Duada Samimiyet

davaislam

New member
İnsan imtihan edildiğini unutmamalı kararlılığından dönmemelidir.

Bir dala tutunuruz bu dal duamız bu dal daha farklı bir durum olabilir.

Dua ederiz duamızın karşılığı görmeyiz hatta ''Bu konudaki duamı geri mi çevirsem'' diye düşündüğümüz anlar bile olmuştur.Kararlılık bu konuda devreye girmeli hangi konuda ediyorsak dua kolay kolay dönmemeliyiz.Eğer duanın neticesinde güzel olduğuna inanıyorsak güzellikten kendimizi mahrum etmemek için duamıza devam etmeliyiz.İmtihan dünyasında olduğunu unutmamak da bizim en büyük artımızdır.Çünkü kul bilmeli ALLAH kulunun samimiyetini ölçmek için çeşitli vesilelerle kulunu imtihan eder.Kul bunu bilmeli arzusunu elde etmek için ettiği duadan vazgeçmemelidir.Dua rahmettir.

Cefa olmadan sefa olmaz.Belki duadaki cefa olarak görülecek durum duanın sürekli edilmesidir.''Ne zaman duam kabul olacak'' diyecek ana geldiğimizde daha çok dua edelim.Mecnun Leylasına hemen kavuşmadı belirli bir zaman içinde cefa çekti.Kaldı ki duanın cefası dediğimiz durum aslında bizi günahlardan da temizliyor.

Ne olursa olsun duamızın sonucunu istiyorsak şunu diyelim ''Her şeye rağmen duamlayım,duamla olmalıyım RABBİM beni imtihan ediyor''

Hatırlayalım her zaman

Burası imtihan dünyası RABBİMİZ samimiyetimizi ölçmek ister.

ALLAH'ım bizi samimi olanlardan eyle.(amin)
 
Ynt: Duada Samimiyet

Mesnevi-i Nuriye | Onuncu Risale' Alıntı:
b689.gif
1-
'lem eyyühe'l-aziz! "Bazı dualar icabete iktiran etmez" diye iddiada bulunma. Çünkü dua bir ibadettir. İbadetin semeresi ahirette görünür. Dünyevi maksatlar ise, namaz vakitleri gibi, dualar ibadeti için birer vakittirler. Duaların semeresi değillerdir. Mesela, şemsin tutulması küsuf namazına, yağmursuzluk yağmur namazına birer vakittir.

Ve keza, zalimlerin tasallutu ve belaların nüzulü, bazı hususi dualara vakittir. Bu vakitler baki kaldıkça, o namazlar, o dualar yapılır. Eğer bu vakitlerde dünyevi maksatlar hasıl olursa, zaten nurun ala nur. Ve illa, "İcabet duaya iktiran etmedi" diyemezsin. Ancak, "Henüz vakit inkıza etmemiş, duaya devam lazımdır" diyebilirsin. Çünkü o maksatlar duaların mukaddemesidir, neticesi değillerdir. Cenab-ı Hakkın duaların icabetine vaad etmesi ise, icabet ayn-ı kabul değildir. Yani, icabet kabulü istilzam etmez. Duaya herhalde cevap verilir. Cevapsız bırakılmaz. Matluba olan is'af ise, Mucibin hikmetine tabidir. Mesela, doktoru çağırdığın zaman, herhalde "Ne istersin?" diye cevap verir. Fakat "Bu yemeği veya bu ilacı bana ver" dediğin vakit, bazan verir, bazan hastalığına, mizacına mülayim olmadığından vermez.

Adem-i kabul esbabından biri de, duayı ibadet kastıyla yapmayıp, matlubun tahsiline tahsis ettiğinden, aksülamel olur. O dua ibadetinde ihlas kırılır, makbul olmaz.


_________________________________________________

1-"Bana dua edin, size cevap vereyim." (Mü'min Sûresi: 40:60)

_________________________________________________

Ve hakeza Ustad Bediüzzaman Risale-i Nur Külliyatının hemen coğunda duayı işlemiş ancak bizler konumuz munasebetiyle bu paragrafı hayatımıza gecirirsek biiznillah her matlubumuz ve mustakımız Risale-i Nurun vesilesi ile giderilmiş olacak ....
 
Üst