Darbe kampındaki Nurcular

Ali Said

Well-known member
27 Mayıs askeri darbesinden sonra Sivas Kabakyazı'da oluşturulan ve yaklaşık 485 kişinin tutulduğu kampta, 12 Mart döneminde Deniz Gezmiş'e idam isteyen askeri savcı Baki Tuğ'un babası Necati Tuğ'un da tutuklu olduğu ortaya çıktı. Şu ana kadar kampta sadece Kürtlerin tutuklu kaldığı sanılırken, yaşayanların anlatımlarına göre kampta, Alevilerin ve o dönemin Nur cemaatinin önde gelenlerinin de tutulduğu anlaşıldı. 27 Mayıs askeri darbesinden hemen sonra, Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, daha önce haklarında dosyalar hazırlanan nüfuzlu aile mensupları ve şiddetli Demokrat Parti taraftarlığıyla tanınan kişiler, bir bir toplanarak Sivas Kabakyazı'da oluşturulan askeri kampa konuldu. Kampta 9 aya yakın tutuklu kalanlara daha sonra yöneltilen suçlamaların başında, bölücülük geliyordu. Ancak bölücülükle suçlananların çoğu daha sonra milletvekilliği ve bakanlık yaparken, Sivas kampının gizli kalan sayfaları da bu insanların anlatımlarıyla gün yüzüne çıktı.

CHP'Lİ DE VARDI

Kampta tutuklu bulunanlar arasındaki en ilginç isimlerin başında, Deniz Gezmiş hakkında idam cezası veren mahkeme heyeti üyeleri arasında bulunan Baki Tuğ'un babası Necati Tuğ geliyor. 27 Mayıs'tan önce Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde Demokrat Parti yöneticisi olan Necati Tuğ, askeri darbeden sonra tutuklanarak, Sivas Kampı'na getirildi. Sivas Kampı'nda tutuklu kalan Tuğ'un arkadaşları arasında, Şeyh Said'in çocukları Selahattin ve Ali Rıza Fırat, eski Hakpar Başkanı Sertaç Bucak'ın babası ve Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi kurucusu Faik Bucak, Sedat Bucak'ın babası İsmail Hakkı Bucak, AK Parti Adana milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın dedesi Zeynel Turan, eski Van milletvekili Kinyas Kartal, Diyarbakırlı Ensarioğlu aşiretinden Abdürrezak Ensarioğlu, Ağrı'lı Öztürkler aşiretinden üyeler bulunuyordu. SABAH'ın telefonla ulaştığı Baki Tuğ, o dönem babasının tutuklu bulunduğunu, ancak bu konu hakkında konuşmak istemediğini söyledi. Tutuklular arasında Aleviler, Kürtler, Nurcular ve bir de CHP milletvekili bulunuyordu. O dönem Nurcular içerisinde öne çıkan isimlerden Diyarbakırlı Mehmet Kayalar ve Erzurum'dan Mehmet Kırkıncı da vardı. Mehmet Kırkıncı, Fethullah Gülen'i ilk defa Said Nursi'nin Risale-i Nur'u ile tanıştıran kişi olarak biliniyor. Kendi anılarında bu konuyu ayrıntılı olarak yazan Kırkıncı Hoca, Sivas Kampı'ndan şöyle bahsediyor: "DP'ye mensup olanları da topladılar oraya. Gele gele 385 kişi olduk içeride. 8'i Nur talebesi, diğerleri hep siyasi. Sonraki günlerde alayın etrafında tel örgü çekilerek, içeridekiler daha serbest bir ortama kavuşturulur. Böylece ilk günlerdeki zorluklar biraz atlatılmış olur. Rıfat Ökten vardı. Sonradan Ulaştırma Bakanı oldu. Turhan Bilgin, o da mebus ve bakan oldu. Diyarbakır ve Tunceli'den Alevileri getirmiştiler. İzzettin Doğan'ın babası Doğan Dede vardı. Çok efendi, çok kibar, ona buna çatması olmayan bir adamdı..." Kampta tutuklu bulunan bir diğer kişi de CHP Van milletvekili Tevfik Doğuışıker'di. Doğuışıker, kampta tutuklu bulunduğu dönemde CHP lideri İsmet İnönü'ye yazdığı mektupta, "Paşam, ben burada 300 Demokrat Partili ile beraberim. Bunlarla beraber olmak benim kanıma dokunuyor. Haberiniz olsun, en büyük ceza bunlarla beraber olmaktır" demişti. Mektubundan üç gün sonra Öncü gazetesinde şöyle yazıyordu: "Tevfik Doğuışıker CHP'den ihraç edildi."
58109.jpg


Ölüm emri engellendi

Babası ve akrabalarıyla tutuklu bulunan kampın en gençlerinden Hacı Said Ensarioğlu, o dönem kendileri için verilen ölüm emrinin nasıl engellendiğini şöyle anlattı: "Barakada görevli olan astsubay belirli bir telaştan sonra başladı anlatmaya: Muharrem Kızıloğlu, 'bunlar her zaman elimize geçmez, kurşuna dizip yok edelim, zabıtları da farklı düzenleriz' dedi. Ancak kamp komutanı Sabri Koçak Paşa doğru Cemal Gürsel'i aradı. Gürsel'e, 'buradakiler böyle bir şey söylüyor. Haberiniz var mıdır yok mudur? Varsa bile bunu bana yaptıramazsınız, beni de onlarla birlikte öldürebilirsiniz' dedi. Gürsel Paşa'da 'Aman bunlar size emanettir. Sakın biz daha eskinin hesabını veremiyoruz (Mustafa Muğlalı'nın 33 köylüyü kurşuna dizmesi hadisesinden bahsediyor) kimseyi dinleme.' Koçak Paşa dedi ki, 'Bana emanetler, kimse müdahale edemez' deyince, bu tehlikede ortadan kalktı dedi." Başka ilgi çekici ayrıntı da, Diyarbakır'da 27 Mayıs adına tutuklamaları yapan kişinin, ünlü müzisyen ve insan hakları aktivisti Şanar Yurdatapan'ın babası Daniyel Yurdatapan'dı. Yurdatapan, darbeye destek vermiş ancak beklediği makamı elde edememişti.

Sabah
 
Üst