Hazin ve Lahuti Bir Sada

Ali Said

Well-known member
nurualemblog_06.jpg


Hazin ve Lahuti Bir Sada

Büyüklerin herşeyleri büyük ve farklı olur. Zâten onları büyük yapan da budur. Hayata, dünyaya bakışları, ibadet, zikir ve tesbihatları da çok farklıdır. Son derece düzenli ve dakik bir hayata sahip olan Bediüzzaman Hazretleri de gecelerini teheccüd namazıyla birlikte ezkâr, evrâd ve duâlarla canlandırır, mutlaka seher vaktinde uyanık bulunur, bu vakti de tesbihât ve duâ ile geçirirdi. Evrâd okuduktan sonra duaya çok büyük önem verirdi. O anda öyle bir vakti vardı ki, külliyet kesbedip bütün zerrât-ı kâinât nâmına tesbih ve tahmid ederdi. 1

Talebesi Bayram Yüksel, "Gece erken kalkar, teheccüd namazını kılardı. evradlarını, bütün dualarını sabah namazına bir saat kala bitirirdi. Ellerini dergah-ı İlahiyeye açar, uzun uzun dua ederdi. O anda bizler yanına giremezdik. Ancak dua bittikten sonra girebilirdik... `Hem istikbaldeki Nur talebelerine dua ediyorum` derdi." 2

Hz. Üstad, yapılan gıyabi duaların daha makbul olacağını belirtmişti, `Çünkü ben senin ağzınla günah işlemedim, sen de benim ağzımla işlemedin. Onun için gıyabi yapılan dualar daha makbul olur. Dua bir iksirdir, toprağı gümüş yapar, gümüşü de altın yapar` derdi. 3

Yine Bayram Yüksel`in belirttiğine göre Hz. Üstad, `Geceleri sabaha kadar dua, niyaz ve ibadette bulunurdu. Münacaat ve evradlarını asla terk etmezlerdi. Hem Isparta`da, hem Barla`da, hem Emirdağ`da, komşuları bizlere, `Ne zaman Üstadın evine geceleri baksak, Üstadın odasında ışık yandığını görür, hazin sadasıyla dua ettiğini duyardık` derlerdi.` 4

Kardeşi Abdülmecid Efendinin hanımı Rabia Ünlükul, Üstadın evlerinde kaldığı süre içinde geceleri odasından hep dua sesleri geldiğini belirtir. 5

1925`te Kürdistan`dan Batı Anadolu`ya sevkiyat esnasında Pasinler`in Korucuk köyüne uğradığında evinde misafir eden H. Münir Bakan, onun tesbihat ve dua seslerinin içe işlediğini anlatarak, `Öyle bir lahuti sadası vardı ki, bu ses kara taşı bile delerdi` 6 der.

Namaz tesbihatını da aynı lahuti sadalarla yapardı Üstad Hazretleri. Bunu İlk talebelerinden Molla Hamid şöyle anlatır: `Tesbihata başladık. Derdi ki: `Namazın sonundaki tesbihat, namazın tohumu, çekirdekleri hükmündedir.` Hazin bir sada ile bizden çok ağır bir şekilde tesbihat yapıyordu. Sübhanellah, Sübhanellah… Çok içten ve yavaş tesbihat yapardı. Biz adeta `Süb, Süb` diyoruz… Onun La ilahe illallah demesi, adeta top güllesi gibiydi. Orada ehl-i tarik birisi olsaydı, heyecandan cezbeye kapılırdı.` 7

Onun devamlı okuduğu virdler arasında Hizbü`l-Envairi`l-Hakaiki`n-Nuriye yer alıyordu. Cevşenü`l-Kebir`in de yer aldığı bu vird ve duaları Üstad hergün okurdu. Risale-i Nurdaki namaz, zikir ve tesbihatla ilgili bölümler de bu duygularla yazılmıştı.

Dipnotlar: 1- Son Şahitler, 4:31.
2- A.g.e., 3:48.
3- A.g.e., 3:48.
4- A.g.e., 3:51.
5- A.g.e., 1:154.
6- Son Şahitler, 1:131.
7- Bediüzzaman`ın İlk Talebelerinden Hatıralar, s. 69-70
 

Ali Said

Well-known member
Evrad, sık sık ve devamlı okunan dualar demektir. Aynı zamanda, Farsçada vird; talebe, şakird, mürid demek olup ikisi arasındaki ilişkiye de işaret eder.--Büyük Lügat-TÜRDAV Yayınları---

Yani Hak yolcusu bu azıkla canlı ve diri kalır, yoluna devam eder. Ondan koptuğu zaman da, pörsümeye, solmaya, şeytanın ağına takılmaya kendini salıvermiş olur. "Kim Rahman'ın zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık o, onun yakın arkadaşı olur." -- Zuhruf; 36 --

Asrımızda iman ve Kur'an vadisinde büyük bir çığır açan, Bediüzzaman Hazretleri, evrad u ezkar insanı olarak da bize güzel bir numune olmuş, büyük bir bahtiyardır. Bediüzzaman'ın evrad u ezkar hayatında iki şey dikkat çeker:

1- Evradda devamlılık

Her büyük Hak dostu gibi Üstad Bediüzzaman da, Allah Resulü'nün (sas) "Az; ama devamlı" olma ve "başladığı ibadeti bırakmama" sünnetlerine azami şekilde ittiba etmiştir.

