Militarist anlayış okullardan nasıl kovulur?

Nesl-i Cedid

Well-known member
Okullardan beklentimiz, çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmeleri ve donanımlı olarak hayata hazırlamaları. Uluslararası PISA araştırmaları gösteriyor ki Türkiye’de eğitim kalitesiz. 2006’taki araştırmada 57 ülke arasında fen bilimlerinde 47. matematikte 45. okuma becerilerinde 39. oldu.

Bir ülkenin eğitiminin kalitesi, o ülkenin kalkınmışlığı ile ölçülebilir. Eğer insanları yeteneklerini geliştirerek eğitirseniz onlar da başarılı olur ve başarılı insanlar ülkesini kalkındırır.
Türkiye’nin kalkınmaması özellikle planlanmıştır.

Prof. Nevzat Yalçıntaş, emekli bir Fransız generalin yazdığı kitaptan şöyle bir cümle aktarmıştı:
“Fransa’nın en büyük düşmanı Türkiye’dir. Türkiye’nin kalkınmaması için bugüne kadar elimizden geleni yaptık. Türkiye bir kalkınırsa dünya haritasının ne hâle geleceğini ben de söyleyemem.”
Türkiye’nin kalkınması nasıl engellenir?
Elbette, eğitimi kalitesizleştirerek…
Eğitim nasıl kalitesizleştirilir denirse…

Militarist bir anlayışla, diye cevap verebilirim. Mesela pedagojik formasyonu olmayan subayların okullarda milli güvenlik dersine girmesi, bu arada çok özel bir görevle müdürleri, öğretmenleri, öğrencileri, kütüphaneleri, kitapları, dergileri fişlemeleri okullarda eğitimin kalitesini artırıyor mu?

Hele son günlerde liseli kızları ayarlayan, üniformasının cazibesini kullanarak onların namusunu kirleten subayların haberlerini okuyunca insan işin çığırından çıktığını görüyor.

Eyüp İmam-Hatip Lisesi’nde çalışırken milli güvenlik dersi öğretmeni binbaşının müdürün odasında oturduğunu gördüm. Sınıf defterini getirtti.
“Ders ortamı sağlanamadığı için ders yapılmadı.” yazdı. Ders boyunca oturdu.
Daha sonraki günlerde sınıfa gitmeye ve başörtülü öğrencileri sınıftan atıp yok yazmaya başladı. O gün aramızda şöyle bir konuşma geçti:

-Burası kışla değil. Çocukların yüreğine sevgi ve zihinlerine faydalı bilgi verme yeri. Siz özü şekle feda ediyorsunuz. Ben Almanya’da kaldım. Okullarda kılık-kıyafet yönetmeliği yok, öğrencinin kıyafetine karışan öğretmen görmedim. Demokratik ve gelişmiş ülkelerde insanların kılık kıyafetine bakılmıyor. Sizin istediğiniz kıyafeti seçme hakkınız olduğu kadar öğrencilerin istediğini seçme özgürlüğüne saygı duymalısınız.
Bana uzun süre baktı. Konuyla ilgili yorum yapmak yerine elini omzundaki apoletlere vurdu:
-Ben o sınıfa girsem apoletlerimi sökerler!

Kendi kariyerini, öğrencilere faydalı olmaya tercih eden subayların okullarda ne işi var?
Altı yıl Almanya’da kaldım. Okullarda değil ders veren subay, üniformasıyla okula gelen birine rastlamadım. Hatta sokakta üniformalı birine rastlamadım.

Alman Doktor romanımın kahramanı Dr. Hermann Heller Türkiye’ye geldiği zaman okuluma davet etmiştim. Öğrencilerle sohbet etti, çıkışta öğrencileri nasıl bulduğunu sordum:
-Hepsi küçük bir asker, deyiverdi.
Bütün öğrencilerin aynı kıyafet içinde olması, Dr. Heller’de bu intibayı uyandırmıştı.
Kılık kıyafet yönetmelileri bir an önce kaldırılmalı.

Daha da önemlisi eğitim şurası kararları hayata geçirilmeli ve subayların yanı sıra militarist anlayış da okullardan kovulmalı. Demokrasi ile yönetilen ülkelerin kalkınmış olması tesadüf değildir.




Ali Erkan Kavaklı
 
Üst