SONUÇ
Modern bilime göre Tanrısal müdahalenin imkansız olduğuna dair iddianın, modern
bilimin verileri ışığında yanlış olduğu gözükmektedir. Kuantum seviyesindeki belirsizliklerin
belirlenmesi suretiyle, teizmin savunduğu mucizeler gibi evrendeki radikal değişimler bile
açıklanabilir. Bu bakış açısı, Tanrı’nın etkinliğinin bu şekilde oluştuğu anlamına gelmez, ama
modern bilimin verilerinin, doğa yasaları ihlal edilmeksizin, mucizelerin ve Tanrısal
etkinliğin gerçekleşebilmesine olanak tanıdığını gösterdiği için değerlidir. Bu yaklaşım, David
Hume’un mucizelerin doğa yasalarının ihlal edilmesi anlamına geldiğine dair tarifinin ve
Spinoza ile Schleiermacher gibi, mucizelerin, Tanrı’nın kendi doğasıyla veya doğa yasalarıyla
çelişmesi anlamına geldiğine dair teolojik itirazlarının düzeltilmesine olanak tanıdığından
dikkate alınması gerekir.
Fakat bu yaklaşımın özgür irade sorununu çözdüğünü söylemek veya Tanrı’nın
mucizeleri mutlaka bu şekilde meydana getirmiş olması gerektiğini söylemek hatalıdır. Bizce,
teistik ve ateistik hiçbir yaklaşım özgür irade sorununu tam olarak çözememektedir. Bu
noktada, teistik savunma, teizm kadar ateizmin de özgür irade sorunu içinde olduğunu ve
teizmin bu konudaki yaklaşımları ispatlanıp temellendirilmese bile, hiç kimsenin bu sorunu
çözecek bir modele sahip olmadığını söylemekle sınırlı olmalıdır. Evrende ontolojik
indeterminizm olmasından yola çıkılarak, özgür irade sorununa yeni bakış açıları
geliştirilebilir ve Kant’ın üçüncü antinomisinde olduğu gibi, bu sorunun determinist bir evren
kabulüyle ele alınmasına düzeltmeler getirilebilir. Ama, kuantum belirsizlikleri, kendisinden
önceki sebeplerle oluşmuş bir varlığın özgürlüğünden nasıl bahsedebileceğimize dair sorunu
ateizm için de teizm için de çözemez. Teizmin, Tanrısal hikmete veya ruhun bilinmezliğine
atıf yaparak sorunu çözmekte ateizme göre bir avantajı olduğu söylenebilir; ama diğer
yandan, teizm için asıl sorun, Tanrısal iradenin nerede bitip şahısların özgür iradesinin nerede
başladığı ve Tanrı’nın kudreti ile insanın mesuliyetinin nasıl uzlaştırılacağıdır.
Biz, Tanrı’nın mucizeleri gerçekleştirmesinin, doğa yasaları çerçevesinde kuantum
belirsizliklerini belirlemesi ile mümkün olduğunu savunarak sadece bir imkanı göstermeye
çalıştık. Bir şeyin mümkün olması, onun mutlaka bu şekilde olduğu anlamına gelmez.
