamazsın. Çünkü sen kulağını kapamakla kâinat sükût etmez, mevcudat susmaz, vahdâniyet şahitleri seslerini kesmezler. Elbette seni mahkûm ederler.[/FONT] [B][U][COLOR=#990000][FONT=Calibri]Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :[/FONT][/COLOR][/U][/B] [FONT=Calibri][B][SUP][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/SUP][COLOR=#cc0000] [/COLOR][/B]: “Yedi gök ve yer ve onların içindekiler Onu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki, Onu hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.[/FONT] [FONT=Calibri][SUP]2[/SUP]: “Göklerde ve yerde olan herşey Allah’ı tesbih eder.” Haşir Sûresi, 59:24.[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [B][FONT=Calibri]adilli[/FONT][/B][FONT=Calibri] : adaletli [B]adl[/B] : adalet [B]bedbaht[/B] : kötü bahtlı, tahlihsiz[/FONT] [FONT=Calibri][B]berk[/B] : şimşek, yıldırım [B]bilmüşahede[/B] : gözle görüldüğü gibi [B]cemâl-i rahmet[/B] : rahmetin güzelliği [B]cevv-i semâ[/B] : gökyüzü, boşluk[/FONT] [FONT=Calibri][B]cevher[/B] : asıl, temel, öz [/FONT][FONT=Calibri][B]cilve-i esmâ[/B] : isimlerin görüntüsü[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]cilve-i rahmet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : rahmetin görüntüsü [B]dekaik-i san’at[/B] : san’at incelikleri[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]dest-i kerem[/FONT][/B][FONT=Calibri] : cömertlik eli [B]ehl-i dikkat[/B] : dikkat sahipleri [B]ehl-i şuur[/B] : bilinç ve idrak sahibi olanlar [B]esmâ[/B] : isimler [B]evsâf[/B] : özellikler[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]gafil[/FONT][/B][FONT=Calibri] : duyarsız, sorumsuz, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranan [B]gaflet[/B] : duyarsızlık, umursamazlık [B]habbe[/B] : dane, tohumcuk [B]hayvânat[/B] : hayvanlar [B]hengâm[/B] : ân, zaman [B]hikmet[/B] : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması [B]ihsan[/B] : iyilik [B]intak[/B] : konuşturma [B]kâinat[/B] : evren, yaratılmış herşey [B]katre[/B] : damla [B]kelimât[/B] : kelimeler, sözler[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]kemâl-i rububiyet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : mükemmel terbiye ve idare [B]kelimât-ı tesbihiye[/B] : Allah’ın yüceliğini dile getiren sözler [B]kemâlât-ı san’at[/B] : olgun, güzel san’atlar [B]kemâl-i hikmet[/B] : eksiksiz ve mükemmel hikmet [B]kemâl-i rububiyet[/B] : mükemmel terbiye ve idare [B]kerem[/B] : cömertlik, ikram[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Kerîm[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sonsuz cömertlik ve ikram sahibi olan Allah [B]Kerîm-i Zülcemâl[/B] : sonsuz güzellik, ikram ve cömertlik sahibi olan Allah [B]keyfiyet[/B] : nitelik, özellik [B]lâtif[/B] : hoş, güzel [B]lisan[/B] : dil[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]lisan-ı hâl[/B] : hal dili [B]lisan-ı şehadet[/B] : şahitlik eden dil [B]lütuf[/B] : iyilik, ihsan, bağış [B]maharet-i san’at[/B] : san’attaki ustalık[/FONT] [B][FONT=Calibri]maharetli[/FONT][/B][FONT=Calibri] : becerikli, hünerli [B]mevzunen[/B] : ölçülü ve dengeli olarak [B]mizan[/B] : ölçü, denge [B]mu’cize-i kudret[/B] : kudret mu’cizesi [B]Mufaddıl[/B] : dilediğine dilediği konuda üstünlük veren, lütufta bulunan Allah [B]Muhsin[/B] : yarattıklarına bağış ve iyiliklerde bulunan Allah [B]muntazaman[/B] : düzenli olarak [B]Mücemmil[/B] : herşeyi en güzel şekilde yaratan Allah [B]Mün’im[/B] : yarattıklarına nimetler veren Allah [B]nakş-ı san’at[/B] : san’atlı nakış, işleme [B]nebat[/B] : bitki [B]nebâtat[/B] : bitkiler[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]nesîm[/FONT][/B][FONT=Calibri] : hoş ve hafif rüzgâr [B]neş’e-i lütuf[/B] : lütuf ve ikramdan kaynaklanan sevinç [B]nizam[/B] : düzen [B]ra’d[/B] : gök gürültüsü[/FONT] [B][FONT=Calibri]Rabbânî[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Rab olan Allah’a ait [B]Rahîm[/B] : rahmeti herşeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah [B]rahmet[/B] : şefkat, merhamet [B]rû-yi zemin[/B] : yeryüzü [B]Sâni[/B] : herşeyi san’atla yaratan Allah[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Sâni-i Hakîm[/FONT][/B][FONT=Calibri] : herşeyi hikmetle ve san’atla yaratan Allah [B]Sâni-i