Bediüzzaman (r.h)

Garib

Well-known member
Bediüzzaman Dünyamızın kuzey yarımküresi
Güzel Türkiye’nin doğu bölgesi
Bitlis vilayeti Hizan ilçesi
Nurs kötünde doğdu BEDİÜZZAMAN

Anneden seyyiddir babadan şerif
İlim sahasında büyük bir arif
Kelimeler yetmez edilmez tarif
Mübarek bir soydu BEDİÜZZAMAN

Köyünde çocukken birkaç yıl kalır
Tahsil yapmak için evden ayrılır
Medreseler gezer feyizler alır
Her gün büyüyordu BEDİÜZZAMAN

Meydan okuyordu medreselere
Bütün eserleri kattı ezbere
Üç ay kafi geldi çok senelere
Bir allame oldu BEDİÜZZAM

Çocukken özlüyor peygamberini
Rüyasında öper hoş ellerini
Sıratta bildirir taleplerini
İlim istiyordu BEDİÜZZAMAN

Talebini resül kabul ediyor
Kurandan ilhamen ilim veriyor
Cevap ver soruya sen sorma diyor
Hep sözünde durdu BEDİÜZZAMAN


Buhranlı yıllarda baba evinde
Derin düşünüyor kendi halinde
Yine rüya görür günün birinde
Hayra yoruyordu BEDİÜZZAMAN

Ararat dağından lavlar fışkırır
Etkisine altına tüm yurdu alır
Anasına korkma diye bağırır
Ümit besliyordu BEDİÜZZAMAN

Uykudan uyandı gerçeği gördü
Kuran etrafına çelik zırh ördü
Dini İslam için önde yürüdü
Baş feda diyordu BEDİÜZZAMAN

Çevrede alimler ününü duyar
En büyük hocalar sorular sorar
Küçük said tek tek cevap sıralar
Bir bir söylüyordu BEDİÜZZAMAN

Istanbul’a gelip bir süre kaldı
İlim deryasına çok derin daldı
Kapısına soru sorulmaz yazdı
Cevap veriyordu BEDİÜZZAMAN

Mısırlı alimler onu duydular
Avrupadan yurttan soru sordular
Verilen cevaptan tatmin oldular
Kesin söylüyordu BEDİÜZZAMAN

Osmanlıdan Avrupalı doğacak
Avrupadan bir Müslüman olacak
İslamın sadası hep gür kalacak
Ümit taşıyordu BEDİÜZZAMAN

Payitahtta önce doğan umuttu
Otuz bir mart günü doğruyu tuttu
Entrikalar döndü onu da yuttu
Mahkemelik oldu BEDİÜZZAMAN

Vanda bir medrese kurmaktı gaye
Ümmeti Muhammed kurtulsun diye
Kararlıydı din ve fen öğretmeye
Sentez istiyordu BEDİÜZZAMAN

Fen ve din gerekli bir olmalıdır
Sentez kurmak şarttır bilir anlatır
Vanda üniverste sözünü alır
Müsbet bakıyordu BEDİÜZZAMAN

İstanbul’dan van’a ümitle döner
Bir süre geçince ümitler söner
dinsizlik hükmünü tam icra eder
Engel oluyordu BEDİÜZZAMAN

Çevresinde hoca buldu tanıştı
Hiç soru sormadı ama yarıştı
Dünya harbi çıktı ona karıştı
Savundu bu yurdu BEDİÜZZAMAN

Talebelerinden bir birlik kurdu
Gönüllü alaya kumandan oldu
At sırtında bile anlatıyordu
Kitap yazıyordu BEDİÜZZAMAN

Şark cephesi onu gördü şenlendi
Talebeleriyle çok uğraş verdi
Ruslar tarafından esir edildi
Önde yürüyordu BEDİÜZZAMAN

Esarette bile boyun eğmedi
Kafirlere saygı göstermem dedi
Dersanesi için yeri gösterdi
Burası diyordu BEDİÜZZAMAN

Kosturma ilinde üç yılı geçer
Geleceği görür Ruslara söyler
Sovyetler birliği dağılacak der
O gün biliyordu BEDİÜZZAMAN

Bir yol bulup esaretten kurtuldu
İstanbul şehrinde dinledi yurdu
Yuşa tepesinde düşünüyordu
Çare arıyordu BEDİÜZZAMAN

Darül hikmet ile onun yanında
Kurucusu olur yeşilayında
Yaşadı dünyanın kara kışında
Bahar bekliyordu BEDİÜZZAMAN

Kuvayı milliye kollanmalıdır
Vatan düşmanlardan kurtulmalıdır
Millet ayrılmayıp bir olmalıdır
Fetva veriyordu BEDİÜZZAMAN

Cumhuriyet fikri kafasında var
Ankara mebusluk teklifi yapar
Millet meclisine bildirge sunar
Hep namaz diyordu BEDİÜZZAMAN

Siyaseti pasif olarak görür
Milletin haline yanar üzülür
İman kurtarmaya yollar düşünür
Yara sarıyordu BEDİÜZZAMAN

Van’da erek dağı inziva yeri
Mağaralar horhor medreseleri
Mesken olur yüksek dağ zirveleri
Dua ediyordu BEDİÜZZAMAN

Kuran etrafında surlar yıkılır
Bu kahraman millet sahipsiz kalır
Baskılara karşı susmaz haykırır
Geri kalmıyordu BEDİÜZZAMAN

Hükümet alıyor kesin bir karar
Doğu insanını batıya yayar
Üstad said nursi emire uyar
Karşı çıkmıyordu BEDİÜZZAMAN

Çevresindekiler araya girer
Seni jandarmaya vermeyelim der
Üstad bu emirdir diyerek gider
Hak’ka salıyordu BEDİÜZZAMAN

