Açıklamalı - 11. Lem'a- Sekizinci Nükte - Sünnet-i Seniyye'ye İttiba

Ukbaa

Well-known member
Bismillâhirrahmânirrahîm,

Sekizinci Nükte:

b533.gif
âyetinden evvelki olan
b534.gif
ilâ âhirihî- âyeti, Resûl-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ümmetine karşı olan kemâl-i şefkat ve nihâyet re'fetini gösterdikten sonra,


Evet; Allah tarafından tasdik ediliyorki Rasul-i Ekrem asv. ummetine çok şefkatlidir. Evvelki derslerde bir derece bahsetmiştik; adeta ummeti için kendini helak edecekderecede seven; o derece ki Efendimizi bizzat Cenab-ı Hak teskin ediyor, teselli ediyor. Daha dunyaya gelir gelmez ummeti dediği gibi, haşirdede başını secdeye koyacak ve ümmetine şefaat izni verilmeden başını secdeden kaldırmayacak. Bir hadis i şerifde Efendimiz asv. buyurmuştur ki; "Ümmetimden hiç kimse yoktur ki benim onu duşunduğum kadar o kendini duşunsun."

Evet bir Rasul ki bizi bizden çok seviyor ve bizi bizden çok duşunuyor bizim için bizden çok endişeleniyor ve biz ahiretimizi kaybetmeyelim diye her şeyini feda ediyor. Acaba bize karşı bu refet ve şefkat ve merhamet ve muavenete, biz nasıl bir kaşılık vermeliyiz? veya ne kadar versekte yeterli gelir mi ?


şu,
b535.gif
âyetiyle der ki:


Ey insanlar ve ey Müslümanlar! Böyle hadsiz bir şefkatiyle sizi irşâd eden ve sizin menfaatiniz için bütün kuvvetini sarfeden ve ma'nevî yaralarınızı getirdiği ahkâm ve sünnet-i seniyesiyle ve kemâl-i şefkatiyle merhem vurup tedâvi eden şefkatperver bir zâtın bedîhî şefkatini inkâr etmek; ve göz ile görünen re'fetini ithâm eder derecede onun sünnetinden ve teblîğ ettiği ahkâmdan yüzlerinizi çevirmek, ne kadar vicdansızlık, ne kadar akılsızlık olduğunu biliniz!”

“Ve ey şefkatli Resûl ve ey re'fetli Nebî! Eğer senin bu azîm şefkatini ve büyük re'fetini tanımayıp akılsızlıklarından sana arkalarını çevirip seni dinlemezlerse, merak etme! Semâvât ve arzın cünûdu, taht-ı emrinde olan ve Arş-ı Azîm-i Muhît'in tahtında saltanat-ı rubûbiyeti hükmeden Zât-ı Zülcelâl, sana kâfîdir! Hakîkî mutî' tâifeleri, senin etrafına toplattırır, seni onlara dinlettirir. Senin ahkâmını onlara kabûl ettirir.”

Nasıl nimete şükür edilmezse gider; eğer insanlar Peygamber Efendimizin herşeyi bize faydalı olan şeriatını ve sünnetini dinlemezlerde yuzlerini çevirirlerse, Allah onların ellerindeki nimeti alır. Bu nimete sahib çıkacak kıymet bilen şükr eden hakiki sahiblerini gönderir, onlara Efendimizi dinlettirir.

Evet şerîat-ı Muhammediye'de(asm) ve sünnet-i Ahmediye'de(asm) hiçbir mes'ele yoktur ki, müteaddid hikmetleri bulunmasın.

Hangi bir sünnet varda faydasız olsun veya bizleri zararlardan korumasın; bütün bedenimizi ve ruhumuzu beslemesin veya onları zarardan korumasın ? Bir tek misvağın faydaları saymakla bitmez. En basit adabın bile tıbben faydaları saymakla bitmez, tıb fenni daha onları yeni yeni tesbite çalışıyor.

