Az Odun Suyu Kaynatmaz

bardak

Well-known member
Bir ihvan neden terakki etmez, derseniz, bugün size bundan bahsedeyim. Efendimizin misallerini vereyim size. Çok güzel güzel misaller getirirdi Sami Efendimiz. Bir gün bir ihvanı geliyor, “Efendim, bir türlü ilerleyemiyorum.” diyor, Efendimiz de: “Ocağının altında odunlar az, rabıtan az da ondan. Kaynatmıyor, o çarkı döndürmüyor attığın odunlar.” diye cevap veriyor. Açıktan görüyor hâlini ve derdini söylüyor. Efendimiz söylüyor ben de haber veriyorum.

Meselâ: Elma, armut vs. meyveleri düşünün. Bunları birbirine aşılamak
33266970292913c76f6bam2xy8.jpg

istediğinizde hem meyve aşılanmaya müsait olacak, hem de mahir bir aşıcıya ihtiyacınız var. Yoksa ne yeni bir meyve oluşur, ne de eski meyveden bir tat kalır. Tatsız, kokusuz, zehir gibi acı bir şey çıkar ortaya. Yenmez, zayi olur. Meyve sulu olacak, aşıcı sulu olacak. Ham olduğunu bile bile tarikat yolu gösterilmez insana. Mukaddime verilmeli önce. Bir zaman bekletmeli. İmanının sıhhatini ve ihlâsını iyice tecrübe etmesi lazım bu yola tâlip olan kişinin.

Efendimiz diyor ki; “Duvara birkaç defa vurun da, kırılmayan testileri alın” “Hemen kırılıveren adamları almayın” diyor. Şöyle diyor: “Kalplerin şifası Allah Allah Allah Allah” demektir. Ağacın yaralı dalı varsa rabıta kalemi ile sararsın. Gereken dalları budarsın. Ne kadar kötü ahlâkı olsa da kalbinde halis bir teslimiyet taşıyan kişi bu yolda kemâle erer. Cansız dalları budanır, taze filizler vermeye başlar; göverir.

Efendimiz derdi ki: “Bizim huzurumuzda dursun da, o kişinin kalbine manevî tohum düşmesin; bu mümkün olmaz. Tohumun tutacağından kimse şüphe etmesin…”

Ama burada bir incelik var. Eğer tarla temizlenmemişse, ayrık otları toplanmamışsa, manevî tohumla birlikte bu otlar da büyür. Onun için mücahit çapasını eline alacak, o kötü ahlakları bir güzel çapalayacak. Çapalama işini, çabalama işini kişi kendi yapacak. Bizi ileri göndermeyen kötü ahlaklar. Cihat edin kötü ahlâklarınızla. “Siz çapalama işini güzel yaparsanız, füyûzat suyunu da ben koyarım”, derdi Efendimiz.

Hırsını, tamahını, buhlunü, adavâtını, kinini, buğzunu, riyasını, süm’asını, kişi kendi gayretiyle yenmeye çalışacak. Büyüklerimiz, su vermeye hazır bekliyorlar. Amma bakıyorlar, tarla temizlenmemiş. Su verseler ayrık otları da boy atacak. Çapalama kesintisiz olacak, rabıta kalemi de sıkı duracak; o zaman o gönülden kaynak suları fışkırır. Çaputlarımızı atamıyoruz, ahlâkımızı çapalamıyoruz, emeğimizi riya, süm’a, nefis, şeytan rüzgarları alıp götürüyor. Bunun için terakki edemiyoruz. Fidanı sıkı bağlayacağız; sağa sola meyil vermeyecek. Neyle bağlayacağız: Emri bi’l marûf nehyi ani’l-münker ile. Allah’ın emrettiklerini tutup nehy ettiklerinden kaçmak suretiyle iyice bağlayacağız. Rüzgar esse bile üzerinden geçer gider o zaman, bağlı kazığa zarar veremez. O ağaçtan artık zamanla irfan meyvaları toplanmaya başlanır. Rabıtaya sıkı tutunup “Allah Allah Allah” demeye devam edin, bakın nasıl meyva verecek o ağaç.

Es’ad Erbili (k.s.) 69. mektubunda şöyle buyurmuş: “Muhabbet-i masivaya meftun bir kalp ile mahbûb-ı hakikinin huzuruna varılmaz” Üstâd-ı Ekrem Efendimiz (k.s) bunu Yüksek İslâm Enstitüsü’nden bir Hocaefendiye yazmış. Biz, köylümüze konuşuyoruz. Dağda çoban olsa sözümüzden anlaması ve hazzetmesi lâzım. Sözü büyükler sarf etmeli, en küçüklerimiz de anlamalı. Onun için sözü döndürüp konuşuyorum.

Mahbub-û Hakikimiz Allah celle celaluhu. Sevgilimiz, Allâhımız. Bizden razı olduğu gün kurtuluruz. Hiç başka türlü ibadetin faydası olmaz. Baş olayım, ayak olayım. Cennete gireyim. Şunu bulayım. Hiç bunun için ibadet etmeyin. Kalbinizde başka bir şeyin muhabbetiyle Allah’a ibadet etmeyin. Sırf Rıza-yı İlahiyeyi istediğimiz için Allah’a ibadet edelim inşallah.
Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a.

KALEMDAR
 

VUSLAT

Well-known member
Mahbub-û Hakikimiz Allah celle celaluhu. Sevgilimiz, Allâhımız. Bizden razı olduğu gün kurtuluruz. Hiç başka türlü ibadetin faydası olmaz. Baş olayım, ayak olayım. Cennete gireyim. Şunu bulayım. Hiç bunun için ibadet etmeyin. Kalbinizde başka bir şeyin muhabbetiyle Allah’a ibadet etmeyin. Sırf Rıza-yı İlahiyeyi istediğimiz için Allah’a ibadet edelim inşallah.
Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a.


amin...
ne güzel izah edilmiş...
teşekkürler bardak kardeş...
 

GÖNÜLSIZIM

Well-known member
Mahbub-û Hakikimiz Allah celle celaluhu. Sevgilimiz, Allâhımız. Bizden razı olduğu gün kurtuluruz. Hiç başka türlü ibadetin faydası olmaz. Baş olayım, ayak olayım. Cennete gireyim. Şunu bulayım. Hiç bunun için ibadet etmeyin. Kalbinizde başka bir şeyin muhabbetiyle Allah’a ibadet etmeyin. Sırf Rıza-yı İlahiyeyi istediğimiz için Allah’a ibadet edelim inşallah.
Hamd olsun âlemlerin Rabbi olan Allâh’a.

amin...inşallah kardeşim...
allah razı olsun...
 

ilimehli

Well-known member
Eğer tarla temizlenmemişse, ayrık otları toplanmamışsa, manevî tohumla birlikte bu otlar da büyür. Onun için mücahit çapasını eline alacak, o kötü ahlakları bir güzel çapalayacak. Çapalama işini, çabalama işini kişi kendi yapacak. Bizi ileri göndermeyen kötü ahlaklar. Cihat edin kötü ahlâklarınızla. “Siz çapalama işini güzel yaparsanız, füyûzat suyunu da ben koyarım”, derdi Efendimiz.

Asil meselede bu ya zaten!...Biz tarlamizi,gonul tarlamizi masivadan temizlememiz gerek!
Ey Nefsim!...dinle,dinle ve payina duseni al!..al ve ahirette basima bela olma!...

Guzel konu icin tesekkur ederim,bardak kardes.
Hak Teala sizi iki Cihanda kendine dost edinsin...
Sevgi ve Dua ile...
 
Üst