Trapzona kadar gidilir yaya
Gemiyle İstanbul sonra Antalya
Uzun mesafeler girer araya
Hüzne dalıyordu BEDİÜZZAMAN

Burdur’da bir süre kaldıktan sonra
Komşu olur garip Barla’lılarla
Başlamıştır çile olan yıllara
Şerden yılmıyordu BEDİÜZZAMAN

Sekiz sene geçti bu ücra köyde
Mutlaka bir hayır vardır her şeyde
Barlanın dağında bahçelerinde
Nur neşrediyordu BEDİÜZZAMAN

Baskı devam eder zulümler sürer
Peşinden askerler hep takip eder
Üç saat yürüyüp dağlara gider
Yalnız kalıyordu BEDİÜZZAMAN

Tevekkül edene bulunur azık
Katran ağaçları sunarlar rızık
Yarattığı kulu gözetir Halık
Hakkı anıyordu BEDİÜZZAMAN

Üstad bir mürşittir bulur talebe
Risale i nura bu asır gebe
Küfüre batanlar çöküyor dibe
Üste çıkıyordu BEDİÜZZAMAN

Nurlu hakikate kim olur engel
Gece gündüz yazdı durmadı bin el
Nura hizmet eden sav’lılar güzel
Fabrikam diyordu BEDİÜZZAMAN

Ülkede adını her şahıs duydu
Binlercesi gelip talebe oldu
Mahkeme mahkeme dolanıyordu
Sabır ediyordu BEDİÜZZAMAN

Yirmi sekiz sene sürdü işkence
Çok acı hissetti zehirlenince
O iman o başı dik tuttu bence
Dini koruyordu BEDİÜZZAMAN

İdam talebiyle yargılanıyor
Sonunda hepsinden berat ediyor
Hükümet peşini hiç bırakmıyor
Serbest kalmıyordu BEDİÜZZAMAN

Girdiği her yerde bıraktı eser
Dersaneye döndü hapishaneler
Hakikatı yaydı tüm risaleler
Çağa damga vurdu BEDİÜZZAMAN

Denizli, Emirdağ, Afyon dolaştı
Kastamonu bile davalar açtı
Hakikatı yaydı hapiste yattı
Yine yılmıyordu BEDİÜZZAMAN

Risale i nurun yazımı bitti
Talebeleriyle yine hatmetti
Çok okuyun diye çok tembih etti
İmanı korudu BEDİÜZZAMAN

Isparta’da duran yaşlı ihtiyar
Akşamüstü verdi ani bir karar
Yasaklıyken gitti Urfa’ya kadar
Emri deliyordu BEDİÜZZAMAN

Kış günü zorlukla vardı Urfa’ya
Otelci yer verdi ağır hastaya
Orada kavuştu yüce Mevla’ya
Sevdiğini buldu BEDİÜZZAMAN

Urfa’ya her yerden bir akın başlar
Cenazeye koşar bütün nurcular
Kış bitmiştir artık gelecek bahar
Zaten söylüyordu BEDİÜZZAMAN

Mezarı başına gelen eksilmez
Hükümet çekinir korkar, istemez
Mezarı nakleder yerini demez
Bunu istiyordu BEDİÜZZAMAN

Bilinmeyen adsız mezar isterdi
Mezartaşım bile olmasın derdi
Şimdi mezarında otlar yeşerdi
Gönülde yer buldu BEDİÜZZAMAN

Isparta ilinde ama nerede
Risale i nura koymadı perde
Ruh sevdiği ile en güzel yerde
Onlarla doluydu BEDİÜZZAMAN

Çağlara damgayı vuruyor kuran
Çok iyi anlıyor nuru okuyan
İman kurtarmaya adanmış bir can
Yüzyılın kutbuydu BEDİÜZZAMAN

Dün geçti gerek yok eleme vaha
Yarınlar gelmedi vakit var aha
Diyorum ruhuna oku fatiha
Dua bekliyordu BEDİÜZZAMAN


Niğmetullah UÇAR
Korkuteli
10.08.1996
1678.gif

 

Garib

Well-known member
Bediüzzaman ve Nur
Bak hele asrın mütefekkirine,
Zaman zaten O’nu beklerdi,
Gelişiyle gönüllere nur serpti nur,
Bediüzzaman ve nur.

Dimağda nur, akılda nur,
Kalpte nur, gönülde nur,
Nurun alâ nur,
Bediüzzaman ve nur.

Onunla marifetullah umanına daldık,
Kâinattaki hikmetten hisse aldık,
Terakkide kemalat kesbettirdi,
Bediüzzaman ve nur.

Efendimizi bize tanıttırdı
Gönül sultanı olduğunu gösterdi,
Hakikati temaşa ettirdi,
Bediüzzaman ve nur.

Yolu sırat-ı Ahmediyedir.
Kanunu furkan-ı Hakimdir.
Gönüllere nur,
Bediüzzaman ve nur.

Marifetullahta mesafe kesbettim,
Arş-ı azamda tayaran ettim,
İsm-i azam-ı seninle tanıdım,
Bediüzzaman ve nur.

Hakikati seninle anlaşıldı,
Şu âlemi kâinatın.
Furkan-ı kerimin hakkını verdi,
Bediüzzaman ve nur.

Bak şu sayfay-ı cedide ki;
Gönüller sultanı ile açıldı bu sayfa,
Hitama erdi Onunla beraber,
Bediüzzaman ve nur.

Haktan geldi inayet,
Lutf-u ilahi sardı bizi,
Nura gark etti bizi,
Bediüzzaman ve nur.

Suretler nur, siretler nur,
Kur’an nur, risale-i nur,
Zamanın en büyük müderrisi,
Bediüzzaman ve nur.

1999
Muhammet Yarbaşı
1678.gif

 
Üst