Bediüzzaman Said Nursi, Müctehid midir?

memluk

Hatim Sorumlusu
"Altıncı Mukaddeme"

"Meselâ, tefsirde mezkûr olan herbir emir, tefsirden olmak lâzım gelmez. İlim ilme kuvvet verir. Tahakküm etmemek şarttır. Şöyle müsellemattandır ki: Hendese gibi bir san'atta mahir olan zat, tıp gibi başka san'atta âmî ve tufeylî ve dahil olabilir. Ve kavaid-i usuliyedendir ki: Fakih olmayan, velev ki usûlü'l-fıkıhta müçtehid olsa, icmâ-ı fukahada muteber değildir. Zira o, onlara nispeten âmîdir."
(1)

Üstad'ın bu ifadelerinden, her müçtehit kendi sahasında muteber ve hüccettir, diğer sahalarda ise muteber ve hüccet olmayabilir. Bu noktadan Üstad Hazretleri, kendi sahası olan iman ve akaid noktasında asrın müceddidi ve müçtehididir. Lakin dinin diğer alanlarında müçtehit olmayabilir, o konuda başka müçtehitlere tabi bulunabilir.

Nitekim tarihte bir alanda müçtehit iken, başka alanlarda mukallid olan çok müçtehitler vardır. Mesela; hadis sahasında müçtehit olan İmam Buhari (ra) fıkıh noktasında mukallittir. Dinin bir çok sahasında müçtehit olan İmam Gazali (ra) fıkıhta İmam Şafi (ra) tabidir.

Diğer bir husus; imkan ile vukuatı birbirine karıştırmamak gerekir. İmam Gazali fıkıh sahasında muteber bir müçtehit olmak imkan dahilindedir; ama vakada böyle bir şey yoktur. Sırf imkan dahilinde diye, onu her sahada müçtehit kabul etmek ilmi bir yaklaşım olmaz.

Üstad Hazretleri hem fıtrat hem de kabiliyet noktasından, belki bütün sahalarda içtihat kabiliyetinde idi, lakin vaka bakımından böyle değildir. Üstad Hazretleri bu kabiliyetini, bu asrın ihtiyaç ve gereği olan iman ve kelam sahasında sarf etmiştir. Üstad Hazretlerinin diğer alanlarda herhangi bir içtihat ve mezhebi söz konusu değildir, zaten meydanda böyle bir şey yoktur.

Özet olarak; Üstad Hazretleri potansiyel ve kabiliyet olarak her sahada müçtehittir; lakin vaka ve realite noktasında sadece iman ve kelam noktasında müçtehittir. Bunu iyi ayırmak lazımdır.

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale
 
Üst