Açıklamalı -Sikke'i Tasdik-i Gaybi'den - Tesbihat'a vaktimiz yok mu?

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm,


Namaz tesbihatının faziletine ait Isparta’ya gönderilen bir mektuptur.

Bugünlerde iki ince mesele kalbe geldi, vaktinde kaleme alamadım. O vakit geçtikten sonra o ehemmiyetli hakikatlere birer işaret ederiz.

[Birincisi:]

Kardeşlerimizden birisinin namaz tesbihatında tekâsül göstermesine binaen dedim: Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-ı Muhammediyedir (a.s.m.) ve Velayet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bir evradıdır. O noktadan ehemmiyeti büyüktür.

Sonra, bu kelimenin hakikati böyle inkişaf etti:

Bu dersin anlaşılmasında, hayal dairemizin çok aktif kullanılması lazımdır.

İleride gelecek misalleri mutlaka hayal dairemizde canlandırılmamız, adete sinama gibi izlememiz lazım ki, hakikati anlayabilelim.

Başta kendi nefsimdende biliyorum ki, namazda bir aksaklığımız olmasada, tesbihatında mutlaka tenbellik ediyoruz. Bu ders birinci derecede namazını aksatmayan ama tesbihatını aksatanlara bakmaktadır.

Nasıl ki, risalete inkılâp eden velayet-i Ahmediye (a.s.m.) bütün velayetlerin fevkindedir;

Yani, Efendimiz asv. peygamber olmadan evvel kendine has bir velayetle manevi mertebeleri geçmektedir, sair velayetlerin pek fevkındedir. Efendimiz asv. peygamber olmadan önce bu velayet makamlarını geçmiş, en son sınırını bitirmiştir.

İşte o velayetin virdleri, evradları, tesbihatları; bu dersde anlaşılacak inşallah.

Öyle de, o velayetin tarikatı ve o velayet-i kübranın evrad-ı mahsusası olan namazın akabindeki tesbihat, o derece sair tarikatların ve evradların fevkindedir. Bu sır dahi şöyle inkişaf etti ki:

Evet, bizim namazımızın arkasından 33 er defa tekrar ettiğimiz kelimat-ı mubarekeler, velayet-i Ahmediye’nin evradıdır ve velayet-i kubranın virdidir. velayetin nevleri vardır; velayet-i suğra, velayet-i vusta gibi. Velayet-i kubra en buyuk velayettir.

Efendimiz asv. peygamber oluncaya kadar bu velayetle çıkmıştır. Bu velayetlerin bir birinde çok farkları vardır, ayrı bir konu olduğundan burada izah edemiyoruz.

Şimdi bir misal gelecek; hayal dairemizde bu misali canlandırabilirsek daha istifadeli olur.

Nasıl zikir dairesinde bir mecliste veyahut hatme-i Nakşiyede bir mescidde birbiriyle alâkadar heyet-i mecmuada nuranî bir vaziyet hissediliyor. Kalbi hüşyar bir zat namazdan sonra sübhânallah, sübhânallah deyip tesbihi çekerken, o daire-i zikrin reisi olan zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselamın müvacehesinde yüz milyon tesbih edenler, tesbih elinde çektiklerini manen hisseder. O azamet ve ulviyetle sübhânallah, sübhânallah der.

Sonra o serzâkirin emr-i manevisiyle, ona ittibaen elhamdü lillâh, elhamdü lillâh dediği vakit, o halka-i zikrin ve o çok geniş dâiresi bulunan hatme-i Ahmediyenin (aleyhissalâtü vesselam) dairesinde yüz milyon müridlerin elhamdü lillâh, elhamdü lillâh’larından tezahür eden azametli bir hamdi düşünüp içinde elhamdü lillâh ile iştirak eder, ve hâkezâ Allahu ekber, Allahu ekber ve duadan sonra lâ ilâhe illâllah, lâ ilâhe illâllah otuz üç defa o tarikat-ı Ahmediyenin Aleyhissalâtü Vesselam halka-i zikrinde ve hatme-i kübrasında o sabık manayla o ihvan-ı tarikatı nazara alıp o halkanın serzâkiri olan zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselama müteveccih olup elfüelfi salatin aleyke ya rasullah yani Milyon kere salât ile milyon kere selam Senin üzerine olsun ey Allah’ın Resûlü. der, diye anladım ve hissettim ve hayalen gördüm.

Demek tesbihat-ı salâtiyenin çok ehemmiyeti var.

33 er defa subhanellah, elhamdülillah, allahu ekber lerden sonra yapılan dualar, mahsulatı toplamak gibidir; namaz kılarak Cenab-ı Hakla göruşmek ve konuşmak, yani tarlayı ekmek gerçekleşir; dua ile mahsulat toplanmış olur.

Yani, ey kulum şimdi benden iste dediği noktada, eğer tesbhat yapılmazsa, dua edilmezse, şu mana anlaşılr; yok yarabbbi, tarlamdaki mahsulatı toplamayım yerinde kalsın.

Halbuki bizim için en önemli kazançlardan biri o mahsulatlardır. Sıkıntılarımızdan kurtulmanın, manevi kazançları taleb etmenin tam zamanıdır.

Dua ederkende sunnet-i senyeye göre etmek önemlidir. Bu duanın adabına göre ustadımız bir namaz duası yapmıştır, namaz duasından sonra, 33 defa
lailahe illallah demek sennettir.


Devamı da var, ustadımız hem tatbik etmiştir hem talebelerine ettirmiştir.Bu tesbihatları imkan varsa oturarak ve kalbimizi bağlayarak yapmak lazımdır, ama çalışmak ve meşguliyet varsa, hareket halindede olsa, yapmak lazımdır.


سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

el Fatiha

 
Üst