3. cinayet

Huseyni

Müdavim
Yayıncı kuruluşun esere dair yaptığı açıklama şu şekilde:

ve Lem’alar’ın ardından Bediüzzaman’ın diğer bir büyük eseriMektubatda günümüz Türkçesiyle okuyucusuyla buluşuyor. Ufuk Yayınları’nın uzun süren, hassas bir çalışmayla sadeleştirdiği eserler özellikle genç nesiller ve Türkçeye daha az aşina olanlarla Risale-i Nur Külliyatı arasında bir köprü vazifesi görüyor



Allah'ın birliğinden peygamberliğe dek iman hakikatlerini ve Allah'ın Güzel İsimlerinden Peygamber Efendimizin mucizelerine kadar İslam irfanının farklı kaynaklarını taze ve canlı bir şekilde zamanımıza aktaranMektubat, artık kendi geleneğiyle tanışmayı arzulayan günümüz okuyucusu için daha yakın ve daha ulaşılabilir.

Sadece şu sözlere cevap versek bir kitap yazılır lakin, ne anlatırsan anlat, anlatabildiğin karşıdakinin anlayacağı yahut anlamak isteyeceği kadardır. Ortaya koyduğu mazeretlerle çelişkisini bile giderememiş insanlara ne anlatabiliriz ? Onları muhatap alarak değil, belki bu konuda şüpheye düşen yahut körü körüne onlara taraftarlık edenlere kısaca deriz ki;

Bir okyanus bir bardağa sığar mı ?
Şems bir zerreye sığışabilir mi ?

Üç farklı döneme damgasını vurmuş, zamanın seçkin ulemasının tasdikiyle ve ortaya koyduğu mücadele ve eserlerle kendini kabul ettirmiş ve davasını ispat etmiş bir allemenin, müçtehidin okyanus misal eserlerini, bu zamanın bardak misal dar zihinli, kendini âkil zanneden kişilerinin, aynı eser yerinde taklidi bir eseri yazmak haddleri midir ?

Bizim geleneğimiz bize zorla dayatılan kısır bir lisan ile marifet kazanmak mıdır ?

Risale-i Nur günümüzde, eski dilimizle bugünkü dayatma dilimiz arasında, bariz bir şekilde en tesirli bir köprü değil midir ?

Bize bir umman olan, eski dilimizi talim ettiren Risale-i Nur'u tahrif etmek; kalan son köprüyü de yıkmak değil midir ?

Yoksa asıl gaye budur da; iyi niyet süsü altında bu oyun mu yutturulmaya çalışılıyor ?

Uyanalım kardeşler. Bu oyuna gelmeyelim. Son köprümüzü yıkmaya çalışanlara destekçi olmayalım.

Allah bizi tahrif etmekten bozgunculuktan muhafaza eylesin, amin..
 
Son düzenleme:

kenz-i mahfi

Sorumlu
Bize bu zulmü yapanlara Allah (CC) lanet etsin. Sadeleştirmeye bilerek taraftar olanları da perişan etsin inşaallah.... Elleri, ayakları kırılsın, dilleri kurusun....
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Masonların yapmak istediğini yapanlara lanet olsun. Bu işin fikir babası f.hoca'ya lanet olsun. Üstadın varis talebelerini rencide edenlere lanet olsun. Üstada ihanet edenlere lanet olsun.
 

teblið

Vefasýz
Güneş balçıkla sıvanmaz...O zavallılar ancak taklit edip karalarlar..Ve de ilimleri olmadığı için kopye çekerek hırsızlık ederler..Burakalım kendi çamurlarında debelenip dursunlar..Git gide mide bulandırıcı bir hal alıyor malum cemaat..ve muuuuuuuhteşem hocaları..Yazık!!!!!!

Birde şu hususa değinmek isterim ..Neden onlar üstad kadar başarılı olamadılar..Aslında arada kalın bir çizgi var malum cemaatle;,

Risale-i Nur bir derece muvaffak oluyorsa,
bunun sırrı işte budur.
Said yoktur.
Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur.
Konuşan yalnız hakikattir,
hakikat-i imaniyedir
çünkü DAVAM DEVAM iledir
 
Son düzenleme:

Huseyni

Müdavim
Dün akşamki sohbetten ve Risale-i Nur dan bir kısım..