Bu fakir, bütün kusur ve aczimle beraber bunu iddiâ ediyorum. Ve bu da'vânın isbatına hazırım. Hem şimdiye kadar yazılan yetmiş seksen Risâle-i Nûr eserleri, sünnet-i Ahmediye'nin(asm) ve şerîat-ı Muhammediye'nin(asm) mes'eleleri, ne kadar hikmetli ve hakîkatli olduğuna, yetmiş seksen şâhid-i sâdık hükmüne geçmiştir. Eğer bu mevzûa dâir iktidar olsa yazılsa, yetmiş değil, belki yedi bin risâle o hikmetleri bitiremeyecektir. Hem ben şahsımda bilmüşâhede, hem zevken, belki binler tecrübelerim var ki; mesâil-i şerîatla sünnet-i seniye düstûrları, emrâz-ı rûhâniyede(ruhi hastalıklar) ve akliyede (akli hastalıklar)ve kalbiyede(kalbi hastalıklar), hususan emrâz-ı ictimâiye (toplumsal hastalıklar) de, gayet nâfi' birer devâdır bildiğimi; ve onların yerlerini başka felsefî ve hikmetî mes'eleler tutamadığını bilmüşâhede kendim hissettiğimi; ve başkalarına da bir derece risâlelerde ihsâs ettiğimi i'lân ediyorum.

Evet, eğer sünnet-i seniyye kişi kendi ittiba etse, ruhi hastalıklarından, akli hastalıklarında,kalbi hastalıklarından kurtulacağı gibi; eğer aile ittiba etse sunneti hayatına tatbik etse, aile içi şiddetli ve şiddetsiz geçimzsisliklerden, eşler arasındaki huzursuzluklardan, kavga ve her türlü zulumlerden kurtulacakları gibi; sevgi saygı hurmet ve muhabbet en zirve bir hal alır adeta o yuva bir cennet hukmunu alır.

Eğer bir toplum sünnet-i seniyyeti tatbik i hayat etseler, toplum içi tum fitnler kalkar cinayetler haksızlıklar kalkar, güçlüler zayıfları ezmez ellerinden tutar, hırsızlıklar biter cinayetler biter, kul hakkından korkar, her turlu haksızlıklardan kendilerini muhafaza ederler.

Demek reçete bellidir; Avrupa kapısında veya televizyonlarda veya çağdaşlık adı altındaki sosyallik faaliyetlerde reçete aramak beyhudedir. İnsanın ve ailenin ve toplumun saadeti ve huzuru ve mutluluğu ancak ve ancak sunnet-i seniyyededir.

Bu da'vâmda tereddüd edenler, Risâle-i Nûr eczâlarına mürâcaat edip baksınlar. İşte böyle bir zâtın sünnet-i seniyesine elden geldiği kadar ittibâa çalışmak, ne kadar kârlı ve hayat-ı ebediye için ne kadar saadetli ve hayat-ı dünyeviye için ne kadar menfaatli olduğu kıyâs edilsin.

Rabbim sennet i seniyyeden hissemizi ziyade eylesin. âmin.

b457.gif


el Fatiha



 

teblið

Vefasýz
Bismillahirrrahmanirrahiym;

Evet sünnete tabi olmak en büyük ve önemli reçete hasta olan asrın insanı için;Biz inananlar mecburuz sünnete tabii olmaya ..mutlak yoldur ..Şeksiz ve şüphesiz imani kalple itibar etmeliyiz;

Çok açık ve net bir mesaj var efendimizden (sav);Hadisi şerifte buyruldu;

Sünnetimi terk eden bizden değildir...;

İşte yolun adresi net bir şekilde bellidir.
Hz. Peygamber’i sevmek, her mümin için en gerekli taatlardan biridir. Zira sevgili Peygamberimiz (sav), Buharî ve Müslim’in Enes b. Malik (ra)’den rivayet ettikleri bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
“Sizden birinize ben, annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığım müddetçe tam iman etmiş olamaz.

ve sevgimizin mührüde sünnete tabi olmaktır;

Ahir zamanda bu kolaymıdır?

