Abdullah dehlevî

faris

Well-known member
Tam adı Abdullah bin Abdillatîf ed-Dehlevî en-Nakşibendî’dir. Mutasavvıftır ve Nakşibendî tarikatının Hâlidiyye kolunun kurucusu Hâlid-i Bağdadî’nin şeyhidir.
Gulâmu Ali diye de tanınır. 1743 yılında Pencap’ta doğdu. Rüyasında gördüğü Hz. Ali, doğacak çocuğuna kendi adını koymasını istediğinden, babası ona Ali adını verdi. Büyüme çağına gelince Gulâmu Ali adını aldı. Fakat daha sonra rüyasında Hz. Peygamberin kendisine “Abdullah” diye hitap etmesi üzerine bu iki isimle tanındı.

Dinî ilimleri küçük yaşta öğrenmeye başladı. Daha sonra Delhi’ye giderek Abdülaziz Dehlevî’den Sahih-i Buhârî okudu. Tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde kısa zamanda oldukça ileri bir seviyeye ulaştı. Ayrıca fen ilimlerini de öğrendi.

Babası, Kâdirî şeyhi Nâsırüddin’e intisap etmesini istediyse de, bu istek gerçekleşmeden, Şeyh Nâsirüddin ölünce onu bu konuda serbest bıraktı. Nakşibendî şeyhi Cân-ı Cânan Mahzar’a (ö. 1780) yirmi iki yıl hizmet ettikten sonra ondan irşâd için mutlak icâzet aldı. Şeyhi bir suikastla şehid edilince onun yerine geçti ve kısa zamanda kemâle kavuştu. Müridlerinin tasavvufî terbiyesiyle ilgilendi ve birlikte, günün belli saatlerinde zâviyesinde hadis, fıkıh, tefsir ve tasavvuf dersleri okuttu. Kendisinden feyiz almak için Anadolu, Suriye, Irak, Hicaz, Horasan ve Maverâünnehir’den ziyaretine gelenler, giderek artmaya başladı. Nakşibendîliğin Hâlidiyye kolunun kurucusu Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî de (Hz. Peygamberden rüyada aldığı emir üzerine) Hindistan’a giderek Şeyh Abdullah Dehlevî’nin müridi oldu. Dehlevî, Kasım 1824’de Delhi’deki zâviyesinde vefat etti.

Nakşibendîliğin Müceddidiyye-i Dehleviyye kolunun kurucusu olarak kabul edilen Abdullah ed-Dehlevî, semaâ önem vermemekle birlikte Hindistan’ın ilk ve en büyük tarikatı olan Çiştî’nin tesiriyle vecd ve şevk halleri gösterirdi. Kazânî, onun çeşitli risaleleri bulunduğunu söyleyerek İzâhu’t-Tarîka ve Makâmât-ı Mazhariyye adlı iki risalesini zikreder. Abdullah ed-Dehlevî Makâmât-ı Mazhariyye’de şeyhini anlatmış, Abdülganî bin Ebû Said de onun hayatı, kerametleri ve halifeleri hakkında Hulâsa-i Cevâhir-i Aleviyye adlı bir risale kaleme almıştır.
 
Üst