Bilimsel yaklaşım, tarihin sürecinde gayb olmuş mucizeleri ve kimi şahsi tecrübeleri ne ispat
edebilir, ne de inkar edebilir. Bizce, yapılacak en tutarlı yaklaşım, bir teistin mucizelerin nasıl
oluştuğu hususuna (oluşup oluşmadığına değil) agnostik kalmasıdır. Çünkü, Tanrı’nın
mucizeleri nasıl gerçekleştirmiş olduğuna dair bilimsel bir bilgiye sahip olmadığımız gibi,
Tanrı’nın doğa yasalarını ihlal etmeyeceğine dair Spinozacı teolojik bir ön kabulü de
temellendiremeyiz. “Tanrı doğa yasalarını ihlal etmez” şeklindeki Spinozacı ön kabul ile
mucizeleri inkar iki tane kibri içinde taşır; bu kibirlerden birincisi Tanrı’nın katındaki tüm
yasaları bildiğimize dair teolojik bir kibirdir, ikincisi ise doğa yasaları ile ‘kendi içinde
evrene’ dair her türlü bilgiye sahip olduğumuzu iddia eden bilimsel bir kibirdir ki, bu ikincisi
özellikle 19. yüzyılın yaygın bir hastalığıydı. Her şeyden önce, Tanrı’nın katındaki yasaların
bizim fizik biliminde gördüğümüz doğa yasaları ile özdeş olduğunu savunmak büyük saflık
olur. Tanrısal yasaların (Sünnetullah) fizik yasalarından daha geniş yasalar olduğunu kabul
edersek, Tanrı’nın bir eliyle koyduğu yasaları diğer eliyle bozduğuna dair mucizelere getirilen
teolojik itiraz geçersiz olur. Sarayına gelen her misafiri kapıdaki nöbetçilerine geri çevirten
bir kralın, istisnai bazı konuklarını nöbetçiler içeri aldıklarında, kralın kendi koyduğu
yasalarını ihlal ettiğini hiç kimse düşünmeyecektir, zaten kral böyle bir yasayı ilan etmemiştir;
sadece nöbetçilerin genel tavrını gözleyenler, kendi kendilerine kralı bile bağlayacak yasalar
üretmişlerdir! Teistik yaklaşıma göre doğa yasaları kralın hizmetkarlarından daha da sadık
hizmetçilerdir; bu hizmetkarların Tanrısal etkinliği sınırladığını söylemek - Tanrı’nın bu
yasaları ihlal etmediğini değil - teizm adına kabul edilemez.57 Böylesi bir yaklaşımla, kimi
durumlarda doğa yasalarının kendisi veya genel gidişi askıya alınarak mucizelerin
gerçekleşmesi, Tanrısal sistemin bir parçası olarak savunulabilir; bu ise doğa yasalarını ihlal
etmeden mucizeleri temellendirmeye çalışmayı gereksiz kılar.
Sürekli deniz seviyesinde hayatını yaşamış ve bu seviyede suyun kaynaması ile ilgili
deneyler yapmış olan bir kişi, yüksek bir yere çıkınca suyun kaynama derecesinin
değişebileceğini tahmin edemediğinden, kendi deniz seviyesinde bulduğu yasaları, evrensel
tüm yasaların karşılığı zanneder ve bir gün dağ başına çıktığında suyun kaynama derecesinin
değiştiğini gözlemler, fakat kendi bildiği deniz seviyesine ait yasalardan doğa yasalarını ibaret
sanan kişi, bu yasaların ihlal edildiğini sanır. Tanrısal yasalara nüfuz edemeyen kimi kişiler
de, kendi bildikleri yasaların (kısmi-doğa yasalarının), evrensel tüm yasalara karşılık geldiğini
zannedebilirler. Bahsettiğimiz bu sebeplerden dolayı determinist bir evren modelinin mutlak
olarak mucizeleri dışladığını ve Heisenberg’in Belirsizlik İlkesi gibi evrenin işleyişinde
boşluklar olduğunu söyleyen bir yaklaşım olmadan mucizelere inanılamayacağını
söylemiyoruz. Ayrıca kuantum yasasının indeterminist yorumunun tartışmalı olduğunu ve
evrende ontolojik indeterminizmin olmadığına, indeterminizmin bizim epistemolojik
sınırlılıklarımızdan kaynaklandığına dair yaklaşımın varlığını da hatırlamalıyız. Eğer kuantum
sayesinde Einstein’ın zannettiği gibi “saklı değişkenler” varsa ve kuantum seviyesi de
determinist ise, mucizelerin varlığının bu seviyedeki belirsizliklerin varlığına muhtaç
olduğunu düşünen yaklaşım, teolojik bir açmazda kalacaktır.
