Hizmetin Temeli İstişaredir (Arifler Yolunun Edepleri)

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Hizmetin Temeli İstişaredir.

Bir hizmeti tek şahsa teslim etmek tehlikelidir. Tehlike, hem şahsa hem hizmete ait olur. Hizmetin başında olan kimse, sırf kendi aklına güvenmemelidir. Ayrıca hizmetteki arkadaşlarına kıymet vermeli, onların görüşlerini dinlemeli, ortaya konan görüşleri değerlendirip en isabetlisini tercih etmelidir. Başkan olan kimse kendi tercihine uymasa da doğru görüşü tasdik etmeli, benlik ve kibir ile yanlış görüşünde ısrar etmemelidir.

Bütün hizmet ehli, şu ayetlerdeki edeplere dikkat etmelidir:

“Rasulüm sen onlara Allah’tan bir rahmet ile yumuşak davrandın.

Eğer sen kaba ve katı yürekli olsaydın, etrafında kimse kalmaz hepsi dağılır giderdi. Onlarda gördüğün kusurları affet, onlar için Allah’a istiğfar et ve yapılacak işlerde kendileriyle istişare yap.”142

İşte bir istişare örneği:

Hendek harbinin yapıldığı günlerde Müslümanlar ciddi sıkıntılar çekmeye başlamışlardı. Bu durumu gören Hz. Rasululah (s.a.v) Efendimiz, müşriklerle iş birliği yapan ve karşı cephede bulunan Gatafan kabilesinin reisleri Uyeyne b. Hısn ile Haris b. Avf el Mürrî’ye haber göndererek kendileriyle bir anlaşma yapmak istedi. Savaştan vaz geçmelerine karşılık olarak kendilerine Medine’nin senelik hurmalarının üçte birisini vermeyi teklif etti. Onlar da bunu güzel buldular. İki taraf arasında durum konuşuldu ve anlaşma metni yazıldı. Henüz imzalanıp yürürlüğe girmeden önce Rasululah (s.a.v) Sa’d b. Muaz ile Sa’d b. Ubade’yi huzurlarına çağırıp durumu ve varılan anlaşmayı onlarla da istişare etti. Onlar da:

-Ya Rasulellah! Bu işi siz mi istiyorsunuz. Eğer böyle ise biz sizin arzunuza uyarız. Yahut bu mutlaka uymamız gereken ilahi bir emir mi? Yoksa sizin bizi düşünerek yaptığınız bir anlaşma mı? diye sordular. Rasululah (s.a.v):

- Hayır, bunu sizin için yapıyorum. Görüyorum ki bütün Araplar birleşerek tek vucüt olmuşlar her taraftan size saldırıyorlar. Bu şekilde bir dereceye kadar güçlerini kırmayı düşündüm, buyurdu. Bunun üzerine Sa’d b. Muaz (r.a):

- Ya Rasulellah! Bizler bir zaman Allah’a şirk koşardık, putlara tapardık, Allah’a ibadet etmez ve O’nu tanımazdık. Bu günlerde bile bunlar misafir olarak ikram ettiğimiz veya parasıyla sattığımızın dışında zorla bizden bir hurma tanesi yiyemezlerdi. Şimdi Allah bizi İslam’la şereflendirmişken, sizinle ve İslam’la bizi kuvvetlendirmişken nasıl olur da onlara mallarımızı veririz. Onlarla böyle bir anlaşma yapmaya hiç ihtiyacımız yoktur. Allah onlarla bizim aramızda hüküm verinceye kadar onlara kılıçtan başka verecek bir şeyimiz yok, dedi. Resûlullah (s.a.v):

-Evet, dediğin güzel, buyurdu. O zaman Sa’d (r.a) anlaşma metinini aldı, içindeki yazıyı sildi ve: Bize karşı ellerinden geleni yapsınlar, dedi.143

Bu hadisede hizmet ehli için önemli prensipler mevcuttur. Görüldüğü gibi Allah Resûlü (s.a.v) Efendimiz bile kendi fikrini ashabı ile istişare edip değerlendirmeye tabi tutmuştur. Bunu, ayetle sabit olmayıp, ictihada açık olan bir konuda yapmıştır. Ashab-ı Kiram Rasulullah Efendimiz (s.a.v) istedikten sonra değil bütün mallarını canlarını bile vermeye hazır iken, işin aslını öğrenmek için soru sormaktan çekinmemişlerdir. Önce alınan kararın ayetle mi yoksa sünnetle mi ortaya konduğunu sorarak bağlayıcılık yönünü bilmek istemişlerdir. Konuyu içtihada müsait görünce, Allah için bildikleri doğruyu söylemeyi dini bir vazife saymışlardır. Burada Rasulullah Efendimize (s.a.v) herhangi bir itiraz yoktur, aksine onun sevineceği ve rahat edeceği sonucu arama çabası vardır. Rasulullah Efendimiz de (s.a.v) büyük bir olgunlukla önceki kararından rahatlıkla vazgeçmiş ve Sahabinin tercih ettiği doğruya katılmıştır. Farklı hükmü sahabi teklif etmiş, Efendimiz (sa.v) tasdik edip sonuca bağlamıştır.

İstişare yaparken o işten anlayan ehil insanları bulmak da bir vazifedir. Alınan yeni bir kararda onu uygulayacak kimselerin fikir ve desteklerinin bulunmasına özellikle dikkat etmek gerekir. İstişareden sonra varılan sonucu herkesin sonuna kadar desteklemesi gerekir. Karar aşamasında evet deyip veya sukût edip, uygulamada geri duranlar ve tenkitle uğraşanlar hizmeti hezimete çevirirler. Bu açıkça bir cahillik veya gizlice münafıklık alametidir. O halden Yüce Allah’a sığınırız.
 
Üst