Evet, milyonların, milyarların kalbinde asırlardan beri kanamakta olan o derin yarayı saracak yegâne müşfik el, İslâmdır. Her ne kadar UFUKlarda ZAMAN ZAMAN bazı uydurma ışıklar görülüyorsa da, müstakbel, bütün nur ve feyzini güneşlerden değil, bizzat Rabbü’l-Âlemînden alan ezelî ve ebedî yıldızındır. O yıldız, dünyalar durdukça duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktır.


Yazının tamamı için.. Sorularla Risale | Risale-i Nur Külliyatı | Risale-i Nur nedir ve hakikatler muvacehesinde Risale-i Nur ve tercümanı ne mahiyettedirler ?
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Burakalım kendi çamurlarında debelenip dursunlar..Git gide mide bulandırıcı bir hal alıyor malum cemaat..ve muuuuuuuhteşem hocaları..Yazık!!!!!!

Allah razı olsun değerli kardeşim, çamurda debelenmek deyince aklıma o malum hayvan geldi :)

Hakikaten hiç bir ikazı ve nasihatı dinlemeyen bu zavallılar aynen çamurda debelenen o malum hayvanın huylarını taşımaktadırlar. Bundan sonra onları bulaştıkları çamurlarında baş başa bırakacağız. Bakalım daha ne kadar debelenecekler.

Bizim abiler bu çamur banyosunu yaptıran yayınevini ziyarete gittiklerinde satışların kesat olduğunu görmüşler. Hiç endişelenmeyin kardeşlerim bu zalimler bize her ne kadar bu zulmü yapmışlarsa da yakında bu eserlerin revaç bulmadığını ve bulamayacağını anladıklarında bakalım o zaman ne bahane üretecekler. Şimdiden senaryoyu yazalım, demek ki bu sadeleştirilmiş eserler anlaşılmıyor o zaman sadeleştirilmişin sadeleştirilmişini de çıkaralım gibi zavallıların düştükleri hezeyanlara düşeceklerdir. Artık bu güruha "kardeşim" diye hitap etmiyorum ve onları kardeş olarak da görmediğim gibi bir vakıf ağabeyimin dediği gibi "PKK ile aralarında ne fark var ki" diyorum.
 

kenz-i mahfi

Sorumlu
Hüseyni kardeşim son mesajın çok manidar idi. Gerçekten tam ismiyle bunlara işaret etmektedir. Hele o mesajındaki son cümle var ya "O yıldız, dünyalar durdukça duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktır." İşte bu da nasihati dinlemeyen ve çamurda debelenen malum hayvanın huyunu taşıyanlara inecek Risale-i Nur'un mühim bir tokadı olacaktır.
Selametle kalın...
 

Huseyni

Müdavim
Bu yaptıkları çaresizliklerini gösteriyor zannımca. Kabahatlerini itiraf etmeye yanaşmadıklarından hatayı hata ile bastırma yolunu tercih ediyorlar sanki. Allah ıslah etsin. Elbetteki silik sözleri sandıkları kadar rağbet görmeyecek..
 
Z

Ziyaretçi

Misafir
...Her ne kadar ufuklarda zaman zaman bâzı uydurma ışıklar görülüyorsa da, müstakbel, bütün nur ve feyzini güneşlerden değil, bizzat Rabbü'l- Âlemînden alan ezelî ve ebedî "Yıldız"ındır. O yıldız, dünyalar durdukça duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktır. (sikke-i tasdik-i gaybi)

..UFUKLARDA
...ZAMAN ZAMAN
...UYDURMA IŞIKLAR
..FEyzini GÜneşlerden değil

Bu kelimelerin Sikke-i Tasdik-i Gaybi isimli mecmuada bir cümlenin içinde ard arda sıralanmaları ve manasının da tevafuk etmesi tesadüfi olamaz..gaybi bir hadiseye işaret ettiği anlaşılıyor...Öyle ise, bu güruh, cümlenin sonunda "onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktır" tehdidindeki neticeye hazır olsunlar.
 
Üst