Bütün bu ihtiyatlı yaklaşımlarımıza karşın, kuantum belirsizliklerinin mucizeler gibi
Tanrısal müdahaleleri doğa yasalarının çerçevesinde açıklamaktaki katkısını çok değerli
buluyoruz. Mucizelerin, bilimsel yaklaşıma göre imkansız olduğunu söyleyerek teizmi
eleştirenlerin, modern bilimin sunduğu imkanlardan habersiz olduklarını ve bu
yaklaşımlarının hatalı olduğunu gösterebildiysek bile bu makalenin amacına ulaştığını
düşünüyoruz. Tanrısal müdahaleyi ve mucizeleri inkar, bilimsel olguların bizi ulaştırdığı bir
sonuç değildir. Ancak, ateizme ve natüralizme metafizik bir ön kabul olarak inanan kişiler, bu
felsefi inançları ile bilimsel yaklaşımlarını birleştirirlerse, Tanrısal müdahaleyi reddeden bir
yaklaşıma sahip olurlar; fakat bu, bilimin sonucu değil, bu şahısların felsefi-metafizik
yaklaşımlarının sonucudur. Bu makalede gördüğümüz gibi felsefi-metafizik yaklaşımı farklı
kişiler, Tanrısal müdahaleyi modern bilim anlayışı ile uyumlu bir şekilde birleştiren modeller
geliştirerek fizik ile teolojik yaklaşımlarını bir araya getirerek, modern bilim çerçevesinde
doğanın teolojisinin mümkün olduğunu göstermişlerdir. Philip Clayton’un da dikkat çektiği
gibi, eğer doğa yasaları ihlal edilmeden Tanrısal müdahalenin nasıl oluşmuş olabileceğini
göstermek istiyorsak, bunu yapmak için Newton’dan beri en çok şansa sahip olduğumuz
dönem, içinde olduğumuz dönemdir.58 Fiziğin en önemli iki teorisinden biri olan kuantum
teorisinin en yaygın fiziksel yorumuna dayanarak yapılan teolojik yorumları; bilim, felsefe ve
din üçgenindeki konuları ele alanların, Tanrısal etkinlik, mucizeler ve özgür irade sorunlarını
değerlendirirken mutlaka göz önünde bulundurmaları gerektiğini düşünüyoruz.
----------
57 Bu yasaların ihlal edilmesinin Tanrısal hikmete uygun düşmediği savunulabilir ki, bu tartışma bilimsel
olmaktan ziyade teolojiktir.
58 Philip Clayton, God and Contemporary Science, Edinburg University Press, 1997, s. 173-174.
----------
KAYNAKÇA
Barbour, Ian (1971). Issues in Science and Religion, Harper and Row Publishers.
---------------- (1991). Religion in an Age of Science, Harper and Row Publishers.
---------------- (2000). When Science Meets Religion, Harper San Francisco.
Barrow, John D, Frank J. Tipler (1996). The Anthropic Cosmological Principle, Oxford University Press.
Clayton, Philip (1997). God and Contemporary Science, Edinburg University Press.
Davies, Paul (1984). God and The New Physics, Simon and Schuster.
Descartes, Rene (1984). Metod Üzerine Konuşma, çev: K. Sahir Sel, Sosyal Yayınları.
Einstein, Albert, B. Podolsky, N. Rosen (1935). Can Quantum-Mechanical Description of Physical Reality Be
Considered Complete?, Physical Review 4.
Einstein, Albert (2001). İzafiyet Teorisi, çev: Gülen Aktaş, Say Yayınları.
Ellis, George F.R. (1993). The Theology of the Anthropic Principle, ed: Robert John Russell, Nancey Murphy,
C. J. Isham, Quantum Cosmology and the Laws of Nature içinde, Vatican Observatory Publications ve The
Center for Theology and the Natural Sciences.
-------------------- (2000). Ordinary and Etraordinary Divine Action, ed: Robert John Russell, Nancey Murphy,
Arthur R. Peacocke, Chaos and Complexity içinde, Vatikan Observatory Publications ve The Center for
Theology and the Natural Sciences.
