Bediuzzaman ve Risale-i Nur Hizmeti-10-Risale-i Nur Hizmeti

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm,


10-Risale-i Nur Hizmeti



İtsiklal Harbi'nden sonra devrin hükmetinin davetiyle Ankara'ya gelen Bediuzzaman Hazretleri ehl-i imanın maruz kaldığı dehşetli fitneyi şöyle ifade ediyordu.

“1338 senesinde Ankara'ya gittim. İslam orudusunun yunana galebesinden neş'e alan ehl i imanın kuvvetli efkarı içnde gayet medhiş bir zındıka fikri içine girmek ve bozmak ve zehirlendirmek için dessassane çalıştığını gördüm. Eyvah, dedim, bu ejderha imanın erkanına ilişecek... ” (osm.lemalar s.185-186)
Malesef Hazret-i Ustad'ın korktuğu gerçekleşti ve tecavuzunden endişe ettiği zihniyet imanın erkanına ilişti. Bediuzzaman Hazretleri Ankara'dan ayrılarak geldiği Van'da ikamet etmekde iken bu hava içinde hükümet erkanının evham ve şübheleri neticesi Isparta'nın Barla beldesine sürgün edilmesini şöyle değerlendiriyordu.

“Cenab-ı Erhamurrahimine yüzbinler şükür ediyorumki be tahdis i nimet suretinde derimki butün onların bu tazyikat ve istibdadları envar-ı kur'aniyeyi ışıklandıran gayret ve himmet ateşine oduk parçaları hükmüne geçiyor işal ediyor parlatıyor ve o tazyıkları gören ve gayretin hararetiyle inbısat eden o envar ı kur'aniye barla yerine bu vilayeti belki ekser memleketi bir medrese hükmüne getirdi. onlar beni bu köyde mahbus zan ediyor zındıkların rağmına olarak bilakis barla, kürsi-i ders olub ısparta gibi çok yere medrese hükmüne geçti. elhamdulillah hese minfazli rabbi” (osm. mektubat 1 s.212)
Ustad ulaşım yoları sıkıntılı dağ başındaki bu küçük kasabada nurları telif etmeye başladı. Her biri birer Kur'ani reçete hükmünde zamanın manevi hastalıklarına ehl-i imanın dunya ve ahiret necatına ve saadetine vesile olacak teşhis ve tedavileri muhtevi bu eserler nur talebeleri tarafından Anadolu'nun her köşesine yayıldı. Nur risaleleri milyonlarca insana manevi tiryak ve ilaç hükmüne geçti. Karanlık planları akim bıraktı. Hazret-i Ustad nurların icra ettiği tesiri ve hedeflediği neticeyi şöyle ifade ediyordu.

“Risale-i Nur yalnız bir cüz'i tahribatı ve bir küçük haneyi tamir etmiyor. Belki külli bir tahribatı ve islamiyeti içine alan ve dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhit kalayı tamir ediyor. yalnız hususi bir kalbin ve bir vicdanın ıslahına çalışmıyor. Belki BİN SENEDEN BERİ TERAKÜM VE TEDARİK EDİLEN MUSFİD ALETLERLE dehşetli rahneler ile kalb-i umimi ve efkar-ı ammenin bahusus avam-ı mümininin istinadgahları olan islami esaslar ve cerayanlar ve şeairler kırılmasıyla bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umimiyi Kur'anın i'cazıyla ve geniş yaralarını Kur'anın ve imanın ilaçlarıyla tedavi etmeye çalışıyor. Elbette böyle külli ve dehşetli rahnelere ve yaralara hakkelyakin derecesinde ve dağlar kuvvetinde hüccetler ve cihazlar ve bin tiryak hasiyetinde mücerreb ilaçlar ve hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki bu zamanda Kur'an-ı mu'cizilbeyanın i'caz-ı manevisinden çıkan r.nur o vazifeyi görmekle beraber imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkişafata medardır” (osm.s.tasdik-i gaybi s.24)
Bütün kuvvetini Kur'andan alan nur risaleleri ve nur hismeti dehşetli bir istibdad ve zulum karşısında inayet-i ilahiyeye ve buyuk bir muvaffakıyete mazhar oldu. Beduzzaman Hazretleri
“Risaşe-i Nur sönmez, söndurulemez. Risaşe-i Nur söndurulmek içn uflendikce parlayan bir nurdur. Risaşe-i Nur tılsım-ı kainatın muammasını keşf ve hall eden bir kaşifdir” (osm. tarihce-yi hayat s.599)
diyerek bu kur'ani tefsirin kuvvetini fad ediyor. Ustad bu kudsi davası uğruna defalarca zehirlendi zindanlara atıldı ömrünü sürgünlerde tüketti amma maruz kaldığı bu zulm ve istibdad çarhı onun ehl i imanın sadrına(gönlüne) şifa derdine deva olmasına mani olamadı.o maruz kaldığı bunca zulme aldırmıyordu 1952 de 76 yaşında iken eşref edibe verdiği mulakatta "keşke bunun bin misli meşakkate maruz kalsamda iman kal'asının istikbali selamette olsa" diyerek zulum mihraklarına meydan okuyordu. Ruhunda yarım asır önce kopan fırtınanın o yaşında dahi taptaze oldğunu gösteriyordu.

سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

el Fatiha

 
Üst