Hayır hiç kolay değildir..Hani güzel bir hadisi şeriftede şöyle buyurdu Efendimiz (sav) ;Ahir zamanda islamı yaşamak kor ateşi elde tutmak gibidir..;
evet yakıcı ateşler..en buyuk ateş deli dolu nefislerimiz..Günümüz şartlarıyla ;moda televizyon ,zararlı internet yayımları ,kumar ,içki ,fuhuş vs bir çok şeyin meşruu olduğu ATEŞ TOPLARIYLA BESLENEN NEFİSLERİMİZ;

Neyle islah olur azgın nefisler;

Mutlak suretle kur'anı mubine ve sünnete uymakla;Sünneti seniyyeye uymak EDEPTİR..Kuran kerim ahlakıdır..O'nun (sav) ahlakı kuran ahlakıydı..

her şeyden bizi bizden çok düşünen bir peygamberin ümmeti olmak bir lutuftur bence..Ve Efendimiz'in (sav) bizlere olan şefkat ve düşkünlüğü semalarda MAKAM-I MAHMUT mertebesine erdirdi..ki bizlere şefaat edecek inşl.
.

hele şu asırda sünnete ne kadar muhtacız..Haya edep yerlerde ..neyi nerden toplayacağını şaşırmış insanlık alemi..Belliki bir şeylerin bedelini ödüyoruz..Gün geçtikçe Kur'an ve sünnetten uzaklaşmanın bedeli işte böyle ağır oluyor..

Çok mu geç kaldık ?

HAYIR..zararın neresinden dönersek kardır hesabı..her birey üzerine düşeni yaparsa selamete çıkarız ümmet olarak..Tabiri caizse herkez kapısının önünü temizlerse mahlle temiz olur vesselam..
 

La-Tahzen

Well-known member
Evet, eğer sünnet-i seniyye kişi kendi ittiba etse, ruhi hastalıklarından, akli hastalıklarında,kalbi hastalıklarından kurtulacağı gibi; eğer aile ittiba etse sunneti hayatına tatbik etse, aile içi şiddetli ve şiddetsiz geçimzsisliklerden, eşler arasındaki huzursuzluklardan, kavga ve her türlü zulumlerden kurtulacakları gibi; sevgi saygı hurmet ve muhabbet en zirve bir hal alır adeta o yuva bir cennet hukmunu alır.


hal-i hazırda şikayetçi olduğumuz ahvaller..kurtuluşu var ama ne derece haberdarız..

Allah Rasulü Kuran ahlakıyla ahlaklandırılmış elbetteki en güzel timsaldir insanlığa..her hareketi hikmet her adeti Rahmettir..Rabbimin Habibi gönüllerin sevgilisidir..Mevlam sünne-i seniyyesine uymakla rızıklandırsın inşallah..amin
 

Ukbaa

Well-known member
Evet, eğer sünnet-i seniyye kişi kendi ittiba etse, ruhi hastalıklarından, akli hastalıklarında,kalbi hastalıklarından kurtulacağı gibi; eğer aile ittiba etse sunneti hayatına tatbik etse, aile içi şiddetli ve şiddetsiz geçimzsisliklerden, eşler arasındaki huzursuzluklardan, kavga ve her türlü zulumlerden kurtulacakları gibi; sevgi saygı hurmet ve muhabbet en zirve bir hal alır adeta o yuva bir cennet hukmunu alır.


hal-i hazırda şikayetçi olduğumuz ahvaller..kurtuluşu var ama ne derece haberdarız..

Allah Rasulü Kuran ahlakıyla ahlaklandırılmış elbetteki en güzel timsaldir insanlığa..her hareketi hikmet her adeti Rahmettir..Rabbimin Habibi gönüllerin sevgilisidir..Mevlam sünne-i seniyyesine uymakla rızıklandırsın inşallah..amin

Elfü elfi aminnn..
Allah razı olsun kardeşim..
Hastalık belli, teşhis belli, tedavi belli, ilaç belli...
 

Ukbaa

Well-known member
Aminn..Evet Sünnet-i Seniyye'ye ittibamız nisbetinde Cenab-ı Hak katında değerimiz artacak inş..

Ayette de buyrulduğu gibi ;“Allah’a (celle celâluhu) imanınız varsa, elbette Allah’ı seveceksiniz. Madem Allah’ı seversiniz; Allah’ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise: Allah’ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona ittibâ etmektir. Ne vakit ona ittibâ etseniz, Allah da sizi sevecek. Zaten siz Allah’ı seversiniz, tâ ki Allah da sizi sevsin.”
 
Üst