Fölsing, Albrecht (1997). Albert Einstein, çev: Ewald Osers, Penguin Books.
Gamow, George (1995). 1-2-3 Sonsuz, çev: C. Kapkın, Evrim Yayınevi.
Gleick, James (2003). Kaos, çev: Fikret Üçcan, Tübitak Popüler Bilim Kitapları.
Hawking, Stephen (1990). A Brief History of Time, Bantam Books.
---------------------- (2002). Ceviz Kabuğundaki Evren, çev: Kemal Çömlekçi, Alfa Yayınları.
Heim, Karl (1953). The Transformation of the Scientific World View, SCM.
Heisenberg, Werner (2000). Fizik ve Felsefe, çev: M. Yılmaz Öner, Belge Yayınları.
------------------------ (2003). Einstein’la Yüzleşmek, çev: Kemal Budak, Gelenek Yayıncılık.
Hume, David (1999). An Enquiry Concerning Human Understanding, Oxford University Press.
Kant, Immanuel (1971). Fundamental Principles of the Metaphysics of Morals, çev: Thomas Kingsmill Abbott, William Benton.
------------------- (1971). The Critique of Pure Reason, çev: J.M.D. Meiklejohn, William Benton
------------------ (1971). The Critique of Practical Reason, çev: Thomas Kingsmill Abbott, William Benton.
Mayr, Ernst (1982). The Growth of Biological Thought, The Belknap Press of Harvard University Press.
Murphy, Nancey (2000). Divine Action in the Natural Order: Buridan’s Ass and Schrödinger’s Cat, ed: Robert
John Russell, Nancey Murphy, Arthur R. Peacocke, Chaos and Complexity içinde, Vatican Observatory
Publications ve The Center for Theology and the Natural Sciences.
Özcan, Hanifi (1989). Bilgi-Obje İlişkisi Açısından İnsan Hürriyeti, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5.
Peacocke, Arthur R. (1993).Theology for a Scientific Age, SCM.
Penrose, Roger (2000). Kralın Yeni Usu 2: Fiziğin Gizemi, çev: Tekin Dereli, Tübitak Popüler Bilim Kitapları.
------------------ (2003). Büyük Küçük ve İnsan Zihni, çev: Cenk Türkman, İzdüşüm Yayınları.
------------------- (2004). The Road To Reality, Jonathan Cape London.
Polkinghorne, John (2003). Science and Theology, Fortress Press.
Pollard, William (1958 ). Chance and Providence: God’s Action in a World Governed by Scientific Law, Faber and Faber.
Popper, Karl R. (1985). Open Universe: An Argument for Indeterminism, Rowman and Littlefield.
------------------- (1998 ). Bilimsel Araştırmanın Mantığı, çev: İlknur Aka, İbrahim Turan, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık.
Prigogine, Ilya (2004). Kesinliklerin Sonu, çev: İbrahim Şener, İzdüşüm Yayınları.
Russell, Robert John (1997). Does “The God Who Acts” Really Act? New Approaches To Divine Action, Theology Today 54.
Sartre, Jean Paul (1993). Being and Nothingness, çev: Hazel E. Barnes, Washington Square Press.
Saunders, Nicholas (2002). Divine Action and Modern Science, Cambridge University Press.
Schleiermacher, Friedrich (1999). The Christian Faith, T. and T. Clark Publishers.
Spinoza, Benedictus (1997). Tractatus Theologico-Politicus, çev: Samuel Shirley, Brill Academic Publishers.
Taslaman, Caner (2006). Big Bang ve Tanrı, İstanbul Yayınevi.
Tracy, Thomas F. (2000). Particular Providence and the God of the Gaps, ed: Robert John Russell, Nancey
Murphy, Arthur R. Peacocke, Chaos and Complexity içinde, Vatican Observatory Publications ve The Center for
Theology and the Natural Sciences.
Turhan, Kasım (2003). Kelam ve Felsefe Açısından İnsan Fiilleri, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.