8,5 sene kadar kaldığı Barla'daki komşuları naklediyorlar: "Üstadı, geceleri, Dershane-i Nuriye'nin önündeki bir mübarek çınar ağacının dalları arasında bulunan kulübecikte, sabahlara kadar tesbihat ile ezkar ile terennüm eder görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstadın böyle sabahlara kadar çalışmasını gördükçe, ne zaman uyur, ne zaman kalkar bilemezdik.--Tarihçe-i Hayat, sh. 166, Envar Neşriyat.---

Kastamonu'nun medar-ı iftiharı olan Mehmed Feyzi Efendi ise şöyle diyor: "Gecelerde sabaha kadar calib-i dikkat bir hal-i haşine ile ubudiyette bulunurlar. Yaz ve kış bu adetleri tahalluf etmez. Teheccüd ve münacaat ve evradlarını asla terk etmezler. Hatta bir Ramazan'da pek şiddetli hastalıkta altı gün bir şey yemeden savm-ı visal içinde ubudiyetteki mücahedelerini terk etmediler. Komşuları her zaman derler ki: "Biz sizin üstadınızın sekiz sene yaz ve kış geceleri, aynı vakitlerde, sabaha kadar hazin ve muhrik sadasıyla münacaat seslerini dinler ve böyle fasılasız devamlı mücahedesine hayretler içinde kalırdık." --Tarihçe-i Hayat, sh. 327 ---

Bediüzzaman'ın yetiştirdikleri insanlar da hep böyle evrad u ezkarla hemdem, teheccüdde berdevam ağzı dualı mana insanları olagelmişlerdir. Onlardan biri olan Zübeyr Gündüzalp tavsiyelerinde "Evrad u ezkara ihtimam.. azami ihtimam" derken, başka bir yerde, "Evrad, hizmetin lezzetini artırır." ---Altın Prensipler, S:38-Yeni Asya Neşriyat.--- diyerek bir başka hususa işaret etmektedir.

Evrad u ezkarın terk edildiği yerde enaniyetler kabarır, gerilim azalır. Ortada bir sürü his insanı kalır. Ama "kalp insanı asla; ama ruh insanı katiyen"... Evet, maneviyatsız, kuru bir okuma ayrı bir bela ve ayrı bir marazdır.

2-Zikrederken tefekkür etmeli

Bediüzzaman okuduğu evradı, tefekkürle içine sindire sindire okurdu. Hatta birçok hakikatin kalbine evrad okurken tülu ettiğini eserlerinde görüyoruz. Bu tefekkürlere misal olarak 10. Mektup'ta, Şah-ı Nakşibendi'nin Evrad-ı Kudsiye'sini okurken, Tarihçe-i Hayat'ta geçen bir mektubunda namaz tesbihatını okurken kalbine gelen manalara bakılabilir. ---Tarihçe-i Hayat, sh. 298 ---

Üstad Bediüzzaman, okuduğu virdlerin çoğunu "üstadlarımdan" dediği---Bkz. Es'ad Coşan, Güncel Meseleler, Seha Neşriyat.---Nakşi-Halidi Şeyhi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi (ks) Hazretleri'nin tertip etmiş olduğu 3 ciltlik Mecmuatü'l-Ahzab isimli dua kitabından seçmiştir. Zaten kendisi Sungur ağabeyin nakline göre Mecmuatül ahzabı 15 günde bir hatmedermiş ki, bu 6 Kur'an kalınlığında dua demektir.

Bediüzzaman, zikir ve tefekküre önem verirken yaptığı zikirler şöyle:

1-Cevşen

"Kur'an'ın hakiki ve tam bir nevi münacaatı ve Kur'an'dan çıkan bir çeşit hülasası olan Cevşen-i Kebir." (8) dediği bu duayı Türkiye'de meşhur eden Bediüzzaman Hz. olmuştur. Kendisi de Cevşeni her gün okuyarak hayatının son kırk senesi bu adetini terketmemiştir.(9)

Bin hususiyeti bulunan Cevşen-i Kebir (10) dediği Cevşen'in pek çok dünyevi faidesini de hayatında bizzat görmüştür. Mesela Emirdağı'nda bir zehirlenmesi esnasında, "Cevşen-ül Kebir gibi evrad-ı kudsiyelerin feyziyle ölümden muhafaza olunuyorum.