Zülcelâl[/B] : herşeyi san’atlı bir şekilde yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah [B]Sâni-i Zülcemâl[/B] : sonsuz güzellik sahibi ve herşeyi san’atla yapan Allah[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]suret[/FONT][/B][FONT=Calibri] : şekil, görüntü [B]Sübhanallah[/B] : “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir” [B]sünbül[/B] : başak; bir çiçek cinsi [B]şehadet[/B] : şahitlik, tanıklık [B]taarrüf[/B] : kendini tanıtma [B]talim[/B] : öğretme [B]tarz-ı ifade[/B] : ifade etme tarzı [B]tavsif[/B] : vasıflandırma, özelliklerini anlatma [B]tebessümkârâne[/B] : gülümsercesine [B]tefsir[/B] : açıklama, yorumlama [B]tekellüm[/B] : konuşma [B]tesbih[/B] : Allah’ı, yüce şanına lâyık ifadelerle anma [B]teveddüd[/B] : kendini sevdirme[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]umum[/FONT][/B][FONT=Calibri] : bütün [B]vahdet[/B] : birlik [B]vesvese[/B] : kuruntu, şüphe [B]vücub-u vücud[/B] : varlığının zorunlu oluşu [B]zâhir[/B] : açık, gözle görünür [B]zemin[/B] : yer[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]zîşuur[/B] : şuur ve bilinç sahibi [B]ziynet[/B] : süs[/FONT] [COLOR=#888888] [FONT=Calibri] [/FONT] [/COLOR][/TD] [/TR] [/TABLE] [COLOR=black][FONT=Calibri]Kur'an bil'ayan ve şübhesiz, saadet-i dareyne isal eder, beşeri ona sevkeder. Kimin şübhesi varsa, bir defa Kur'anı okusun ve dinlesin ne diyor? Hem Kur'anın verdiği meyveler; hem mükemmeldir, hem hayatdardır. Öyle ise, Kur'an ağacının kökü hakikattadır, hayatdardır. Çünki meyvenin hayatı, ağacın hayatına delalet eder. İşte bak; her asırda ne kadar asfiya ve evliya gibi mükemmel ve kamil zihayat ve zinur meyveler vermiş.[/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Calibri]Hem hadsiz müteferrik emarelerden neş'et eden bir hads ve kanaatla, Kur'an hem ins, hem cinn, hem meleğin makbulü ve mergubudur ki; okunduğu vakit onlar iştiyakla pervane gibi etrafına toplanıyorlar. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Calibri](Bediüzzaman Said Nursi - 19. Mektub'dan) [/FONT][/COLOR] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler[/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD] [FONT=Calibri][B]Asfiya [/B]:safiyet ve takva sahibi sünnet yolunu ihyaya çalışan muhakkik zatlar[/FONT] [FONT=Calibri][B]Asır: [/B]yüzyıl[/FONT] [FONT=Calibri][B]Beşer: [/B]insan[/FONT] [FONT=Calibri][B]Bil’ayan[/B] :açık olarak, meydanda olarak[/FONT] [FONT=Calibri][B]Cin[/B] :latif ve ruhani varlıklar[/FONT] [FONT=Calibri][B]Delalet :[/B] delil olmak[/FONT] [FONT=Calibri][B]Emare :[/B]alamet,işaret, belirti, iz, ipucu[/FONT] [FONT=Calibri][B]Evliya [/B]:veliler, Allah dostları[/FONT] [FONT=Calibri][B]Hads [/B]:ani ve doğru anlayış[/FONT] [FONT=Calibri][B]Hadsiz :[/B] sayısız, sınırsız[/FONT] [FONT=Calibri][B]Hakikat: [/B]gerçek, doğru[/FONT] [FONT=Calibri][B]Hayatdar :[/B]canlılık gösteren[/FONT] [FONT=Calibri][B]İns: [/B]insan[/FONT] [FONT=Calibri][B]İsal[/B] :ulaştırmak, yetiştirmek[/FONT] [FONT=Calibri][B]İştiyak [/B]:çok arzu ve istek[/FONT] [FONT=Calibri][B]Kâmil [/B]:bütün, tam,olgun, eksiksiz, kemal ve fazilet sahibi[/FONT][/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [FONT=Calibri][B]Kanaat [/B]:helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak[/FONT] [FONT=Calibri][B]Makbul [/B]:kabul olunan, beğenilen, sevaplı[/FONT] [FONT=Calibri][B]Merğub[/B] :rağbet edilmiş, beğenilmiş, çok kıymet verilen, istenen[/FONT] [FONT=Calibri][B]Mükemmel :[/B]olgun, noksansız, tamam, eksiksiz, çok iyi[/FONT] [FONT=Calibri][B]Müteferrik[/B] :çeşitli, kısım kısım, başka başka, dağınık[/FONT] [FONT=Calibri][B]Neş’et etmek :[/B]meydana gelmek, çıkmak, yetişmek[/FONT] [FONT=Calibri][B]Pervane[/B] :fırıldak, çark, haberci, dönen şey[/FONT] [FONT=Calibri][B]Saadet-i dareyn[/B] :iki dünya saadeti[/FONT] [FONT=Calibri][B]Sevketmek[/B] :ileri sürmek, önüne katıp sürmek, göndermek, yollamak[/FONT] [FONT=Calibri][B]Zihayat [/B]: hayat sahibi, canlı[/FONT] [FONT=Calibri][B]Zînur :[/B]nurlu, ışıklı, parlayan[/FONT] [COLOR=#888888] [/COLOR][/TD] [/TR] [/TABLE] [COLOR=#888888] [/COLOR] [COLOR=#888888] -- [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Allah yolunda ölmek
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst