keybetmek..

Hamiyetkar

Well-known member
Bir gün insan virgülü kaybetti.
O zaman cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı.
Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.

Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.

Üstelik hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.

Bir süre sonra soru işaretini kaybetti.
Artık soru sormaz oldu. Hiçbir şey ama hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu. Ne kainat ne dünya ne de kendisi umurundaydı.


Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti.
Artık davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.


Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.
Son noktaya geldiğinde düşünmeyi, okumayı unutmuş vaziyetteydi.
 

SaYa

Well-known member
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.
Son noktaya geldiğinde düşünmeyi, okumayı unutmuş vaziyetteydi.


çok güzel maşallah.... Allah razı olsun
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: kaybetmek..

Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.


cok dogru bi yaklasim bence, cumleler basitlesince, kelimeler sadelesince dusunce boyutuda degisiyor, basit ve siradan, hatta bu adamin sonu gibi yanliz baskalarinin dusuncelerini savunuvur hale gelmemek kacinilmaz bi durum,
bunun icinde coooook, okumak lazim:)
 

Tarihci

Marmara Tarih
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.
Son noktaya geldiğinde düşünmeyi, okumayı unutmuş vaziyetteydi.



hakkaten böyle, universitelerde yok efendim keynes in iktisat modeli yok efendm şunun bunun onun bu konudaki düşünceleri vs vs vs.. senin düşünceni sormayan bir sistemdeyiz, kastettiğim eğitim sistemimiz.. sınav sorularına bakarsanız hep başkalarının görüşlerinin sorulduğunu farkedersiniz. bazı hocalar filan kişinin şu konudaki görüşünü yazınız der, bazıları da filan kişinin görüşü ışığında kendi değerlendirmenizi yapınız der, çok azı şu konuyla ilgili değerlendirmelerinizi yazınız der..

universitelerin iktisat bölümleri amerikan iktisatcılarının görüşlerini öğretir, bu adam böyle düşünmüş ama siz ne düşünüyorsunuz diyen pek yok.. ya da bu herif böle demiş ama bunun açıkları var mıdır yok mudur, bir değerlendirin bu adamın görüşünü demiyorlar.

zaten alfabe değişikliğinden beri dilimizi fakirleştirdiler böylelikle, bildiği kelimeler nispetinde düşünebilen insan, düşünce fakiri de yapılmış oldu. bu konuda risaleler adeta ilaçtır, okulda eski türkçeyi ağdalı lafları ağır cümleleri bir proflar bilir bir de nur talebeleri :)

olaylar hakkında durup düşünmek lazım, bu böyle yapılmış ama NEDEN, AVANTAJI NE, DEZAVANTAJI NE.. HANGİ AMAÇ GÖSTERİLİP ASLINDA NELER HEDEFLENMİŞ??????

olayların arka perdelerini görmek için DÜŞÜNMEK lazım
 

mihrimah

Well-known member
Bir gün insan virgülü kaybetti.
O zaman cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı.
Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.

Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.
Üstelik hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.

Bir süre sonra soru işaretini kaybetti.
Artık soru sormaz oldu. Hiçbir şey ama hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu. Ne kainat ne dünya ne de kendisi umurundaydı.

Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti.
Artık davranış sebeplerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.

Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu.
Son noktaya geldiğinde düşünmeyi, okumayı unutmuş vaziyetteydi.

Ve bu insan ne olduğunu anlayamadığı anda mevcut tırnak işaretine kulanmadan el konuldu ve yeni cümle başladı.Üç noktayla başlayan cümle tırnakla devam etti. Fakat bu üç noktadan sonrasını belirlemek onun elinde değildi. Hayatındaki tüm cümleler ve tüm noktalama işaretleri gözlerini önüne serildi.Anlamsız soru işaretleri, Gereksiz kullandığı ünlemler ona tek tek soruldu.Kısa kısa kestirilip atılan cümlelerin pişmanlıklarının acısını bu kadar çekeceğini belkide bilmiyordu.Aslında bu uzun hikaye hiçde yabancı değildi.(teşbihte hata olmaz inş.)Neden elinde klavuzu olduğu halde dilbilgisi kurallarını çalışmamıştı?Hayatta böyle değilmidir?
Elimizde eşi menendi bulunmayan bir örnek var fakat bizler kendimizi sonunun hiç olduğunu bildiğimiz risklere atıyoruz yeni hikayeler peşinde koşuyoruz...

Ya RABBİ! Bize eşyanın arka yüzünü göster...(sav)
 

Tarihci

Marmara Tarih
iktisat dersinde sürekli teoriler üzerinde konusurduk ve sınavlarda bilmediğm birinin fikrini sorarlardı...


değil mi? hep öyle oluyor zaten, en popüler adamları çalışırsın bunlar çıkacak diye, hoca gider kıyıda köşe de kalmış derste de üstünde pek durup önemsemediği birinin görüşünü sorar.. biz de kağıda bakakalırız :eek:
 

kayýp_gül

Well-known member
değil mi? hep öyle oluyor zaten, en popüler adamları çalışırsın bunlar çıkacak diye, hoca gider kıyıda köşe de kalmış derste de üstünde pek durup önemsemediği birinin görüşünü sorar.. biz de kağıda bakakalırız :eek:

evet:eek:ilk vizede anlattığınız olayın aynısını yaşamıştım...:(
bana ne faydası olacaksa.....
 

Tarihci

Marmara Tarih
evet:eek:ilk vizede anlattığınız olayın aynısını yaşamıştım...:(
bana ne faydası olacaksa.....


ilk vize derken universitedeki ilk vize demi yoksa gectiğimiz dönemin ilk vizesinde mi?

işte bu yüzden hoca psikolojisiyle düşünüp çalışmak lazım,,

önce normal öğrenci gibi düşünüp çıkacak yerleri belirleyeceksin, sonra onlara değil kalanlara çalışacaksın :)
 

nurhadimi

üye Sorumlusu
HANİ ŞEHADET ALEMİ GAYB ALEMİNİN TENTENELİ Bİ PERDESİYDİ YA
RABBİM BU PERDEYİ KALDIRABİLİP GÖRMEYİ NASİP ETSİN



RABBİM!!!
kaybetmeden noktalama işaretlerimizi unutmadan özümüzü yola devam etme gücünü ihsan et
 

s_e_v_a

Active member
İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti: Söyledikleri birbirine karıştı.

Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.

Ünlem işaretini kaybetti bir gün de: Sevincini, öfkesini, bütün duygularını yitirdi.

Soru işaretini kaybetti bir başka gün: Soru sormayı unuttu, herşeyi olduğu gibi kabul eder oldu.

İki noktayı kaybetti bir başka gün: Hiçbir açıklama yapamadı.

Hayatının sonuna geldiğinde elinde sadece tırnak işareti kalmıştı.

"İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca"
 
Üst