Fakat, hastalık, ızdırap çok şiddetlidir." (Tarihçe-i Hayat-461) derken Emirdağ Lahikası'nda ise, "Düşmanlarımın maddi-manevi zehirlerine karşı gerçi Cevşen ve Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend beni ölüm tehlikesinden, belki yirmi defa kudsiyetleriyle kurtardılar." demektedir. (Emirdağ, 1/145)

Cevşenin "binbir esma-i ilahiyi havi olduğunu her günde 2-3 defa ezberden okurdu.

2- Celcelutiye

Hz. Ali (kv)'ye dayandırılan, İmam Gazali'nin şerh yazdığı bu duayı da sık sık okurdu. Bediüzzaman Hz.nin Şia kaynaklı rivayetlere eğilerek, aralarından ehl-i beytin tertemiz kanalıyla gelenleri seçmesi ve bizlere tanıtması ittihad-i İslam adına çok manidardır.

3-Hizb-i Masun

13. Şua'da gördüğümüze göre, İmam-ı Gazali Hazretleri'nin tertip ettiği bu duayı da okuyordu. Bu dua Fethullah Gülen Hocaefendi'nin tertip ettiği Dua Mecmuası'nda mevcuttur.

4- İmam-ı Şafii'nin bir münacaatı

Bediüzzaman '8-9 senedir duamdır dediği bu münacaat için; "Hatta münacaatın en güzeli ve ciddisi ve en yücesi...olan İmam-ı Şafii'nin meşhur bir münacaatını çok defa okuyordum." ifadesini kullanır.


5- Abdülkadir Geylani'nin bir münacaatı

Üstadın düzenlediği Hizb'ül Hakaik-i Nuriye adlı evrad(dua) kitabının sonlarında yer alan bu münacaat da muhteşem bir duadır. Bediüzzaman Hz. bu duanın başında Arabi ibarelerle bir açıklama düşmüştür ki kısa tercümesi şöyledir: "Allah'ım, günahlarım boynumu büktü.

Günahlarımın çokluğu ile utanıyorum. Ve gafletimin şiddeti sesimi kıstı. Senin rahmet kapını çalıyorum. Ve mağfiret kapında seyyidim ve senedim Şeyh Abdülkadir Geylani'nin -Senin kapında makbul olan nidasıyla- nida ediyorum."


6-Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend

Yine üstadın düzenlemiş olduğu dua kitabında var olan bu dua için Bediüzzaman: Hz. "Şah-ı Nakşibendi'nin kudsi bir duasıdır ki, Hazret-i Peygamber (sas)'den manevi alemde ders almış." der

Abdülkadir Badıllı'nın nakline göre Üstad bu evradı da ezbere biliyormuş. (Bkz. Badıllı a.g.e., 791.)


7- Delaili'n-Nur:

Bediüzzaman Hz.nin düzenlediği Delaili'n-Nur, evliyanın büyüklerinin salavatlarını içine alan çok mükemmel bir salavat kitabıdır.


8- Sekine:

Üstad Hazretleri, İmam-ı Gazali' den aldığı bu duayı kendine daima vird edinerek bütün evradları zamanla değiştiği halde onu hiç bırakmamıştır.


9- Veysel Karani'nin münacaatı:

Tabiinin büyüğü Üveys el Karani'nin bu münacaatı da Bediüzzaman Hz.nin devamlı okuduğu dualardandır.


10-6 ayeti kerime:

Ayrıca Hazreti Bediüzzaman akşam namazından sonra devam ettiği ve Lem'alar'ın başında zikrettiği 6 ayet-i kerimeyi 33'er defa okumuş...

Akşam-yatsı arasını "çok kıymetdar dua vakti" olduğunu belirterek, hatta bu zamanı değerlendirmeyen talebelerini ikaz etmiştir..

Bunlar Bediüzzamanın okuduğu dua ve evradın tamamı değildir.Biz sadece bazılarını nakledelim istedik.

Son olarak Bediüzzaman'ın evrad okuyuş şeklini nakledelim. Talebelerinden öğrendiğimize göre önce Delaili'n-Nur'daki salavatlardan bir kısmını okur; daha sonra ara vererek diğer evradlarını okur; en sonunda yine Delaili'n-Nur'daki salavatlarla tamamlardı. "İki salavat arasında okunan dua makbuldür." derdi.

DİPNOTLAR
(8) Sözler, sh. 441, Sözler Yayınevi
(9) Abdülkadir Badıllı, Risale-i Nur'un Kudsi Kaynakları, sh. 739, Envar Neşriyat.
(10) Lemalar, sh. 183, Yeni Asya Neşriyat.
 

Ali Said

Well-known member
cümlemizden

"Üstadı, geceleri, Dershane-i Nuriye'nin önündeki bir mübarek çınar ağacının dalları arasında bulunan kulübecikte, sabahlara kadar tesbihat ile ezkar ile terennüm eder görürdük. Hele bahar ve yaz mevsimlerinde bu muhteşem ağacın binlerce dalları arasında şevk ve cezbe içinde uçuşan kuşlar arasında Üstadın böyle sabahlara kadar çalışmasını gördükçe, ne zaman uyur, ne zaman kalkar bilemezdik.
 
Üst