ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
O En Sevgili’ye yönelmek…Sadece ellerini semaya açarak değil,yüreğinide açarak O’na dönmek…Riyasız,saf,tertemiz bir yönelişle dilemek…
Aşkların en güzeliyle O’na bağlanmaktan daha mükemmel ne olabilirki?Bu samimi yönelişi kazanan insan, dünyalık hangi serveti tercih edebilirki?
İşte hayatımızdaki tek amaç bu yönelişe ulaşmak olmalı.İnsan en hakiki görevinin sadece ve sadece kulluk olduğunu anlamalı.Bu bilinçle yol alan insan dünyada elde ettiği ve edeceği her şeyin hesabını Allah’a bir yöneliş vasıtası olarak ölçüp,değerlendirmeli.Yaşadığı her sevgi insanı vuslata götürecek yolun üzerindeki bir taş olmalı,onu Hakk’a ulaştırmalı,o Aşk’ın ateşini biraz daha alevlendirmeli.
Bunu benimsemiş insan tevekkül duvarını en sağlam tuğlalarla örmeye başlamış demektir.Ve artık bilirki dünyada hiçbir kaybediş asıl kaybediş değildir.Ve yine bilirki Allah’a böylesine bağlanan kul mutlaka kazanır.Rabbinin sonsuz Rahmetine sığınır ve gelen her müsibeti bir imtihan olarak görür ve savaşır.Pes etmez,ümit kesmez…Her müsbette Rabbinin imtihanını düşünerek O’na ulaşmak için çabalar.
Sizce böyle yaşayan bir kul, bu dünyada ve ahirette mutsuz ve kaybeden olabilir mi?
İnsanlardan kimi, Allah´a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır. (22/11)
İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (29/2-3)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Siz Allah`a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz."
deruniaşk
Aşkların en güzeliyle O’na bağlanmaktan daha mükemmel ne olabilirki?Bu samimi yönelişi kazanan insan, dünyalık hangi serveti tercih edebilirki?
İşte hayatımızdaki tek amaç bu yönelişe ulaşmak olmalı.İnsan en hakiki görevinin sadece ve sadece kulluk olduğunu anlamalı.Bu bilinçle yol alan insan dünyada elde ettiği ve edeceği her şeyin hesabını Allah’a bir yöneliş vasıtası olarak ölçüp,değerlendirmeli.Yaşadığı her sevgi insanı vuslata götürecek yolun üzerindeki bir taş olmalı,onu Hakk’a ulaştırmalı,o Aşk’ın ateşini biraz daha alevlendirmeli.
Bunu benimsemiş insan tevekkül duvarını en sağlam tuğlalarla örmeye başlamış demektir.Ve artık bilirki dünyada hiçbir kaybediş asıl kaybediş değildir.Ve yine bilirki Allah’a böylesine bağlanan kul mutlaka kazanır.Rabbinin sonsuz Rahmetine sığınır ve gelen her müsibeti bir imtihan olarak görür ve savaşır.Pes etmez,ümit kesmez…Her müsbette Rabbinin imtihanını düşünerek O’na ulaşmak için çabalar.
Sizce böyle yaşayan bir kul, bu dünyada ve ahirette mutsuz ve kaybeden olabilir mi?
İnsanlardan kimi, Allah´a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır. (22/11)
İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir. (29/2-3)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Siz Allah`a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz."
deruniaşk