Bediuzzaman ve Risale-i Nur Hizmeti-3-İstanbul'a gelişi ve Medresetüz Zehra

Zuhr

Talebe
3-İstanbul'a gelişi ve Medreset-üz Zehra-1908

Bismillâhirrahmânirrahîm,

İç ve dış duşmanların, Osmanlı'yı ve onun arka planında islamı ortadan kaldırma faaliyetlerine karşı ustad Bediuzzaman Hazretleri'nin ortaya koyduğu çare çağın ihtiyaçlarına uygun Müslümanları fikren ve ilmen üstün vaziyete getirecek, akıl ve kalbin ittifakını esas kabul eden kuvvetli bir eğitimi gerçekleştirmekti.

“vicdanın ziyası ulum-i diniyedir. aklın nuru funun -u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit birincisinden taassub ikincisinden hile ve şübhe tevellüd eder. ” duşuncesindeydi.

Bu kabulden hareketle Doğu Anadolu'da “cami'ul ezherin kız kardeşi mesabesinde” diye tarif ederek “medreset-üz zehra” ismini verdiği ve ulum-u diniye ile funun-u medeniyeyi mezc edecek bir eğitim hamlesinin acilen te'sis edilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. İslami universite mahiyetindeki bu duşuncesini tahakkuk ettirmek gayesi ile İstanbul'a geldi 1908 tarihinde o gunun gazeteleri onun İstabul'a gelişini okuyucularına şöyle duyurdular;

“şarkın yalçın sarp ahenin maverayı şahak cibalinden tulu' etmiş Said Nursi isminde nadir hılkatten madud bir ateşpare-i zeka İstanbul afakında ruiyet etledi” (divan-ı harbi örfi s.5) (doğunun yalçın sarp çelik gibi dağlarının zirvelerinin ardından bir guneş gibi doğan Said Nursi isminde ender yaratılan ateş parşası bir zeka İstanbul ufuklarında görüldi!)

Üstad Fatih'de yerleştiği şekerci hanının kapısına “burada her müşkül hall edilir her suale evab verilir.. fakat sual sorulmaz” levhasını asdı ve namını işiterek merakla kendisini ziyarete gelen istanbul ulemasının suallerini cevablandırdı.

Maksası Şark'ı Anadolu insanlarına merkez-i hılafetin nazar ı dikkatini celb etmek Van ve Diyarbakır'da kurmayı planladığı "medreset-üz zehra" sına destek sağlamaktı Osmanlı'nın adım adım sürüklendiği girdabdan yegane çıkış yolunu nitelikli eğitim seferberliğinde gören Bediuzzaman Hazretleri asırlar boyu islama bayraktarlık yapmış bu necib milletin çocuklarının kendi değer yargılarına tekrar hasib çıkmasını temin edecek böyle bir hizmeti hayatının gayesi olarak göruyordu.

Padişahın o gunlerde zabıta nazırı tabiri tabir edilen iç işleri bakanı aracılılğıyla kendisine teklif ettiği maaş ve ihsan-ı şahaneyi kabul etmedi. Zira şahsına değil dini ilimlerle medeniyet fenlerini birlikde ders vereceği bir universitesine medreset-üz zehrasına sahib çıkılmasını istiyordu. Amma meranını dinletemedi.

20. asrın heneb başlarında batı dunyasının acımasız oyunlarına sahne olan dunya, ahvalinden alabildiğine etkilenen payıtahtta aradığı desteği tam olarak bulamayan hazreti ustad, memleketine dönmeye beden dine siyaset yoluyla hizmet etme duşuncesiyle hılafet i islamiyenin merkezi olan istanbulda kalmayı tercih etti.

Gazetelere yazılar yazdı, siyasi şahsyetlerle göruşub onlara ikazlarda bulundu pek çok mitinklerde toplantılarda yatıştırıcı rol oynadı. Meşrutiyetin ilanından sonra arkadaşlarıyla beraber ittihad-ı muhammedi asv. cemiyetine dahil oldu. Cemiyet pek kısa zamanda inkişaf etti. Hatta Hazret-i Üstad'ın bir makalesiyle adapazarı ve izmit havalisinde elli bin kişi cemiyete dahil oldu.


سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَاۤ اِلاَّ مَاعَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

el Fatiha





 

Zuhr

Talebe
Cevap: Bediuzzaman ve Risale-i Nur Hizmeti-İstanbul'a gelişi ve Medreset-üz

rabbim ebeden razı olsun istifade edenlerden oluruz inşaAllah


amin ecmain ..
o sıkıntılar içinde ortaya çıkan gerçek ihlasla gelen hediyeler bizlere sunulmuş .. elimizdekilerin kıymetini bilenlerden oluruz inşaAllah.. amin ..
 
Üst